Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/665 E. 2020/583 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/665
KARAR NO : 2020/583

DAVA : İtirazın İptali
(Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/11/2020
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı asıl borçlu …Ltd. Şti.’nin müvekkili bankaya başvurusu üzerine, müvekkil banka ile davalı borçlu şirket arasında ‘Genel Kredi Sözleşmesi’ ve ‘Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’ akdedildiğini, söz konusu sözleşmeler gereğince de, müvekkili banka tarafından borçluya Taksitli Ticari Kredi kullandırıldığını ve Ticari Kredili Mevduat hesabı açıldığını, diğer davalı …’ın, akdedilen sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, yapılan tüm uyarılara rağmen borçluların, sözleşmelerden doğan borçlarını ödememesi üzerine, müvekkili banka tarafından borçlulara Kahramanmaraş … Noterliği’nin 18.09.2019 tarihli, … Yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, borçluların, müvekkili bankaya olan borçlarının varlığı, borçluya keşide edilen fakat borçlu tarafından hiçbir şekilde itiraz edilmeyerek kesinleşen hesap kat ihtarnamesi ile sabit olduğunu, borçluların kendilerine keşide edilen hesap kat ihtarnamesine rağmen, sözleşmelerden kaynaklanan borçlarını ödememesi üzerine; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…E. sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların haksız ve mesnetsiz olarak; borca, faize, faiz oranına ve diğer tüm fer’ilerine itiraz ederek icra takibini durdurduklarını, söz konusu itirazın, takibi sürüncemede bırakmak ve müvekkili bankanın haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacı ile yapılmış olduğunu ve son derece haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibine konu borçlara ilişkin faiz ve fer’ilerin taraflar arasında akdedilen “Genel Kredi Sözleşmesi ve Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi”nden kaynaklandığını, borçların varlığı ve zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faiz oranı, tarafların rızaları ve serbest iradeleri ile imza altına aldıkları sözleşmeler ile sabit olduğunu, davalılar da, sözleşmeleri ve eklerini imzalayarak borçları ve borçlara ilişkin faiz oranlarını açıkça kabul ettiğini, ancak borçlarını ödemeyerek sözleşmeleri ihlal ettiklerini, davalıların icra takibine itiraz ederek takibi sürüncemede bırakmaya ve müvekkili bankanın haklı alacağına kavuşmasını engellemeye çalıştıklarının açıkça sabit olduğunu, davalılar, sözleşmelerden kaynaklanan borçlarını ödememeleri ve hesaplarının kesilerek borçlarının muaccel hale gelmesi üzerine, keşide edilen hesap kat ihtarnamesine de hiçbir itirazda bulunmadıklarını, bu sebeple; hesap kat ihtarnamesinde yer alan asıl alacak miktarı ve talep edilen faiz oranlarının kesinleştiğini belirterek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 13.03.2002 T., 2002/12-113 E., 2002/184 K. sayılı kararı, ile; “Banka tarafından gönderilen ve itiraz edilmeyen ihtarname, imzası ve borcu ikrar edilmiş belge niteliğinde olduğundan, kabul edilen kısım üzerinden inkâr tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığına” karar verildiğini belirterek, sonuç olarak; fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakları saklı kalmak kaydı ile; davalıların haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalıların, ayrı ayrı %20’ den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmelerine, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen, davalı şirket vekili vekaletname sunmuş ancak davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamışlardır.
DELİLLER:
İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası, 240.000,00-TL lik ödemeye ilişkin EFT dekontu.
GEREKÇE :
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ve alacağın miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı vekili, UYAP’dan gönderdiği 19/11/2020 tarihli dilekçesi ile; dava konusu olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosya borcunun, borçlular tarafından ödendiğini ve icra dosyasının infaz olunduğunu, söz konusu ödemeyi gösterir banka dekontunun dilekçe ekinde dosyaya ibraz edildiğini, davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer bulunmadığını, ayrıca, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin de bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalılar vekili de, UYAP’dan gönderdiği 17/11/2020 tarihli dilekçe ile, taraflar arasında anlaşma sağlandığını ve davanın konusuz kaldığını, kendilerinin de masraf ve ücreti vekalet taleplerinin olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu borcun, davanın açılmasından sonra ödenmesi nedeniyle, davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. HMK 331.maddesinde, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiş olup, borçlu davalılar tarafından icra dosya borcunun ödendiği, davanın açılmasına davalıların sebebiyet verdiği ancak taraf vekilleri karşılıklı olarak herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan ettiklerinden, bu hususta hüküm kurulmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava konusuz kaldığından, karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli olan 54,40-TL karar ilam harcının peşin alınan 2.507,84-Tl. den mahsubu ile arta kalan 2.453,44-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Taraf vekilleri karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan ettiklerinden, bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır