Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/552 E. 2022/553 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/552 Esas
KARAR NO : 2022/553

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/09/2012
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
DAVA : Davacı vekili mahkememize yetkisizlikle gelen dava dilekçesi ile , müvekkili banka ile davalı şirket arasında 23/6/2007 tarihinde her türlü gayrimenkul , makine değerleme ve kira tespit raporlarının yapılması konusunda 23/6/2007 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davalı tarafın , müvekkili bankadan kredi kullanmak isteyen … ‘ın teminat olarak bankaya vereceği ” … Köyü Gölkenarı Mevkii … pafta, … Parsel …/Düzce” adresindeki gayrimenkulün 14/8/2007 tarihinde kıymet takdiri işlemini yaptığını, davalı şirketin teminata konu gayrimenkulün kıymetini 14/8/2007 tarihi itibariyle 2.610.000 TL olarak tespit ettiğini, bu kıymet takdirine istinaden kredi talep eden dava dışı …’e kredi kullandırıldığını, dava dışı şirketin kullanmış olduğu kredilerle ilgili geri ödemelerde gecikme olması neticesinde hakkında kanuni takip başlatıldığını, İstanbul…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile teminat olarak alınan gayrimenkulün paraya çevrilmesi için dava dışı borçlu şirket aleyhine 03/10/2011 tarihinde 4.412.235 USD değerinde icra takibi başlatıldığını,… İcra Müdürlüğünün … Tal sayılı dosyasından gayrimenkulün kıymet takdirinin yapıldığını, icra dosyasından 23/01/2012 tarihinde alınan 3 lü bilirkişi raporunda gayrimenkulün kıymetinin 786.689,26 TL olarak tespit Edildiğini, gayrimenkulün 25/06/2012 tarihinde talimat icrası tarafından yapılan açık artırma neticesinde 485.000 TL ye alıcı bulduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasından rehin açığı belgesi alındığını, dava dışı borçlu şirket hakkında aynı alacak ile ilgili olarak İstanbul… İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, ancak alacağın tahsil edilemediğini, davalı şirketin yaptığı değerleme ile icra dosyasından alınan kıymet takdir raporu arasında 1.823.310,74 TL lik fark bulunduğunu, davalı şirket tarafından yapılan ekspertiz raporunda taşınmazın değerinin rayiçlerin çok üzerinde gösterildiğini , davalı şirket tarafından tanzim edilen ekspertiz raporu ile icra dosyasından alınan kıymet takdir raporları arasındaki ( 2.610.000 TL -786.689,26 TL = 1.823.310,74 TL ) fark ortaya çıktığının ve zarar ödenmesi gerektiği, Beyoğlu … Noterliğinin 13/4/2012 tarihli ihtarnamesi ile davalıdan talep edildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3 maddesinde ” vektör , yanında istihdam ettiği kişiler ve iş yaptırdığı kurum ve kişilerde dahil olmak üzere her türlü ağır ihmal veya kasıt nedeniyle (doğal afet, mücbir sebep dışında) ekspertize konu gayrimenkulün değerini olması gerekenden çok bariz bir şekilde farklı tespit etmesi halinde bankanın bu konuda uğrayacağı her türlü zararı tazmin etmeyi taahhüt eder, bu miktar her halükarda 50.000 TL nin altında olmayacaktır” denilmesine rağmen davalı tarafın ihtarnameye cevap vermediğini belirterek banka zararı olan 1.503.310,07 TL nin ihtar tarihinden itibaren 320.000,67 TL nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte toplam 1.823.310,74 TL nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize ibraz ettiği cevap dilekçesi ile, değerleme raporunda müvekkilinin tüm değerleme yöntemlerine ve usullerine riayet ettiğini değerleme raporunu hazırlarken emsal değer araştırması neticesinde taşınmazın dönümünü 7.000-8.000 -10.000 TL aralığında değiştiğini tespit ettiğini, buna göre taşınmazın metre kare birim fiyatının 7-8-10 TL aralığında olduğunun raporun içeriğinden açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin taşınmazın binalarla birlikte değerini belirlerken emsal dönüm fiyatlarını belirtmesine rağmen arsa alanını 8 TL ile değil, 80 TL ile çarparak maddi hata yaptığını, sözleşmenin 3 maddesinde müvekkilinin ancak ağır ihmal ve kast olarak nitelendirebilecek hallerden sorumluluğunun bulunduğunu oysa davaya konu olayda ağır ihmal ve kast olmadığını, hazırlanan raporun davacı tarafa sunulduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi hareket ederek ve kendi bünyesinde ekspertiz uzmanları istihdam etmesi ve kontrollerin bu uzmanlarca yapılmasına rağmen , basitçe göz atmayla dahi fark edilebilecek maddi hatayı fark etmediklerini, davacının ilk ipoteğin ardından 5 ay sonra aynı taşınmaz üzerinde ikinci kez ipotek ile tekrar kredi kullandırıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, sözleşme hükümlerine aykırılık nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Deliller; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas , Gölyaka İcra Müdürlüğünün … Tal sayılı dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… ,… nolu dosyaları, taraflar arasında imzalanan 23/6/2007 tarihli sözleşme, davalı şirket tarafından tanzim edilen ekspertiz raporu, bilirkişi incelemesi.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmış, bilirkişi heyetinden rapor Alınarak dosyaya bırakılmıştır.
Taraflar arasında 23/6/2007 tarihli sözleşme gereğince, davacı banka tarafından talep edilen her türlü gayrimenkul, makinenın değerlemesinin , davalı şirket tarafından yapılması kararlaştırılmıştır . Sözleşmenin 3 maddesinin son bendinde vektör , yanında istihdam ettiği kişiler ve iş yaptırdığı kurum ve kişilerde dahil olmak üzere her türlü ağır ihmal veya kasıt nedeniyle (doğal afet, mücbir sebep dışında) ekspertize konu gayrimenkulün değerini olması gerekenden çok bariz bir şekilde farklı tespit etmesi halinde bankanın bu konuda uğrayacağı her türlü zararı tazmin etmeyi taahhüt eder, bu miktar her halükarda 50.000 TL nin altında olmayacaktır, hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Söz konusu sözleşmeye konu , davacı bankanın şubesinin … unvanlı firma arasında 8/7/2007 tarihli talep yazısına istinaden davalı şirket tarafından Gölyaka/Düzce’de bulunan … nolu Parselin değerlemesi sonucu rapor ekine fiyat araştırması raporu sayfasının eklenerek, kıymet takdiri tablosu bölümünde metre kare birim fiyatının 80 TL ile çarpılması sonucunda taşınmaza üzerindeki yapılarla birlikte 2.610.000 TL değer biçildiğini, emsal araştırma raporuna göre taşınmazın metre kare fiyatının 8 TL ile çarpılması gerekirken 80 TL ile çarpıldığının davalı tarafça da kabul edildiğini, … İcra Müdürlüğünün … Tal. Sayılı dosyası ile taşınmaza 786.689,26 TL değer biçildiğini aradaki farkın 1.823.310,74 TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 26/02/2015 tarih ve… Esas … Karar nolu ilam ile iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sözleşme uyarınca davalı edimi olan davacının vereceği kredinin teminatını oluşturacak gayrımenkulün değer takdiri ile taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş fark bulunması nedeniyle davalının edimini kusurlu ifa ettiği ve bu oranda davacının verdiği krediyi tahsil edememesinden kaynaklı zararından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 1.823.310,74 TL’nin(bu miktarın 1.503.310,07 TL’sine 25.04.2012, kalan 320.000,00 TL’sine dava tarihinden itibaren uygulanmak üzere) değişen oranda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 16/06/2016 tarih 2015/5683 Esas 2016/3691 Karar nolu ilamı ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında; “Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 114. maddesi yollamasıyla sözleşme hükümlerine dayalı tazminat istemlerinde uygulanması gereken aynı Kanun’un 49. madde hükmünde yer alan haksız eylem sorumluluğunda zararın ve zarar ile sorumlu arasındaki nedensellik bağının kanıtlanması gerekmektedir. Henüz zarar gerçekleşmeden açılan davanın reddi gerekir. İşbu davada zararın doğabilmesi için davacının kredi alacağının davalının yaptığı değerlemeye dayanılarak konulan ipotek haricinde asıl borçlu ve kefillerden ve varsa diğer teminatlardan tahsil kabiliyetinin olmadığının sabit olması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı alacağı ile ilgili asıl borçlu ve kefillere yönelik İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … ve… E. sayılı dosyalarında takip bulunduğu belirtilmiş ise de, alacağın bu dosyalardan tahsil kabiliyeti hususunda bir inceleme ve tespit bulunmamaktadır. Ayrıca, davalı tarafça mevzuat gereği ipotek konulmak üzere değer biçilen taşınmazın değerinin tamamı üzerinden değil, belli bir oran üzerinden kredi teminatı olarak kabul edilebileceğine yönelik itirazları da bilirkişi raporunda karşılanmamıştır.
Bu durumda mahkemece, bankacılık konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davalı tarafın itirazlarını da karşılar nitelikte, öncelikle zararın doğup doğmadığı yönünden, doğmuş ise miktarı yönünden rapor alınması, bu belirlemeyi yaparken de, bankacılık mevzuatına göre, taşınmaza biçilen 2.610.000,00 TL değere göre verilebilecek kredi miktarı ile taşınmazın gerçek değerine göre verilebilecek kredi miktarı belirlenip, aradaki fark bedelden eğer dava konusu kredi alacağı ile ilgili zarara konu taşınmazla ilgili rehin takibine ilişkin dosya haricindeki diğer takip dosyalarından yapılmış bir tahsilat var ise bu tahsilat taşınmazın davalı tarafça biçilen değerine göre mevzuat uyarınca verilebileceği belirlenen miktarın, kullandırılan toplam kredi miktarı içerindeki oranına göre dikkate alınıp düşülmesi gerekmektedir. Bu inceleme ve araştırma neticesinde alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenecek tazminata hükmedilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” denildiği görülmüştür.
Davacı vekilince yargıtay bozma ilamına karşı karar düzeltme yoluna gidilmiş, karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Yargılamanın devamı sırasında … Bankasının iflasına İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas nolu dosyasından karar verildiği,
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 27/01/2020 tarih 2018/1539 Esas 2020406 Karar sayılı ilamı ile iflas kararının kesinleştiği, iflas tasfiyesinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün …iflas dosyası üzerinden yürütüldüğü tespit edilmiştir.
Uyulan yargıtay bozma ilamı doğrultusunda rapor tanzim edilmesi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 29/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda ;
“Taraflar arasındaki ihtilafın, gerçek değeri 786.689,26 TL olan taşınmaz için davalı ekspertiz şirketi tarafından hatalı hesaplama sonucu 2.610.000,00 TL değer tespiti yapılması ve söz konusu değer üzerinden davacı bankaca, dava dışı … isimli şirkete kullandırılan 3.975.000,00 USD tutarlı dövize endeksli kredinin geri ödenmemesi sonucunda, davacı bankanın teminat noksanlığı nedeniyle uğradığı zararın tazminine yönelik olduğu, Davalı şirket tarafından da kabul edildiği üzere, değerleme raporu hazırlanırken taşınmazın 26.825 m2’lik arsa alanını 8 TL ile değil, 80 TL ile çarparak arsa değerinin hesaplandığı, Sermaye Piyasası Mevzuatı Çerçevesinde Gayrimenkul Değerleme Hizmeti Verecek Şirketler İle Bu Şirketlerin Kurulca Listeye Alınmalarına İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in Sorumluluk başlıklı 10. Maddesi ve BDDK tarafından Resmi Gazete’de yayımlanan Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik’in Mesleki Özen ve titizlik başlıklı 7. Maddesi birlikte değerlendirildiğinde, davalı gayrimenkul şirketi tarafından mesleki özen ve titizlik gösterilmeden dava konusu ekspertiz raporunun düzenlendiği, söz konusu raporda gayrimenkulün değerinin olması gerekenden çok bariz şekilde farklı olduğu ve hazırlanan raporda ulaşılan sonuçlar dolayısıyla; raporun belirlenen standartlara uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenlerle davalı şirketin gerek yasal hükümler gerekse sözleşmesel hükümler bakımından %100 kusurlu olduğu, Davacı bankaca İstanbul … İcra Müdürlüğü nezdinde başlatılan ekspertize konu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde, takibe konu gayrimenkulün 25.06.2012 tarihinde 485.000,00 TL ihale bedeli ile davacı bankaca satın alınarak borca mahsup edildiği, İstanbul … İcra Müdürlüğü nezdinde başlatılan … ve … E. sayılı İcra dosyalarına konu hak ve alacakların ise 22.08.2013 tarihinde dava dışı … Yönetim A.Ş.’ne 82.485,00 TL bedelle devir ve temlik edildiği, böylece açılan tüm icra takiplerinden başkaca hak ve alacakların kalmadığı, ayrıca davacı banka lehine mevcut bulunan yabancı bayraklı gemi ipoteğinden ise tahsilat imkanının bulunmadığı ve bu sebeple davacı banka nezdinde, 22.08.2013 tarihi itibariyle 5.804.175,73 TL’lık zararın fiilen gerçekleştiği, dolayısıyla söz konusu zarar tutarının içinde, ekspertize konu taşınmaza biçilen değer ile taşınmazın gerçek değeri arasındaki farktan kaynaklanan 1.823.310,74 TL’lık (= 2.610.000,00 – 786.689,26) tutarın da mevcut olduğu, 1.823.310,74 TL’lık tutarın 1.503.310,74 TL’lık kısmına davalının temerrüde düştüğü 25.04.2012 tarihinden, kalan 320.000,00 TL’sine ise dava tarihinden itibaren, değişen oranlarda avans faiz oranları üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davacı tarafından talep edildiği, ancak davacı banka kayıtlarına göre 04.04.2012-20.08.2013 tarihleri arasında 375.569,27 TL anapara tahsilatı yapıldığı, taşınmazın gerçek değerine göre verilebilecek kredi oranı (%30) dikkate alınarak anapara tahsilatının %30’u olan 112.670,70 TL’lık (= 375.569,27 TL x % 30) kısmı, 1.503.310,74 TL’lık alacak tutarından düşüldüğünde, geriye 1.390.640,04 TL (= 1.503.310,74 TL – 112.670,70 TL) kalmaktadır. Bu durumda, davacı bankaca 1.390.640,04 TL alacağa 25.04.2012 temerrüt tarihinden, 1.710.640,04 TL’ye ise (=1.390.640,04 TL + 320.000,00 TL) dava tarihinden itibaren, tarafların tacir olması nedeniyle, TCMB’nin değişen oranlarda avans faiz oranları üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte talep edilebileceği,” denilerek görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporuna karşı davacı vekilince itiraz dilekçesi sunulmuş olup, mahkememizin 26/11/2020 tarihli duruşmasında alınan 1 nolu ara kararı ile “Dosyanın rapor veren bilirkişilere tevdi sureti ile ;
Davalı tarafça “ipotek teminatlı menkul kıymetlere ilişkin esaslar hakkında tebliğ 16.maddesinin 1/c bendine göre işlem yapılması gerektiği iddia edilmiş, uyulan Yargıtay bozma ilamında da davalının bu tebliğe yönelik itirazlarının raporda değerlendirlimediğini belirtilmesi nedeni ile
A-Bu tebliğin dava konusu olaya uygulanıp uygulanmayacağını, daha kapsamsı ve gerekçeli olarak tartışılarak, ayrıca bu tartıştma yapılırken , dosya içerisinde sunulan ek-1 başlıklı 20/02/2008 toplantı tarihli, karar no 514 sayfa 6 nolu belge davacı tarafça sunulmuş olup bu belgede de “teminat ekspertiz değeri … TL olan gayrimenkul üzerine riskin %50 fazlası tutarında ipotek tesisi ” ibarelerinin kullanıldığı da dikkate alınarak bu değerlendirmenin bilirkişilerce yapılmasının istenilmesine,
B- Ayrıca uyulan bozma ilamında zararın nasıl hesaplanacağının matematiksel olarak açıklandığı görülmekle BANKACILIK MEVZUATINA GÖRE denildikten sonra açıkça hesap tarzının gösterildiği görülmekle uyulan yargıtay bozma ilamı doğrultusunda gerekçeli denetimli , hesap tarzı gösterilir ek rapor tanzimi” yönünde karar alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 08/01/2022 tarihli ek raporlarında;
” Huzurdaki dava ile 1.823.310,74 TL’lık tutarın 1.503.310,74 TL’lık kısmına davalının temerrüde düştüğü 25.04.2012 tarihinden, kalan 320.000,00 TL’sine ise dava tarihinden itibaren, değişen oranlarda avans faiz oranları üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davacı tarafından talep edildiği, ancak davacı banka kayıtlarına göre 04.04.2012-20.08.2013 tarihleri arasında 375.569,27 TL anapara tahsilatı yapıldığı, davalı tarafça taşınmaza biçilen değere istinaden, davacı bankaca gerçek değerine göre %70 oranında daha fazla kredi kullandırıldığından, tahsil edilen 375.569,27 TL’lık tutarın 262.898,49 TL’lık (=375.569,22 x %70) kısmının, davalı tarafça biçilen değer ile taşınmazın gerçek değeri arasındaki 1.823.310,74 TL farktan düşülmesi gerekmektedir. 262.898,49 TL’lık tutar 1.823.310,74 TL’den düşüldüğünde, 1.560.412,55 TL kalmaktadır. Bu durumda, davacı bankaca 1.240.412,25 TL (= 1.503.310,74 – 262.898,49) alacak tutarına 25.04.2012 temerrüt tarihinden, 1.560.412,25 TL’ye ise (1.240.412,25 + 320.000,00) dava tarihinden itibaren, tarafların tacir olması nedeniyle, TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda avans faiz oranları üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte talep edilebileceği,” şeklinde ek rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Mahkememizce; İstanbul … icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak… esas ve… esas sayılı icra dosyaları asılları mahkememiz dosyasında olup, bu dosyalardan tahsilat yapılıp yapılmadığının , yapılmış ise tahsilat miktarının ve tarihinin yazılı olarak mahkememize bildirilmesi, İstanbul …icra müdürlüğüne ait … esas sayılı icra emrinde tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile İstanbul .. icra müdürlüğüne ait… ve … esas nolu dosyalardan bahsedilmesi nedeni ile, İstanbul … icra müdürlüğüne yazı yazılarak … ve … esas sayılı dosyalardan tahsilat yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise tahsilat miktarının ve tarihinin yazılı olarak bildirilmesi, İstanbul … icra müdürlüğüne ait … ve … esas nolu dosyaların incelenmek üzere gönderilmesi, …, …, … , … Bankası Genel müdürlüklerine ve BBDK ya ayrı ayrı yazı yazılarak, yazıya dosya içerisinde bulunan 33 nolu tebliği ile yargıtay bozma ilamını ayrıca davacı vekilinin 19/06/2014 tarihli dilekçe ekinde bulunan 2008GKS 2009 GKS sözleşme fotokopileri ekinde yazı yazılarak ; İpotekli ticari kredilerde ” İpotek teminatlı menkul kıymetlere ilişkin esaslar hakkında tebliğ, seri no III no :33 nolu tebliğin 16.maddesinin c bendinde “ipotekli ticari kredilerin, kredinin teminatı olan taşınmaz değerinin %50’sini aşan kısmı, dikkate alınmaz” hükmünün ne anlama geldiği, ipotekli ticari kredilerde uygulanıp uygulanmadığı, ayrıca ekte sureti gönderilen yargıtay bozma ilamına göre ” bankacılık mevzuatına göre” 2008 ve 2009 yıllarında ipotek değerine göre verilecek ticari kredinin miktarının nasıl belirlendiği, bu hususa ilişkin 2008 ve 2009 yıllarında yürürlükte bulunan bankacılık mevzuatının adı ve nosu da bildirilerek mahkememize açıklanmasının, bu hususta mevzuat yok ise banka uygulamasının nasıl olduğunun , ipotek konusu taşınmazın değerinin yüzde kaçı oranında ticari kredi verildiğinin açıklanması istenmiş, gelen yazı cevapları dosya içerisine bırakılmıştır.
İkinci bilirkişi heyetince düzenlenen ek rapora karşı davalı ve davacı tarafça itiraz edilmesi ayrıca verilen rapor ve ek raporun uyulan yargıtay bozma ilamındaki hesap yöntemine uygun olmadığı dikkate alınarak 03/06/2021 tarihli duruşmada alınan ara kararı ile; dosyanın daha önceki bilirkişiler dışında seçilecek bankacılık konusunda uzman 3 bilirkişi heyetine tevdi edilerek; Tüm dosya kapsamı, önceki raporlar, raporlara yapılan itirazlar, İstanbul … icra müdürlüğüne ait … ve … , İstanbul … icra müdürlüğüne ait … ve… nolu dosyalardan yapılan tahsilat miktarları ayrıca İstanbul … icra müdürlüğüne ait dosyaların (dosya alacaklarının) … yönetimine 82.455,00TL’ye satılması nedeni ile, bu miktarın tahsilat olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği de irdelenerek, uyulan bozma ilamı kapsamında , ” Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 114. maddesi yollamasıyla sözleşme hükümlerine dayalı tazminat istemlerinde uygulanması gereken aynı Kanun’un 49. madde hükmünde yer alan haksız eylem sorumluluğunda zararın ve zarar ile sorumlu arasındaki nedensellik bağının kanıtlanması gerekmektedir. Henüz zarar gerçekleşmeden açılan davanın reddi gerekir. İşbu davada zararın doğabilmesi için davacının kredi alacağının davalının yaptığı değerlemeye dayanılarak konulan ipotek haricinde asıl borçlu ve kefillerden ve varsa diğer teminatlardan tahsil kabiliyetinin olmadığının sabit olması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı alacağı ile ilgili asıl borçlu ve kefillere yönelik İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… ve… E. sayılı dosyalarında takip bulunduğu belirtilmiş ise de, alacağın bu dosyalardan tahsil kabiliyeti hususunda bir inceleme ve tespit bulunmamaktadır. Ayrıca, davalı tarafça mevzuat gereği ipotek konulmak üzere değer biçilen taşınmazın değerinin tamamı üzerinden değil, belli bir oran üzerinden kredi teminatı olarak kabul edilebileceğine yönelik itirazları da bilirkişi raporunda karşılanmamıştır. Bu durumda mahkemece, bankacılık konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davalı tarafın itirazlarını da karşılar nitelikte, öncelikle zararın doğup doğmadığı yönünden, doğmuş ise miktarı yönünden rapor alınması, bu belirlemeyi yaparken de, bankacılık mevzuatına göre, taşınmaza biçilen 2.610.000,00 TL değere göre verilebilecek kredi miktarı ile taşınmazın gerçek değerine göre verilebilecek kredi miktarı belirlenip, aradaki fark bedelden eğer dava konusu kredi alacağı ile ilgili zarara konu taşınmazla ilgili rehin takibine ilişkin dosya haricindeki diğer takip dosyalarından yapılmış bir tahsilat var ise bu tahsilat taşınmazın davalı tarafça biçilen değerine göre mevzuat uyarınca verilebileceği belirlenen miktarın, kullandırılan toplam kredi miktarı içerindeki oranına göre dikkate alınıp düşülmesi gerekmektedir.” denildiğinden, bozma ilamına uygun şekilde gerekçeli, hesap tarzını gösterir rapor tanzim edilmesi istenilmiştir.
21/09/2021 tarihinde ön büroya sunulan 3. Heyet raporu incelendiğinde;
Dava konusu 14/08/2007 tarihli gayrimenkul değerleme raporunda ekspertiz sonucu arazi ve üzerindekilere toplam 2.610.000,00 TL olarak değer biçtiği, arsanın m2 değerinin 80 TL olarak gösterildiği, oysa gerçekte taşınmazın m2 değerinin 7-8-10 TL olduğunun anlaşıldığını, davalı tarafın hata yaparak 8 yerine 80 TL’den hesap yaptığı, takip dosyasındaki bilirkişinin ise taşınmaza 786.689,26 TL değer biçtiği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte takip alacaklısının davacı, borçlusunun ise … Olduğu, Marmara Ereğlisi …Mevkinde kain …ada … parselde kayıtlı taşınmazın 40/210 hissesi içindeki 18-19-20 ve 21 nolu meskenlerinin değerinin bilirkişi tarafından 157.835,00 TL olarak belirlendiği ancak 04/04/2012 tarihinde bu satıştan 112.764,83 TL’lik tahsilat sağlandığı, icra emrinde takibin İstanbul …icra Müdürlüğnün …Esas… Esas sayılı ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyaları ile tekerrür olmamak üzere açılmıştır ibaresinin bulunduğu, İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip alacaklısının davacı, borçlularından birinin ise … olduğu ,takibin türünün ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip olduğu, Sakarya ili, İhsaniye köyü, … mevkindeki … nolu parsellerin satışına ilişkin olduğu, taşınmazlara 900.000 TL değer biçilmiş ise de 19/04/2012 tarihinde 547.000,00 TL’ye satıldığı, İstanbul … .icra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 27/07/2012 tarihinde 7.877.148,83 TL lik rehin açığı belgesi verildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ve … Esas nolu dosyalardan 18/02/2014 tarihinde 2.861,07 TL, 28/04/2014 tarihinde 4.028,66 TL , 26/12/2014 tarihinde 6.795,42 TL olmak üzere toplam 13.685,35 TL’lik tahsilat sağlandığı, böylelikle toplam 673.450,49 TL tahsilat sağlandığını, … Bankası İle… Varlık A.Ş arasında 22/08/2013 tarihinde imzalanan “Tahsili gecikmiş alacak devir sözleşmesi” sonucunda… ile ilişkili İstanbul … İcra Müdürlüğünün … ve…esas sayılı dosyaları içeriğinin 82.455,00 TL karşılığında varlık yönetimi şirketine devredildiğinin tespit edildiğini, yukarıda belirtilen 13.685,66 TL’lik tahsilatın temlik alacaklısı … tarafından yapılmış olması nedeniyle , davacı tarafından yapılan toplam tahsilat tutarının 659.764,83 TL olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… – …Esas sayılı dosyadaki alacakların 82.455,00 TL’ye temlik edildiği de dikkate alındığında buna göre toplam tahsilat tutarının (659.764,83 TL + 82.455,00 TL =) 742.219,83 TL olarak tespit edildiğini, dosya ve eklerinden yabancı bayraklı tanker cinsi geminin üzerine banka lehine 3.053.050 USD tutarında gemi ipoteğinin tesis edildiğinin anlaşıldığını ancak gemi ipoteği teminatı ile ilgili girişimlerin yalnızca geminin nerede olduğunun araştırılmasından ibaret kaldığını, ipotek karşılığı kredi kullandırmalarında kredi oranının tespiti ile ilgili irdeleme yapıldığında ise bankacılık sektöründe kredi teminatına alınacak ipoteğin ne kadarlık bölümüne ne kadar kredi kullandırılacağı hakkında herhangi bir yasal mevzuat ya da bir kural bulunmadığını, mahkemece bir kısım bankalara yazı yazılarak hangi oranda kredi verildiğini yazıyla sorulduğunu,…Bankasının yazı cevabına göre BDDK kararına göre bir dönem %50 oranında sınırlandırma yapılmış ise de BDDK’nın 04/04/2013 tarihli kararı ile sınırlandırmanın kaldırıldığını, diğer banka yazı cevaplarında ise yeknesak bir uygulamanın olmadığı , firma riskine göre farklılık arzettiği, kredilendirilen kişi ve içinde bulunduğu duruma göre karar verildiğinin bildirildiği, bankacılık teamüllerine göre bankaların ipotek karşılığı kredilerde uygulamak zorunda oldukları herhangi bir oran ya da marjın olmadığı ancak bankacılık uygulamasında gayrimenkullerin değerlerinden %50 – %100 marj tutarı dikkate alınarak kredi açılması yoluna gidildiği belirtilerek raporun sonuç kısmında ise; “davalı Şirketin hazırlamış olduğu Gayrimenkul Değerleme Raporunda başlangıçta tarlanın birim metrekare fiyatını 8 TL olarak belirlemiş olmasına rağmen hesaplamayı 80 TL üzerinden yapmış olması davalı şirketin Raporun tanzimi sırasındaki ağır kusurunu teşkil ettiği, Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşlar hakkında Yönetmelik md 7 de; “Değerleme uzmanı, değerleme hizmetinin planlanması, yürütülüp sonuçlandırılması ve raporun hazırlanması safhalarında gerekli mesleki özen ve titizlği göstermek zorundadır.” Hükmüne göre ,Davalı Şirket dikkat ve özen göstermeden hazırladığı Değerleme Raporundan dolayı davacı bankanın uğrayacağı zarardan sorumlu olacağı, ancak bankanın uğradığı zararı talep edebilmesi için zararın gerçekleşmiş olması gerektiği, Taraflar arasında 23.06.2007 tarihinde akdedilen sözleşmenin 3.maddesi; “Vektör, yanında istihdam ettiği kişiler ve iş yaptırdığı kurum ve kişiler de dahil olmak üzere her türlü ağır ihmal veya kasıt nedeniyle (Doğal afetler, mücbir sebep dışında) ekspertize konu gayrimenkulün değerini olması gerekenden çok bariz bir şekilde farklı tespit etmesi halinde Banka’nın bu konuda uğrayacağı her türlü zararı tazmin etmeyi taahhüt ettiği, Takip dosyalarının incelenmesi ile; İstanbul …İcra Müdürlüğünün … ve …E. Sayılı dosyalarındaki taşınmazları satılarak paraya çevrildikleri ve tahsilatın tamamlandığı, İstanbul …İcra Müdürlüğünün…-…E. Sayılı dosyalarında ise, hacizli taşınmazlar ve rehinli otolar ve ayrıca haciz konulmuş bir adet patentin bulunduğu, dosyalarda, bu değerlerin paraya çevrilmesi için girişimde bulunulduğuna dair bir bilgiye rastlanılmadığı, İstanbul …icra Müdürlüğü nezdindeki her iki takip dosyasının da …Yönetim A.Ş.’ye 82.455,00 TL karşılığında temliki ile davacının değinilen dosyalarla ilişkisinin kalmadığı, Yukarıda arz ve izah edilen gerekçelerden dolayı davalı şirket aleyhine açılan tazminat ve alacak davasında ,TBK nun 49.maddesi ve Yargıtay 23.HD.nin Bozma kararı kapsamında, gerek davalı Şirketin ve gerekse Davacı Bankanın %50 eşit oranında kusurlu oldukları, olayda Müterafık kusur halinin bulunduğu, hal böyle olmakla beraber kredinin maddi teminatları ve müteselsil kefilleri hakkında icra takiplerinin devam ettiği ve sonuçlanmadığı, ayrıca 3.053.050 USD tutarında gemi ipoteğinin bulunduğu, kredilerin teminatını teşkil etmeye devam ettiği, gemi ipoteği hakkında icra takibinin açılmamış olduğu, Davacı bankanın davalı Şirkete kullandırdığı kredilerin tahsisi sırasında esas aldığını ileri sürdüğü ve davalı Şirketin düzenlediği Değerleme Raporu’ndan dolayı zarara uğratılmış olduğuna dayanarak davalı Şirketten zarar ziyan talebinde bulunabilmesine ilişkin koşulların (Kanuna aykırılık, kusur, zarar, zarar ile şirketin kusurlu hareketi arasında illiyet bağı) bulunmadığı, Yukarıdaki bölümde belirtildiği üzere bir takip dosyası dışında rehin açığı ve aciz vesikasının alınmadığı, hukuki süreçlerin devam ettiği,” görüş bildirdikleri görülmüştür.
Rapora taraflarca itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizin 09/12/2021 tarihli duruşmasında alınan ara kararı ile; Gemi ipoteği bulunan gemi bilgileri ekinde, kıyı emniyet genel müdürlüğü ve istanbul liman başkanlığına ayrı ayrı yazı yazılarak geminin yabancı bayraklı olup olmadığı (bayrak değişikliği yapılmış ise tarihlerinde gösterir şeklide,) ve 2007 yılından bu yana bu geminin Türk kara sularında uğraklı sefer yapıp yapmadığının ve yapmış ise tarihlerinin bildirilmesi istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosyaya bırakılmıştır.
Dosya 3.bilirkişi heyetine tevdi edilerek, davacı vekilince ileri sürülen itiraz nedenleri tek tek irdelenerek ayrıca 29/06/2020 tarihli raporda “yabancı bayraklı gemi ipoteğinden tahsili imkanı bulunmadığı ve kullandırılan kredi miktarının 3.975.000,00usd karşılığı 4.812.197,50TL olarak belirlendiği, ” en son raporda ise ” gemi ipoteği tahsil imkanı bulunduğu ve kullandırılan kredi miktarı açısından 29/06/2020 tarihli rapor ile çelişkili bulunduğu ayrıca Yargıtay ilamındaki hesaplama yöntemine uyulmadığı görülmekle, bu itirazlar değerlendirilerek ve yargıtay ilamındaki hesap yöntemine birebir uyularak ek rapor istenilmiştir.
27/04/2022 tarihli ön büroya sunulan ek rapor incelendiğinde, dava dışı şirkete davacı banka tarafından 20/02/208 tarihinde gayrimenkul ve gemi ipoteği karşılığı olmak üzere toplam 3.725.000 USD (TCMB döviz satış kuru: 1,2081 TL kuru üzerinden =) 4.802.197,50 TL tutarında kredi tesisinin yapıldığı, onaylanan kredi limiti kapsamında davalı firmaya toplamda 3.787.940,21 TL kredi verildiğini, bankacılık teamülüne göre ekspertiz değerinin 100 olması halinde ipoteğin 150 olarak alınması ve karşılığında da ipoteğin %50’si oranında 75 birimlik kredinin verilmesinin uygun olacağını, bankacılık teamüllerinin bu şekilde olduğunu, gemi ipoteği konulan geminin Türk Gemi Siciline veya Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olmadığı ve Marshall Island bayraklı olduğu, gemi ipoteğinden dolayı deniz alacağının bulunduğunu, deniz alacakları için ihtiyati haciz yolunun açık olduğunu, ancak geminin yabancı bayraklı olduğu ve Türk Kara Sularında bulunmadığı nazara alındığında bu imkanın kullanılmasının mümkün olmadığını, gemilerin ihtiyati haciz …sözleşmesine tabi bir ilkede uygulanıp uygulanmadığının anlaşılamadığını, bu durumda ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip veya esas hakkında dava açılması gerektiğini, davalı tarafından belirlenen taşınmazın değeri olan 2.610.000 TL karşılığı %75 oranında kullandırılabilecek kredi miktarının 1.957.500,00 TL olduğunu, taşınmazın gerçek değerine göre verilebilecek kredinin ise taşınmazın gerçek değeri olan 786.689,26 TL karşılığında %75 oranında kullandırılabilecek kredi miktarının ise 590.016,95 TL olduğunu, davalı tarafından biçilen değeri göre verilen kredi miktarı ile taşınmazın gerçek değerine göre verilebilecek kredi miktarı arasındaki farkın (1.957.500 TL – 590.016,95 TL =) 1.367.483,05 TL olarak tespit edildiğini, dava konusu kredi alacağı ile ilgili zarara konu taşınmazla ilgili rehin takibine ilişkin dosya haricindeki diğer takip dosyalarından yapılmış tahsilat miktarları ise (659.764,83 TL ile iki icra dosyasının…’ye temlik bedeli olan 82.455,00 TL =) 742.219,83 TL olduğunu, kullandırılan kredi miktarının 3.787.940,21 TL olduğundan davalı tarafça biçilen değere göre verilecek kredi miktarı= 1.957.500,00 TL, kullandırılan kredi miktarı ise 3.787.940,21 TL olduğundan, tahsilatta dikkate alınacak oranın da (1.957.500,00 TL / 3.787.940,21 TL X 100=) %51,677 olarak belirlendiği, buna göre hesaplamada esas alınacak tahsilat miktarının da; 742.219,83 X %51,677 = 383.556,94 TL olacağını, bu hesaplamalar doğrultusunda, davalı tarafından biçilen değere göre verilen kredi miktarı ile taşınmazın gerçek değerine göre verilebilecek kredi miktarı arasındaki fark (1.957.500 TL – 590.016,95 TL= ) 1.367.483,05 TL ve düşülecek tahsilat miktarı da 383.556,94 TL olduğundan , davacı tarafından talep edilebilecek tutarın; 1.367.483,05 TL – 383.556,94 TL = 983.926,11 TL olarak tespit edildiği belirlenmiştir.
Gemi ipoteği bulunan geminin yabancı bayraklı olması, ihtiyati haciz uygulanabilmesi için Türk kara sularında olması gerektiği, yapılan araştırmada Türk kara sularında olmadığı, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği şekilde (bozma ilamında açıkça yapılan tahsilatlardan bahsedilmesi nedeniyle) henüz gemi ipoteğinden dolayı yapılmış bir tahsilatın bulunmadığı anlaşılmakla, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporları ve özellikle Yargıtay bozma ilamına uygun şekilde hesaplama yapan 3. Bilirkişi heyetince düzenlenen ek rapor dikkate alındığında, bankacılık teamüllerine göre taşınmaza biçilen değere göre verilebilecek kredi miktarı ile taşınmazın gerçek değerine göre verilecek kredi miktarı belirlenerek aradaki fark bedelden, dava konusu kredi alacağı ile ilgili zarara konu taşınmazla ilgili rehin takibine ilişkin (İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas) dosya haricindeki diğer takip dosyalarında yapılmış tahsilatlar tespit edilerek, bu tahsilatların taşınmazın davalı tarafça biçilen değerine göre bankacılık teamülleri uyarınca verebileceği kredi miktarının , kullandırılan toplam kredi miktarı içindeki oranına göre dikkate alınıp düşülmesi sonucunda davacı tarafın zararının 983.926,11 TL olduğu anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne ve 983.926,11 TL’nin temerrüt tarihi olan 25/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte tahsiline aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile,
983.926,11TL’nin 25/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 66.246,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 59.019,23 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 27.076,20 TL peşin karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bozma öncesinde 1.587,45 TL yargılama gideri ile bozmadan sonra yapılan 9.500,00 TL bilirkişi ücreti, 339,60 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 11.427,05 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 6.170,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 75,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak takdiren 35,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
8-Yargıtayca bozulan Mahkememizin 26/02/2015 tarih 2013/266 Esas 2015/112 Karar nolu ilamının 6 nolu bendi gereğince yazılan harç tahsil müzekkeresinin, tahsil edilmeksizin iade edilmesi için ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına, tahsil edilmiş ise talep halinde ödeyene iadesine,
9-Bu dava sebebiyle 67.212,00 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 27.076,20 TL’nin mahsubu ile kalan 40.135,80 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/06/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

¸