Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/409 E. 2021/828 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/409 Esas
KARAR NO : 2021/828
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/07/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirketin tedarikçi firmalarından biri olan … Marka ürünlerin, Türkiye’de tek ve ana distribütörü olan dava dışı … A.Ş olduğunu, müvekkili şirket ile … AŞ arasında uzun yıllara dayanan ticari ilişki bulunduğunu, davacı dışı şirket olan … Ltd. Şti ünvanlı şirketin temsilcileri olduklarını beyan eden kişiler tarafından 62 adet … marka televizyon satın almak amacıyla … şirket ile irtibata geçtiklerini, ancak dava dışı … şirketi bu şahıslara “şirketlerinin … Marka ürünlerin Türkiye Genel Distribütörü olduğunu, kurumsal satışların bayiler aracılığıyla yapıldığı” bildirerek bu şahısları müvekkili şirketin iletişim bilgilerini vermek suretiyle müvekkili şirkete yönlendirdiğini, yönlendirme neticesinde … firması yetkilileri olarak kendilerini tanıtan bu şahısların bu kez müvekkili şirket ile irtibata geçerek ürün siparişi talebinde bulunduklarını, sipariş adetlerini de arttırarak 83 adet … marka televizyon sipariş ettiklerini, … markasının Türkiye’de tek distribütörü olan … tarafından yönlendirilmiş olması nedeniyle müvekkili tarafından güven oluştuğunu ve bu ticari ilişkiye girdiğini, alım satımın, TV Vision firmasının alım satıma konu 83 adet … Marka televizyonu müvekkili şirkete satarak fatura edeceğini, müvekkili şirket ise satın aldığı ürünleri … firmasına satarak fatura ederek alım satımın gerçekleşeceğini, satım sözleşmesine konu ürünlerin tesliminin ise dava dışı … Şirketi tarafından ve bizzat bu şirketin anlaşmalı taşıma şirketi olan davalı şirket eliyle gerçekleştirildiğini, ürünlerin … depolarında bulunduğunu ve bu depodan çıkartılarak doğrudan … firmasına teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, her ne kadar … firması ile alım satım ilişkisi müvekkili şirket üzerinden kurulmuşsa da ürünlerin teslim yükümlülüğünün … şirketine ait olduğunu ancak davalı şirketin teslim yükümlülüğünü gerektiği gibi ifa etmediğini, bizzat kendi eylem ve işlemleriyle müvekkili şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, müvekkili şirkete dava dışı … Firması tarafından sevkiyatın gerçekleştirildiği bilgisi verildiğini, ancak teslimata ilişkin sevk irsaliyesinin ısrarla gönderilmediğini, teslimatın yapıldığı iddia edilen “… Mah. … Cad. No: … İstanbul” adresinin boş bir arsa olduğu müvekkili şirket tarafından belediye kayıtlarından yapılan tetkiklerle ortaya çıktığını, bu adreste … firmasının bulunmadığını, ürün teslimatının … firması adına ürünleri teslim almaya yetkili olduğu iddia edilen … isimli şahsa ve yukarıda zikredilen adreste teslim edileceği hususunda anlaştıklarını, ancak sevk irsaliyesinde teslimatın …’a teslim edilmediğinin anlaşıldığını, olayla hiç bir ilgisi olmayan … ünvanlı bir firmaya teslim edildiğini, … ünvanlı firma adına bu malları teslim alan kişilerin kim olduğunun belli olmadığını, sevk irsaliyesinde … isimli şahsın adının yer aldığını ancak altında imzasının bulunmadığını, … ünvanını kullanarak isim ve kim tarafından atıldığı belli olmayan bir imza bulunduğunu, ürünlerin teslimatının gerçekleştirilmesinden sonra dava dışı … firması tarafından ürün bedellerine ilişkin fatura düzenlenerek müvekkili şirkete gönderildiğini, ancak müvekkili şirket tarafından sevkiyat usulüne uygun olarak yapıldıktan sonra ödeme yapılacağından sevk irsaliyesinin istenildiğini, ancak gönderilmediğini, TV Vision firması ile müvekkili şirket arasında bugüne kadar herhangi bir sorun yaşanılmadığında ve sevk irsaliyesinin gönderileceğinin inancıyla müvekkili şirket tarafından faturaya yasal süresi içinde itiraz edilmediğini, faturaya yasal süresinde itiraz edilmemesi neticesinde 83 adet televizyon bedeline ilişkin düzenlenen toplam 169.435,22 TL faturanın dava dışı … firması tarafından icra takibine konu edildiğini ve …. İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin itirazları neticesinde … Firması tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen karar ile fatura kabul edildikten sonra ve 8 günlük itiraz süresi geçtikten sonra iade edildiği gerekçesine dayalı olarak müvekkili şirketin fatura içeriğiyle bağlı olduğu fatura bedeline ödemekle yükümlü olduğu kanaatiyle müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulduğunu, itirazın iptaline karar verildiği, 169.435,22 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11 oranında ticari temerrüt faizi yürütülmesine, hüküm altına alınan 170.677,74 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verildiğini, mahkeme kararı neticesinde müvekkili şirket tarafından 316.277,19 TL toplam borcun icra baskısı altında icra dosyasına yatırılarak ödendiğini, davalının ifa etmekle yükümlü olduğu taşıma ve teslim işini gereği gibi yerine getirmediğini, kusurlu olduğunu, davalını kusurlu eylem ve işlemleri ile müvekkilinin uğramış olduğu zarar arasında illiyet bağlı bulunduğunu belirterek müvekkilinin uğradığı 316.277,19 TL zararın ödeme günü olan 20/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı şirket ile … Türkiye ithalatçısı olan dava dışı … A. Ş ile aralarında süregelen bir ticari ilişki bulunduğunu, davacı şirketin dava dışı A.Ş’den … Marka Ürünleri sipariş ettiğini ve bu ürünleri dava dışı … Ltd. ŞTi’ne sattığını, dava dışı … şirketinin de davacı tarafından satın alınan ürünlerin taşınması işlemi için müvekkili şirket ile taşımacılık sözleşmesi yaptığını, buna göre müvekkili şirketin … şirketinden 83 adet TV emtiasını teslim alarak kendisine verilen bilgi ve talimat doğrultusunda emtiaları alıcıya teslim edeceğini, müvekkili şirketin taşımacılık sözleşmesine uygun bir şekilde işlemini gerçekleştirdiğini, … tarafından kendisine teslim edilen ürünleri yine … tarafından kendisine verilen bilgi ve talimat doğrultusunda …’a teslim ettiğini, bu hususun taşımacılık sevk ve irsaliyesinden açıkça anlaşıldığını, … şirketinin, ürünlerin davacı şirket tarafından kendisine bildirilen adrese teslimi ile beraber sözleşmesi konusu edimini yerine getirdiğini ve davacı tarafından ödenmesi gerekli bedeli de davacıya fatura ettiğini, davacı şirket ise … den aldığı ürünleri …’a sattığını, ürünleri teslim alan … firmasının ödeme aracı olarak davacı şirkete teslim etmiş olduğu çeklerin karşılıksız çıktığını, davacının ödeme alamaması üzerine dava dilekçesindeki iddiaların ileri sürüldüğünü, davacı şirketin dava dışı … ‘ye borcunu ödememesi üzerine … tarafından davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz edilmesi üzerine … tarafından itirazın iptali davası açıldığını, mahkemece davacının reddine karar verildiğini, kararın istinaf aşamasında olduğunu, davacının … ile aralarında ihtilaflı olan alacak miktarının dava sonucunu beklemeksizin … ye ödediğini, müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili şirketin davacı ile arasında sözleşme olmayıp sözleşmenin dava dışı … ile olduğunu, bu nedenle pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, davacının ödemeyi 20/01/2017 tarihinde yaptığını, rücu davalarının iki yıllık zamanaşımı söz konusu olup davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2014/… Esas sayılı dosyanın kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini, davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek koşuluyla müvekkilinin söz konusu ticari ilişkide dava dışı … nin ifa yardımcısı konumunda olduğunu, herhangi bir zarar var ise bu zarardan sözleşmenin tarafı olan …’nin sorumlu olacağını, müvekkili şirketin … ile yaptığı taşımacılık sözleşmesi kapsamında ürünlerin taşınması işleminin eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini, davacının …’den almış olduğu ürünlerin teslim edileceği adres ve isimleri bizzat kendisinin bildirdiğini, bu nedenle teslimatın da söz konusu adreste yapıldığını, …. Asliye Tİcaret Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyasından verilen hükümde “davacı ve davalı arasında 02/05/2012 tarihli sözleşme gereğince ticari ilişki bulunduğu, davalının bu ticari ilişki koşullarında 83 adet televizyon siparişi vererek bildirdiği adrese teslimini istediği, davacının da ihbar edilen … firması aracılığıyla 28/08/2013 tarihli irsaliye ile malları dava dışı …….Ltd. Şti’ne teslim ettiği bu durumun sözleşme, fatura ve sevk irsaliyesinde sabit olduğu” şeklinde belirleme yapıldığını, hükmün istinaf edilmesi üzerine istinaf kararında ise “Davacı tarafça ihbar olunan … (Davalı şirketin öncesi ünvanı) Lojistik Şirketi aracılığıyla fatura konusu malları, bildirilen adrese gönderdiği, davalı adına düzenlenen 29/08/2013 tarihli sevk irsaliyesinde ve taşıma irsaliyesinde …….Ltd. Şti’nin kaşesi ve üzerinde imza bulunduğu görülmüştür” tespitinde bulunduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı yanında feri müdahale talep eden …….A.Ş vekili 06/01/2020 tarihli dilekçesinde, davacının söz konusu televizyonları müvekkilinin anlaşmalı taşımacısı olan davalı …’ın ürünleri teslimat için aldığını ancak …’a teslim etmediğini ve kusurlu olduğunu iddia ederek uğradığı zararın tazminini talep ettiğini, müvekkili ile davacı arasında …. ASliye Ticaret Mahkemesinde görülen 2014/… Esas sayılı dosya bulunduğunu, davacının bu davasının reddine karar verildiğini, eğer …’ın teslime ilişkin bir kusuru bulunsa idi …. ASliye Ticaret Mahkemesinde yapılan yargılamada mahkemenin müvekkili olan … ‘nin sorumluluğuna karar vermesi gerektiğini, …. Asliye Ticaret Mahkesindeki dava reddedildiğine göre hem müvekkilinin hem de davalı …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığının sabit olduğunu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, ürünlerin usulünce teslime edilmediği iddiasına dayalı olarak taşıma şirketi hakkında açılan tazminat istemine ilişkindir.
DELİLLER: Davacı ile dava dışı … arasındaki sözleşme, … ile davalı şirket arasında sözleşme, Fatura, sevk irsaliyesi, mail yazışmaları, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı dosyasına ödeme dekontu.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyadan verilen gerekçeli karar sureti alınıp incelendiğinde, davacısının …….A.Ş, davalının İnterlink….A.Ş olduğu, dosyamız davalısının …. ASliye Ticaret Mahkemesindeki davada ihbar olunan konumunda bulunduğu, … tarafından açılan davada müvekkili şirketin … Türkiye ithalatçısı olduğunu, davalı şirketin de müvekkilinden aldığı ürünleri 3.kişilere sattığını, davaya konu 83 adet televizyonun … A:Ş’nin isteği üzerine İnterlink ….A.Ş’nin sattığı … firmasına … firması aracılığıyla 29/08/2013 tarihinde teslim edildiğini ancak … A.Ş’nin televizyon bedellerini ödemediğini, tahsilat amacıyla …. İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının itiraz ederek takibi durdurduklarını belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda “davacı ve davalı arasında 02/05/2012 tarihli sözleşme gereğince ticari ilişki bulunduğu, davalının bu ticari ilişki koşullarında 83 adet televizyon siparişi vererek bildirdiği adrese teslimini istediği, davacının da ihbar edilen … firması aracılığıyla 28/03/2013 tarihli irsaliye ile malları dava dışı … Ltd.ŞTi’ne teslim ettiğini, sözleşme, fatura ve sevk irsaliyesi ile sabit olduğu” denilerek davacının davasının kabulüne ve davalının itirazının iptaline karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna gidildiği, … BAM … HD’nin 2017/… Esas 2019/… Karar nolu ilamı ile “İtirazın iptaline konu davada ; davacı ile davalının 83 adet televizyonun, dava dışı … San. Tic. Şti’ne satılması konusunda anlaştıkları, davacı vekilinin malların teslim edildiğini ancak bedelinin ödenmediğini ileri sürdüğü , davalı vekilinin satışa konu emtiaların teslim edilmediğini, boş arsaya teslim edilmiş göründüğünü ve teslim tutanağından kime teslim edildiğinin anlaşılamadığını beyanla fatura bedelinin kendilerinden istenemeyeceğini ileri sürmüştür.
Taraflar arasındaki mail yazışmalarından davacı şirket yetkilisi … ‘ün 26/08/2013 tarihli email de “Projenin son durumunu ” sorduğu, davalı yetkilisinin “…Teslimat adresi bizim depomuz olmayacaktır.Firma teslim edilecek yerin adresini yarın bildirecek, bende sizi bilgilendiriyor olacağım, ben size teslimat bilgilerini verene kadar ürünlerin çıkışını gerçekleştirmemenizi rica ederim” davacı yetkilisi 28/08/2013 tarihli email’de ” Açık teslim adresi, teslim alacak kişi adı ve soyadı, teslim alacak kişinin telefonlarını” istediği, davalı şirket yetkilisi … tarafından verilen 28/08/2013 tarihli cevapta “Teslim adresi … Mah. … Cad. No: … Ataşehir/İstanbul, tesim alacak kişi …, Telefon … ” olarak bildirdiği görülmüştür.
Davacı tarafça, ihbar olunan … Lojistik Şirketi aracılığıyla, fatura konusu malları, bildirilen adrese gönderdiği, davalı adına düzenlenen 29/08/2008 tarihli sevk irsaliyesinde ve taşıma irsaliyesinde … San. Tic. Şti’nin kaşesi ve üzerinde imza bulunduğu görülmüştür.
Dosya kapsamında alınan 22/01/2015 tarihli ve 07/03/2016 tarihli bilirkişi raporlarında davalı şirket defterlerinde, … Nakliye şirketi adına düzenlenen 184.500,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, davalı şirket tarafından dava dışı şirketten 27/08/2013 tarihinde , “09/09/2013 tarihli 20.000 TL, 15/09/2013 tarihli 68.500 TL, 28/11/2013 tarihli 96.000 TL bedelli ” çeklerin alındığı ve defterlerine kaydedildiği ancak çeklerin tahsil edilemediği görülmüştür.
Davacı tarafın takibe konu 29/08/2013 tarihli … numaralı KDV dahil 169.432,28 TL bedelli faturayı , davalıya gönderdiği, faturanın 02/09/2013 tarihinde teslim alındığı ancak 16/09/2013 tarihinde iade edildiği anlaşılmışsa da, davacının malları davalının talebi üzerine ve davalının bildirdiği adrese teslim ettiği, davalının üçüncü kişiye düzenlediği faturanın ve fatura karşılığı aldığı çeklerin defterlerinde kayıtlı olduğu, çek bedellerinin ödenmemesi üzerine taraflar arasında ihtilaf doğduğu anlaşılmışsa da, davalının teslimin usulüne uygun yapılmadığı için bedelin müvekkilinden istenemeyeceği savunmasının yerinde olmadığı kanaatiyle, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun görülmekle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.” denildiği, istinaf kararına karşı Yargıtay’a temyiz yoluna gidilmiş, Yargıtay 11. HD’nin 21/04/2021 tarihli 2020/3073 Esas 2021/3887 Karar nolu ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu ve istinaf kararının onanması gerektiğini belirterek kararı onadığını ve kararın kesin olduğunun yargıtay ilamında yazılı olduğu görülmüştür.
Dosyaya alınan sicil kayıtları incelendiğinde taşıma sözleşmesinin imzalayan … A.Ş’nin birleşme yoluyla davalı … Tic. A.Ş haline geldiği anlaşılmıştır.
Davacı haksız fiil iddiasına dayalı olarak, davalı taşımacılık şirketinin kusurlu olarak söz konusu emtiaları usulünce teslim etmediği iddiasına dayalı olarak tazminat davası açılmış olup davalının husumet ehliyeti bulunmaktadır. Davalı zamanaşımı definde bulunmuş ise de TBK 72. Maddesi gereğince zamanaşımı süresi dolmamıştır.
Yukarıda özetlenen ve davacısı … , davalısı İnterlink … A.Ş ve ihbar olunan konumunda bulunan … … A.Ş (yeni ünvanı … A.Ş) olan … ASliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas 2016/… Karar nolu ilamında ve bu ilama ait istinaf ilamında da belirtildiği üzere dava dışı … … A.Ş adına taşımacılık hizmeti veren dosyamız davalı şirketin, söz konusu malları davacı … A.Ş’nin talebi üzerine ve … A.Ş’nin bildirdiği adrese teslim ettiği, yapılan teslimin usulüne uygun olmadığı iddiasının yerinde olmadığı, kesin hükümle anlaşıldığından, davacının davasının aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 30.589,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Bu dava sebebiyle 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 5.401,23 TL’den mahsubu ile fazla alınan 5.341,93 TL’nin karar kesinleşince davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır