Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/451 E. 2020/44 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/451 Esas
KARAR NO : 2020/44
DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 17/07/2019
KARAR TARİHİ : 22/01/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 02.12.2016 tarihli 1 adet tarama gemisi, 2 adet çamur gemisi ve 1 adet amfibi tarama aracı alımı sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme bedelinin 33.800.000,00- TL olarak belirtildiğini, ihaleye girmek için hazırlanan ve sunulan birim fiyat cetveli ve ihale dosyasının ihale tarihi itibariyle belirlenmiş olan fiyatlar olduğunu, ancak sözleşme konusu gemi ve aracın imalatı için alınan hammaddelerin, yabancı para cinsinden alındığını ve ihale ve sözleşme tarihi ile günümüz kurları arasında ciddi derecede fark olduğunu ve sözleşme bedeli hali hazırda işbu hammadde bedellerini dahi karşılamadığını, sözleşmede kararlaştırılan bedel ile müvekkili şirketin harcamaları arasında işlem temelini çökertecek derecede aşırı bir farkın mevcut olduğunu. borçlar kanunu’nun 480 ve 481 inci maddesi uyarınca sözleşme bedelinin yeni koşullara göre uyarlanmasının zorunlu olduğunu, bu konuda dava açılmadan evvel davalıya da başvuru yapıldıını ancak davalı tarafça uyarlama taleplerinin reddedildiğini, ekonomik koşullarda, aşırı enflasyon, para değerinin büyük ölçüde düşmesi vb. nedenlerle meydana gelen olağanüstü değişiklik ve dolayısıyla güçlükler, edimin olduğu gibi yerine getirilmesini borçludan beklenemez duruma getirmişse, doğruluk ve dürüstlük kuralları göz önünde tutularak “işlem temelinin çökmesi ya da sarsılması ilkesi” uyarınca sözleşmenin yeni durumlara uyarlandığını, % 100’den fazla bir oranda artış olduğunu ve bu hali ile sözleşmede belirlenen bedel ile müvekki şirketin, sözleşme edimini yerine getirebilmek için yapmakta olduğu masraflar arasında işlem temelini çökertecek derecede aşırı bir fark bulunduğunu belirterek, sonuç olarak; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla 02.12.2016 tarihli sözleşme bedeline mahkemece müdahale edilerek sözleşme bedelinin öngörülemeyen ve değişen koşullara göre bilirkişi marifetiyle günümüz koşullarına uyarlanması ile sözleşme bedelinin belirlenmesine, belirlenen sözleşme bedelinin sözleşme koşullarına göre muaccel hale geldiğinde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin uyarlanması davasının haksız ve yersiz olduğunu, … Başkanlığı İhale Komisyonunun 10.10.2016 tarih ve 490 sayılı kararı ile “l Adet Tarama Gemisi, 2 Adet Çamur Gemisi, l Adet Amfibi Tarama Aracı Alımı mal alım işinin davacı Şirkete ihale edildiğini, 02.12.2016 tarihinde sözeşmesi imzalanarak 08.12.2016 tarihinde işe haşlandığını ve 15.03.2018 tarihinde işin tamamlandığını, her ne kadar davacı yanca sözleşme bedelinin halihazırda hammadde bedellerini karşılamadığı iddiası ile özleşmenin uyarlanması talepli dava açılmış olsa da; söz konusu işin karşılıklı olarak imzalanan sözleşmesinde isin 33.800.000.,00-TL+KDV bedelle yapılacağı taahhüt altına alınmış olun sözleşmenin 14.1 maddesinde belirtildiği üzere mücbir sebepler dışında fiyat farkı ödenmeyeceğinin belirtildiğini, bu nedenle yüklenici firmanın talebinin müvekkili idarece uygun görüİmediğini, TTK madde 20/2 hükmüne göre “…her tacirin. ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir is adamı gibi hareket etmesi şarttır…”Yargıtay’a göre, basiretli iş adamı gibi hareket etmek; bugünün ve istikbalin piyasa durumunu tacirin işlemi yaptığı sırada göz önünde tutması demek olduğunu, söz konusu iş kapsamında da yüklenicinin “basiretli bir tacir gibi” hareket etmek ve bugünün ve istikbalin piyasa durumunu işlemin yapıldığı sırada gözönünde tutulmasının gerektiği ve beklendiğini belirterek, sonuç olarak, ilk itirazlarını sunma hakkı saklı kalmak kaydı ile haksız ve yasal dayanaktan yoksun açılan davanın reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı yana aidiyetine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER :
Çelik alım faturaları, Yabancı para cinsinden yapılan ödemelere ilişkin ödeme dekontları, davalı idareden celbedilen ihale komisyon kararı, sözleşme ve teknik şartname örneği,
GEREKÇE :
Dava gemi satış sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin uyarlanması talebine ilişkindir.
Mahkemenin görevine ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır.
TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. TTK’nın 4. maddesinde nelerin ticari dava olduğu açıklanmıştır. Buna göre hükümde sayılan dava ve işlerin yanı sıra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar da ticari davadır.
Somut olayda; Dava gemi satış sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin uyarlanması talebine ilişkindir. Uyuşmazlık TTK’da zikredilen mutlak ticari davalardan olmadığından, davanın Asliye Ticaret mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. davalı tacir olmadığı gibi ticari işletmesini ilgilendiren bir işlem mevcut bulunmadığından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir (Yarg 13. HD 2016/18073E, 2019/9498K; Yarg 13. HD 2016/13519E, 2019/785K). Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
4-Harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine görevli mahkemece karar verilmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır