Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/562 E. 2022/921 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/562 Esas
KARAR NO : 2022/921

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/11/2017
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin tekstil boya hanesi niteliğindeki fabrikasında boyama işleri yaptığını, bu kapsamda davalıya yapılan hizmetler karşılığında müvekkilinin 323.810,40 TL alacağı oluştuğunu, davalıdan ödeme yapılmasını ayrıca halen müvekkili şirket yedinde bulunan ancak uzun zamandan beri boyama talimatı verilmemiş bulunan ürünlerin alınmasını talep ettiğini ancak davalının ödeme yapmadığı gibi boyanmak üzere gönderdiği malları da almadığını bunun üzerine alacaklarının tahsili için ilamsız takip baylatıldığını, davalının itiraz ederek takibin durdurduğunu belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin iplik tül ve kumaş üreten bir şirket olduğunu, ürettiği tül ve kumaşların boyaması için davacıya verildiğini, davacıya 2 grup mal , polyester örme kumaş ve polyester tül teslim edilerek boyanmasını istediğini daha sonra müvekkili şirketin Bursa’da kendisine ait boya hane açması sonucu davacı uhdesinde bulunan ham -işlem görmemiş 15680 kilo polyester örme kumaş ile 5481 kilo polyester tülün işlem görmeden iadesinin istenildiğini, davacının ürünleri kötü koşullarda her türlü çevresel ve kimyasal faktörlere maruz bırakarak ayıplı hale getirdiğini bazılarınında uhdesinde olmadığını bu nedenle iade edemediğini, ayrıca cari hesap borcunun ödenmesi için hapis hakkının kullandığını davacının beyan ettiğini, bu hususun yapılan delil tespiti dosyasından anlaşıldığını, önce rehinin paraya çevrilmesi yoluyla talepte bulunması gerektiğini, ayrıca müvekkili tarafından ayıplı hale gelen mallar nedeniyle davacı şirkete fatura kesildiğini, davacı firmaya gönderildiğini, gelinen aşamada müvekkilinin borçlu olmayıp alacaklı konumunda olduğunu davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
DELİLLER: İstanbul …icra Dairesine ait… esas sayılı dosyası, Çorlu…Hukuk Mahkemesine ait 2…D İş nolu dosyası, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesine ait… esas sayılı dosya sureti, ihtarnameler .
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 01/11/2018 tarih 2017/1014 Esas 2018/1165 Karar nolu ilam ile ” İİK’nın 23. Maddesine göre hapis hakkının kullanılmasının taşınır rehni kavramına girdiği, İİK’nın 45. Maddesine göre rehinle temin edilmiş bir alacağının borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yanlız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, dava konusu olayda davalının asıl borçlu olduğu, davacı tarafın usulüne uygun şekilde hapis hakkını kullandığı, İİK 23.maddesine göre taşınır rehnine dönüştüğü, bu nedenle İİK 45.maddesine istinaden alacaklının önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatması gerektiği, ancak davacı bu kurala uymayarak davalı hakkında genel haciz yoluyla takip başlattığı gerekçesiyle, önce rehne müracaat koşulunun yerine getirilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine ” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna gidilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2019/848 Esas 2019/1090 Karar nolu ilamı ile “Davacı tarafından davalıya karşı başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı takip dosyasında icra takibinin borçlunun itirazı üzerine durduğu, davacı alacaklı vekilinin 16/01/2018 tarihli dilekçesi ile, uhdelerindeki emtialar üzerinde hapis hakkının kullanılmasını talep ettiği, İcra Müdürlüğü’nün 18/01/2018 tarihli kararı ile, hapis hakkına ilişkin defter tanzimi tedbir mahiyetinde bir işlem olsa da, dosyada vaki itirazın olduğu, itirazın iptali yargılamasının devam ettiği, bu hali ile takibin olduğu yerde duracağı, itirazın iptali davasının borçlu lehine sonuçlanma ihtimalinin de bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda hapis hakkı ve defter tanzimi talebinin reddine karar verilmiş, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 06/03/2018 tarih ve… esas, … karar sayılı kararı ile de bu karara yönelik şikayetin reddine karar verilmiştir. Yine davacı tarafından davalıya gönderilen 19/09/2017 tarihli ihtarname ile, 323.810,40 TL borcun ödenmediği, boya için bırakılan ve boyama talimatı verilmeyen bir kısım kumaşın iade alınmadığı belirtilerek, borcun 3 gün içinde ödenmesi, borcun ödenmesi şartıyla malların da iade alınması, aksi takdirde yasal hapis hakkı dahil olmak üzere söz konusu malların yeddiadle tevdii ve paraya tahvili, alacaklı temerrüdü, hapis hakkı kavramları kapsamında hukuki iş ve işlem yapılacağı ihtar edilmiştir. Somut olayda, davacı yüklenici icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesi istenmiş, mahkemece önce rehne müracaat koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından davalıya gönderilen 19/09/2017 tarihli ihtarnamede bakiye alacağın ödenmesi, yüklenicide kalan malların ödeme sonrası iade alınması istenmiş, ödeme yapılmaması halinde de hapis hakkı ve diğer hakların kullanılacağı bildirilmiştir. Söz konusu ihtarnamede hapis hakkının kullanıldığına dair bir ifade bulunmamaktadır. Yine, davacı tarafça ilamsız icra takibi yapılıp, borçlu tarafından itiraz edilmesi ve takibin durması üzerine itirazın iptali davası açılmasından sonraki bir tarihte icra müdürlüğünden uhdelerindeki emtialar üzerinde hapis hakkı kullanılmak istendiğine ilişkin talebin, icra müdürlüğünce, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe dönüştürülmesi talebi olarak değerlendirilip, 18/01/2019 tarihli kararı ile dosyada vaki itiraz olduğu ve itirazın iptali yargılamasının devam ettiği gerekçesiyle reddedilip, icra hukuk mahkemesince de buna yönelik şikayetin reddedildiği göz önüne alındığında, söz konusu talebin geçerli bir talep olarak değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, ortada başlamış bir ilamsız icra takibi ve açılmış itirazın iptali davası bulunmakta olup, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, geçerli bir hapis hakkı kullanımı olduğu düşünülerek öncelikle rehne müracaat koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. ” denilerek mahkememizce verilen karar kaldırılmıştır.
İstinaf ilamından sonra dosya mahkememizin 2019/562 nolu esasına kaydedilmiştir.
Uyuşmazlık noktaları; Öncelikle davacının tekstil ürünü boyama hizmeti nedeniyle davalıdan alacağının olup olmadığı, varsa miktarının tespiti, daha sonra davalının boyanması için davacıya teslim ettiğini iddia ettiği tekstil ürünlerinin kötü şartlarda muhafaza edilip edilmediği, ürünlerin ayıplı hale gelip gelmediği, davacının bu ürünler üzerinde 323.810,40 TL alacağının temini için hapis hakkını kullanıp kullanmadığı, kullanmışsa MK 950-953 , İİK 23 , 45. Maddeleri gereğince önce rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmasının zorunlu olup olmadığı, ürünlerin davalıya teslim edilip edilmediği , davalı tarafça , ürünlerin kendisine teslim edilmemesi ve ayıplı hale getirilmesi nedeniyle ürün bedelleri için davacıya fatura düzenlediklerini iddia ederek bu fatura nedeniyle davalının davacıdan alacaklı hale geldiğini iddia etmesi nedeniyle bu hususların doğru olup olmadığının tespiti ayrıca davalı tarafça ıslah suretiyle takas definde bulunduğundan davalının davacıdan alacağının olup olmadığı varsa miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır .
Uyuşmazlık noktaları arasında belirtilen hapis hakkında yönelik mahkememizce daha önceki verilen karar istinaf ilamı doğrultusunda kaldırıldığından bu husus uyuşmazlık noktaları kapsamından çıkmıştır.
İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalı hakkında 323.810,40 TL asıl alacak geri kalanda işlemiş faiz olmak üzere toplam 324.156,39 TL ticari ilişkinden kaynaklanan cari hesap alacağının ödenmesi için davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulduğu görülmüştür.
Çorlu …Hukuk Mahkemesine ait… D İş nolu dosyası alınıp incelendiğinde, ….Ltd. Şti tarafından 25/09/2017 tarihinde Çorlu … Hukuk Mahkemesine müracaat edilerek , boyanma işlemi için…Ltd. Şti’ne teslim edilen ve korunaklı şartlarda muhafaza edilmesi gereken tekstil ürünlerini korunaksız ortamlarda atıl bir şekilde terkedilmesi nedeniyle yağmur, toz, çamur, kimyasal gibi dış etkenlere maruz bırakması nedeniyle müvekkiline ait tekstil ürünlerinin zarar gördüğünü, bu durumun tespiti ile bir kısım malların iade edildiğini, kalan malların ise karşı taraftan gelen müvekkili şirketçe teslim alınması ihtarına (Beyoğlu … Noterliğinin 19/09/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarı ) müteakip karşı taraf mahalline 22/09/2017 tarihinde gidilmesine rağmen müvekkiline teslim edilmediğini, bu aşamada malların fabrikanın atıl bir köşesinde terk edilmiş ve kullanılamaz halde olduğu görülen kumaşların müvekkili şirket yetkilisince fotoğraflanarak belgelendirildiğini akabinde aynı gün 22/09/2017 tarihinde tespit olunan durumun ayıplı hale getirildiği ihtarıyla birlikte Beyoğlu… Noterliğinin 22/09/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarı ile karşı tarafa bildirildiğini, hak kaybına yol açılmaması açısından bu durumun bilirkişiler tarafından tespiti ile ekte bilgileri sunulu sevk irsaleyileri ile karşı tarafa teslimi yapılan tekstil mallarının halen karşı taraf adresinde olup olmadığı, var ise miktarı, muhafaza koşulları, ayıplı hale gelen malların kullanma olanağının olup olmadığı, var kanaati halinde değer kaybının tespiti ve bu ürünlerde boyama işleminin yapılıp yapılmadığının tespitinin talep edildiği, mahkemece keşif suretiyle yapılan tespit neticesinde tekstil bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor incelendiğinde, … Tekstil fabrika bahçesinde açık alanda istiflenmiş kumaş topları ile yığılı ve üstleri açık vaziyette olan bölümden resimler aldığını belirttikten sonra dava konu kumaşların hammaddesinin polyester elyafı olduğu belirtildikten sonra kumaş türü ile ilgili teknik bilgilerin raporda yer aldığı, uzun süre güneş ışığında kalmaları halinde zarar görecekleri ve kopma dayanımlarının düşeceğini belirterek polyester elyafı kimyasal özelliği gereği ışığa, ısıya, suya , mantara, küfe, bakteri ve zararlı böceklere karşı dayanıklı olduğundan genel olarak kumaşların zarar görmediğini fakat kumaş yığınlarının en üstündeki kumaş toplarının dış kısımlarının ultrabiyole ışınları nedeniyle mukavemet kaybına uğradığını, bu durumun kumaşın kolay yırtılmasından anlaşıldığını, kullanılamayacak kadar zarar görmüş kumaş miktarının yaklaşık %5 olduğunu, davacı vekilinin beyanına göre bahsi geçen kumaş miktarı 21.161 kg göz önüne aldığında %5 oranın 1058 kg kumaşa denk geldiğinin belirlendiği görülmüştür.
…Ltd. Şti tarafından da Çorlu …Hukuk Mahkemesine müracaat edilerek delil tespiti talebinde bulunulduğu ancak iddiaların-uyuşmazlık noktalarının yargılamaya konu edildiğinde esas dosyada değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek tespit talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Çorlu …Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davacı tarafa ait 2012-2017 yılları arasındaki ticari defter ve belgeler üzerinde mahkemece resen seçilecek bir mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılarak davacının davalıdan alacağının olup olmadığını varsa miktarının tespiti yönünde rapor tanzim edilmesi istenilmiştir.
09/06/2020 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri de incelenerek davacının davalıdan 323.810,48 TL takip tarihi itibariyle alacaklı olduğunun tespit edildiğini, ayrıca davalı tarafından davacı tarafa 22/12/2017 tarihinde düzenlenen 381.104,70 TL tutarlı 15.680 kg polyester örme kumaş, 5481 kg polyester tül kumaş açıklamalı satış faturasının davacı tarafa gönderildiği, davacı tarafça ise fatura ve içeriğinin kabul edilmediği bildirilerek 28/12/2017 tarihinde Beyoğlu 35. Noterliğinin 48322 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile karşı tarafa iade edildiğinin bildirildiği, davacı tarafın 323.810,40 TL olarak talep ettiği alacağının temerrüt tarihi itibariyle işleyen avans faizi miktarının ise 345,99 TL olduğunu raporda açıklandığı görülmüştür.
Davalı şirket vekilince dosyaya sunulan 19/02/2020 tarihli dilekçe ile TBK ‘nın “Borç ve Borç ilişkilerinin sona erme halleri” başlığı altındaki 139 ve devamı maddelerinde takas müessesesinin düzenlendiğini, buna göre “İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir” hükmüne yer verildiğini, TBK 143. Maddesinde ise “Takas ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleşir, bu durumda her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer.” denildiğini, davacının uhdesindeki 15.680 kg polyester örme kumaş ile 5481 kg polyester tülü gönderilen ihtar ve nakliye ve alıcılara rağmen cari alacağını gerekçe göstererek müvekkiline iade etmediğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 22/12/2017 tarihli KDV dahil 99.526,00 USD bedelli faturanın kesildiğini ve böylelikle müvekkilinin davacıdan alacaklı hale geldiğini, bu alacakla ilgili arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, icra takibi yapımı aşamasında olduklarını, alacağın tartışmalı olmasının takas hakkının kullanımına engel olmadığını, zamanaşımına uğramadığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin alacağının davacı talebinden daha fazla olmakla , davacı taleplerinin kullanılan takas hakkı ile birlikte tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin takas konulu dilekçesi üzerine davacı vekili 23/03/2020 tarihli dilekçesinde takasın defi niteliği taşıdığını, defilerin esasa cevap süresi içerisinde bildirilmelerinin zorunlu olmadığını dolayısıyla takas-mahsup definin esasa cevap süresi geçtikten sonra daha bildirilebileceğini ne var ki esasa cevap süresi geçtikten sonra bildirilmesi halinde bu durumun savunmanın genişletilmesi anlamına geleceğini, böyle bir definin mahkemece dikkate alınabilmesi için karşı tarafın buna muvafakat etmiş olması gerektiğini, buna ilişkin Hukuk Genel Kurulu Kararının ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait içtihadın ayrıntılarını dilekçede belirtildiğini, esasa cevap süresi içerisinde yapılmayan takas define karşı savunmanın genişletilmesine karşı muvafakatlarının olmadığını belirtilerek takas definin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili 08/10/2020 tarihli dilekçesi ile, takas define karşı davacı tarafça savunmanın genişletilmesi yasağına muvafakat edilmediğine dair dilekçe sunulduğunu, HMK 141/2 Maddesi uyarınca iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına bir diğer istisnasının ıslah müessesesi olduğunu bu defa takas definin ıslah dilekçesi ile birlikte ileri sürdüklerini, buna ilişkin içtihatları dilekçede açıkladıklarını ve dilekçe ekine sunduklarını belirterek KDV dahil 99.526,00 USD fatura nedeniyle takas definin ıslah dilekçesi ile ileri sürdüklerini belirtmiştir.
10/12/2020 tarihli duruşmada zapta geçirildiği üzere Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2016/18536 Esas 2018/20313 Karar nolu ilamda da belirtildiği üzere takas definin ıslah ile ileri sürülmesi mümkün olduğu görülmekle takas define ait dilekçe mahkememizce irdeleme konusu edilmiştir.
Mahkememizce 10/12/2020 tarihinde alınan ara karar ile resen seçilen bir mali müşavir, bir tekstil mühendisi, bir de borçlu hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanından oluşan bilirkişi vasıtasıyla tüm dosya kapsamı, değişik iş dosyaları, mahkememizce davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde alınan rapor, davalının takas define konu ıslah dilekçesi ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenerek davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, ayrıca davalının takas define konu edilen alacağı olup olmadığı varsa miktarının tespiti için rapor tanzim edilmesi istenilmiştir. Bilirkişi heyetince dosyaya sunulan 21/06/2021 rapor incelendiğinde, davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelendiği, davalı tarafça davacıya gönderilen ve davacı tarafça tekrar davalıya iade edilen 381.104,70 TL tutarlı fatura haricinde davacı defterleri ile davalı defterlerinin birebir örtüştüğünü, kumaşların bulunduğu yere gidildiğini, kumaşların …Tekstil’e ait … Kop’da … Blok adresinde bulunan depoda bulunduğu bildirildiğinden davacı … Tekstil yetkilisi…ve davalı yetkilisi … nezaretinde belirtilen adreste taraflarca gösterilen kumaşların miktarlarını belirlenerek durum tespiti yapıldığını, görsellerin rapor ekinde CD formatında sunulduğunu, davalı tarafa ait kumaşların bulunduğu yerin gösterildiğini, ilk etapta göze çarpan hususun kumaşların yerle temasının kesilmediği , palet kullanılmadığı olduğunu, kumaşların üzerinde etiket olup olmadığına bakıldığında yalnızca 5 adet etiket bulunduğunu, kamyona yüklenerek tartma yoluna gidildiğini, alınan kantar fişlerinin eklendiğini, toplam 28.558,4 kg kumaş varlığının tespit edildiğini, davalı taraf kumaşları haricindeki diğer kumaşların naylon torbalar içinde temiz ve tertipli bir şekilde lot bazında muhafaza edildiğinin görüldüğünü, davalıya ait kumaşların çoğunun poşetsiz olup bir kısım poşetlerin ise parçalandığını, kumaşlarda ıslaklık , poşetlerde biriken su ve yere akan su ile ıslaklığın açıkça görüldüğünü, bu durumun CD’deki görsellerden de belli olduğunu, kumaşları hangi tarihten itibaren ıslaklık ve neme maruz kaldığının belirsiz olduğunu, tespit edilen 28.558,4 kg kumaşın %10 nem ve ıslaklık payı düşüldüğünde (kumaş öbeklerinin orta kısmının tamamen su içinde olduğu için %10 alındığını) 25.702,00 kg kumaş olması gerektiği kanaatine varıldığını, kumaşların yaklaşık %25 kadarının tül olduğunu, kalanın ise polyester kumaş olduğunu, yapılan piyasa araştırması neticesinde davalı tarafça kesilen faturada da belirtildiği üzere polyesterde 3.94 USD / kg polyester tül kumaş için 5.56 USD / kg birim fiyatın piyasa rayiçlerine uygun olduğunu, raporun devamında da “Polyester kumaşların, kullanım alanlarında fiziksel etkilere dirençlerinin oldukça yüksektir. Ancak, uzun süre dış ortamda güneş altında beklemesi durumunda liflerde meydana gelen kılcal kopmalar neticesinde yüzeylerinde tüylenme meydana gelebilir; bu durum ve küflenme daha sonra kumaşlara uygulanacak kimyasal işlemlerde (boya;,, vs) sorun yaratır. Yerinde yaptığım incelemede, kumaşlarda hafif bir çekme işlemi uygulandığında kopmalar, parçalanmalar olduğunu tespit ettim. Kumaşların çok ıslak, üstünde küf lekeleri oluşmuş, oldukça kirli ve kullanılamaz durumda olduklarını gördüm. Polyester kumaşların küfe karşı dirençli olduğu teknik bir gerçektir, ancak açık alanda çok uzun süre bekleyen polyester kumaşlarda başka malzemelerin kumaş üstüne bulaşması ile küf yüzeysel olarak oluşabilir. Uzun süre dış ortamda ultraviyole ışınlarına maruz kalan kumaşlarda mukavemet kaybı oluştuğu ise kumaşın çok kolay yırtılmasından anlaşılmıştır. Kumaş yığınlarının orta-alt kısmında bulunan topların sırılsıklam ıslak olması ve bu islaklığa uzun süre maruz kalan kumaşların küflenmiş olması kumaşların büyük bir kısmını kullanılamayacak şekilde yapısal bozukluklara sebep olmuştur. Bu sebeple kumaşların ancak bedellerinin %10’u karşılığında hurdacı ya da spot alım yapan firmalara satılarak değerlendirilebileceği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtları üzerinde Talimat yoluyla yapılan incelemede; davacı şirketin cari hesabının 120.01.0030 Alıcılar hesabında izlendigi görülmüş, davacı tarafın davalı taraftan 323.810,40 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafın incelemeye ibraz ettiği ticari defterlerine göre, davalı şirketin ticari hesabının 320.01.019 Satıcılar hesabında izlendiği görülmüş, davalı tarafın ticari defterleri ile davacı tarafın ticari defterleri 22.12.2017 tarih …”Nolu 381.104,70 TL tutarlı fatura hariç birbiri ile örtüştüğü tespit edilmiştir. Dava konusu 381.104,70 TL tutarlı faturanın ise, dava konusu malların davacı tarafından davalıya iade edilmediği iddiasına ilişkin kesildiği anlaşılmaktadır. O halde, davacı tarafın davalı taraftan 323.810,40 TL alacaklı olduğu tespitinin (ve bu alacağa ilişkin olarak davacı tarafından yapılan icra takibinin faiz alacağıyla birlikte 324.156.39 TL olduğu) yanı sıra, 22.12.2017 tarih …nolu 381.104,70 TL tutarlı fatura bedeline konu malların ancak bedellerinin %10’u karşılığında hurdacı ya da spot alım yapan firmalara satılarak değerlendirilebileceği tespiti eşliğinde, davalının uğradığı zararın 381.104,70 TL’nin %90’ı karşılığı olarak; 342.994,23 TL olduğu şeklinde bir hesaplama yapılabileceği” şeklinde bilirkişi heyetinin görüş bildirildiği görülmüştür.
Rapora karşı davacı vekilince itiraz dilekçesi sunulmuş, davalı vekilince ise rapora karşı beyan dilekçesi sunmuştur.
Davacı vekili 21/10/2021 tarihli dilekçesi ekinde 4 tekstil mühendisi tarafından hazırlanan…Lisesi…Merkezi Laboratuar sonuç bildirim formu başlıklı uzman görüş raporu sunmuştur. İncelendiğinde, firmaya gidilerek random olarak alınan numunelerde denemeler yapıldığı, bazı kumaşlarda depolamadan dolayı kirler oluştuğunun gözlendiğini, bu kirlerin yıkama vb işlemlerle ile giderilebileceğini, tüm numunelerde lif analizi yapıldığını, analiz sonucu çözülen ve çözülmeyen madde miktarının belirtildiğini, kesin yargıya varılabilmesi için depolanmadan önce orijinal numunelerin de test edilmiş ve karşılaştırma yapılması gerektiğini, bunun dışında hasar kaybı test etmelerinin mümkün olmadığını, orijinal ve depolama sonrası ürünler merkeze ulaştığı takdirde mukavemet testleri varsa kaybı oranının, abrasyon testi ile de aşınma dayanımı tespiti yapabileceklerini aksi takdirde ürün kalitesi konusunda değerlendirme yapamayacaklarını bildirerek numuneler üzerinde çözünme oranına göre test yapılarak sonucunun tablo halinde sunulduğu görülmüştür.
21/10/2021 tarihli duruşmada alınan ara kararı ile; davalının takas ile mahsuba konu ettiği tekstil ürünleri açısından değişik iş dosyası ile mahkememizce alınan rapor ve bu celse sunulan uzman görüş raporları arasında çelişki bulunması nedeni ile, Çorlu …Hukuk mahkemesine talimat yazılarak, daha önce rapor verenler dışında bir tekstil mühendisi eşliğinde, tekstil ürünlerinin bulunduğu yerde keşif sureti ile inceleme yapılarak, değişik iş dosyasındaki rapor , mahkememiz vasıtası ile alınan rapordaki tekstil bilirkişisinin görüşü ve uzman görüş raporları irdelenerek; Davalı tarafından kesilen faturalardaki metre kare birim fiyatlarının uygun olup olmadığı, davalıya ait olduğu iddia edilen tekstil malzemelerinin incelenerek (mümkünse bu incelemenin videoya alınarak görüntülerin CD ile dosyaya sunulması) tekstil ürünlerinin hali hazırdaki durumunun, iyi muhafaza edilip edilmediğinin, varsa yıpranma durumu değerlendirilerek bu hali ile ekonomik değerinin olup olmadığı, varsa ekonomik değerinin de tespiti yönünde gerekçeli ve denetime el verişli rapor tanzim edilmesi istenilmiştir.
Tekirdağ …Ticaret Mahkemesince bilirkişiler eşliğinde keşif yapıldığı, mahkeme heyetince keşif gözleminin keşif tutanağına geçirildiği, gözlemde; “Mahkememizce dava konusu edilen taşınmazla ilgili yapılan keşif gözleminde; keşif mahalli olarak gelinen depo alanının kapalı büyükçe bir alanda olduğu depo arasında farklı firmalara ait olduğu beyan edilen kumaşların bulunduğu, dava konusu edilen kumaşların bir kısmının paletler üzerinde bir kısmının yerde bir kısmının poşetli vaziyette bir kısmının poşetsiz düzenli bir şekilde istiflenmiş olduğu, poşetsiz olan kumaşların ve bazı poşetli kumaşlarla ilgili yapılan gözlemde bir kısım kumaşlarda küflenmeler olduğu, sondajlama usulüyle yapılan incelemede bu küflenmelerin kumaşın top halinde yer yer içeriğinde olduğu bazı poşetlerin kendisininde küflü olduğu bunun dışında açık duran kumaşların yahut poşetlerin uzun süreden beri kalmakta olması nedeniyle tozlanmış olabileceği gözlemlenerek hakimliğimizce esasa etkili olabileceği düşünülen ayrıca taraflarca gösterilen ve tekstil mühendisi tarafından sondajlama usulüyle incelenmek istenen kumaşlar kameraman bilirkişiye gösterilerek keşfin tamamlanması sağlandı.” şeklinde keşif tutanağına geçirildiği görülmüştür. Yapılan keşif neticesinde alınan 30/05/2022 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; “Dosyada yer alan 22/12/2017-… tarih ve sayılı faturada polyester örme kumaş için 3,94 $/m ve polyester tül için 5,56 $/m fiyatları yer almaktadır. Söz konusu bedellerin belirtilen türdeki kumaşlar için piyasa rayicine uygun olduğu tespit edilmiştir. Tül Kumaşların İncelenmesi. Söz konusu kumaşların daha önce açık alanda üstleri açık bir şekilde istiflendiği, Çorlu … Hukuk Mahkemesi …D.iş sayılı dosyasından anlaşılmıştır. Yukarıda da bahsedildiği üzere tül kumaşların uygunsuz koşullarda saklanması ve ultraviyole ışınlara maruz kalması sebebi ile hassas bir yapıya sahip olan emtianın mukavemet kabına uğradığı, bu sebeple işlenemeyeceği ve kullanılamaz hale geldiği kanaatine ulaşılmıştır. Söz konusu tül kumaşların sovtaj değerinin 3 TL/kg olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda dosya kapsamında yer alan 16/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu kumaşların tartıldığı, toplam kumaş miktarının 25.702 kg olduğu ve %25’lik miktarın tül kumaş geri kalan miktarın ise muhtelif cins polyester kumaş olduğu tespiti yapılmıştır. Söz konusu tespitler ışığında tül kumaş miktarı 25.702 x 0,25 = 6.425,50 kg hesaplanmıştır. 6.425,50 x 5,56 = 35.725,78 $ 35.725,78 x 3,81 = 136.115,22 TL (22/12/2017 tarihli TCMB döviz kuru alınmıştır) Sovtaj değeri 6.425,50 x 3 = 19.276,50 TL Tül kumaşlar için toplam hasar 136.115,22 – 19.276,50 = 116.838,72 TL hesaplanmıştır. Muhtelif Türdeki Kumaşların İncelenmesi (Tül Kumaş Dışındaki Kumaşlar) söz konusu kumaşların daha önce açık alanda, üstleri açık bir şekilde istiflendiği/depolandığı, Çorlu … Hukuk Mahkemesi … D.iş sayılı dosyasından anlaşılmıştır. Keşif esasında da görüldüğü üzere kumaşlar üzerinde küflenmeler, lekelenmeler gibi hasarlar mevcuttur. Bu durumun ürünün uygun olmayan ortam koşullarında uzun süre tutulması sonucu meydana geldiği kanaati oluşmuştur. Söz konusu küfler ve lekelenmeler ürüne uygulanacak kimyasal proseslere engel teşkil edecektir. Yine ürünlerin uzun süre ultraviyole ışınlarına maruz kalan kısımlarında, kumaş bünyesinde yer alan flametler hasar göreceğinden kumaş yüzeyinde tüylenme gibi bozulmalar da meydana gelebilecektir. Ayrıca tekstil ürünlerine değer katan bir diğer etmen ise moda değeridir. Moda unsuru çok hızlı bir şekilde değişmekte, bu sezon moda olan ürün/tasarım gelecek sezon yerini başka bir ürün yada tasarıma bırakmaktadır. Bu sebeple üretimi yapılan tekstil ürünü hızlı bir şekilde işlenip nihai ürüne dönüştürülmelidir. Ancak söz konusu ürünler beklemiş olduğundan, modasal olarak da değer kaybetmiştir. Tüm bu hususlar gözetildiğinde ürünlerdeki değer kaybının %65 olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda meydana gelen toplam değer kaybı Yukarıda açıklandığı üzere tül kumaş haricindeki kumaşların miktarı; toplam kumaş miktarının %75’i kadardır. Bu durumda 25.702 x 0,75 = 19.276,50 kg Kumaşların toplam değeri 19.276,50 x 3,94 $ = 75.949,41 $ 75.949,41 x 3,81 = 289.367,25 TL (22/12/2017 tarihli TCMB döviz kuru alınmıştır) Yukarıda açıklandığı üzere kumaşlarda %65 değer kaybı meydana gelecektir. Bu durumda değer kaybı 289.367,25 x 0,65 = 188.088,71 TL Toplam değer kaybı (tül kumaşlar dahil) ise 188.088,71 TL + 116.838,72 = 304.927,43 TL hesaplanmıştır. Sonuç itibariyle A) Tül kumaşlarda mukavemet kaybı olduğundan kullanılamaz halde olduğu ve değer kaybının 116.838,72 TL olduğu, B) Tül kumaş dışındaki muhtelif cinsteki kumaşlarda meydana gelen değer kaybının 188.088,71 TL olduğu, C) Toplam değer kaybının 304.927,43 TL olduğu, D) Davalı tarafından sunulan faturadaki birim fiyatların piyasa rayicine uygun olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” denildiği görülmüştür. Bilirkişilere inceleme sırasında görüntülerin videoya alınarak CD halinde dosyaya sunulması için de görev verilmiş olup bu bilirkişi heyetince rapora eklenen görüntülerin bulunduğu CD’nin dökümü mahkememizce resen belirlenen bilirkişi vasıtasıyla kağıt ortamına dökülerek dosyaya bırakılmıştır.
21/06/2021 tarihli heyet raporu ile 30/05/2022 tarihli heyet raporunda kumaş miktarları olarak tespit yapılmış ise de davalı tarafından davacıya gönderilen 22/12/2017 tarihli faturadaki kumaş miktarları incelendiğinde, polyester örme kumaş miktarının 15.680 kg , polyester tüm miktarının ise 5481 kg olarak yer alması ve faturadaki kumaş miktarlarının bilirkişi raporundaki kumaş miktarından az olması nedeniyle, faturadaki kumaş miktarlarının esas alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Buna göre, 5481 kg polyester tül kumaş için kg değeri 5.56 USD’den hesaplandığında toplam miktarın 30.474,36 USD yaptığı, bu miktarın da fatura tarihindeki kur olan 3.81 TL ile çarpılması sonucunda TL karşılığının 116.107,31 TL yaptığı anlaşılmaktadır. Son bilirkişi raporunda kumaşların sovtaj değeri 3 TL / Kg olarak bildirilmiş olup sovtaj değeri hesaplandığında 5481 kg X 3 TL = 16.443 TL sovtaj değeri olduğu görülmektedir. Polyester tül kumaşlar için belirlenen 116.107,31 TL’den sovtaj değeri olarak bulunan 16.443 TL düşüldüğünde geriye kalan miktar (KDV hariç) 99.664,31 TL’dir.
Polyester örme kumaş için değerlendirme yapıldığında; 15.680 kg X 3,94 USD = 61.779,20 USD olarak hesaplanmış olup bunun TL karşılığı ise 61.779,20 USD X 3,81 TL = 235.378,75 TL’dir . Son bilirkişi raporunda polyester kumaşlarda değer kaybının %65 olduğunu tespit etmiştir. KDV hariç 235.378,75 TL olarak belirlenen polyester kumaşlardaki değer kaybı hesaplandığında 235.378,75 TL X 0,65 = 152.996,18 TL yapmaktadır.
Polyester tül için hesaplanan 99.664,31 TL ile polyester kumaş için belirlenen 152.996,18 TL toplandığında toplam miktar 252.660,49 TL yapmaktadır. Davalı tarafından davacıya gönderilen 22/12/2017 tarihli faturadaki KDV oranı %8 olarak belirlendiğinden %8 KDV miktarının ise 20.212,83 TL olduğu hesaplanmış olup, 252.660,49 TL + %8 KDV + 20.212,83 TL = 272.873,32 TL davalının takas defi ileri sürebileceği tespit edilmiştir.
Davacıda bulunan ve davalıya teslim edilmesi gereken, davalıya ait polyester tül ve polyester kumaşların davacı tarafından usulüne uygun şekilde muhafaza edilmemesi nedeniyle 272.873,32 TL’lik zarara uğratıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre , davacı tarafın davalıdan kumaş boyama hizmeti karşılığında 323.810,40 TL alacağı bulunduğu, bu alacak miktarının hem davacının hem davalının ticari defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde, bu alacaklarında her iki taraf defterlerinin birebir örtüştüğü, dolayısıyla davacının 323.810,40 TL alacağının bulunduğu, davacı tarafından davalıya gönderilen Beyoğlu …Noterliğinin 19 Eylül 2017 tarih …yevmiye nolu ihtarnamesi ile borcun ödenmesi için 3 günlük süre verildiği, 22/09/2017 tarihinde ihtarnamenin tebliğ edildiği, verilen 3 günlük süre geçtikten sonra takip tarihi olan 28/09/2017 tarihine kadar temerrüt faizinin 09/06/2020 tarihli raporda hesaplandığı buna göre işlemiş temerrüt faizinin 345,99 TL olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere davalı tarafından boyanmak üzere davacıya teslim edilen polyester tül ve polyester örme kumaşların usulüne uygun şekilde muhafaza edilmemesi nedeniyle , söz konusu kumaşların davacı tarafından davalıya teslim edilmesi gerektiği ancak söz konusu kumaşlarda KDV dahil 272.873,32 TL’lik zarar oluştuğu bu zarar miktarının da davacı alacağından takas-mahsubu gerektiği, davacının asıl alacağı olan 323.810,40 TL’den davalı alacağı olan 272.873,32 TL düşüldüğünde davacının geriye kalan alacak miktarının 50.937,08 TL asıl alacak ile 345,99 TL işlemiş faiz olmak üzere 51.283,07 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir. Davacının alacağı boyama hizmetinden kaynaklanan hizmet bedeli olup bu hususta davacı defterleri ile davalı defterleri örtüştüğünden, davacının bu alacağının likit itirazın da haksız olduğu görülmekle %20 oranında hesaplanan 10.256,61 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazla isteminin davalının da fazlaya ilişkin takas definin reddine aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının itirazın iptali davasının ve davalının takas defi talebinin kısmen kabulü kısmen reddi ile,
İstanbul…icra müdürlüğünün …esas sayılı dosyasındaki takibin (323.810,40TL asıl alacaktan 272.873,32TL takas edilen alacağın düşülmesi ile kalan ) 50.937,08TL asıl alacak ile 345,99TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 51.283,07TL üzerinden devamına,
50.937,08TL olarak belirlenen asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi uygulanmasına,
10.256,61TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 3.503,14 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 4.100,00 TL bilirkişi ücreti, 444,00 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 4.580,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
7-Bu dava sebebiyle 3.503,14 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 3.989,89 TL’den mahsubu ile fazla alınan 486,75 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸