Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/71 E. 2020/34 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/71 Esas
KARAR NO : 2020/34

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı tarafa muhtelif tarihlerde mal sattığını ve satılan bu mallara ilişkin olarak üzerinde son ödeme tarihleri açıkça yazılı olan faturaları davalı tarafa gönderdiğini, davalı tarafın aradan geçen zamana rağmen bir kısım fatura bedellerini ödememesi nedeniyle, 10.796,83 Euro asıl alacak ve 390,43 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.187,26 Euro alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …-E sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip yapıldığını ve davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine söz konusu takibin durduğunu beyan ederek; davalının istanbul … icra müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının iptali ile icra takibin devamına ve likit alacağa karşı yapılan itiraz kötü niyetli olduğundan davalı aleyhine %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ve davacı arasında tesis edilen ticari ilişki doğrultusunda doğan tüm alacak ve borçlar, davacı tarafından düzenlenen faturalar kapsamında, tarafların düzenledikleri cari hareket dökümü ile birlikte kayıt altına alındığını, müvekkili şirketin ise davacının düzenlemiş olduğu faturaların carisine girmek sureti ile davacı hesabına ara ödemeler gerçekleştirtiğini, davacının taraflar arasında tesis edilen işbu örtülü ödeme ilişkisini kabul ettiğini, davacının vermiş olduğu hizmetler kapsamında düzenlemiş olduğu faturaların tamamında cari hesap bakiyesini Türk Lirası olarak açıkça yazdığını, davacının kendi düzenlemiş olduğu faturada müvekkili şirketin cari hesabını Türk Lirası olarak beyan etmesine rağmen, 11.187,26-euro üzerinden icra takibi başlatmasının kötüniyet olduğunu ve anlaşılamadığı, icra takibine konu tüm faturaların, davacı tarafından “Euro” cinsinden düzenlendiğini, ancak yine tüm faturaların alt kısmında, müvekkili şirketin bakiye borcu “…” kısaltması ile “Türk Lirası” üzerinden belirtildiğini, müvekkil şirketin ise bu manada cari hareket dökümünü, davacının işbu bildirimleri kapsamında Türk Lirası üzerinden tuttuğunu ve ödemelerini Türk Lirası üzerinden gerçekleştirdiğini, davacının muaccel hale gelmeyen bir alacağı için kötü niyetli bir şekilde icra takibine giriştiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Mahkememizce İstanbul… İcra Dairesine müzekkere yazılarak …Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesi sonucunda, davacının davalı aleyhine takip başlattığı, davalının yasal süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederek takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, fatura bedellerinin davalı tarafça ödenip ödenmediği, davacının takip tarihi itibari ile davalıdan alacaklı olup olmadığı davalıca yapılan ara ödemelerinin teamül oluşturup oluşturmadığının, davacının varsa davalıdan olan alacağının EURO cinsinden olup olmadığı hususunda mali müşavir bilirkişiden rapor ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi hükmü doğrultusunda davacının davalıdan varsa faiz alacağının hesaplanması için ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi ve bilirkişi ek raporunda özetle; davacının 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafın kayıtlarında takip tarihi itibari ile davalıdan 42.846,05-TL alacaklı olduğu, davacının defterlerinde davaya konu faturaların kayıtlı olduğu, yabancı para cinsinden ise takibe konu faturalardan dolayı 10.796,83 EURO alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinin süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, kayıtların düzenli olduğu, davalının davaya konu faturaları kayıtlarına aldığı, davalının takip tarihi itibari ile davacıya 42.846,05 -TL borçlu olduğu, davacının yabancı para cinsinden kesilen faturalarda, faturanın döviz olarak tahsil edileceğinin yazıldığı, faturaların açık fatura olması nedeni ile yabancı para cinsinden takip başlatılabileceği, davalının takipten önce temerrüte düşürülmediği, ek raporda ise; davacı tarafın takibe konu faturalardaki son ödeme tarihinden icra takip tarihine kadar 230,94 euro işlemiş faiz alacağının hesaplandığı ifade edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/2 maddesi gereğince ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ile aynı maddenin 3. fıkrası gereğince ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği belirtilmektedir.
İtirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlı olup, dava konusu icra takibine konu edilen faturalara konu malın teslimi olgusunu satıcının tek taraflı düzenlediği faturalar ile ispatı mümkün olmayıp, teslime dair alıcı tarafça imzalı irsaliyeleri de sunması gerekmektedir. Bununla birlikte, mal tesliminin ispatının tek yöntemi bu olmayıp, imzalı irsaliye sunulmamakla birlikte eğer bahse konu faturalar benimsenerek bizzat alıcının ticari defterlerine kayıt edilmiş ise bu durumda artık satım sözleşmesinin yapıldığının, satıma konu fatura içeriklerinin ve malların teslim edildiğinin kabulü zorunlu olup, bu husus Yargıtay’ ın yerleşmiş içtihatları ile de istikrarlı bir şekilde vurgulanmaktadır. (Bu yönde bknz…Yargıtay 19.HD. 2016/5355 E.-2017/2575 K., 2016/3391 E.- 2016/14472 K., 2016/4293 E.-2016/15075 K…)
Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesinde; “Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacının dayandığı faturaların EURO cinsinden olduğu ve davacının TBK 99 madde hükmü gereğince seçimlik hakkını kullandığı, 10.796,83 EURO toplam bedelli kısmının davalının ticari defter ve kayıklarında kayıtlı olduğu görülerek davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 10.796,83 EURO alacaklı olduğuna karar verilmiş, davalının takip öncesi temerrüte düşürüldüğüne dair bir delil dosyaya sunulmadığından, davalının takip tarihi itibari ile temerrüte düştüğüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Dava yabancı para cinsinden olan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İİK. 67/2 maddesi uyarınca hükmedilecek icra inkar tazminatının, takip konusu yabancı paranın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının takip tarihindeki döviz kurlarına göre belirlenecek Türk Lirası karşılığı olup, davacının belirlediği kur miktarının daha düşük olduğu görülerek; taleple bağlılık ilkesi gereğince bu miktar üzerinden tazminata hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının KISMEN KABULÜ İLE
Davalının İstanbul … İcra dairesinin… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibi 10.796,84-EURO üzerinden devamına,
10.796,84-EURO tamamen ödeninceye kadar bu miktara takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi gereğince Devlet bankalarınca EURO cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
Alacağın % 20 si olan 13.128,95-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli olan 737,53-TL karar ilam harcından, peşin alınan 975,77-TL nin düşümü ile arta kalan 238,24-TL bakiye ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 975,77-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 1.026,57-TL, davetiye gideri: 135,90-TL, bilirkişi ücreti: 750,00-TL olmak üzere toplam: 1.912,47-TL yargılama giderinin kabul/red oranı (%84) üzerinden hesaplanan 1.606,47-TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.173,39-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır