Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/713 E. 2019/1143 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/713 Esas
KARAR NO : 2019/1143

DAVA : Tazminat
(Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 31/12/2019
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin miras bırakanı …’e, T…. A.Ş. -…(İstanbul) Şubesi’nden kullandığı 11.000,00-TL anapara (faizli toplam 12.331,44) kredi nedeniyle davalı tarafından 15.11.2018 tarih ve …poliçe numarası , “Sabit Teminatlı Kredi Hayat sigortası” yapıldığını, Hayat sigortası formunda / sertifikasında lehdar olarak ilgili banka şubesinin gösterildiğini, Sigortaya dair 866,83- TL prim nakit ve peşin olarak aynı tarihte …/İstanbul şubesi’nden kullandığı 15.000,00- TL anapara (faizli toplam 20.567,70 TL) kredi nedeniyle davalı tarafından 24.03.2019 tarih ve … poliçe numarası “Sabit Teminatlı Kredi Hayat sigortası” yapıldığını, hayat sigortası formunda / sertifikasında lehdar olarak ilgili banka şubesinin gösterildiğini, sigortaya dair 1187,03 –TL primin nakit ve peşin olarak aynı tarihte muristen tahsil edildiğini, kredilerle ilgili sigorta poliçesi tanzimi esnasında matbu formların kullanıldığını, karşılıklı müzakere imkanının bulunmadığını, yeterli bilgi verilmediğini, kredi sözleşmesinde ve banka imzalarında eksiklerin olduğunun görüldüğünü, genellikle banka ve sigorta kuruluşlarının zayıf olan tüketici karşısında sözleşme (poliçe) hükümlerini lehine çevirdiklerini, davalı şirketin aynı zamanda ilgili bankanın iştiraki olduğunu, bankanın, muristen kredi çekerken sağlık durumu veya taramasının istemediğini, yine başvuru esnasında sağlık beyanı ile ilgili kısım murise hiç sorulmadığını, hatta murisin iş bu kredi ilişkisi kurulduğu sırada ağzı ve burnu beyaz maske ile kapalı ve hastalığı sebebiyle boğazından açılan delik dışarıdan çok rahat görülecek bir şekilde maske ile kapalı olduğu halde yetkilerce ilgili yerler “hayır” olarak işaretlendiğini ve murise sorulmadan imzalatıldığını, yaşlı ve hasta olmasına ragmen murise sigortanın zorunlu olduğunun bildirildiğini, yanlış ve eksiklik halinde neler olabileceği konusunda bilgi verilmediğini, müvekkilinin murisi …in 24.06.2019 günü mevcut hastalıktan değil ani gelişen solunum yetmezliğine bağlı kalp krizinden vefat ettiğini, mevcut durumu ve kredi borcunun ödenmesi için davalıya hayat sigortası poliçeleri kapsamında başvuru yapıldığını, davalı tarafından verilen ve taraflarına tebliğ edilen …ve …nolu 23.08.2019 tarihli yazılara göre; police öncesi kanser hastalığı bulunduğu, …’ın beyan yükümlülüğüne uymadığı, hayat sigortası genel şartları ve Türk Ticaret Kanunu uyarınca sigorta tazminatının ödenmesinin ve herhangi bir prim iadesi yapılmasının hukuken mümkün olmadığının belirtildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Noterlik vasıtası ile ihtarname keşide edildiğini ve bu karara itiraz edildiğini, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğunu, davalı bankanın , sözleşme akdedilirken murisin hastalığını bilmediğini ve bilebilecek durumda olmadığını iddia edemeyeceği gibi, bizzat kendisi tarafından müvekkili adına yapmış olduğu işlemden dolayı müvekkilini mağdur edemeyeceğini, yapılan bu işlemin, şube kamera kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, kredi borcunu ilgili bankaya ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin yaşlı bir kadın olduğunu ve bankadan icraya verilirsiniz denmesi nedeniyle yakınlarından döviz borcu alıp düşük kurdan davalı bankada döviz bozdurduğunu, müvekkilinin maddi zorluklar içerisinde taksitleri öderken, davalının tazminatı karşılamamak için ileri sürdüğü gerekçelerin yerinde olmadığını, kanser hastalığı ile ölüm olayı arasında illiyet bağının olmadığını, ölüm olayını tıp otoritelerinin değerlendirebildiğini, davalının poliçedeki tazminatı ödememesinin haksız ve hukuksuz olduğunu, sonuç olarak; davanın kabulü ile maddi zarar bakımından müvekkilleri lehine toplam 26.333,03-TL tazminata hükmedilmesini, hükmedilecek tazminata ihtarname tebliğ gününden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair hakların saklı tutulması ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya henüz dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmediğinden, davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER :
Hayat sigortası katılım sertifikası (poliçe), kredi ödeme planı ve ödeme makbuzları, banka ve sigorta şirketi kayıtları, başvuru dilekçesi ve davalının 23.08.2019 tarihli cevabı, SGK kayıtları, … kayıtları,
Dava, sabit teminatlı kredi hayat sigortası poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK nun 4/1-a maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesinde, kanunun kapsamı, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar olarak belirtilmiştir. 73. maddede, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik ¸
uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna yer verilmiştir. Davacı ile sigorta şirketi arasındaki hayat sigortasından doğan uyuşmazlıkta görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan, mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-İstanbul Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 31/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır