Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/68 E. 2019/1081 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/68 Esas
KARAR NO : 2019/1081

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/03/2013
KARAR TARİHİ : 17/12/2019
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı … tarafından İstanbul…İş Mahkemesinde açılan kıdem-ihbar-fazla çalışma ücreti- iki maaş ücret-izin ücreti-son aya ait ücret davası … Esas- … Karar 12/06/2012 tarihinde karara çıkmış davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına karar verildiğini,Yerel mahkeme ilamı Yargıtay 9.Hukuk Dairesi Kararı ile onandığını, Davacı… vekili aracılığı ile Mahkeme ilamı hakkında icra takibi yaparak diğer davalı ile birlikte kendilerine Kadıköy …İcra M … Esas ile icra emri gönderdiğini, Mahkeme ilamına karşılık icra dosyasına ödemenin tamamı 9.313,81 TL olarak müvekkili kurum tarafından yapıldığını, … Müvekkilinin çalışanı olmadığı davalının çalışanı olduğu, icra dosyasına ödemenin tamamı müvekkili tarafından yapıldığı için yapılan ödemeye ilişkin alacağın tahsil içirt iş bu Rücu Davasını açmak zorunda kalındığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.313,81 TL alacağının ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek değişken oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasındaki işinde ticari bir iş olduğu dikkate alındığında sayın Mahkemenin görevli, ve yetkili olmadığını bu nedenle davada iş bölümü itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, Davacının basiretli, bir tacir gibi davranmadığını hiçbir şekilde savunma yapmadığını, Davacıda bulunan delilleri müvekkilinin talep etmesine karşın davacı dosya ya sunmadığını, davacı ile müvekkili arasında yapılan sözleşmeye göre 2007-2008 arasında bir yıllık sözleşeme imzalanmış ve müvekkili bir yıllığına davacının sözleşmeye konu işlerini üstlendiğini, 18.11.2008 yılında ise dava dışı olan … kendisi müvekkili şirkketten ayrılarak davacının yeni sözleşme yapmış olduğu…A.Ş. de çalışmaya başladığını, dava dışı davacının haklı olduğu düşünülse bile dava dışı …’ın müvekkili şirkette bir yıl bile çalışmamış olduğu ve bunun dışında kalan sürede ise her ne kadar davacının işini yapmış ise de davacının başka taşeronlarla yapmış olduğu sözleşme çerçevesinde çalışmış olup, bu sürelerden müvekkilinin sorumlu tutulması mümkün olmadığını, Bu nedenle haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış olan davanın reddinin gerektiğini, Mahkemenin yetkisiz ve görevli olmaması nedeniyle dosyanın iş bölümü itirazları doğrultusunda reddi ile görevli olan Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini aksi taktirde haksız ve hukuka aykırı açılmış olan davanın reddi ile yargılama harç ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu karar Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015-10087 Esas ve 2018-3288 Karar sayılı ilamınca bozulmuş olup, İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyulmuş ve akabinde asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
Mahkememizce ek karar ile dosyanın Yargıtay bozma ilamı kapsamında işçinin davalı yanında çalıştığı döneme ait rücuya tabi alacakların tespiti için bilirkişi … ‘ya tevdii ile dava tarafların beyan ve itirazları ve dosyaya sunulan deliller çerçevesinde rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; … adlı işçinin davacının taşeronu olarak son çalışma yeri olan davalı yanında 1 yıl 3 ay 8 gün çalışma süresi olarak çalıştığı, hesaplanan kıdem tazminatı tutarının net 1.191,06-TL olacağı ve bu nedenle davacının davalıdan ödemiş olduğu 1.191,06-TL yi rücuen talep edebileceği ifade edilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna karşı davacı vekilince yapılan itirazlarda gözönünde bulundurularak daha öcne rapor alınan bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Alınan bilirkişi ek raporunda özetle dava dışı işçinin davalı yanın da çalıştığı döneme isabet eden kıdem tazminatı hesabının 1.191,06-TL olduğu, bu miktara (20/11/2008 – 18/09/2012) işleyen faizin 949,06-TL olduğu, 741,58-TL ihbar tazminatı ve 243,20-TL (27/01/2009 – 18/09/2012) ihbar tazminatına işleyen faiz, 210,46-TL hafta sonu ücreti, 156,75-TL (27/01/2009 – 18/09/2012) haftasonu ücretine işleyen faiz, 352,68-TL yargılama gideri, 8,52-TL (12/06/2012 – 18/09/2012) yargılama gideri faizi, 496,25-TL ilam vekalet ücreti ve 12,24-TL (10/06/2012 – 18/09/2012) ilam vekalet ücreti faizi olduğu ifade edilmiştir.
Davacı, İş mahkemesi kararına dayalı icra takibi sonucu dava dışı sigortalıya ödemiş olduğu işçi alacaklarını ödemesi nedeniyle alt işveren davalıdan rücuan tahsilini istemiştir; davacı ile davalı arasında 4734 Sayılı kanuna göre yapılan ihale sonucu 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa göre imzalanan hizmet işlerinin yürütülmesi yönelik sözleşme olduğu, bu tür sözleşmeler ile İdarenin özel hukuk sözleşmelerinin konusu, idarenin gereksinim duymuş olduğu mal ve hizmetleri temin etmek için yapılan alım-satım, trampa, kiralama, yapım, onarım, taşıma, bayındırlık gibi işleri, 4734 Sayılı Kamu ihale Kanunu kapsamı içine alınmıştır; Kamu ihale süresinden sonra idare ile özel Hukuk kişileri arasında imzalanacak sözleşmelerin düzenlenmesi ve uygulanmasına, öncelikle 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu uyuglanır. Bu Kanun’ da hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.( 4735 Sayılı Kanunu 6. Maddesi) 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa göre, Bu Kanun’ da belirtilen durumlar dışında sözleşme hükümlerinde değişiklik yapılamaz ve ek sözleşme düzenlenemez. Çünkü bu sözleşmeler özel hukuk sözleşmeleridir. 4735 sayılı Kanun kapsamında yapılan kamu sözleşmelerinin tarafları, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir; Hatta, ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerinde bu ilkeye aykırı maddelere yer verilemez. İhale dokümanı ve sözleşme hükümlerinde bu prensibe aykırı maddelere yer verilemez ve bu Kanun’un yorum ve uygulamasında bu prensip göz önünde bulundurulur(4735/4. Maddesi) Bu sözleşmelerde idare, idari sözleşmelerde bulunan ve kamu gücünden gelen üstün ve ayrıcalıklı yetkilerin tamamına sahip değildir. İdare için sözleşmenin fesih nedenleri dahi açıkça belirlenmiştir. Hüküm bulunmayan hallerde doğrudan Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Somut olayda, İstanbul … İş Mahkemesinin 12.06.2012 tarih ve… E, …K. Sayılı kararı ile; dava dışı işçi alacağından tarafların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirleyerek, alacağın tahsiline karar verilmiş olup, kararın kesinleştiği görülmüştür. Böylece taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi belirlenmiş olduğu, 4857 Sayılı İş Kanunun 2/6. Maddesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi’ Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirildiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan , iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden doğan yükümlüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur’ şeklinde tanımlamıştır. Yukarıda izah edildiği üzere taraflar arasındaki iç ilişkiyi düzenleyen Hizmet Alım Tip sözleşmesinin Genel Şartnamesinin içeriği incelendiğinde, şartnamenin 38. Maddesine göre çalışanların ücretlerinin davalı yüklenicinin ödeyeceği belirtilmiştir; Davalı savunmasında İstanbul … İş Mahkemesinin…E, … karar sayılı kararı ile; davacının dava dışı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı aleyhine açmış olduğu davada, söz konusu Bakanlığın İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlemiş olan rapora itiraz edilerek, muvazaalı bir işlem olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiğini, bu şekilde taraflar arasında muvazaalı asıl-alt işveren ilişkisinin olduğunun belirlendiği ve böylece, davacının açmış olduğu muvazaa bir işlem olmadığının tespit davasının reddine karar verildiğini beyan etmiştir; İşbu karar ile aslında işyerinde çalışan işçilere karşı, tarafların alt-üst işveren olarak sorumluluğu belirlenmiş olup, sonuçta İş mahkemesi her iki tarafın müşterek ve müteselsilen sorumluluğunu kabul etmiştir; Davacının rücu hakkına engellemesinin mümkün olmadığı, tarafların arasındaki hukuki ilişkinin aralarındaki sözleşme ile belirleneceği açıktır; O halde davacı üst işveren, cebri icra altında ödemek zorunda kaldığı çalışan ücretini, bu alacaktan asıl sorumlu olan yükleniciden iadesini talep edebilecektir; Davacı Kadıköy 2. İcra Müdürlüğüne ödemek zorunda kaldığı ve davalının sorumlu olduğu ve bilirkişi ek raporu özetinde ifade edilen kıdem tazminatı( 1 yıl, 3 ay, 8 gün), ihbar tazminatı( davalının son alt işveren olması nedeni ile), hafta sonu ücreti, yargılama gideri, vekalet ücreti ve bu alacak kalemlerine işleyen faiz alacağı olmak üzere toplam 4.512,03 TL işçi alacağını ödediği tarih olan 10.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte yüklenici işveren davalıdan tahsiline yönelik davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile
4.512,03TL nin 10/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli olan 308,22-TL karar ilam harcının, peşin alınan 159,10-TL nin mahsubu ile noksan kalan 149,12- TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 159,10 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 187,15-TL, davetiye gideri: 341,50-TL, bilirkişi ücreti: 950,00-TL olmak üzere toplam: 1.478,65 -TL yargılama giderinin kabul/red oranı (% 48) üzerinden hesaplanan 709,75-TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/68 Esas
KARAR NO : 2019/1081

TASHİH ŞERHİ
Dosyanın daha önce Yargıtay denetiminden geçmesi nedeniyle Yargıtay temyiz yolu açık olup gerekçeli kararın son paragrafında maddi hata yapıldığı anlaşıldığından, HMK nun 304. maddesi gereğince son paragraftaki “Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı” ibaresinin “Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. ” şeklinde düzeltilerek hükmün tashihine karar verilmiştir. 03.02.2020

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır