Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/603 E. 2021/590 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/603 Esas
KARAR NO : 2021/590

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2019
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’a ait konutun … numaralı … poliçesi ile dahili su basmasına karşı davacı şirket tarafından sigortalandığını, 04/10/2018 tarihinde sigortalının adresinde su basması meydana geldiğini, yapılan ekspertiz çalışmasına göre meydana gelen zararın 3.084,00TL olduğunu ve bu bedelin müvekkili tarafından ödendiğini ve ödenen bedelin rücusu için davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının ödeme emrine itiraz ederek takibin durduğunu beyan ederek, İstanbul … İcra Müdürlüğüne ait … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen hasarın bina sahiplerinin sorumluluğundan kaynaklandığını, müvekkiline atfedilecek bir kusurun olmadığını, sigortalının binasında yalıtım ve izolasyon bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davacı … şirketinden hasar dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğüne ait … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenerek dosyaya konulmuştur.
Mahkememizce …’ye müzekkere yazılarak, dava dışı sigortalının konutuna ait tesisatları gösterir krokiler celp edilmiş, … Belediyesi’nin hasarın meydana geldiği adresin imar ve iskan belgeleri celp edilmiş incelenerek dosyaya konulmuştur.

Dava; sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Türk Ticaret Kanununun “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.
Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmü karşısında davacının dava dışı sigortalısının dava haklarına halefiyet yoluyla sahip olduğu açıktır. Davada onun sahip olduğu tüm haklara halefiyet gereği davacı da sahiptir. Diğer bir anlatımla somut olaya ilişkin dava, dava dışı sigortalı tarafından davalı aleyhine açılmış olsa idi nasıl aradaki ilişkinin ticari iş olup olmadığını araştırmak gerektiğini söyleyebiliyorsak, halefiyet prensibi gereği de aynı şeyi düşünmek zorunludur. Değişen tek şey davacının taraf sıfatındadır. Bu da halefiyet prensibi gereği davada davacıya aktif husumet ehliyeti tanımaktadır.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden yukarıda da değinildiği üzere dava dışı sigortalı tacir olmadığı gibi, poliçenin de ev sigorta poliçesi olduğu, iş yerine ait olmadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu uyuşmazlık niteliği itibariyle tacirler arası bir işten kaynaklanmadığı, işin ticari nitelikte olmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın Asliye hukuk mahkemelerinde çözümlenmesi gerekir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24/02/2014 Tarih ve 2013/5071 E. 2014/2480 K. ile 07/02/2017 Tarih ve 2014/13648 E. 2017/1118 K.sayılı kararları da bu yöndedir.(Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi’nin 2017/364 Esas, 2017/357 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır. )
Mahkememizce izah edilen bu nedenlerden dolayı davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/09/2021
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır