Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/431 E. 2019/685 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/431 Esas
KARAR NO : 2019/685

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 08/07/2019
KARAR TARİHİ : 12/07/2019

Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile;…29. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takibine konu olan 3.000.000 TL ödeme tutarlı senedin icra takibine geçilmesiyle müvekkilinin borçlu olmadığı evrak için borçluymuş gibi işlemlere maruz kalıp icra-i haciz tehdidi altında kaldığını, senedin düzenlenmesi aşamasında aile şirketi olan…A.Ş ve … A.Ş’ne ilişkin düzenlenen evrakın, düzenleme tarihinde kıymetli evrak hukukunun özelliklerini taşımadığını, senedin … A.Ş’nin aile şirketleri olan diğer firmalara ayakkabı üretip ve satması için hammadde tedariki için malzemecilere verilmiş olan teminat senedi olduğunu, düzenlenme şeklinde yapılan bu senedin, birçok yerinin sonradan doldurulduğunu, icra takibinde alacaklının … A.Ş olduğu, borçlularında yalnızca şahıslar olup, alınan …l .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı ihtiyati haciz kararında da yalnızca şahıslar için ihtiyati haciz kararı alındığını, 27/12/2018 tarihli noterden gönderilen ödememe protestosunda … A.Ş muhatap olarak göründüğünü, senet alacaklısı görünen … A.Ş görünmediğini, senedin müvekkili imzaladığı dönemde malzeme tedarikçileri için verilmiş bir güvence teminatı olduğunu ve bu teminat kapsamında tedarikçilerden açık hesap mal teslimi şeklinde çalıştığını, senedin teminat olarak verilen yerden geri alınarak adresler, vade tarihi ve de tanzim yeri eklenerek icra takibindeki alacaklı banka emrine düzenlenen … A.Ş tarafından verildiğini, verilme sebebinin alınmış olan bir kredinin teminatı olduğunu, senedin alacaklısı …. A.Ş nin hiçbir yerde borçlu olmaması ve senet miktarının 3.000.000 TL iken … 29. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinde alacak miktarının 1.365.000 TL olması ve borçlu olarak şahısların olmasının alınan senedin bir teminat senedi olduğunu gösterdiğini, davalı bankanın kötüniyetli olarak müvekkilinin zararına işlem yaparak krediyi vermiş olduğu şirketten tahsili yoluna gitmeyip müvekkili üzerine icrai işlemler başlatması senedin kötü niyetli iktisabından başka bir şey olmadığını bu nedenle müvekkili yönünden teminat için alınan senedin alacaklısı görünen … Ve Tic. A.Ş’ye ve … A.Ş ye borcunun olmadığının tespiti ile davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A-(Ek:6/12/2018-7155/20 md.) maddesinde”(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başılıklı 18/A-(Ek:6/12/2018-7155/23 md.) maddesinde ” (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir.
.. Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/274 Esas ve 2019/605 Karar sayılı kararında; Alacaklı tarafından açılacak alacak davasının “arabulucuya başvurma” dava şartına tabi tutulması, ancak aynı konu ve alacak ile ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit veya istirdat davasının “arabulucuya başvurma” dava şartına tabi tutulmaması durumunda bu uygulamanın alacaklı yönünden T.C. Anayasa’sının 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkı kapsamında hak ihlallerine yol açacağı muhakkaktır” hususu ifade edilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 18.Hukuk Dairesi 2019/1339 Esas ve 2019/1098 Karar sayılı ilamında; ” Ancak sadece konusu “bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin davalar” yasa kapsamında görüldüğünden menfi tespit davasının bu kapsama dahil olup olmadığına da açıklık getirilmesi gerekir; İİK 72. Maddesine göre ” borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını tespit için menfi tespit davası açabilir” tedbir alınmadığı için borç ödenmişse istirdat davası olarak devam olunur. Menfi tespit davası karşı tarafın potansiyel alacak iddiası ile bir takip başlatma veya dava açma tehdidini etkisiz kılmaya veya dava açılmışsa borcun ödenmesini önlemeye yönelik olduğundan ara buluculuk şartı öngören yasa anlamında davanını konusunun bir para alacağı olduğu açıktır. Bu alacağın hangi tarafa ait olduğunun önemi yoktur. Yasanın konusu bir miktar para olan borç ilişkisininin taraflarından birini ara buluculuğa tabi kılarken diğer tarafı buna dahil etmemiş olması yasanın amacına ve menfaatler dengesine aykırı olurdu. Çünkü alacak davası da,menfi tespit davası da maddi hukuk bakımından taraflarından birinin yükümlülüğünün para borcu olduğu bir tek hukuki ilişki olmasına rağmen usul hukuku bakımından aynı borç için alacaklıya alacak davası açma, borçluya ise söz konusu borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanınmıştır.” hususları ifade edilmiştir.
Nitekim … Bölge Adliye Mahkemesi…. Hukuk Dairesi’nin 2019/531 Esas ve 2019/549 Karar sayılı ilamı da menfi tespit davasının dava şartı olan arabulucuya tabi olduğu yönündedir.
TTK 5/a maddesi gereği dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartı olarak düzenlenmiştir. 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-2 fıkrasında arabulucuya başvurulmadan açılan davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir hükmüne yer verilmiştir. Dava dosyası açısından davanın arabulucuya başvurmadan dava açmış olduğu anlaşıldığından HMK 114, TTK 5/A ve Arabuluculuk Kanunu 18/A-2 maddesi gereğince davanın usulden reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelere göre;
1-HMK 114, TTK 5/A ve arabulucuk kanunun 18/A-2 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmı davacıya iadesine,
4-Bu dava sebebiyle 44,40TL karar ve ilam harçı alınması gerektiğinden peşin alınan 23.310,79 TL ‘den mahsubu ile fazla alınan 23,266.39 TL karar ve ilam harcının davacıya iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

¸