Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/491 E. 2023/348 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/… Esas
KARAR NO : 2023/348
DAVA : İtirazın İptali
KARŞI DAVA : Kalıpların iadesi olmadığı takdirde bedelinin tespiti ile ödenmesi, değer kaybı tahsili, kar kaybı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
DAVA TARİHİ : 30/07/2019
KARŞI DAVA T. : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 28/04/2023

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirketin davalıdan 816.932,18 TL alacağı olduğunu, ödenmemesi nedeniyle …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe başladıklarını, davalı tarafın icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, taraflar arasında uzun süreden beri devam eden ticari ilişkide her ay alacak- borç durumunun tespiti için yazılı mutabakat imzalandığını, en son 2019 mart ayı sonu itibariyle müvekkili şirketin alacak tutarının 747.361,08 TL olduğunu teyit eden 02/04/2019 tarihli mutabakat metninin imzalandığını, mutabakat metninin imzalanmasından sonra davalı tarafın yeni siparişleri olduğunu, müvekkili şirketin bu siparişleri de üreterek teslim ettiğini, takip tarihi itibariyle alacaklarının 816.932,18 TL’ye ulaştığını, karşı tarafın 29/07/2019 tarihinde 742.567,65 TL borçları olduğunu bildirir mutabakat metnini gönderdiklerini belirterek icra takibine yapılan itirazın iptaline ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin yüksek kalitede mobilya mimarisi yaratmak üzere fikirleri, stantları, tasarım konseptlerini bir araya getiren bir şirket olduğunu, davacı ile uzun yıllardır devam eden ticari ilişkileri olup bu ticari ilişki kapsamında mülkiyeti müvekkiline ait tasarım tescilli mobilya üretim kalıpları kullanılarak müvekkilinin ürün üretmesi şeklinde cereyan ettiğini, müvekkilinin cari hesap kaybına göre ödeme yapmak arzusunda iken davacı tarafın müvekkilinin siparişlerini yerine getirmediği gibi yerinde bulundurduğu müvekkiline ait tescilli kalıpları iade de etmediğini, müvekkilinin ödeme emrine itiraz etmek zorunda kaldığını, mülkiyeti müvekkiline ait 37 adet kalıbın müvekkiline devrinin önlenmesi hususunda davacının iş bu dosyadan tedbir talep ettiğini, 01/08/2019 tarihli tedbir dilekçesinde alacağının teminat altına alınması için müvekkili şirkete ait 37 adet kalıbın karşı tarafa teslim edilmemesi ve üçüncü kişilere devrinin önlenmesi istemini dile getirdiğini, bu dilekçe ile kalıpların müvekkiline ait olduğunu, müvekkiline iade etmediğini, ikrar ettiğini, 02/04/2019 tarihli mutabakat metninden sonra müvekkilinin bir miktar ödeme yapmasına rağmen davacının kötüniyetli olarak bundan bahsetmediğini belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
KARŞI DAVA: Davalı taraf cevap dilekçesi ile birlikte sunmuş olduğu karşı dava dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından davacıya gönderilen … Noterliğniin 17/07/2019 tarihli … yevmiyen nolu ihtarnamesi ile kalıpların iadesinin istenildiğini, ancak davacı tarafından müvekkiline gönderilen …. Noterliğinin 01/08/2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinde ” Bahsi geçen 37 adet kalıp yaklaşık 20 yıl içinde ihtiyaç doğdukça üretilmiş olup bu kalıplardan 14 tanesi yıllar içinde yıpranmış, bozulmuş işlevini yerine getiremez hale gelmiştir. Yıpranan, bozulan ve işlevini yerine getiremeyen bu 14 kalıp yenilenmiş, bu kalıplarla da sorunsuz üretime devam edilmiştir. Ancak bu yenileme işlemleri için müvekkile tarafınızdan bir ödeme yapılmamıştır. Tadilat bedelleri toplamı 315.000 TL+KDVdir. Yenilenmiş kalıplar ve bunlara ait ödemeniz gereken tadilat bedelleri liste halinde ekte sunulmuştur.. Diğer 23 adet kalıp halen çalışır ve sağlam durumda müvekkile ait işyerinde bulunmaktadır. Gerekli kontrol ve testler yapıldıktan sonra bu kalıpları almanız mümkündür.” ifadelerine yer verildiğini, bu ihtarnameye cevaben davacıya gönderdikleri … Noterliğinin 09/08/2019 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinde 20 yıldır gerçekleşen ticari ilişki sürecinde iddia edilen tadilata ilişkin müvekkiline hiçbir bilgi verilmediği gibi müvekkilinin de onayının alınmadığı belirtilerek taleplerinin kabul edilemeyeceğinin bildirildiğini, devam eden süreçte davacı tarafın 21/08/2019 tarihinde müvekkiline ait 23 adet kalıbı gecikmeli olsa da iade ettiğini, 14 adet kalıbı ise iade etmediğini belirterek , mülkiyeti müvekkiline ait 14 adet kalıbın iadesi olmadığı takdirde bedelinin tespit edilerek tahsilini talep ettiklerini , mülkiyeti müvekkiline ait 37 adet kalıpta değer kaybı oluştuğunu belirterek değer kaybı bedelinin davacıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesini, mülkiyeti müvekkiline ait kalıpların teslim edilmemesi nedeniyle oluşan kar kaybını da talep ettiklerini, müvekkilinin bu kalıpları kullanarak üretim yapılması için müvekkili tarafından verilen siparişleri davacı tarafça uzun süre bekletildiğini, üretim yapmadıklarını , buna ilişkin siparişleri cevap dilekçesinde belirttiklerini, ayrıca kalıpların müvekkiline teslim edilemeyerek bu kalıplarla üçüncü bir firmaya üretim yapılması için verilmesinin de önüne geçildiğini , müvekkilinin ticari faaliyetinin engellendiğini bu nedenle kar kaybına uğratıldığını, iade edilen 23 adet kalıp yönünden 21/08/2019 tarihine kadar kar kaybı oluştuğunu, iade edilmeyen 14 kalıp yönünden ise iade edilinceye kadar kar kaybının artarak devam ettiğini, ayrıca manevi tazminat talebinin de bulunduğunu , talep ettikleri bedellerin öncelikle davacı alacağından takas ve mahsup edilmesini belirterek dilekçenin sonuç bölümünde 14 adet kalıbın iadesine, kalıpların iade edilmemesi halinde şimdilik 2.000 TL bedelin karşı taraftan tahsiline , değer kaybı nedeniyle şimdilik 2.000 TL’nin tahsiline, kar kaybı kapsamında şimdilik 2.000,00 TL’nin tahsiline ayrıca 100.000 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalıdan faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde, 23 adet kalıbın iade edildiğini, 14 adet kalıbın ise tadilat ve imalat bedelleri olan 315.000 TL + KDV ödendiğinde karşı tarafa teslim edileceğini, taraflar arasında yapılan uzlaşma görüşmeleri sonunda bu şekilde kararlaştırıldığını , uzlaşma görüşmeleri taraflar arasındaki ihtilafın nedeninin kalıpların teslimi değil bundan sonraki ticari ilişkinin ne şekilde metin haline getirileceği konusunda olduğunu, müvekkili şirketin uzmanlık alanının plastik kalıp imalatı olduğunu, yani müvekkili şirketin imalat yaptığı tüm kalıpları bizzat kendisinin ürettiğini, karşı taraf için de 20 yıldır kalıp ürettiğini ve bu kalıplarla da üretim yaptığını, kalıplarda herhangi bir kusur ve bozulmanın söz konusu olmayıp zaten bozulan ve arızalanan
kalıpların yerine de yenisini yapıldığını veya tadil edildiğini, bu sebeple karşı tarafın iddia ettiği zararların oluşmadığını, karşı tarafın verilen siparişlerin müvekkili tarafından imal edilmemesi sebebiyle zarara uğradığını iddia ettiğini, ticari ilişkide karşı tarafın bir talepte bulunması halinde öncelikle kendi üzerine düşen edimi yerine getirmesi gerektiğini veya edimin ifasını önermesi gerektiğini, bunu yapmayan tarafın karşı taraftan talebimi yerine getirmedin zararımı tazmin et diyemeyeceğini, TBK 97. Maddesinde “karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir” denildiğini, bahsi geçen siparişlerin müvekkiline ulaştığında karşı tarafın muaccel hale gelmiş 816.932,18 TL borcu bulunduğunu, müvekkilinin bu siparişlerin yerine getiremeyeceğini veya peşin ödeme yapılması halinde yerine getireceğini karşı tarafa bildirdiğini ,karşı tarafın ise sessiz kaldığını ve ödeme yapmadığını, bu nedenle kar kaybına yönelik talebinin ve manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmesini belirtmiştir.
DELİLLER VE GERÇEKÇE: Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup karşı dava ise kalıpların iadesi olmadığı takdirde bedelinin tespiti ile ödenmesi, değer kaybı tahsili, kar kaybı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
DELİLLER: ….icra Müdürlüğüne ait 2019/… Esas sayılı takip dosyası, 37 adet kalıba ait bilgiler, kalıpların tasarım tescillerini gösterir evraklar, cari hesap ekstresi ve faturalar, mutabakat belgeleri, mail yazışmaları, asıl dava kapsamında sunulan arabuluculuk tutanağı, ticari defter ve belgeler, bilirkişi incelemesi.
….icra Müdürlüğüne ait 2019/… Esas sayılı takip dosyası alınıp incelendiğinde, davacı-karşı davalı tarafından …A.Ş hakkında faturaya dayalı ticari alacak denilerek 816.932,18 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığını, icra takip tarihinin 18/06/2019 olup borçlu tarafından sunulan 28/06/2019 tarihli dilekçede borca, faize ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu görülmüştür.
Asıl davacı 30/07/2019 tarihinde davasını açtıktan sonra mahkememize sunmuş olduğu 01/08/2019 tarihli dilekçesinde karşı taraftan cari hesap alacağı olduğunu, karşı tarafça gönderilen mutabakat metninde de açıkça borçlu olduklarının belirtildiğini, alacaklarının rehinle teminat altına alınmadığını, davalı şirketin ödeme güçlüğünü çektiğini belirterek alacaklarının teminat altına alınması için halen müvekkili şirkette bulunan 37 adet kalıbın karşı tarafa teslim edilmemesi hususunda tedbir talebinde bulundukları , tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Asıl davacı tarafından sunulan 02/04/2019 tarihli mutabakatnamede karşı tarafın 747.361,08 TL borcunun bulunduğuna ilişkin mutabık oldukları yönünde beyanda bulundukları görülmüştür. 29/07/2019 tarihli mutabakatnamede ise 742.567,65 TL borç olduğu yönünde mutabık kalındığı görülmüştür.
Her iki taraf da 37 adet kalıbın parça kodlarını ve neye ilişkin olduklarına yönelik açıklama dilekçelerini dosyaya sunmuşlardır.
Karşı davacı tarafından dosyaya 19/11/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağı sunulmuş olup incelendiğinde, 14 adet kalıbın teslimi konusunda kısmi anlaşmaya vardıkları görülmüş, asıl davacı vekili 13/02/2020 tarihli duruşmada karşı dava açıldıktan sonra arabuluculuğa başvurulduğunu belirterek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini istemiş ise de , Yargıtay 11. HD’nin 2020/197 Esas 2020/1528 Karar , 2019/30048 Esas 2020/1093 Karar , 2019/4851 Esas 2020/2732 Karar nolu ilamları dikkate alınarak karşı dava talepleri içinde zorunlu arabuluculuğa tabi olmayan kalıpların iadesi talebinin de bulunduğundan bunun da arabuluculuğa tabi olmaması nedeniyle karşı davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesine yönelik talebin reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir. Taraflar 13/02/2020 tarihli duruşmada 19/11/2019 tarihli zorunlu arabuluculuk tutanağında belirtildiği üzere 14 adet kalıbın asıl davacı tarafından karşı davacıya teslim edildiği anlaşılmıştır.
Karşı davacı dilekçesinde hem takas ve mahsup hem de karşı dava açtığını belirtmesi nedeniyle bu konuda beyanı alınmış, 24/09/2020 tarihli duruşmada tespit edilecek alacaklarından önce varsa
davacının alacağının mahsup edilmesini kalan kısmı var ise karşı dava kapsamında tahsiline karar verilmesini istediklerini belirtmiştir.
24/09/2020 tarihli duruşmada asıl davacı vekili beyanında, karşı taraf vekilinin kalıpların hasarlı teslim edildiği iddiasına dayalı olarak değer kaybı olduğu yönünde talepte bulunduğunu, 14/04/2020 tarihli dilekçesi ekinde önce teslim edilen 23 adet kalıp daha sonra da teslim edilen 14 kalıpla ilgili kalıpların tek tek numaraları da yazılarak kalıp teslim tutanağı düzenlendiğini, bu tutanakları karşı taraf şirket temsilcisinin imzaladıklarını, imzalanan teslim tutanaklarda kalıpların sağlam ve çalışır vaziyette teslim edildiğinin açıkça yazılı olduğunu bu nedenle değer kaybı iddialarının dinlenemeyeceği belirtmiş, karşı taraf vekili de tutanaktaki imzanın kime ait olduğunu bildirmek için süre istemiştir.
Asıl davacı tarafından sunulan 14/04/2020 tarihli dilekçe ve ekindeki kalıp teslim tutanakları (beyaz renkli klasörde mevcuttur) incelendiğinde, asıl davacı vekilinin dilekçesinde 14 adet kalıpla ilgili tadilat yaptıklarını belirterek bu kapsamda 315.000 TL talep ettiklerini ancak karşı tarafça ödenmediğini ayrıca TBK 97 . Maddesi gereğince ödemezlik defi kapsamında karşı tarafın müvekkilini hesap mutabakatlarında da belirtilen cari hesap alacağını ödememesi nedeniyle kalıpların iadesini isteyemeyeceğini, bunun müvekkiline TBK 97. Maddesi kapsamında ödemezlik defi ilkesi uyarınca tanınan bir hak olduğunu, Yargıtay … HD’nin 2004/… Esas 2005/… Karar nolu ilamına göre de sözleşmede kararlaştırılan ödemenin yapılmamış ve ödenmeyen miktarın yüklenicinin tahammül gücünü aşmış olması halinde TBK 97 uyarınca yükleniciden işe devam etmesinin istenemeyeceği yönünde karar verildiğini, 14 adet kalıbın 11/12/2019 tarihinde teslim edildiğini, teslim tutanaklarında da sağlam ve çalışır vaziyette teslim alındığının yazılı olduğunu belirtmiş olup , önce teslim edilen 23 adet kalıbın 21/08/2019 tarihinde teslim edildiği, teslim alan kısmında karşı davacı şirketin ünvanı altında … isminin ve imzasının bulunduğu ayrıca kalıpların sağlam ve çalışır vaziyette teslim edildiği ibaresinin bulunduğu, 11/12/2019 tarihinde teslim edilen 14 kalıpla ilgili teslim tutanağında ise davalı-karşı davacı şirket ünvanı altında … isimle imzasının bulunduğu, yine kalıpların sağlam ve çalışır vaziyette teslim edildiğine ilişkin beyan bulunduğu görülmüştür.
Karşı davacı vekili 01/10/2020 tarihli dilekçesinde ve 28/01/2021 tarihli duruşmadaki beyanında 23 adet kalıbın 21/08/2019 tarihinde teslim edildiğini, 14 adet kalıbın ise 11/12/2019 tarihinde iade edildiğini, 14 adet kalıbı aldıklarını inkar etmediklerini ancak 14 adet kalıbın sağlam ve çalışır vaziyette teslim alındığına yönelik atılan tutanaklardaki …’e ait imzayı kabul etmediklerini, buradaki itirazlarının kalıpların sağlam ve çalışır vaziyette olmadığına yönelik olduğunu bildirmiş, ayrıca karşı davanın 05/09/2019 tarihinde açıldığını, 14 adet kalıbın 11/12/2019 tarihinde teslim edildiğini, arada 100 gün olduğunu, değer kaybı istemlerinin yanında kalıpların sağlam ve çalışır vaziyette teslim edilmesi halinde dahi 100 günlük geç teslim nedeniyle kar kayıplarının bulunduğunu belirtmiştir. 28/01/2021 tarihli duruşmada alınan 1 nolu ara kararı kapsamında …’e meşruhatlı tebligat çıkartılarak teslim tutanağındaki imzanın kendisine ait olmadığı, davalı-karşı davacı şirket çalışanı olup olmadığı hususlarında verilen sürede yazılı olarak beyanda bulunması ya da bildirilen duruşma günü gelerek beyanda bulunması aksi takdirde 14 adet kalıbın teslim tutanağındaki imzanın kendine ait olacağının varsayılacağı yönünde meşruhatlı tebligat çıkartılmış, usulüne uygun şeklide tebligat yapılmasına rağmen bu kişi duruşmaya gelmemiş ve yazılı beyanda da bulunmamıştır. Dolayısıyla imza bu kişiye aittir. Davalı-karşı davacı bu kişi ve şirket çalışanı olmadığını iddia etmiş ise de karşı taraf vekilinin 27/05/2021 tarihli dilekçesinde de belirttiği üzere karşı davacı bu kişiyi 28/02/2020 tarihli delil dilekçesinde tanık olarak gösterdiği anlaşıldığından imza incelemesi yönünde ara karar kurulmamıştır.
Davacı vekili 10/03/2021 tarihli dilekçesinde alacağını açılımı yapmış, buna göre, 02/04/2019 tarihli mutabakat metninden de anlaşılacağı üzere alacağının 747.361,08 TL iken daha sonra davalı-karşı davacı tarafından verilen siparişler üzerine 31.820,34 TL’lik 3 adet fatura kapsamında daha iş yaptığını, bu miktarın da ilave edildiğinde alacaklarının 779.181,42 TL olduğunu, bundan davalının 1.613,93 TL
miktarlı iade faturası ve davalı şirketin 12/04/2019 tarihinde yapmış olduğu 35.000 TL miktarındaki ödemenin düşülmesi neticesinde müvekkilinin alacağının 742.567,49 TL olduğunu, ayrıca buna ek olarak davalı şirketin faturaları vadesinde ödememesi nedeniyle 74.364,70 TL tutarında ceza faturası tahakkuk ettirildiğini, bunun da ilavesi neticesinde alacaklarının 816.932,19TL olduğunu belirtmiştir. Dilekçesinde devamla ödemezlik defi yanında TBK 98. Maddesi uyarınca “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmede, taraflardan birinin borcunu ifada güçsüzlüğe düşmesi ve özellikle iflas etmesi ya da hakkındaki haciz işleminin sonuçsuz kalması sebebiyle diğer tarafın hakkı tehlikeye düşerse bu taraf, karşı edimin ifası güvence altına alınıncaya kadar kendi ediminin ifasından kaçınabilir. Hakkı tehlikeye düşen taraf, ayrıca uygun bir sürede istediği güvence verilmezse sözleşmeden dönebilir.” denildiğini, karşı tarafın ödeme borcunu ifa etmemesi ve ödeme güçsüzlüğüne düşmesi neticesinde müvekkilinin kendi edimini ifa etmekten kaçınabileceğini belirtmiştir.
25/02/2021 tarihli duruşmada karşı davacı vekilinin kalıpların üretim tarihleri ile ilgili açıklama yapması için süre verilmiş ayrıca … Asliye Hukuk mahkemesine talimat yazılarak, mobilya kalıpları konusunda uzman bilirkişi eşliğinde , kalıpların bulunduğu (… San Ltd Şti’nin Seymen Mah. Havaalanı cad, no: …/Tekirdağ) adresinde keşif sureti ile inceleme yapılarak, davalı – karşı davacı vekilince 26/06/2020 tarihli dilekçe ekinde 04/09/2019 tarihinde teslim edilen 23 adet, 11/12/2019 tarihinde teslim edilen 14 adet kalıbın parça kodları ve açıklama bilgileri yazılı olup, 37 adet kalıpla ilgili davacıya teslim tarihi ile daha sonra davalıya teslim tarihi ile kullanım nedeni ile değer kaybı olup olmadığı, ayrıca daha sonra teslim edilen 14 adet kalıpta davacı- karşı davalı tarafça yenileme yapıldığı iddia edildiğinden bu hususlarda rapor tanzim edilmesinin istenilmesine, kalıpların teslim tutanakları mevcut olup, rapor hazırlanırken her bir kalıp için ayrı ayrı parça kodu ve niteliği başlığı adı altında tek tek değerlendirme yapılmasının istenilmesine karar verilmiştir. … Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla alınan bilirkişi raporu incelendiğinde , doğal kullanımdan kaynaklı eskime ve değer kaybı olması nedeniyle değer kaybı talebinin uygun olmadığını, 17 adet kalıpta çok uzun süre kullanılması nedeniyle tadilat yapılmış olabileceğini, bu tadilatın kullanılan makinanın tamiri kapsamına gireceğinden ayrı bir ücret gerektirmeyeceğini, yeni kalıp yapıldığına dair de dosyaya bilgi sunulmadığını, 11 adet kalıbın kullanılarak test edildiğini ve problemsiz olduğunu, 26 adet kalıp için fiziki problem görülmediğini, paletlerin üzerinde kullanılabilir şekilde kalıpların durduğunu, 17 adet kalıbın 2001, birinin 2003 , birinin 2004, birinin 2012, dokuzunun 2015, dördünün 2016, dördünün de 2017 üretim tarihli olduğunu beyan ettiği görülmüştür. Kalıplardaki değer kaybı ve yenileme masrafı ile ilgili olarak talimat yoluyla alınan rapor nedeniyle tekrar rapor alınmasına yönelik taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Taraf şirketlerin merkez adreslerinin … olması nedeni ile, mahkememizce resen seçilecek bir mali müşavir, bir mobilya kalıpları konusunda sektör bilirkişi ve birde borçlar hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı vasıtası ile , tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde HMK 218 maddesine göre yerinde inceleme yapılarak takdiri mahkemeye ait olmak üzere asıl dava yönünden ;
Asıl dava , itirazın iptali olup, davacı- karşı davalı vekili icra dosyasında istemiş olduğu meblağın açılımının nelerden oluştuğunu 09/03/2021 tarihli dilekçesinde açıklamış olup, davacının davalıdan istediği, kalemler tek tek değerlendirilerek alacağı olup olmadığı varsa miktarının tespiti
Karşı dava yönünden ise , takdiri mahkemeye ait olmak üzere ;
Karşı dava tarihinin 06/09/2019 olduğu, kalıplarla ilgili iade talebine ilişkin … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarname tarihinin 17/07/2019 olduğu dikkate alınarak, 23 adet kalıbın 04/09/2019 , 14 adet kalıbın 11/12/2019 tarihinde teslim alındığı, dikkate alınarak, talimat yolu ile alınan raporda irdelenerek, (talimat yolu ile alınan rapordaki değer kaybı ve yenileme masrafları ile ilgili kısımlar haricindeki) varsa kar kaybının 17/07/2019 tarihinden karşı dava tarihi olan 06/09/2019 tarihine kadar varsa kar kaybının saptanmasının istenilmiştir . Söz konusu duruşmada alınan ara kararında 23 adet kalıbın 04/09/2019 tarihinde teslim edildiği şeklinde yazılmış ise de teslim tutanaklarında bu tarihin 21/08/2019 olduğu görülmektedir. Davacı-karşı davalı vekili de sunmuş olduğu 21/12/2022 tarihli dilekçede bu yanlışlığı dile getirmiştir.
20/06/2020 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde, davacı tarafın ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelendiği, davacının defterlerine göre davacının davalıya 816.932,19 TL alacaklı göründüğü, davalının defterlerine göre ise davacıya 742.567,65 TL borçlu olduğunu, davacının kendi defterlerinde alacaklı olarak gösterdiği KDV dahil 74.365,88 TL’nin gecikme faizi bedeli konulu olduğunu, bu miktarında toplanması ile davacının kendi defterlerine göre 816.932,19 TL alacağı çıktığını, davacı tarafın kalıpların yenileme ve tamirat bedeli olarak iddia ettiği KDV + 315.000 TL alacağa ilişkin bir belge ve karşı tarafın onayına rastlanmadığını, davacı tarafından kesilen 74.365,88 TL’lik vade farkı faturasının davalı defterlerine işlenmediğini, davacının alacağını alabilmek amacıyla kalıplar üzerinde TMK 950. Maddesine göre hapis hakkını kullanabileceğini belirterek raporun sonuç kısmında “28.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda kalıpların kullanılır durumda olduğunun tespit edildiği ve şimdiye kadar geçen süreçte kalıpların kullanımı esnasında sorun yaşandığına dair herhangi aksi bir ifadeye dosyada rastlanmadığı; Davacı / karşı davalı tarafından talep edilen 315.000,00 t bedelin herhangi bir belgeye dayanmadığı için talep edilmesinin yerinde olmadığı; Davacı karşı davalının ve davacı/karşı davalının ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davalı/ – karşı ” davacının – faturaları ” vadesinde ödeyemediği, cari hesap borcunun yükseldiği, davacı/ karşı davalının bu nedenle vade farkı faturalarını düzenlediği, davalı/karşı davacının tarafından düzenlenen 74.365,88 TL tutarlı faturalara yasal süreleri içerisinde itirazda bulunmadığı, yasal ticari defter kayıtlarına almadığı, davacı karşı davalının vade farkı faturaları karşılığını talep etme hakkı doğduğu nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Davacıl/ karşı davalının davalı/ karşı davacıdan 816.932,18 TL alacağı olduğu, Sayın Mahkemece davalı/karşı davacının kalıpların geç teslim edilmesinden dolayı satış yapamaması yüzünden mahrum kaldığı karın davacı/ karşı davalı tarafından karşılanması gerektiği yönünde kanaat oluşması halinde davalı/ karşı davacının 254.336,10 TL talep edebileceği, davacı/ karşı davalının 816.932,18 TL alacağından mahsup edilmesi sonucunda davacı/ karşı davalının alacağının 562.596,08 TL olacağı, Fakat somut olayda hapis hakkının şartlarının oluştuğu, Kalıpların halen kullanılır halde olduğu, Yıpranma olsa dahi bu durumun davacı aleyhinde sorun teşkil etmeyeceği Davalı/ karşı davacının kalıpların değer kaybını talep etmesinin makul olmadığı, Davalı/ Karşı Davacı sermaye şirketinin ticari itbarının zedelendiği ve bu nedenle şeref ve haysiyetinin zarar gördüğü iddiasıyla manevi tazminat talep edebileceği; somut olayda mahrum kalınan kâr miktarının ve zedelenen ticari itibarın manevi zarara sebebiyet verecek derecede olup olmadığı hususunda takdirin münhasıran Sayın Mahkemeye ait olduğu” şeklinde görüş bildirdikleri görülmüştür. Bilirkişiler kar kaybı ile ilgili olarak raporun ilgili kısmında davalı-karşı davacının 2015-2019 yılları ürün satışlarının incelenmesi sonucunda davalı-karşı davacının yapmış olduğu maliyet hesaplarına göre 2019 yılı ofis sandalyeleri satış fiyatının 908,96 TL kar marjının %37,82 olduğu görülerek davalı-karşı davacının 05/08/2019 tarihinde …’na yazdığı dilekçe ile ilgili dilekçede ilgili ürünlerin satışının malzeme tedariğinde yaşanan problemden dolayı gerçekleşemeyeceğini bildirdiği, siparişlerin miktarını belgeleyemediklerini, 1 yıl önceki siparişlerin raporun 22. Sayfasında belirtildiği şekilde olduğu, dolayısıyla davalı-karşı davacının talebinin bu miktarlar üzerinden yaklaşık olarak hesaplanabileceği buna göre de 254.336,10 TL olduğu yönünde açıklama yaptıkları tespit edilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili 26/07/2022 tarihli dilekçesinde bilirkişilerin raporlarında hapis hakkı kullanmış haklarının oluştuğunu belirtmiş ise de davacı-karşı davalının hapis hakkını kullandığına ilişkin şimdiye kadar bir bildirim yapmadığını, davacı tarafın kalıpları iade etmeme sebebi olarak kalıplara yaptığını iddia ettiği 315.000 TL tadilat ve yenileme masrafının ödenmemesi olduğunu ileri sürdüğü, masrafları yaptığını ispat edemediği gibi müvekkilinin onay da vermediğini belirtmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili 21/10/2022 tarihli dilekçesinde 315.000 TL miktarındaki tadilat masrafının ödenmemesinin kalıpların teslim edilmesi konusunda hapis hakkının ileri sürülmesinde tek neden olmadığını ayrıca müvekkilinin davalıdan 816.932,18 TL miktarında alacaklı bulunduğunu, bu alacak nedeniyle de hapis hakkını kullanmakta haklı olduklarını, taraflar arasında gönderilen ihtarnameler ile müvekkili tarafından davalıya gönderilen …. Noterliğinin 01/08/2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi incelendiğinde, “taraflar arasında çıkan ihtilaf sebebi, hali hazırda icra takibine (…. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas) ve itirazın iptali davasına (… 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… Esas) konu olan müvekkile olan borcunuzun (anapara 816.832,18 TL) ödenmemiş olmasıdır” ifadesinin yer aldığını ve asıl ihtilaf konusunun ana para olan 816.932,18 TL alacaklı olduğunun açıkça belirtildiğini, ihtarnamenin devamında ise “Mahkeme tarafından verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı takdirde yukarıda yazılı şeklide 37 adet kalıbı teslim alabileceğiniz” şeklinde belirtme yapıldığını, dolayısıyla kalıbı teslim etmemekte haklı olduklarını bildirmiştir.
Alınan rapora karşı taraf vekillerince itiraz dilekçesi sunulmuş olup, 06/10/2022 tarihli duruşmada
“1-Karşı davacı vekiline, 14 adet kalıbın aynen iadesi talebi bulunması nedeniyle, 06/09/2019 tarihi itibari ile bu 14 adet kalıbın , mevcut hali ve durumu dikkate alınarak, harca esas değerinin tespit edilerek dilekçe ile bildirilerek, eksik harcın ödenmesi için 2 hafta süre verilmesine,
2-Karşı davacı vekiline, kar kaybı nedeniyle, şimdilik 2.000,00TL olarak belirledikleri bedelin ne kadarının 23 adet kalıp için ne kadarının 14 adet kalıp için olduğunun ayrıştırarak dosyaya yazılı olarak bildirmeleri için 2 hafta süre verilmesine,
3-Davacı , karşı davalı vekiline 14 adet kalıp için yenileme-tadilat masrafını gösterir evrakları ve yenileme – tadilat için karşı taraftan onay alındığını gösteren belgelerin (yeni delil sunmamak koşulu ile) dilekçe ile açıklanarak dilekçe ekine eklenmesi için 2 hafta süre verilmesine,
4- … noterliğine ait 17/07/2019 tarih, … yevmiye numaralı evrakın tebliği belgesini sunması için davalı – karşı davacı vekiline 2 hafta süre verilmesine,
5-Dosyanın en son rapor veren bilirkişi heyetine tevdi ile ;
Taraflarca ileri sürülen itirazlar tek tek irdelenerek, ayrıca takdiri mahkemeye ait olmak üzere ,
A-14 adet kalıbın 06/09/2019 tarihi itibari ile mevcut hali ve durumu itibari ile raiç parasal değerinin tespiti,
B-Takdiri mahkemeye ait olmak üzere 23 adet kalıp ile ilgili olarak ihtarnameler , karşı ihtarnameler ve teslim tarihleri dikkate alınarak, teslim tarihinin makul olup olmadığı, yine takdiri mahkemeye ait olmak üzere 24/07/2019 – 21/08/2019 arası bu 23 adet kalıp için (nitelikleri dosyada mevcut) bu süre dikkate alınarak, kar kaybının ayrı bir paragraf halinde gerekçeli ve denetime el verişli olarak tespit edilmesinin istenilmesine ,
C- 14 adet kalıpla ilgili olarak 24/07/2019 – 11/12/2019 tarihleri arasında bu 14 adet kalıbın nitelikleri dikkate alınarak, bu tarihler arasında kar kaybı hesabının ayrı bir paragraf halinde gerekçeli ve denetime el verişli şeklide yapılmasının istenilmesine,
D- 14 adet kalıpla ilgili olarak davacı – karşı davalının yenileme – tadilat masrafı ve karşı taraftan bu işlem için onay alınıp alınmadığı hususunda irdeleme yapılmasının istenilmesine,
E- Davacı – karşı davalının , davalı – karşı davacıya ait kalıpları kullanarak üretim yaptığı hususu dikkate alındığında, ; 1-davalı – karşı davacının karşı taraftan teslim edilmesini istediği kalıpları aldığında bu kalıplara göre üretim yapıp yapamayacağı, 2-Davalı – karşı davacı kalıpları teslim aldığında kendisi üretim yapamayacak durumda ise, bu kalıplarla üretim yapması için başka bir firma ile anlaşması gerekiyor ise, taraflar arasında kurulan sözleşmenin niteliği de dikkate alınarak davalı / karşı davacının aynı mahiyetteki sözleşmeyi başka bir firma ile kurması için gereken makul sürenin tespitinin de istenilmesine, ” şeklinde ara karar kurulmuştur.
Bilirkişi heyet ek raporu incelendiğinde;
“28,09,2021 tarihli bilirkişi raporunda kalıpların kullanılır durumda okduğunun tespit edildiği ve şimdiye kadar geçen süreçte kalıpların kullanımı esnasında sorun yaşandığına dair herhangi aksi bir fadeye dosyada rastlanmadığı;
Davacı / karşı davalı tarafından talep edileri 315.000,00 © bedetin herhangi bir belgeye dayanmadığı için talep edilmesinin yerinde olmadığı;
Davacı karşı davalının ve davacıkarşı davalının ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davalı/ karşı davacının faturaları vadesinde ödeyemediği, cari hesap borcunun yükseldiği, davacı/ karşı davalının bu nedenle vade farkı faturalarını düzenlediği, davalı/karşı davacının tarafından düzenlenen 74.365,88 TL tutarlı faturalara yasal süreleri içerisinde itirazda bulunmadığı, yasal ticari defter kayıtlarına almadığı, davacı karşı davalının vade farkı faturaları karşılığını talep etme hakkı doğduğu nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Davacı/ karşı davalının davalı/ karşı davacıdan 816.932,18 TL alacağı olduğu, Sayın Mahkemece davalı/karşt davacının kalıpların geç teslim edilmesinden dolayı satış yapamaması yüzünden mahrum kaldığı karın davacı/ karşı davalı tarafından karşılanması gerektiği yönünde kanaat oluşması halinde davalı/ karşı davacının 254.336,10 TL talep edebileceği, davacı/ karşı davalının 816.932,18 TL alacağından mahsup edilmesi sonucunda davacı/ karşı davalının alacağının 562.596,08 TL olacağı,
Sayın Mahkemece vade farkı faturalarının davalı/ karşı davacının cari hesap borcunda yer almaması gerektiği kanaatine varıldığı takdirde davacının cari hesap alacağının 742.566,30 TL olacağı,
Sayın Mahkemece /karşı davacının kalıpların geç teslim edilmesinden dolayı satış yapamaması yüzünden mahrum kaldığı karın davacı/ karşı davalı tarafından karşılanması gerektiği yönünde kanaat oluşması halinde davalı/ karşı davacının 254,336,10 TL talep edebileceği, davacı/ karşı davalının 742.566,30 TL alacağından mahsup edilmesi sonucunda davacı/ karşı davalının alacağının 488.230,20 TL olacağı,
Somut olayda hapis hakkının şartlarının oluştuğu, Kalıpların halen kullanılır halde olduğu, Yıpranma olsa dahi bu durumun davacı aleyhinde sorun teşkil etmeyeceği Davalı/ karşı davacının kalıpların değer kaybını talep etmesinin makul olmadığı,
Davalı/ Karşı Davacı sermaye şirketinin ticari itibarının zedelendiği ve bu nedenle şeref ve haysiyetinin zarar gördüğü iddiasıyla manevi tazminat talep edebileceği; somut olayda mahrum kalınan kâr miktarının ve zedelenen ticari itibarın manevi zarara sebebiyet verecek derecede olup olmadığı hususunda takdirin münhasıran Sayın Mahkemeye ait olduğu,
23 adet kalıp ile ilgili olarak ihtarnameler, karşı ihtarnamelerin ve teslim tarihinin dikkate alınarak incelenmesi sonucunda; Davalı karşt davacının 17.07.2019 tarihinde kalıpların iadesinin istendiği, 24.07.2019 tarihinde davacı/ karşı davalının ihtamameyi tebliğ aklığı, davacı/ karşı davalı ihtarnameyi tebliğ aldığından yedi gün sonra makul sürede kalıpları teslim edeceğini bildirdiği, davalı/ karşı davacının 09.08.2019 tarihinde kalıpların iadesi için irtibata geçileceğinin bildirildiği, taraflar arasında yapılan (09.08.2019- 15.08.2019 ) e- posta yazışmaları sonucunda 21.08.2019 tarihinde 23 adet kalıbın, ilk ihtarnamenin tebliğinden 28 gün sonra kalıpların teslim edildiği, 23 adet kalıbın makul sürede teslim edildiğinin düşünülebileceği, nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
24/0712019- 21/08/2019 arası bu 23 adet kalıp için (nitelikleri dosyada mevcut) bu süre dikkate alınarak, kar kaybının hesaplanabilmesi için; 24/07/2019- 21/08/2019 tarihleri arası, davalı-karşı davacının stoğunda bulunan 23 adet kalıp ile ilgili ne kadar ürün olduğunun, bu ürünlerin montajı ile kaç adet mamul üretilebileceğinin, 24/07/2019- 21/08/2019 tarihleri arası yapılan satışların dağılımının ne olduğu ne kadarının 23 adet kalıp ile üretilen ürünlerden üretikliğinin, 24/07/2019- 21/08/2019 tarihleri arası davalı/karşı davacının 23 adet kalıp ile ilgili üretim siparişinin olup olmadığının, 24/07/2019- 21/08/2019 tarihleri arası müşterilerinden gelen 23 adet kalip ile üretim yapılabilecek ürünler ile ilgili siparişin olup olmadığının, Bilinmesi gerektiği, bu hali ile herhangi bir kay kaybı hesabırım yapılamayacağı,
Davalı/ karşı davacının Satışlarının incelenmesi sonucunda; 24/07/2019- 21/08/2019 tarihleri arası iptal edilen mamul siparişi ve/veya, davacı/ karşı davalı tarafından sipariş verildiği halde gerekçe gösterilmeden üretilmeyen bir mamulün olup olmadığı ile ilgili dasyaya bir delilin sunulmadığı, satışların aylar itiban ile adet ve tutar olarak dalgalı bir seyir gösterdiği, Temmuz -Ağustos aylarında
gerçekleşen satışların adet ve tutar olarak önceki aylar ile karşılaştırıldığında, 23 adet kalıp nedeni ile herhangi bir satış kaybının olmadığının söylenebileceği, 24/07/2019- 11/12/2019 arası 14 adet kalıbın nitelikleri dikkate alınarak, bu tarihler arasında kar kaybının hesaplanabilmesi için; 24107/2019- 11/12/2019 tarihleri arası, davalı-karşı davacının stoğunda bulunan 14 adet kalıp ile ilgili ne kadar ürün olduğunun, bu ürünlerin montajı ile kaç adet mamul üretilebileceğinin, 2410712019- 11/12/2019 tarihleri arası yapılan satışların dağılımının ne olduğu ne kadarının 14 adet kalıp ile üretilen ürünlerden üretildiğinin, — 24/07/2019- 11/12/2019 tarihleri arası davalı/karşı davacının 14 adet kalıp ile ilgili üretim siparişinin olup olmadığının, 24/07/2019- 11/12/2019 tarihleri arası müşterilerinden gelen 14 adet kalıp ile üretim yapılabilecek ürünler ile ilgili siparişin olup olmadığının, Bilinmesi gerektiği, bu hali ile herhangi bir kar kaybı hesabının yapılamayacağı,
Davacı/karşı davalırın “Sayın Mahkemenin 06.10.2022 tarihli celsesinde davacı/ karşı davalı hakkında kurulan 3 numaralı ara kararın yerine getirilmesi ve aynı celse kurulan diğer ara kararlar hakkında itiraz ve beyan dilekçesinde; “söz konusu 14 adet kalıbın yenilenmesi ve tadilatı ile ilgili olarak Davali Şirketin sözlü talimatı ve onayı mevcut olduğu, yazılı bir tatimatının olmadığı” yönünde beyanı olduğu, dolayısı ile 14 adet kalıpla ilgili olarak davacı – karşı davalının yenileme – tadilat masrafı ve karşı taraftan bu işlem için yazılı bir onay almadığı,
Davalı – karşı davacı kalıpları teslim aldığında kendisi üretim yapamayacak durumda olduğu, bu kalıplarla üretim yapması için başka bir firma ile anlaşması gerektiği, piyasada bu şekilde davaya konu kalıplar ile üretim yapan firmalar olduğu, davalı / karşı davacının aynı mahiyetteki sözleşmeyi, başka bir firma ile üretimini sekteye uğratmayacak kadar çok kısa bir sürede yapabileceği,
14 adet kalıbın 06/09/2019 tarihi itibari ile mevcut hali ve durumu itibari ile raiç parasal değerinin yaklaşık olarak 383.105,00 TL olduğu,” yönünde görüş belirtilmiş, raporun içeriğinde 23 adet kalıbın makul sürede teslim edildiği, kar kaybı hesaplanamayacağı, 14 adet kalıpla ilgili olarak kar kaybı hesaplanabilmesi için davalı-karşı davacının stoğunda bulunan 14 adet kalıpla ilgili ne kadar ürün olduğu, bu ürünlerin montajı ile kaç adet mamul üretilebileceğini, satışların dağılımının ne olduğu, ne kadarının 14 adet kalıp ile üretilen ürün olduğu, belirlenen tarihler arasında davacının 14 adet kalıpla ilgili üretim siparişi olup olmadığı, söz konusu tarihler arasında müşterilerden gelen siparişlerin bulunup bulunmadığı hususlarda dosyaya delil sunulması gerektiği, bunlarla ilgili dosyaya delil sunulmadığı, kök raporda yapılan kar kaybı hesabının tamamen varsayıma dayalı bir hesaplama olup 24/07/2019- 11/12/2019 tarihleri arası kar mahrumiyetini hesaplamak için gerekli verilerin olmaması , anılan dönemde iptal edilen siparişlerle ilgili başkaca delil olmaması nedeniyle ne kadar kar elde edeceğinin varsayıma dayalı olarak yapılan hesaplama olduğunu, kar mahrumiyetini hesaplamak için gerekli verilerin olmaması, iptal edilen siparişlerle ilgili delil olmaması nedeniyle varsayıma dayalı olarak hesap yaptıklarını belirttikleri görülmüştür.
Davacı karşı davalı vekili kalıplara yenileme tadilat masrafı yaptıkları iddiasıyla ilgili karşı tarafa yemin teklif etmeyeceklerini belirtmiştir.
En son alınan bilirkişi raporlarında 14 adet kalıbın değerinin 383.105,00 TL olduğu tespit edildiğinden davalı-karşı davcının talebi 14 adet kalıbın müvekkiline iadesi yönünde olup bu husustaki dava değerini kalıpların değerini ihtiva etmesi nedeniyle davalı-karşı davacı vekiline eksik harcı yatırması için süre verilmiş, davalı-karşı davacı vekilince eksik harç yatırılmıştır.
Toplanan tüm deliller, yukarıda yapılan açıklamalar ve alınan bilirkişi raporları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacının ticari defter ve belgelerine göre davacının davalıdan 74.365,88 TL’si vade farkına ilişkin faturalar olmak üzere toplam alacak miktarının 816.932,19 TL olduğu, davalı tarafın vade farkına ilişkin faturaya kendi defterlerine işlemediği, davalının defterlerine göre de davalının davacıya 742.567,65 TL borcu göründüğü, davacı tarafın alacak açıklamasını daha önce dosyaya sunmuş olduğu 10/03/2021 tarihli dilekçesinde yaptığı, delikçenin ilgili kısmında “02/04/2019 tarihli mutabakat metninden de anlaşılacağı üzere alacağının 747.361,08 TL iken daha sonra davalı-karşı davacı tarafından verilen siparişler üzerine 31.820,34 TL’lik 3 adet fatura kapsamında daha iş yaptığını, bu miktarın da ilave edildiğinde alacaklarının 779.181,42 TL olduğunu, bundan davalının 1.613,93 TL miktarlı iade faturası ve davalı şirketin 12/04/2019 tarihinde yapmış olduğu 35.000 TL miktarındaki ödemenin düşülmesi neticesinde müvekkilinin alacağının 742.567,49 TL olduğunu, ayrıca buna ek olarak davalı şirketin faturaları vadesinde ödememesi nedeniyle 74.364,70 TL tutarında ceza faturası tahakkuk ettirildiğini, bunun da ilavesi neticesinde alacaklarının 816.932,19TL olduğunu” belirttiği dikkate alındığında vade farkı faturası dışında davacının da dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere alacağı 742.567,49 TL olup bunun da davalı defterleri ile teyit edildiğinden davacının davalıdan alacağının 742.567,49 TL olduğu anlaşılmıştır. Vade farkı talep edebilmesi için taraflar arasında bu hususta bir sözleşme olması ya da daha önceki uygulamalarda vade farkı alındığı yönünde yerleşik bir uygulama olması gerekmekte olup davacı bu hususları ispat edemediğinden vade farkı ile ilgili talebinin reddine karar vermek gerekmiştir . Asıl dava itirazın iptali olup davacının alacağı davalının defterlerinde de kayıtlı olduğundan likit , davalının itirazı da haksız olduğundan kabul edilen kısmın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Karşı dava yönünden değerlendirme yapıldığında ise yargılamanın devamı sırasında 14 adet kalıp davacı-karşı davalı tarafından teslim edildiğinden , karşı davacının 14 adet kalıbın iadesi olmadığı takdirde bedelinin tespit edilerek kendisine ödenmesine yönelik talebi konusuz kaldığından bu taleple ilgili karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere söz konusu kalıpların sağlam ve çalışır vaziyette olduğu ayrıca kalıp teslim tutanaklarında da kalıpların sağlam ve çalışır vaziyette alındığına yönelik davalı-karşı davacının beyanı olduğundan ve bilirkişi raporlarında da değer kaybı olmadığı bildirildiğinden davacının kalıplarla ilgili değer kaybı bedelinin tahsiline yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı davacının bir talebi de manevi tazminat istemine ilişkin olup manevi tazminat isteme koşulları oluşmadığından bu talebin reddi gerekmektedir.
Karşı davacının diğer talebi 37 adet kalıbın teslim edilmemesi nedeniyle kar kaybına yönelik olup, bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere 23 adet kalıbın 21/08/2019 tarihinde makul sürede davalı-karşı davcıya teslim edildiğinden kar kaybı istenemeyeceği, 14 adet kalıp yönünden ise kar kaybı hesaplanabilmesi için rapor ve ek raporda belirtildiği üzere davalı-karşı davacı tarafından yeterli delil ve belge sunulamadığı, bilirkişilerce varsayıma dayalı hesap yapıldığı, ayrıca; davacı taraf cari hesap alacağının tahsili için 18/06/2019 tarihinde icra takibi başlatmış olup davalı-karşı davacı tarafından gönderilen mutabakatnamede de alacağın büyük çoğunluğu davalı-davacı tarafça kabul edilmesine rağmen ödenmeyerek , davacı-karşı davalının icra takibi yapmasına sebebiyet verdiğini, icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığı, davacı-karşı davalının alacağının teminatı olması bakımından mahkemeden 37 adet kalıpla ilgili olarak davalıya teslim edilememesi yönünden tedbir talep ettiği, ayrıca davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacıya gönderilen …. Noterliğinin 01/08/2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi incelendiğinde, “taraflar arasında çıkan ihtilaf sebebi, hali hazırda icra takibine (…. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas) ve itirazın iptali davasına (… Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… Esas) konu olan müvekkile olan borcunuzun (anapara 816.832,18 TL) ödenmemiş olmasıdır” ifadesinin yer aldığını ve asıl ihtilaf konusunun ana para olan 816.932,18 TL alacaklı olduğunun açıkça belirtildiğini, ihtarnamenin devamında ise “Mahkeme tarafından verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı takdirde yukarıda yazılı şeklide 37 adet kalıbı teslim alabileceğiniz” şeklindeki beyanlar dikkate alındığında yine davacı-karşı davalı tarafından gönderilen ihtarnamelerde kalıplara yapılan tadilat masrafının ödenmesi halinde kalıpların teslim edileceği yönündeki beyanı dikkate alındığında Medeni Kanunun 950 ve devamı maddelerinde düzenlenen hapis hakkını kullanmış sayılması gerektiği, yine Borçlar Kanunun 97 ve 98. Maddeleri dikkate alınarak davalı-karşı davacının davacıya olan ve mutabakatlarla büyük miktarını kabul ettiği borcunu ödememesine rağmen kalıpların teslimini isteyemeyeceği hususları dikkate alındığında, davalı-karşı davacının kar kaybı talebinde bulunmayacağı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı-karşı davacının kar kaybına yönelik talebinin de reddi gerekmiştir. Karşı davacının taleplerinden ilki olan 14 adet kalıbın iadesi olmadığı takdirde bedelinin tespitine ve ödenmesine yönelik talebin kalıpların teslime ile konusuz kalmış olup, bu paragrafta açıklandığı üzere davacı-karşı davalının kalıpları TMK 950 , BK 97 ve98.Maddeleri gereğince teslim ettiği tarihe kadar elinde tutması haklı bulunduğundan , konusuz kalan bu taleple ilgili davacı-karşı davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A-Asıl Dava Açısından :
1-Davacı – karşı davalının davasının kısmen kabulü ile, davalı – karşı davacının … icra müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile,
Takibin 742.567,49TL asıl alacak üzerinden devamına,
Takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranda avans faizi uygulanmasına,
148.513,49TL icra inkar tazminatının davalı – karşı davacıdan alınarak , davacı – karşı davalıya verilmesine,
Davacı – karşı davalının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacı-karşı davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 99.682,42 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
3-Asıl davanın kısmen reddi nedeniyle davalı-karşı davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 11.898,35 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
4-Zorunlu arabuluculuk kapsamında Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 1.200,00 TL’sinin davalı-karşı davacıdan , kalan 120,00 TL ‘sinin ise davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 50,80 TL ilk masraf, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 2.030,60 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 4.081,40 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 3.700,00 TL’sinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 9.902,50 TL peşin nispi harcın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
8-Bu dava sebebiyle 50.724,78 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (davada 9.902,50 TL + icrada 4.084,66 TL olmak üzere toplam=) 13.987,16 TL’nin mahsubu ile kalan 36.737,62 TL karar ve ilam harcının davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
B – Karşı Dava Açısından :
1-14 adet kalıbın iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tespitine ve ödenmesine yönelik talebin, 14 adet kalıbın yargılamanın devamı sırasında iade edilmesi nedeniyle konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı – karşı davacının, kalıplarla ilgili değer kaybının tahsili talebinin reddine,
3-23 adet kalıbın normal/mutat sürede teslim edilmesi nedeniyle kar kaybı talebinin reddine, 14 adet kalıpla ilgili kar kaybı talebinin reddine,
4-Davalı – karşı davacının manevi tazminat isteminin reddine
5-Manevi tazminat isteminin reddi nedeniyle 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
6-Davacı-karşı davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 57.194,70 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
7-Karşı davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
9-Karşı dava açıldıktan sonra karşı davacı tarafından zorunlu arabuluculuğa başvurulduğu görülmekle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Karşı dava nedeniyle 179,90 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (Karşı davada 1.696,00 TL + tamamlama harcı 6.542,47 TL olmak üzere toplam=) 8.238,47 TL’den mahsubu ile fazla alınan 8.058,57 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸