Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/150 E. 2022/338 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/150 Esas
KARAR NO : 2022/338
DAVA : İtrazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/02/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili faktoring şirketi ile asıl borçlu … ….Ltd. Şti arasında 26/09/2017 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı …’ün ise söz konusu sözleşmeyi müşterekborçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlunun imzalanan faktoring sözleşmesini ve taahhütlerine aykırı davranması, borçlarında vadesinde ödememesi üzerine cari hesabın kat edildiğini ve ödemeye dair ihtarat gönderildiğini, ancak alacağı muaccel kılan ihtarnameye rağmen borçlu tarafından bugüne kadar ödeme yapılmadığını, bunun üzerine … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun yetkiye itirazı üzerine icra dosyasının … İcra Müdürlüğünün 2019/… esasına kaydının yapıldığını, çıkartılan ödeme emrine borçlular tarafından itiraz edildiğini, faktoring sözleşmesinin 22. Maddesine göre İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olması nedeniyle yetki itirazının haksız olduğunu, borçlarının olmadığına yönelik itirazın da doğru olmadığını, asıl alacağa ve ferileriyle birlikte takip tarihi itibariyle davalıların 634.477,27 TL borçlarının bulunduğunu belirterek davalıların icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde, davalılardan …’ün tacir olmaması nedeniyle sözleşmedeki yetki hükmünün geçerli olmadığını, bu nedenle Karşıyaka Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin davacı … şirketi ile iki adet temlik sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeler dolayısıyla iş bu davada müvekkillerinin davalı sıfatlarının bulunmadığını, müvekkili şirketin borçlusunun TC Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneler Kurumu … İli … Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği olduğu 26/09/2017 tarihli 2.500.000 TL tutarındaki alacağını temlik sözleşmesi ile davacı şirkete devrettiğini yine müvekkili şirketin borçlusu … Bölge Eğitim Hastanesi olan 26/04/2018 tarihli 949.182,30 TL tutarındaki alacağını yine davacı tarafa temlik ettiğini, temlik edilen alacaklara ait fatura bilgilerinin yer aldığı listenin dilekçe ekinde sunulduğunu, söz konusu temlik sözleşmeleri içeriği incelendiğinde her iki sözleşmelerin de 26/09/2017 tarihli faktoring sözleşmesine istinaden yapıldığı ve her türlü hukuki işlemden dolayı doğmuş ve veya doğacak borçlara karşılık düzenlendiğinin açıkça anlaşıldığını, temlik işlemiyle temlik edenin borç ilişkisinden çıkacağını ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan 3. Kişinin geçeceğini, alacağın tahsili için bütün takip ve dava yolunun temlik alan tarafından kullanılması gerektiğini, ancak temlik alan tüm bu yollara başvurduktan sonra alacağını alamaz ise ancak bu durumda temlik edenin sorumluluğuna gidileceğini, bu nedenle davacının öncelikle muhatap borçlulara başvurması gerektiğini, müvekkilinin husumetinin bulunmadığını, ayrıca temlik sözleşmesindeki muhatap borçluların da temlik sözleşmesindeki meblağı … ne ödediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, faktoring sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
DELİLLER: 26/09/2017 tarihli faktoring ve ekindeki kefalet sözlemesi, … İcra Müdürlüğüne ait 2019/… Esas sayılı dosya, kat ihtarı, temlik sözleşmeleri, ticari defter ve belgeler, temlik sözleşmesinde yer alan borçlularla yapılan yazışmalar, bilirkişi incelemesi.
…. İcra Müdürlüğüne ait 2019/… Esas sayılı dosya alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalı hakkında faktoring sözleşmesi ve kat ihtarına dayalı olarak 616.709,18TL asıl alacak, 15.895,89TL işlemiş faiz, 794,79TL BSMV 347,51TL ihtarname masrafı, 123,90TL ihtiyati haciz masrafı, 606,00TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere, toplam 634.477,27TL alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, davalı tarafından yetkiye, borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu görülmüştür.
Teselsül Karinesi başlıklı TTK 7. Maddesinde ” (1)İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. (2) Ticari borçlara kefalet hâlinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur.” denildiğinden bu madde gereğince kefil olan …’ün borcu da ticari sayıldığından, sözleşmedeki yetki hükmü geçerli olup, sözleşmede İstanbul İcra Daireleri ve İstanbul Mahkemeleri yetkili kılındığından, davalılar tarafından İstanbul İcra Dairesinin yetkisinin ve mahkemenin yetkisine karşı yapmış oldukları itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ile davalı şirket arasında 26/09/2019 tarihli faktoring sözleşmesi imzalandığı, …’ün de 2.500.000 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeye imza attığı görülmüştür.
Davacı tarafından 18/04/2019 tarihinde hesabın kat edildiği ve … Noterliğine ait 18/04/2019 tarih … yevmiye nolu kat ihtarnamesinin çıkartıldığı incelendiğinde, kat ihtarı tarihi itibariyle davacının toplam 616.709,18 TL alacağının bulunduğu, kat ihtarının tebliğ tarihinden itibaren işleyecek faiz ve ferileriyle tahsilinin istenildiği, Faktoring sözleşmesinin VI/13. Maddesinde borçlu ve müteselsil kefillere bildirilen adreslere tebligat çıkartılacak adres değişikliği bildirilmediği takdirde bildirilen adrese çıkartılan tebligatın bila tebliğ dönse bile tebliğ edilmiş sayılacağı yönünde hüküm bulunduğu (İİK 68/b ilk fıkrası mahiyetinde), ilk çıkartılan tebligatın şirket açısından 09/04/2019, kefil açısından 19/04/2019 da iade edildiği, daha sonra tekrar kat ihtarının tebliğe çıkartıldığı , bu defa kat ihtarının asıl borçluya 19/04/2019 tarihinde, Kefile 08/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür .
Davalı tarafından cevap dilekçesinde bahsi geçen temlik sözleşmeleri incelendiğinde, devir eden ……Ltd. Şti tarafından, muhatap TC Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneler Kurumu … İli … Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği’nden olan 2.500.000 TL’lik alacağın, davacı ve davalı şirket arasında imzalanan 26/09/2017 tarihli faktoring sözleşmesine istinaden davacıya temlik edildiği, temlik sözleşmesinin 3. Maddesinde de “devir eden, devir edilen alacağın varlığından ve devir borçlusu muhatabın aczinden sorumlu olduğunu, devir konusu alacak muhatap tarafından temellik edene ödeninceye kadar borçtan sorumlu olmaya devam edeceğini, devre rağmen temellik edenin alacağının tamamı için devir edene karşı yasal yollara müracaat etmeye muhtar olduğunu, kabul, beyan ve taahhüt eder” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür. Cevap dilekçesinde bahsi geçen diğer temlik sözleşmesi incelendiğinde, davalı şirketin … Bölge Eğitim Hastanesi’nden olan 949.182,30 TL alacağının, davacı ve davalı şirket arasında imzalanan 26/09/2017 tarihli faktoring sözleşmesine istinaden davacı şirkete temlik ettiği, bu temlik sözleşmesinin 3. Maddesinde de aynen diğer temlik sözleşmesinde yer alan ve yukarıda yazılı maddenin yazılı olduğu görülmüştür.
Davalılar vekili 31/08/2020 tarihinde sunmuş olduğu dilekçede kefalet sözleşmesinin TBK 583’de yer alan şekil şartlarına uygun olmadığını iddia etmiş ise de incelendiğinde, kefalet sözleşmesinin şekil şartlarına uygun olduğu tespite edilmiştir.
Temlik sözleşmesinde yer alan muhatap borçlulara temlik sözleşmeleri ekinde yazı gönderilerek, bu sözleşmeler kapsamında davacı tarafa ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, TC Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneler Kurumu … İli … Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği adına … Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü 13/01/2021 tarihli dilekçesinde 2.513.883,57 TL’lik davacı tarafa ödeme yapıldığını bildirmiştir. … Hastanesi ise 19/03/2021 tarihli dilekçesinde temlik sözleşmesi kapsamında ödeme aşamasında, davalı …….Ltd. ŞTi’nin 521.288,25 TL vergi borcu çıkması nedeniyle öncelikle bu vergi borcunun ödenmek zorunda kaldığını akabinde kalan tutar olan 419.562,27 TL’nin temlik sözleşmesi kapsamında davacı şirkete ödendiğini bildirmiştir.
17/12/2020 tarihli duruşmada alınan 4 nolu ara kararı uyarınca davacı vekiline, alacağın neye ilişkin olduğu, dayanağı , dayandığı belgeler, nasıl hesaplandığını açıklayarak, faktoring kanuna göre dayanak faturalar ve kambiyo evraklarını sunması için süre verilmiş, davacı vekili 30/12/2020 tarihli dilekçesinde açıklama yaparak istenilen belgeleri dilekçesi ekine eklediği görülmüştür.
01/04/2021 tarihli duruşmada alınan 1 nolu ara kararı gereğince davacı vekiline süre verilerek, dava edilen miktarın 634.477,27 TL olduğu, temlik sözleşmesi gereğince … Hastanesi tarafından 419.526,27 TL diğer hastane tarafından da 2.524.298,03 TL davacıya ödeme yapıldığı bildirildiğinden, davacının alacağının kalıp kalmadığı varsa neye ilişkin olduğu hususunda açıklama yapması için süre verilmiş, davacı vekili 21/04/2021 tarihli dilekçesinde, 2.500.000 TL’lik temlik sözleşmesine istinaden fazla ödenen 24.298,03 TL’nin iade edildiğini, diğer temlik sözleşmesi kapsamında temlik edenin vergi borcundan dolayı müvekkili şirketin 419.562,27 TL’lik ödeme yapılabildiğini, dolayısıyla kesintiye uğrayan tutar kadar alacaklarının davalı şirket için borç bakiyesi oluşturduğunu, faktoring şirketlerinin gelirlerinin faiz ve komisyon gelirlerinden oluştuğunu, faktoring sözleşmesinin 6. Maddesine göre “……devir alınan alacak vadesinde ödenmemesi halinde aldığı finansmanı ferileriyle birlikte ayrıca faktör bu nedenle uğrayacağı zararları ve masrafları temerrüt faizi ile birlikte nakden ve defaeten ödemeyi taahhüt etmektedir” hükmü ile sözleşmenin Sözleşmenin 24. Maddesi; “…Ayrıca taraflar hesaba, finansman, masraf, banka masrafı, faiz, komisyon gibi faktoring sözleşmesi nedeniyle kaydolunacak kalemlere, bu kalemlerin doğduğu tarihlerden itibaren kararlaştırılan, bu sözleşme hükümlerine göre belirlenen oranlarda faiz, ücret, komisyon tahakkuk ettirileceği, alacakların vadesinde ödenmemesi halinde FAKTORun her zaman belli devrelere bağlı olmaksızın alacaklarını bu sözleşme hükümleri uyarınca ferileriyle birlikte talebe hakkı olduğu…” hükmünü, sözleşmenin 25. Maddesinde “…Vadesinde ödenmeyen alacaklar için, alacak tamamen ödeninceye kadar … Bankasının tespit ettiği yıllık en yüksek ticari kredi faiz oranının iki katına tekabül eden oranda temerrüt faizi tahakkuk ettirilir.” hükmünü, Sözleşmenin VI- Bölümünün 6. Maddesinde ” FAKTOR un MÜŞTERİ ye ödeme yaptığı tarihten itibaren, devredilen alacaklar tahsil edilinceye kadar FAKTOR un tespit ettiği faiz oranı üzerinden tahakkuk ettirilecek faktoring faizini, KKDF, BSMV. vb. ferileri ile birlikte ödemeyi MÜŞTERİ kabul ve taahhüt eder. Müşteri, bu sözleşmeden doğan anapara, faiz, masraf, vergi, ve benzeri borcunu veya herhangi bir borçlunun, faktor a vadelerinde ödeme yapmadığını veya borç muaccel olduğu takdirde müşteri, ayrıca bir ihtara, ihbara, mehil tayinine ihtiyaç olmaksızın kendiliğinden temerrüde düşeceğini kabul ile bu alacaklar için vade gününden veya muacceliyet tarihinden itibaren bunları faktor a bu sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için, … Bankasının mevzuat gereğince tespit ettiği ticari kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranının iki katına tekabül eden oran üzerinden temerrüt faizi ve sair ferilerini ödemeyi tacir sıfatıyla beyan, kabul ve taahhüt eder.” ve aynı bölümün 19. Maddesinde ise, ” Taraflar arasında imzalanan faktoring sözleşmesinde yer alan Müşteri ibaresi yukarıda birinci sayfada Müşteri/Müşteriler bölümünde yer alan aşağıda imzaları bulunan kişileri birlikte ifade etmektedir. Müşterilerden her biri, anılan sözleşme hükümleri nedeniyle Müşterilerden biri nezdinde Faktor lehine doğmuş/doğacak bilcümle alacaklardan müteselsil borçlu sıfatıyla sorumludur.” şeklinde hükümler bulunduğunu, bu hükümler uyarınca devir alınan alacağa vadesinde tahsil edilememesi halinde alınan finansmanın faiz ve tüm ferileriyle birlikte ve bu nedenle müvekkili şirketin uğrayacağı zararların ve masrafların temerrüt faiziyle birlikte ödemekle hükümlü olduğunu, yine temlik sözleşmesinin 3. Maddesi gereğince de müvekkilinin asıl borçluya müracaat hakkının bulunduğunu bu nedenle takip tarihi itibariyle belirtilen miktarda müvekkilinin alacaklı olduğunu, davalının husumet iddiasının doğru olmadığını belirttiği görülmüştür.
03/06/2021 tarihli duruşmada alınan ara karar uyarınca “A -26/09/2017 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye ait kefalet limitinin 2.500.000,00TL olduğu, ancak temlik edilen iki ayrı sözleşmedeki alacak miktarlarının farklı olup, iki temlik sözleşmesinde de 26/09/2017 tarihli sözleşmeye atıf yapıldığı görülmekle, limit artırımı olup olmadığı yada aynı tarihli başka bir sözleşme olup olmadığı, B-Davacı vekilinin iddiasına göre 2.500.000,00TL + 949.182,30TL alacak olduğu, bu alacaklar kapsamında 2.500.000,00TL + 419.562,27TL’nin ödendiği, bu hesaplamaya göre geriye kalan miktarın 529.620,03TL kalması gerekmesine rağmen icra takip dosyasında asıl alacak olarak niçin 616.709,18TL istenildiğini bu alacağın nasıl hesaplandığını, yine takip talebindeki işlemiş faizin (hangi tarihler arası ve faiz oranı belirtilerek) nasıl hesaplandığını, hesap tarzını gösterir şekilde açıklaması için davacı vekiline süre verilmiş, davacı vekili 09/06/2021 tarihli dilekçesinde, davalı şirket ile yapılan 16 adet işlemin tüm ekstrelerinin dilekçe ekinde sunulduğunu, son işlem olan ve takip işlemlerini yürüttükleri 316 ek nonun detaylarında olduğu gibi, davalı firmaya ödenen 711.886,73 TL’den firmaya yapılan ek ödemelerin eklenmesi ve yapılan tahsilatların mahsubu sonucu kalan ana para bakiyesinin 410.460,70 TL olduğunu, faiz iskonto detay excel’inde ilgili 316 ek no için değişen faiz oranları ve işleyen faizin BSMV dahil 206.248,48 TL olduğunu, bu sebeple davalı firmadaki alacak tutarlarının 616.709,18 TL olduğunu, davalının … Hastanesinden doğmuş veya doğacak ve ayıntılı dökümü yapılmış olan fatura vb belgelere dayalı 949.182,30 TL tutarındaki alacağın tamamının müvekkiline devredilmesi karşılığında temlik alınan 949.182,30 TL’nin %75’ine tekabül eden 711.886,73 TL tutarında davalıya ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin mahsubu ile 410.460,70 TL kaldığını, bir örneği ekte sunulan faiz detayı tablosunda da görüleceği üzere davalıya ödenen ana paraya faiz işletildiğini, faiz toplamının 196.427,11 TL olduğunu, BSMV miktarının 9.821,35 TL olduğunu, bunların ana paraya eklenmesi ile asıl alacağın 616.709,18 TL’ye ulaştığını, asıl alacağa da kat tarihinden takip tarihine kadar ki süre içinde temerrüt faizi uygulandığını, bu miktarın da 15.895,89 TL olduğunu bunun BSMV’sinin ise 794,79 TL olduğunu açıklayarak buna ilişkin tabloları ve hesap ekstrelerini dilekçe ekine eklediği görülmüştür.
Dosya mahkememizce resen seçilen bir faktoring uzmanı, bir finans uzmanı bir de borçlar hukuku nitelikli hesaplama uzmanına tevdi edilerek davacı şirketin ticari defter ve belgeleri de incelenerek rapor tanzim edilmesi istenilmiş söz konusu rapor incelendiğinde, raporda, faktoring sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, temlik sözleşmeleri, icra dosyası incelenerek 6361 Sayılı Finansal Kiralama, faktoring ve finansman şirketleri kanunu irdelenerek, faktoring çeşitleri finansman modelleri, tahsilat ve yönetim modeli konusunda bilirkişilerce açıklama yapılarak davalı ile davacı arasında 26/09/2017 tarihli 2.500.000 TL bedelli faktoring sözleşmesi imzalandığı, her iki temlik sözleşmesinin de bu sözleşme kapsamında işleme girdiğini, davacı ve davalı şirket arasında münakit ek bir faktoring sözleşmesi imzalandığını, davacı … şirketi tarafından davalı şirketten 03/04/2018 tarihinde yapılan tahsilat sonrasında, birinci temlik işlemlerinden kalan bakiye dolayısıyla davalı şirketin limitinde oluşan boşluk nedeniyle 26/04/2018 tarihinde ikinci temlik işlemenin gerçekleştirildiğini, ikinci temlik sözleşmesindeki temlik miktarının %75’i kolan 711.886,75 TL davalıya ödeme yapıldığını, davacı ile davalı şirket arasında gerçekleştirilen 16 adet işlemin tüm ekstrelerinin rapor ekinde dosyaya sunulduğunu, son işlemde davalı şirkete ödenen 711.886,73 TL’den firmaya yapılan ek ödemelerin eklenmesi ve yapılan tahsilatların mahsubu sonucunda kalan ana para bakiyesinin 410.460,70 TL olduğunu, faiz , iskonton , detay excel’inde son işlemle ilgili değişen faiz oranları üzerinden işleyen faizin BSMV dahil 206.248,48 TL olduğunu, raporda işlemiş faizin nasıl hesaplandığının (raporun 13. Sayfasında) açıklandığını, iki miktarın toplanması neticesinde asıl alacağın 616.709,18 TL olarak hesaplandığını, 26/09/2017 tarihli faktoring sözleşmesi hükümlerine istinaden tarafların üzerinde anlaşmış oldukları temerrüt faizi oranına göre kat ihtarının tebliğinden sonra temerrüdün gerçekleştiği tarih ile takip tarihi arasındaki 16 gün için %58,80 oranındaki faize göre temerrüt faizi hesaplandığından 15.895,89 TL temerrüt faizi hesaplandığını, bunun BSMV’sinin 794,79 TL olduğunu, ihtar masraf, ihtiyati haciz masrafı ve ihtiyati haciz vekalet ücreti ilave edildiğinde toplam miktarın 634.477,27 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Toplanan tüm deliller, faktoring sözleşmesi, temlik sözleşmeleri, davacı tarafın ticari defter ve belgeler, alınan bilirkişi raporu kapsamında davacının davalıdan 616.709,18TL asıl alacak, 15.895,89TL işlemiş faiz, 794,79TL BSMV 347,51TL ihtarname masrafı, 123,90TL ihtiyati haciz masrafı, 606,00TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere, toplam 634.477,27TL alacağı olduğu, alacağın likit, itirazın da haksız olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinde haklı olduğu sonucunda varılarak davacının davasının kabulüne aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile, davalının … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyaya yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin ;
616.709,18TL asıl alacak,
15.895,89TL işlemiş faiz,
794,79TL BSMV
347,51TL ihtarname masrafı,
123,90TL ihtiyati haciz masrafı,
606,00TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere, toplam 634.477,27TL alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %58,80 oranında temerrüd faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
126.895,45TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 48.773,86 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 7.662,90 TL nispi peşin karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk masraf, 4.200,00 TL bilirkişi ücreti, 319,50 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 4.581,70 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
7-Bu dava sebebiyle 43.341,14 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (davada 7.662,90 TL + icrada 3.172,39 TL olmak üzere toplam=) 10.835,29 TL’nin mahsubu ile kalan 32.505,85 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır