Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/542 E. 2021/743 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/542 Esas
KARAR NO : 2021/743
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2016
KARAR TARİHİ : 01/11/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, İzmir İli, … İlçesinde kurulu işletmesi için ihtiyaç duyduğu elektriği davalı şirketlerde temin ettiğini, müvekkiline ait elektrik faturalarından hiç alınmaması gereken kayıp-kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli ve dağıtım bedeli gibi değişik adlar altında tahsilatlar ile kayıp-kaçak bedeli üzerinden ayrıca Enerji Fonu, elektrik tüketim vergisi (BTV), TRT payı ve KDV gibi bedellerin alındığını, hukuka aykırı olarak alınan bu bedellerin iadesinin gerektiğini, güncel Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, açıklanan nedenlerle; fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, müvekkil şirket için düzenlediği elektrik faturalarından hukuka ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak alınan fazla tahsilatların iadesi kapsamında; kayıp-kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım bedeli ve daha değişik adlar altında tahsil edilen ve fatura içerisine haksız olarak monte edilen diğer bedeller ile Enerji Fonu, TRT payı, KDV bedellerinin fazladan alınan kısımları için şimdilik 1.000- TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmenin ‘Anlaşmazlıklarının Çözümü’ başlıklı 14. Maddesinde İstanbul Merkez Adliyesi Mahkemelerinin yetkili yargı yeri olarak belirlenmesi sebebiyle huzurdaki dava hakkında yetkisizlik kararı verilerek İstanbul Merkez Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava talep konusunun açıkça faturalarda belirlenebilir olması sebebiyle HMK’nın ilgili maddeleri uyarınca belirsiz alacak davası açılamayacağını, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kayıp-kaçak bedelinin ve dağıtım hizmeti arasında oluşan bedellerin tüketiciler tarafından ödenmesine karar verildiğini, müvekkili ile davacı taraf arasında düzenlenen 07.05.2010 tarihli sözleşmenin ‘Faturalamaya Esas Elektrik Enerjisinin Miktarının Tespiti ve Faturalandırılması’ başlıklı 4. Maddesinde; ‘Akenerji, Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde EPDK tarafından uygulanması kararlaştırılan her türlü vergi, resim, harç vb kalemleri aylık olarak faturalara ilave eder.’ hükmünün bulunduğunu, bu maddelerden açıkça anlaşılacağı üzere davacının, dava konusu yaptığı bedelleri müvekkil şirkete ödemeyi hür iradesi ile kabul ettiğini, müvekkil şirket tarafından davacıdan tahsil edilen bedellerin davacının bulunduğu bölgede görevli dağıtım şirketi olan … A.Ş.’ne aktarıldığını, davaya konu alacak kalemlerinin haksız ve yasaya aykırı olduğunu iddia eden davacının, bu alacakları ihtiva eden faturaları ihtirazi kayıt olmadan ödemesi ve faturalara süresi içerisinde itiraz etmemesinin davacı tarafın bu alacak kalemlerini zımnen kabullendiğini gösterdiğini, tarifelerin uygulanmasının lisans sahibi şirketler için yasal zorunluluk olduğunu, müvekkilinin tarifeyi değiştiremeyeceği gibi tarifede yer alan bir bedeli tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacağını, diğer bir anlatımla lisans sahibi şirketlerin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp-kaçak bedelini tahsil etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; ilk itirazları ve usule ilişkin beyanları yönünde karar verilmesini ve ayrıca davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklı kayıp- kaçak vs. adı altında tahsil edilen tutarın istirdatı istemine ilişkindir. Davalı taraf, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini savunmuş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin özel hukuk sözleşmesi olduğu, davalıların anonim şirket statüsünde bir tüzel kişiliği bulunduğu, uyuşmazlığın ticari nitelik taşıdığı, davanın adli yargıda bakılması gerektiğinden ve davacı da tacir bulunduğundan mahkememiz görevli kabul edilmiştir. Ayrıca, davalıların elektrik satışı alanında faaliyet gösterdiği, uyuşmazlığa konu dönem ile ilgili olarak aralarında sözleşme bulunduğu, faturalar düzenledikleri ve tahsilatlar yaptıkları anlaşıldığından husumet itirazı da yerinde görülmemiştir. Öte yandan, taraflar arasındaki sözleşme, satım niteliğinde olduğundan ve 10 yıllık zamanaşımına tabi bulunduğundan bu def’e de itibar edilmemiş, davanın esası incelenmiştir.
Davacı ile davalı tarafın davacının elektirik aboneliği nedeni ile kendisinden tahsil edilen kayıp kaçak bedeli sayaç okuma, perakende, satış iletim bedeli, kayıp kaçak bedeli, TRT payı enerji fonu ve belediye tüketim verginin geri iadesinin mümkün olup olmadığı, şayet mümkün ise davalılardan hangisinin bu hususta sorumlu olduğu, aynı zamanda yasal düzenlemeler de göz önüne alınarak davacıdan alınan bu bedellerin hukuka ve tarifeye uygun olup olmadığı hususlarında uyuşamadıkları görülmüştür.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… Esas, 2018/… Karar sayılı ve 06/11/2018 tarihli yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmekle yukarıdaki esas sırasına kaydedildiği tespit edilmiştir
Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükteki mevzuat uyarınca EPDK kararları ile tüketicilerden alınan kayıp kaçak vs adlar altında faturalara yansıtılan tutarların, denetime açık olmadığı ve hukuki temelinin bulunmadığı gerekçesiyle istirdatına yönelik açılan davaların kabulüne karar verildiği, bu kararların gerek Yargıtay ilgili daireleri gerekse Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından onandığı hususu bir gerçektir. Elektrik enerjisi temin edicilerin haklılığı iddiasıyla eldeki dava gibi çok sayıda davalar açtıkları da sabittir. Dava tarihinden sonra, kayıp kaçak vs. adlarla tahsil edilen tutarların istirdatının önlenmesi bakımından 6446 Sayılı Kanunda 6719 Sayılı Kanun ile değişiklikler yapılmış, kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleriyle mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu hükmü getirilmiştir. Ayrıca, yapılan değişiklikle 6446 Sayılı Kanunun geçici 19. maddesi ile 20. maddesi oluşturulmuş, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerde açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla, 6719 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikler, geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Somut olayda, dava 13/05/2016 tarihinde açılmıştır. … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda, dava konusu dönemde davacı adına düzenlenen faturalarda EPDK tarafından tanzim edilerek onaylanan elektrik tarifelerine ve düzenleyici işlemlere uygun olduğu belirlenmiştir. Belirlenen ve onaylanan tarifelerin dışında tahsil edilen bir tutarın olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda da açıklandığı üzere, dava tarihi itibariyle yargısal kararlar ve o tarihteki mevzuat hükümlerine göre, davacının dava açmakta haklı olduğu, ancak, geçmişe etkili olacak şekilde kanun koyucu tarafından yeni bir düzenleme ihdas edilerek davanın konusu ortadan kaldırılmıştır. Bu nedenle, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır. Ancak, dava açıldığı tarih itibariyle davacı davasında haklı olduğu için yargılamaya devam edilmiş, mahkemece lehine yargılama gideri hükmedilmiş, davalının bir ödemesi veya davacının alacağının başka bir şekilde karşılanması durumu olmadığından, yasanın bir sonucu olarak dava konusuz kaldığından dolayı hak nefaset ilkesi de gözetilerek davacı yararına vekalet ücreti takdir edilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,,
2-Yargılama giderinin davalıya yükletilmesine,
3-Alınması gerekli 68,31 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL harcın mahsubu ile fazla kalan 17,08 TL harcın davacıya iadesine, alınması gerekli 68,31 TL harcın hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan ( 68,31 TL peşin harç + ilk masraf 33,50 TL + 77,60 TL posta masrafı ) toplam 179,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır