Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/656 E. 2021/85 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/967
KARAR NO : 2021/86
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan
açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kurumsal çözüm ortağı olarak faaliyet gösterdiğini, müşterilerine sim kart ve telefon gibi ürünler sunduğunu, bu ürünlerin … San. Tic. A.Ş.’den sipariş edilip, müvekkili şirketin ana merkezine kargo yoluyla geldiğini, buradan da doğrudan müşterilere veya müvekkili şirketin şubelerine gönderildiğini, …’nın, açıklanan taşıma işleri için davalı şirket ile anlaştığını, bu sebeple müvekkilinin de davalı … şirketi ile 13.08.2015 tarihinde anlaştığını, …’nın gönderdiği cihazlar ve diğer ürünlerin müvekkili şirkete davalı …Ş. elemanları ile ulaştığını, müvekkili şirketin, davalı … şirketi personellerinin kusuru sebebiyle … marka cihazların eksik teslim edilmesi yüzünden 03.07.2017 tarihinde 2.904,00 TL tutarında zarara uğradığını, durumun davalı şirket yetkililerine sözlü olarak bildirildiğini davalı şirket olayı inceleyeceklerini beyan etmişlerdir. Akabinde 07.07.2017 tarihinde de aynı şekilde … marka cihazların eksik teslim edilmesi yüzünden müvekkili şirketin 7.907,84 TL olmak üzere toplamda 10.811,84 TL zarar ettiğini, müvekkili şirketin, 30.06.2017 tarihinde …’dan 25 adet ürün sipariş ettiğini, bunun üzerine aynı tarihte … çalışanı bu ürünleri kolileyerek kargoya verilmek üzere bantlayıp kapattığını, bundan sonra koli davalı … şirketine teslim edildiğini ve 03.07.2017 tarihinde müvekkili şirketin binasına davalı şirket çalışanı … tarafından getirildiğini, müvekkili şirket çalışanın, kargo elemanından kolinin açılmasını beklemesini istemişse de; …’in bunu kabul etmediğini, koliye teslim anından itibaren kimsenin dokunmadığını, müvekkili şirket çalışanı koliden çıkan cihazları sayıp 21 tane olduğunu fark edince tekrar tekrar sayarak kontrol ettiğini, söz konusu kolinin dikkatli incelediğinde; kolinin alt tarafındaki bantların dikkatli bir biçimde kesilerek fark edilmeyecek şekilde tekrar bantlandığını anladıklarını, davalı şirket yetkililerine durumun sözlü olarak bildirildiğini gerekenin yapılmasının istendiğini ancak henüz yazılı bir bildirim yapmaya fırsat olmadan bu kez, 06.07.2017 tarihinde müvekkili şirketin Şişli’de bulunan merkez binasında 12 adet ürün bir kolinin içine konularak Afyonkarahisar şubesine gönderilmek üzere bantlanıp paketlendiğini, aynı gün … ve … cihazların da müşteriye gönderilmek üzere ayrıca paketlendiğini, yine davalı … şirketi elemanı … gelerek dava konusu kolileri teslim aldığını, kolinin Afyonkarahisar’daki şubeye davalı şirket elemanı … tarafından getirildiğini, davalı şirket elemanı, kimseye bir şey söylemeden teslim evraklarını bizzat kendisi imzaladığını, sonra kaseyi de alarak kaşelediğini, müvekkili şirket çalışanının söz konusu koliyi açmaya başladığını, koliden çıkan cihazların 12 değil 10 tane olduğunun anlaşıldığını, koliden 2 adet ürünün taşıma esnasında alındığının aşikar olduğunu, bu ürünlerin İMEİ numaralarının … GB Black- … … olduğunu, akabinde Afyonkarahisar şubesinde 10 adet cihaz koliden çıktığını, bu koliyle gönderilen … 6, müşteriye gönderilen koliden çıktığı ve müşteride olması gereken … sırra kadem bastığını, bu durumda biri Afyonkarahisar’a gönderilen kolideki …, biri müşteriye gönderilen … olmak üzere iki adet … cihazın kayıp olduğunu, davalı şirkete kamera görüntülerinin iletilip zararlarının tazmin edilmesi talebinde bulunulduğunu ancak davalı … şirketinin taraflarına maille olumsuz dönüş yaptığını, tazmin taleplerinin reddedildiğini, açıklanan cihazların davalı şirketin zilyetliği altında kaybolduğunu, iki olayda da, davalı şirket elemanı …’in ortak nokta olduğunu, … ve … ‘un, … A.Ş. Çalışanları olduğunu, dolayısıyla davalı şirketin, müvekkili şirketin uğradığı bu zararı tazmin etmesi gerektiğini belirterek, Yargıtay 11. Hukuk DAİRESİ E. 2002/9647 K. 2003/2110 T. 10.3.2003 tarihli kararından bahsetmiş, sonuç olarak; … İMEİ numaralı cihazların kullanılamaz hale gelmesi için iptallerine,( … ) 10.811,84 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 13.811,84 TL’nın 07.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari ve yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca dava konusu taşımalara ilişkin olarak hiçbir bilginin dilekçede belirtilmediğini, kargoların alıcı-gönderici isimleri, taşıma faturası numarası gibi detaylı bilgilerin yer almadığı gibi, davaya delil olarak gösterilen hiçbir belge ve aynı zamanda kamera görüntülerinin de taraflarına tebliğ edilmediğini, müvekkili şirket kayıtlarında yapılan araştırma neticesinde, 03/07/2017 teslim tarihli göndericisi … Telefon firması, alıcısı davacı olan 1 adet kargo kaydı tespit edildiğini, anılan kargo … seri numaralı taşıma faturasına kayıtlı kargo olup, söz konusu kargonun 30/06/2017 tarihinde müvekkili şirkete teslim edildiğini, davacı tarafından öncelikle taşımaya verildiği iddia edilen 25 adet ürün ve içeriğinin belgelendirilmesinin gerektiğini, müvekkilin kargo teslimatını sağlıklı bir şekilde gerçekleştirdiği ve alıcının da ihtirazi kayıtsız teslim nüshasını imzaladığının teslim belgesi ile ortada olduğunu, eğer davacı bu durumda personelin kargo içeriğini kontrol ettirmediği iddiasını öne sürmekte ise, kargoyu teslim alırken teslim listesine içeriğin sayılmadığı yönünde bir beyan ile imza atması ya da kargoyu teslim almama hakkının mevcut olduğunu, TTK’ nın 889. maddesinde, alıcıya ihbar yükümlülüğü yükletildiğini, davacı tarafça iddia konusu kargolara ait taşıma bilgilerinin (alıcı müşteri isimleri, kargo gönderi kodlan) bildirilmesini müteakip iddialara ve taleplere ayrıca beyanda bulunabileceklerini, 07/07/2017 tarihinde davacının gönderici ve alıcı olduğu tespit edilebilen tüm kargoların sağlıklı şekilde teslimatlarının gerçekleştirildiği ve teslim nüshalarında herhangi bir kayıt bulunmadığının tespit edildiğini, kamera görüntülerinde bulunduğu iddia edilen kolilerin müvekkili şirket personeline teslim edilip edilmediğinin de meçhul olduğunu, taşıyıcının, kanunen belirlenen limitle sınırlı olarak sorumlu olduklarını, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte bir an için davada müvekkili şirketin mesul tutulması varsayımında; tazminat tayin edilirken TTK 880 hükmünde hasardan taşıyıcının mesul olduğu hallerde tazminatın nasıl tayin edileceğinin belirtildiğini, TTK 880- “(1) Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen ziyamdan dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplandığını, Yeni Türk Ticaret Kanunu, Uluslararası Sözleşmelerdeki sorumluluk prensiplerine paralel olarak, sorumluluk rejiminin yeniden düzenlendiğini ve köklü değişiklikler yapıldığını, bu kapsamda taşıyıcının tazminat sorumluluğuna bir sınırlama getirildiğini, taşıyıcının belirtilen usulle saptanacak zarardan ancak belli bir limit dahilinde mesul tutulabilecek, zarar eğer bu limiti aşıyorsa aşan kısmın ödenmeyeceğini, taşıma hukukunda kural olarak, manevi tazminat uygulaması bulunmamakta olup, somut vakıada da davacının manevi tazminat talebinin hukuka uygun olmadığını belirterek, davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
İşbu dava, 26/09/2018 tarihinde davacı vekilinin duruşmaya gelmeyip mazeret dilekçesi sunması ve mazeretin belgelendirilmemesi nedeni ile reddine karar verilmesi davalı vekilinin de davayı takip etmemesi nedeni ile taraflarca takip edilmeyen davanın HMK 150/4 maddesi uyarınca 3 ay içerisinde yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı, bilahare davanın yenilendiği ancak 03/02/2021 tarihli celseye davacı vekilinin bu kez mazeret sunmaksızın duruşmaya katılmadığı, davalı vekilinin de davayı takip etmediğini bildirdiği anlaşılmıştır.
HMK 320/4.maddesinde, basit yargılama usulüne tabî davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiş olmakla, basit yargılama usulüne tabî iş bu davanın birden fazla işlemsiz bırakılması nedeni ile HMK 320/4 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın açılmamış sayılmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan 235,88-TL den düşümü ile arta kalan 176,58-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 29,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK.120 maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır