Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/693 E. 2020/153 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/693 Esas
KARAR NO : 2020/153
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili aracı kurum arasında Sermaye Piyasası Araçları Alım Satıma Aracılık Çerçeve Sözleşmesi (Alım Satıma Aracılık Sözleşmesi) ve Türev Araç Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi (Türev Sözleşme) akdolunduğunu, davalının gerçekleştirebileceği işlemlere dair riskler davalıya bildirildiğini ve Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri Genel Risk Bildirim Formu ve Türev Araçlar Risk Bildirim Formları ve diğer risk bildirim formları davalı tarafından okunup el yazısı ile imzalandığını, risk formlarının müvekkilinin internet sitesinde de sürekli olarak yayımlandığını, davalının risk getiri ve yatırım tercihleri konusunda bilgi edinmek amacıyla Tanıma Formu Davalıya sunulduğunu; ancak, davalının mali durumu hakkında tüm sorumluluğu üzerine aldığına dair beyanda bulunduğunu, müvekkili aracı kurum ile davalı arasında akdedilen sözleşmeler çerçevesinde davalının, …A.Ş. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VİOP) nezdinde alım satım faaliyetlerinde bulunmak üzere faydalandığını, VİOP’ ta işlem gören vadeli işlem sözleşmelerinde işlem gerçekleştirdiğini, davalının USDTRY kodu ile alım işlemi gerçekleştirmesi, davalının söz konusu kontrat kapsamında “alıcı” olarak Amerikan Doları alma yükümlülüğü altına girmesini ifade ettiğini, VİOP ta işlemler işlemin iki tarafında bulunan “alıcı” ve “satıcı” konumundaki yatırımcılar arasında gerçekleştiğini, davalının alıcı olarak taraf olduğu USDTRY kontratının “satıcı” tarafı aynı kontratta kısa pozisyon sahibi diğer yatırımcı veya yatırımcılar olduğunu, müvekkili aracı kurumun bahse konu işlemlerin tarafı olmadığını, tüm vadeli işlem sözleşmeleri gibi USD-TRY kontrantında da, kontratın vadeli niteliği gereği, davalının pozisyon açarken pozisyonlarının büyüklüğü üzerinden hesaplanan başlangıç teminatını ödemesi gerektiğini, teminatların VİOP’ a iletimi de müvekkili aracı kurumun aracılığıyla gerçekleştiğini, VİOP ta gerçekleştirilen vadeli işlem sözleşmesi işlemlerinde, davalının pozisyonlarının açık kaldığı sürece teminatını yeterli seviyede tutmak ve pozisyon zararına bağlı teminat kaybı nedeniyle teminatının yetersiz hale gelmesi halinde teminat tamamlamak veya pozisyon kapamak ile yükümlü olduğunu, davalının USDTRY kontratındaki pozisyonu açık kaldığı sürece, davalının söz konusu pozisyon nedeniyle kar/ zarar etmeye devam etmekte olup, davalının kar veya zarar etmesi, spot piyasada Amerikan Doları’ nın Türk Lirası karşısındaki değerinin artması veya azalmasına göre belirlendiğini, 14 Ağustos 2018 ve 15 Ağustos 2018 tarihlerinde piyasada meydana gelen fiyat hareketlerine bağlı olarak, davalının USDTRY kontratındaki pozisyonlarında zarara uğradığını ve teminatını kaybettiğini, teminat kaybı üzerine, davalının pozisyonları 15 Ağustos 2018 tarihinde sona ermiş olup, pozisyon kapama sonrasında davalının hesabında kalan borç miktarının 103.175,68-TL olduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine davalının VİOP ta işlemin karşı tarafına olan borcunu, 16 Ağustos 2018 tarihinde müvekkilinin Takasbank’ a ödediğini ve ödenen tutarının davalının hesabına borç olarak kaydedildiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine davalıya … Noterliği’ nden 28 Ağustos 2018 tarihli ve … sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalının borcunu ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine 17 ila 23 Ekim 2018 tarihlerinde (valör tarihleri 19 ila 25 Ekim 2018 tarihleri olmak üzere) borsada 47.712 adet … kodlu payın satışının gerçekleştirildiğini ve davalının eksi bakiye borcundan düşüldüğünü, bunun üzerine davalının 64.122,22-TL bakiye borcu kaldığını, davalının bakiye borcunu ödememesi üzerine 16 Kasım 2018 tarihinde müvekkili tarafından …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı ilamsız icra takibi dosyası ile davalıya karşı 65.630,32-TL tutarında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin takip konusu alacağının likit nitelikte olduğunu, davalının takibe itirazının haksız olduğunu beyan ederek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davaya konu meblağın asgari % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davanın sözleşme hükümlerine, Yasalara ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı ile Sermaye Piyasası Araçları Alım Satıma Aracılık sözleşmesi imzaladığını ve davacının müşterisi olduğunu, davacı aracılığı ile … A.Ş.’de Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VİOP) nezdinde alım satım faaliyetleri gerçekleştirdiklerini, müvekkilinin 14 – 15 Ağustos 2018 tarihinde Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasında dolar alımı yönünde işlem yaptığını, Piyasada meydana gelen fiyat hareketlerine bağlı olarak müvekkilinin pozisyonu zarar durumuna geçtiğini, zarar durumunda olan müvekkilinin, gün içerisinde daha piyasa hareketleri devam ederken, aracı kurumun çalışanları tarafından aranmaya başlandığı ve bir an önce pozisyonunu kapatması söylendiğini, müvekkilinin daha önce yapmış olduğu alım satım işlemlerinde zarara uğrayıp aracı kurum nezdinde bulunan teminatlarının eksiye düşmesi neticesinde aracı kuruma hemen ödemede bulunduğunu, 14 – 15 Ağustos 2018 tarihli Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasında işlem yapan müvekkilinin, aracı kurumun gün içerisinde tacizleri sonucunda pozisyonunu erken kapatmaya zorlandığını ve müvekkilinin zarar ettiğini, aracı kurumun baskıları olmasa idi, müvekkilinin pozisyonunu erken kapatmak zorunda kalmayacağını ve zararı olmayacağını veya bu kadar zararı oluşmayacağını, müvekkilinin zararının oluşmasında veya zararının büyümesinde davacı aracı kurumunun sözleşmelere aykırı olarak devamlı müvekkilini arayıp taciz etmesi ve yanlış yönlendirmesi sebep olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava, Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmeleri ile Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Aracılık Çerçeve Sözleşmelerinden kaynaklanan bakiye alacağın tazmini için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde, kapsamının tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar olduğu açıklanmış, 3/k maddesinde tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” şeklinde, 3/1. maddesinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Yasa koyucu, bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir. Aynı Yasa’nın 73. maddesinde, bu kanundan kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinin görevine girdiği düzenlenmiş, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Foreks (kaldıraçlı alım satım işlemi) kanunda açıkça yazılmasa da bankacılık sözleşmesi benzeri bir sözleşme niteliğinde olup Yargıtay uygulamasında da bankacılık sözleşmesi kapsamında değerlendirilmektedir.(Yargıtay 11 HD nin 2017/692 E.-1393 K. ,2017/6 E.-4020 K. sayılı emsal kararları da bu yoldadır.) Davalı devlet memuru olup şahsi birikimlerini değerlendirmek üzere hareket ettiğinden ve işlemin boyutu dikkate alındığında davalının hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olması nedeniyle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun ve bu davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunun kabulü gerekmiş ve davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-İstanbul Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır