Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/640 E. 2020/483 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/640 Esas
KARAR NO : 2020/483
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … Televizyonu yayın hakkı sahibi olup, birçok yazılı ve görsel basın kuruluşunu bünyesinde bulunduran, sektörün önde gelen tanınmış ve saygın kuruluşlarının başında olan, başta … Kanalı, … Gazetesi olmak üzere birçok basın ve yayın organının sahibi … Medya Grubunda yer alan şirketlerden olduğunu, davalının, www…..com uzantılı internet sitesinin sahibi olduğunu, davalıya ait internet sitesinde, müvekkiline ait … kanalında yayınlanan bir habere ilişkin kaydı kendi sitesinde yayınlayarak müvekkili şirkete ait haberin altına “kurmaca” haber olduğu yönünde bir kısım hakaret ve iftira içeren beyanlara ve gerçek olmayan açıklamalara yer verdiğini, bu haberin milyonlara ulaşarak müvekkilinin imajını zedelediğini, adeta tutarsız yalan haber yapan bir kanal gibi göstermeye çalışarak toplum algısını yönetmeye çalıştığını, müvekkilinin itibarına saldırdığını, küçük düşürdüğünü, bu nedenle müvekkiline karşı yapılan bu haksız saldırının tespitine, haberin yayınına ve saldırıya son verilmesine, 100.000 TL manevi tazminatın 27/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, haberin hukuka aykırılığının tespitine ve masrafı davalıdan alınmak suretiyle kararın, tirajı en yüksek ulusal iki gazetede yayınlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı veya vekili tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde
Dava; davalının, www…..com uzantılı internet sitesinin sahibi olduğunu, davalıya ait internet sitesinde, müvekkiline ait … kanalında yayınlanan bir habere ilişkin kaydı kendi sitesinde yayınlayarak müvekkili şirkete ait haberin altına “kurmaca” haber olduğu yönünde bir kısım hakaret ve iftira içeren beyanlara ve gerçek olmayan açıklamalara yer verdiğini, bu haberin milyonlara ulaşarak müvekkilinin imajını zedelediğini, adeta tutarsız yalan haber yapan bir kanal gibi göstermeye çalışarak toplum algısını yönetmeye çalıştığını, müvekkilinin itibarına saldırdığını, küçük düşürdüğünü, bu nedenle müvekkiline karşı yapılan bu haksız saldırının tespitine, haberin yayınına ve saldırıya son verilmesine, 100.000 TL manevi tazminatın 27/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talepli davadır.
Dava dilekçesinde: Davacı … Kanalı Muhabiri … ve kameraman … ‘in … ‘daki Tarım İl Müdürlüğü ve Maliye ekiplerinin stokçuluğun önlenmesi adına operasyon yapacağının haber alması üzerine, haber yapmak üzere olay yerine giderek, ekiplerle beraber denetlenen depoları gezerek haber verme amaçlı kayıt yapılmıştır. Davacı şirket muhabirinin hiçbir depo sahibi ile diyaloğa girmeden kameramanı ile birlikte Tarım İl Müdürü ve Maliye ‘den gelen ekiplerle beraber hareket ederek, onları takip ederek, onların yaptığı işlemler çerçevesinde yaşananları, görünenleri kayıt altına aldıklarını, sonrasında hazırlanan haber … kanalında yayınlanmıştır. Hatta yayınlanan haber içeriğinde Maliye Bakanının Polatlı ‘da meydana gelen bu operasyonlara ilişkin “24 deponun sadece üçünde satış yapıldığının tespit edildiği” yönündeki stok yapıldığına dair açıklamalarına yer verilmiştir.
Davacı vekili 19/10/2020 tarihli duruşmada; “Olayda Adana Polatlı da tarım il müdürlüğü ve maliye ekipleri stokçuluğun önlenmesi adına operasyon yaparken bizim muhabirlerimiz de gidip bu operasyonu çekiyorlar, akşam d… yapıyorlar, davalı site de bizim bu haberimize ithafen bir haber yapılıyor, …e kurmac… suçlaması diye bir haber yapılıyor, güya bir vatandaşlar bu davalı site gidip röportaj yapıyor o vatandaşta diyor ki bizim dükkanlarımız açıktı ama bir televizyon kanalı geldi bizim depomuzu kapattırıp kapalı kapının fotoğrafını çekti sonra da akşam stokçular depoyu kilitleyip kaçmışlar diye haber yaptılar dediğini iddia ediyorlar, fakat bu vatandaş kim bu röportajı yapanlar kimler o vatandaş hangi kanalın adını söyledi, hiçbir delil ispat olmadan internet sitesinde yapılmış bir iftir…” demiştir.
Deliller; Dosya Mevcudu.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/… Esas 2019/… Karar sayılı 22/05/2019 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş olup, dosyanın mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, okuyucunun ilgisini artırmak amacıyla, habercilik tekniğine uygun olarak çarpıcı başlık kullanabilir ise de özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır.
Mahkememiz dosyası kapsamında bulunan bilgi ve belgeler gözetildiğinde, davalıya ait internet sitesinde, davacıya ait … kanalında yayınlanan uyuşmazlı konusu haberi kendi sitesinde yayınlayarak davacı şirkete ait haberin altına “kurmaca” haber olduğu yönünde açıklamalara yer verdiği, bu haberin davacının kişilik haklarını zedelediği, dava konusu haberde kullanılan basının okuyucunun dikkatini habere çekmek amacı ile başlık haberin içeriği ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde; gazetecilik tekniğine uygun olmadığı özle biçim arasındaki dengenin korunmadığı, yayımlanan haberin yayın tarihi itibariyle görünür gerçekliğe uygun olmadığı ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu dolayısıyla hukuka aykırılık unsurunun gerçekleştiği anlaşıldığından davanın kabülune karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulü ile 100.000,00 TL manevi tazminatın yayın tarihi olan 27/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 6.831,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.707,75 TL harcın düşümü ile eksik kalan 5.123,25 TL harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan ( ilk masraf 50,80 TL + 1.707,75 TL peşin harç + 171,70 TL posta masrafı ) toplam 1.930,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır