Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/408 E. 2021/682 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2020/535 Esas
KARAR NO: 2021/680

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ:02/10/2020
KARAR TARİHİ:14/10/2021

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı ….A.Ş’de pay sahibi olduğunu, davalı şirketin toplam 8.959.490.647 adet payından müvekkilinin 1.443.913.742 adet paya sahip olduğunu, müvekkilinin sahip olduğu payların toplamı davalı şirketin paylarının %16,11’ine tekabül ettiğini, davalı şirketin 2019 mali yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısı ilk olarak 5 Mayıs 2020 tarihinde yapıldığını, müvekkili ve hissedarlar tarafından TTK 420. maddesi kapsamında söz konusu genel kurul gündem maddelerinin müzakeresinin ertelenmesi talebinde bulunulduğunu, davalı şirketin 2019 mali yılına ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu, Bilanço ve Kar/Zarar hesapları ve Yönetim Kurulu Üyelerinin ibrasına ilişkin 2, 3 ve 4 no.lu gündemin maddelerinin görüşülmesi 3 Temmuz 2020 tarihinde yapılmasına karar verildiğini, ancak 5 Mayıs 2020 tarihli Genel Kurul Toplantısı sebebi ile pay sahiplerinin incelemesine açılan davalı şirketin 2019 mali yılına ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu, Bilanço ve Kar/Zarar hesapları incelendiğinde TTK’nın 515. Maddesi kapsamında gerçeği ve aslına sadık surette göstermediğinin ortaya çıktığını, bu kapsamda müvekkilinin 23 Haziran 2020 tarihinde … 37. Noterliği aracılığı gönderilen ihtarname ile “bilgi alma ve inceleme hakkı” kapsamında … adına yönetim kurulu başkanına 5 Mayıs 2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının ertelenmesine neden olan hususlara ilişkin sorularını ilettiğini, 23 Haziran 2020 tarihli ihtarnamede “Bağlı ortaklığa yaklaşık 44 milyon TL borç bulunmakta olduğu ve şirketin tek işinin …’i işletmek olduğu gözetildiğinde ilgili borç ile neyin amaçlandığı, Borcun gelecek yıllarda temettü ile kapatılması ihtimalinin ciddiyeti ve buna ilişkin herhangi bir projeksiyon ya da planlamanın bulunup bulunmadığı, …’daki zararda yönetimin özensizliğinden bahsedilip bahsedilemeyeceği, …’in tek hakimi olarak şirketten yöneticilere tahsis edilen ücretlerle ilgili bir indirimin planlanıp planlanmadığı, 2018 yılında …’e ilişkin bağlılık raporu düzenlenirken 2019 yılında düzenlenmemiş olmasının bir hata mı yoksa savunma amaçlı görüş değişikliği mi olduğu, Bir önceki yıl 17.447.493,06 TL kar elde eden …’nun 2019 mali yılını 10.101.776,49 TL zararla kapamış olması karşısında ve şirketin finansal yapısının iyileştirilmesi için alınması düşünülen bir önelim de bulunmadığının belirtilmesi karşısında şirket paylarının dışında bir karlılık modelinin düşünülüp düşünülmediği ve Bağlı şirket yöneticilerine bir sorumluluk davası açılmasının düşünülüp düşünülmediği ” hususların sorulduğunu, ancak müvekkilinin TTK 437 kapsamında pay sahiplerine tanınan bilgi alma ve inceleme hakkına dayanarak ilettiği bu sorulara 03 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleşen 2019 mali yılına ait olağan genel kurul toplantısından sadece 1 gün evvel 2 Temmuz 2020 günü saat 14:29’ta cevabi ihtar gönderildiğini, buna rağmen söz konusu cevaba ihtarname içeriğinde de … hakkında dürüst hesap verme ölçüleri içinde bilgi verilmediğini, …’nun yüzde yüz iştiraki olan … hakkında ise hukuka aykırı ve çelişkili bir dizi yorum ile sorulan soruların hiçbirinin yanıtlanmadığını, müvekkilinin en temel pay sahipliği haklarından biri olan bilgi alma ve inceleme hakkının karşılanmadığını, davalı Şirket’in 3 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleştirilen 2019 mali yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının ise; “1-Açılış, ve toplantı başkanlığının oluşturulması, 2-Yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve müzakere edilmesi, 3-2019 yılına ait bilanço ve kar/zarar hesaplarının okunması, müzakere edilmesi ve onaylanmasının görüşülmesi, 4-Yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmesinin görüşülmesi, 5-dilekler ve kapanış” maddelerinden oluşan gündem ile toplandığını, gündemin 1 no.lu maddesi altında Toplantı Başkanlığının oluşturulmasının ardından bir kısım diğer pay sahipleri ile birlikte genel kurulda müzakere edilecek hususlar ile ilgili toplantı öncesi davalı şirket yönetimine yönelttiği soru ve taleplerinin karşılanmadığını, bu sebeple genel kurul toplantısının TTK 420/2 madde hükmü gereği yeniden ertelenmesini talep ettiğini, davalı şirkette aynı zamanda pay sahibi olan yönetim kurulu üyeleri ile 1. derece hısımlarının olumsuz oyu sebebi ile oy çokluğu ile red edildiğini, müvekkilinin genel kurul toplantı gündemi doğrultusunda yapılan görüşmeler kapsamında 3. ve 4. gündem maddeleri altında yapılan oylamalarda olumsuz oy kullanarak muhalefetini de tutanağa geçirdiğini, müvekkilinin genel kurul öncesinde ve genel kurul toplantısında gündemin 2, 3, ve 4. maddeleri altında yapılan ve toplantı tutanağına da geçen müzakereler esnasında defaten ileri sürdükleri “bilgi alma ve inceleme talepleri” red edildiğini, gündemin 3 ve 4 no.lu genel kurul kararları TTK madde 447 hükmü gereği batıl olduğunu, gündemin 2 nolu maddesi kapsamında davalı şirketin 2019 mali yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve müzakeresinin, pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkına da riayet edilmeksizin hukuka aykırı şekilde gerçekleştirildiğini, müvekkilinin de aralarında bulunduğu pay sahipleri tarafından 3 Temmuz 2020 tarihli genel kurul toplatısının TTK madde 420/2 hükmü gereği ertelenmesine ilişkin taleplerinin, davalı şirkette aynı zamanda pay sahibi olan yönetim kurulu üyeleri ile 1. derece hısımlarının olumsuz oy çokluğu ile reddine ilişkin alınan genel kurul kararının yasaya ve usule açıkça aykırı olduğunu, gündemin 3 nolu maddesi kapsamında dürüst resim ilkesine uymayan 2019 yılına ait bilanço ve kar/zarar hesaplarının onaylanmasına yönelik kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkili tarafından davalı şirket ile davalı şirket’in %100 pay sahibi olduğu … için özel denetçi tayin edilmesi talep edildiği, bu talebin 3 nolu gündem maddesi altında yapılan oylama ile davalı şirkette aynı zamanda pay sahibi olan yönetim kurulu üyeleri ile 1. derece hısımlarının olumsuz oy çokluğu ile haksız şekilde reddedildiğini, 3 nolu gündem maddeleri görüşülürken müvekkili tarafından 23 Haziran 2020 tarihli ihtarname ile iletilen ancak cevaplanmayan soruların yinelendiğini, ancak ilgili sorulara Yönetim Kurulu Üyesi … tarafından verilen cevaplar değerlendirildiğinde önceki gündem maddesine yönelik müzakere esnasında verilen cevaplarda olduğu gibi bu açıklamaların da aydınlatıcı ve açıklayıcı herhangi bir bilgi içermediğini, sadece pay sahiplerinin sorularının geçirilmesine yönelik olduğunu, gündemin 3 maddesi kapsamında 2019 yılına ait bilanço ve kar zarar hesaplarının okunması, müzakere edilmesi ve onaylanması süreçleri de pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkına riayet edilmeksizin hukuka aykırı şekilde sonuçlandırılarak karara bağlandığını, gündemin 4 no.lu maddesi altında yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan yasaya ve usule aykırı karar da, “mutlak butlanla” malul ve yok hükmünde olduğunu belirterek müvekkilinin 3 Temmuz 2020 tarihli Genel Kurul Toplantısında 1 Nolu gündem maddesi altında Toplantı Başkanlığının oluşturulmasının ardından ileri sürdüğü TTK Madde 420/2 hükmü gereği toplantının yeniden ertelenmesine ilişkin talep ve teklifinin davalı şirkette aynı zamanda pay sahibi olan Yönetim Kurulu Üyeleri ile 1. Derece hısımlarının olumsuz oy çokluğu ile reddine ilişkin alınan genel kurul kararının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmalarından dolayı “hükümsüz” olduğunun tespitine, aksi halde iptaline, müvekkilinin muhalefetine rağmen TTK’nın amir hükümlerine ve davalı şirket esas sözleşmesine aykırı bir şekilde, genel kurulda pay sahiplerinin “bilgi ve inceleme hakkı” ihlal edilerek yasaya ve usule aykırı yapılan müzakere ve oylamalar neticesinde alınan 3 ve 4 numaralı kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmalarından dolayı “hükümsüz” olduklarının tespitine aksi takdirde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının 2019 mali yılına ilişkin finansal tablo ve raporlarının dürüst hesap verme ilkelerine aykırı olduğu, müvekkili şirket ile dava dışı … … Sanayi ve Ticaret A.Ş arasında şirketler topluluğu bulunduğu, bağlılık raporu düzenlenmesi gerektiği, müvekkili şirket ile … …’nun finansal ve malvarlığına ilişkin durumları ile hesap sonuçları ve bunların birbirleri, pay sahipleri, yöneticileri ve bunların yakınlarıyla yaptıklarını işlemler hakkında doyurucu bilgi verilmediği, müvekkili şirkette meydana gelen ve ortakların haklarını etkileyecek nitelikte özel önem taşıyan olayların gizlendiği gibi iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin malvarlıklarının tümü, bir kısmı veya bu evsafta değerlendirilebilecek … … paylarının satılmasına ilişkin bir görüşme yapılmadığını, ilgili mevzuata ve mahkeme kararlarına aykırı işlem yapılmadığını, müvekkili şirketin taraf olduğu gizlilik sözleşmelerinin adlarında da anlaşılacağı üzere gizli olduklarını, pay sahipleriyle paylaşılmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin yasaların izin vermediği hiçbir bilgisinin kimse ile paylaşılmadığını, 2019 yılı Olağanüstü Genel Kurul iptal davası kapsamında verilen karar hilafına bir işlem yapılmadığını, daha önce 2019 yılı Olağanüstü Genel Kurul bilgi alma davası kapsamında verilen cevaplarda değişiklik yapılmasını gerektirecek bir gelişme yaşanmadığını, müvekkili şirketin, iştiraki … …’dan borç almasının nedeninin, davacının da bildiği bölünme işlemi için alınmış döviz kredisi olduğunu, bu borcun … …’nun kar ettikçe ödenen temettülerle kapatılmakta olduğunu, 2019 yılında ise … …’nun kar etmediği ve hızlı yükselen döviz riskinin bertaraf edilmesi amacıyla … …’nun bankadan kullandığı TL kredinin bir kısmının müvekkili şirkete aktarıldığını, bunun yeni bir borçlanma olmadığını, eski borcun şekil değiştirmesi olduğunu, müvekkili şirketle … … arasında şirketler topluluğu ilişkisi bulunmadığını, müvekkili şirketin şirketler topluluğuna dahil olmaması nedeniyle 2018 mali yılında da veya başkaca mali yıllarda da bağlılık raporu düzenlenmediğini ve düzenlenmeyeceğini, şirketin tarafı olduğu davaların tamamının davacı tarafından açılmış davalar olduğunu, diğer pay devirlerini ve bu gibi işlemlerle ilgili bir kısım soruların muhatabının müvekkili şirket olmadığını, davacı gibi müvekkili şirketin pay sahibi olan diğer pay sahipleri olduğundan müvekkili şirketçe cevaplanabilecek bir hususun bulunmadığını, … … ile ilgili genel hatlarıyla; müvekkili şirket pay sahiplerinin pay devir işlemlerine ilişkin veya … …’nun belgelerinde birtakım hatalar bulunduğunu ve düzeltilip kendilerine verilmesinin istenmesi şeklindeki bilgi ve belge taleplerinin, müvekkili şirketçe kendi pay sahiplerinin gizli bilgilerinin paylaşmasının mümkün olmadığını, ayrı bir tüzel kişiliği bulunan … …’nun düzenlediği belgelerde değişiklik yapmak veya … … adına yeni belge düzenleme imkanının bulunmadığını, kanunen müvekkili şirket ile … … arasında şirketler topluluğu ilişkisi bulunmadığını, bulunsa dahi birtakım bilgiler verilebileceğini, ancak belge verilmesinin kanunen de mümkün olmadığını, bir yükümlülük kabulü anlamına gelmeyecek şekilde ancak iyiniyet göstergesi olarak … …’nun finansal rapor ve tablolarının pay sahipleri ile paylaşıldığını, müvekkili şirketin … … ile arasındaki ilişkilerde müvekkili şirkete yöneltilmiş sorulara verilen cevaplar arasında cevap verildiğini, davacının dayandığı gerekçelerin hepsi dava dışı … …’ya yönelik olduğunu, sözde bilgi alınamadığı iddia edilen şirketin müvekkili şirket olmadığını, dava dışı … … olduğunu, huzurdaki davanın ana konusunun dava dışı … …’dan bilgi edinme olduğunu, davanın iptal davası değil bilgi edinme davası olması gerektiğini, davanın müvekkiline yöneltilemeyeceğini, HMK 114 maddesi gereğince dava şartı eksikliğinden reddi gerektiğini, TTK 448 maddesi uyarınca davacı pay sahibinin şirketin muhtemel zararına karşılık mahkemenin uygun göreceği miktarda teminat yatırması gerektiğini, davacı pay sahibinin huzurdaki davayı açmada hukuki yararının bulunmadığını, davacının 2019 yılı Genel Kurul Toplantısının 2,3 ve 4 nolu gündem maddelerince alınan kararların salt bilgi alma ve inceleme hakkının sözde ihlal edildiği iddiasına dayalı olarak mutlak butlanla batıl olduğunu, hükümsüz olduğunu, yok hükmünde olduğunu, kanuna, esas sözleşmeye , dürüstlüğe aykırılık nedeniyle iptal edilebilir olduğunu belirterek davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, talebin kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 03/07/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısındaki alınan 1,3 ve 4 nolu kararların iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER : 03/07/2020 tarihli 2019 yılına ilişkin davalı şirkete ait genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, davalı şirketin sicil dosyası, davalı şirketin ticari defter ve belgeleri, bilirkişi incelemesi.
Davalı şirketin merkez adresi itibariyle Mahkememiz yetkilidir. Genel kurul toplantısı 03/07/2020 tarihinde yapılmış, davada 02/10/2020 tarihinde açıldığından TTK 445. Maddesine göre davanın süresinde olduğu anlaşılmaktadır.
03/07/2020 tarihli genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, 1 nolu gündem maddesinin toplantı başkanlığının oluşturulmasına ilişkin olduğu, ayrıca aynı maddenin görüşülmesi sırasında davacı adına toplantıya katılan vekili tarafından 05 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirilen 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında pay sahipleri adına TTK’nın 420 maddesi uyarınca taraflarınca yapılan erteleme talebi üzerine toplantının ertelendiğini, taraflarına sunulan davalı şirket ile %100 iştiraki olan … A.Ş ‘nin faaliyet raporları, finansal tabloları ve bağımsız denetim raporuna ilişkin incelemelerini yaptıkları, inceleme akabinde hem davalı hem de %100 iştiraki olan … … A.Ş nin finansalları hakkında ayrıntılı bilgi talep ettiklerini, bilgi taleplerinin yeterince karşılanmadığını, bu nedenle 03 Temmuz 2020 tarihinde yapılacak toplantının TTK 420/2 hükmüne göre yerine ertelenmesini istedikleri yapılan oylama sonucunda erteleme talebinin oy çokluğuyla reddine karar verildiği, 3 nolu gündem maddesi ve alınan karar incelendiğinde ise 2019 yılına ait bilanço, kar/zarar hesaplarının incelenerek müzakere edildiği, yapılan oylama sonucunda … , … , … adlarına kullanılan toplam 3.550.217.580 olumsuz oya karşılık…, …, ve …adlarına kullanılan toplam 4.130.293.986 olumlu oy ile oy çokluğu ile bilanço ve kar/zarar hesaplarının onaylanması kararı alındığı, 4 nolu gündem maddesinin yönetim kurulunun ibrası ile ilgili olduğu, …, … , … adlarına kullanılan toplam 3.550.217.580 olumsuz oya karşılık yönetim kurulu üyesi olmayan…, … ve … adına kullanılan 4.130.293.986 olumlu oy ile yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine karar verildiği, iptali istenen 1,3 ve 4 nolu kararlar da davacının olumsuz oy kullandığı ve muhalefetini toplantıda dile getirdiği gibi muhalefet şerhi ile ilgili tutanağı da genel kurul toplantı tutanağına eklettirdiği görülmüştür
TTK 445. Maddesinde “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” denilmektedir.
TTK 446. Maddesinde ” a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” denilmektedir.
Davalı şirket ile bağlı şirket olduğu iddia edilen … … San ve Tİc. A.Ş’nin defter ve belgeleri üzerinde HMK 218 maddesine göre yerinde inceleme yapılarak öncelikle dava dışı … … A.Ş’nin davacı şirketin bağlı ortağı olup olmadığının tespiti ile (şirketler topluluğu bulunup bulunmadığını) daha sonra da 03/07/2020 tarihli olağan genel kurulunda alınan 1,3 ve 4 nolu kararların iptali ya da yokluk-butlan koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti noktalarında rapor tanzim etmeleri için bilirkişi heyeti oluşturulmuş ve alınan rapor dosyaya bırakılmıştır.
Davacı taraf gündemin 1. Maddesi uyarınca toplantının ertelenmesi kararı hakkında TTK’nın 420/2 maddesi uyarınca “azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır” hükmü gereği yeniden ertelenmesini talep ettiğini bildirmesine rağmen bu talebin davalı şirkette aynı zamanda pay sahibi olan yönetim kurulu üyeleri ile birinci derece hısımlarının olumsuz oyu ile oy çokluğuyla reddedildiğini, gündemin 3. maddesi hakkında 2019 yılına ait bilanço , kar/zarar hesaplarının onaylanmasına yönelik kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir. Davacının 23/06/2020 tarihli ihtarname ile gönderilen “Bağlı ortaklığa yaklaşık 44 Milyon TL borç bulunmakta olduğu ve şirketin tek işinin …’e işletmek olduğu gözetildiğinde ilgili borç ile neyin amaçlandığı, borcun gelecek yıllarda temettü ile kapatılması ihtimalinin ciddiyeti ve buna ilişkin herhangi bir projeksiyon ya da planlamanın bulunup bulunmadığı, davalı şirketteki zararda yönetiminin özensizliğinin bulunup bulunmadığının tespiti, …’in tek hakimi olarak şirketten yöneticilere tahsis edilen ücretlerle ilgili indirim planlanıp planlanmadığı, 2019 yılında …’e ilişkin bağlılık raporunu düzenlenmemesinin hata mı yoksa savunma amaçlı mı olduğu, bir önceki yıl kar eden davalı şirketin 2019 yılını zararla kapatmış olması karşısında iyileştirilmesi için alınması düşünülen önlem bulunup bulunmadığı” sorularının cevaplanmadığı, bilanço, kar/zarar hesaplarının dürüst resim ilkesine uygun düzenlenmediği, davalı şirket ile … arasında şirketler topluluğu oluşturmadığı hakkında beyan ve ikrarın hukuka aykırı yoruma dayanarak bağlılık raporu düzenlenmediğini ifade ederek 3 nolu gündem maddesiyle alınan kararın iptalini istemiş, gündemin 4. Maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin ibrasıyla ilgili olarak hazırlanan faaliyet ve bilanço, kar/zarar hesaplarının TTK , şirket esas sözleşmesine aykırı olarak dürüst resim ilkesine riayet edilmeksizin hazırlanması nedeniyle ayrıca yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibrasında oy kullanamayacağı kuralına istinaden iptalini istediği anlaşılmaktadır.
Öncelikle davalı şirket ile …’in TTK 195. Maddesi anlamında şirketler topluluğu sayılıp sayılmayacağı hususu irdelendiğinde; TTK 195. Maddesinde şirket topluluğu tanımlanmış olup 1/a bendinde bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketini, doğrudan veya dolaylı olarak oy haklarının çoğunluğuna sahip ise veya dolaylı olarak oy haklarının çoğunluğuna sahip ise şirketler topluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiş olup aynı maddede şirketler topluluğunu oluşturacak diğer nedenler sıralanarak 4 nolu bendinde ise “hakim şirkete doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan şirketler, onunla birlikte şirketler toplululuğunu oluşturur” denildiği, ticaret sicil yönetmeliğinin 105. Maddesine ise TTK’nın 195/4’e atıf yaparak “Bir şirketler topluluğu bir ticaret şirketi ile buna doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan en az iki ticaret ortaklığından meydana gelir” şeklinde tanımlandığı görülmektedir. Bu hususla ilgili olarak rapor alınan bilirkişiler görüşlerinde TTK 195. Madde düzenlemesine göre şirketler topluluğunun varlığından bahsedilmesi için ana şirkete bağlı tek bir yavru şirketin varlığı yeterli görülmekte iken Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 105. Maddesinde verilen tanımda , ana şirkete bağlı en az iki yavru şirketin varlığının arandığının göründüğünü, yönetmelik hükümlerinin kanuna aykırı olmayacağı belirtilerek TTK 195. Maddesine göre değerlendirme yapılması gerektiği, … … A.Ş’nin , … … A.Ş’nin paylarının tamamına sahip olduğu, … …’nun yönetim kontrolünün üçüncü bir kişide olduğunu gösteren herhangi bir hakimiyet sözleşmesine de dosyada rastlanmadığından TTK 195 madde hükmüne göre …’nun ana şirket … …’nun ise yavru şirket olduğu kanaatine vardıklarını ancak bu hususun öğretide tartışmalı olduğunu, yönetmeliğin yürürlükte olması sebebiyle yönetmelik hükümlerinin esas alınmasını gerektiren görüşlerin de bulunduğunu, bu nedenle bu husustaki takdirin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirdikleri tespit edilmiştir. TTK 195/4 fıkrasında “hakim şirkete doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan şirketLER, onunla birlikte şirketler topluluğunu oluşturur” denilmekte olup bu fıkrada bağlı bulunan şirketLER tanımının yapılması nedeniyle ticaret sicili yönetmeliğinin 105. Maddesine uygun olarak şirketler toplululuğunun oluşması için, bir ticaret şirketi ile buna doğrudan veya dolayı olarak bağlı bulunan en az iki ticaret şirketinin bulunması gerekmektedir. Bir sureti dosya içerisinde bulunan İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesinin 2019/1907 Esas 2020/979 Karar 04/06/2020 tarihli karar incelendiğinde, “……şirket topluluğunun varlığı için en az iki bağlı şirketin mevcudiyeti ticaret sicil yönetmeliğinin 105. Maddesinde tekrarlanmıştır….” denilerek şirketler topluluğunun oluşması için en az iki bağlı şirketin bulunması gerektiği hususuna vurgu yapıldığı yine dosyaya sunulan Ünal Tekinalp’a ait sermaye ortaklıklarının yeni hukuku isimli kitapta değerlendirildiği üzere TTK 195/4 ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 105. Maddesi birlikte değerlendirilerek bir şirketler topluluğunun oluşması için bir ticaret şirketi ile buna doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan en az iki ticaret ortaklığının bulunması gerektiği yönünde görüş bildirildiğinden mahkememizce de şirketler topluluğunun oluşması için bağlı şirket sayısının en az iki olması gerektiği görüşüne itibar edilerek davalı şirket ile … arasında şirketler toplululuğu bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Gündemin 1 nolu maddesi ile ilgili olarak değerlendirme yapıldığında TTK’nın 420/2 hükmü gereğince ikinci kez ertelenmesi talebi üzerine bu talep oy çokluğuyla reddedilmiştir. Genel kurul toplantısının ikinci kez ertelenmesi imkanını tanıyan kanun koyucu, şirketin hesapları hakkında açıklık ve şeffaflığı sağlamayı ,gerçeğe aykırı finansal tablolar hazırlamasını engellemeye amaçlamaktadır. İkinci kez erteleme talebinde bulunabilmek için kanunda bir şart ön görülmektedir. Buna göre finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulanan noktaları hakkında ilgililer hakkında dürüst hesap verme ölçüsü ilkelerini gözardı edilerek cevap verilmesidir. Davacının genel kurul toplantısı yapılmadan önce 20/04/2020 tarihi itibariyle finansal rapor ve tabloların şirket merkezinde pay sahiplerinin incelemesine sunulduğu, 05/05/2020 tarihinde yapılması planlanan toplantının ertelenerek 03/07/2020 tarihinde yeniden yapılacak olan genel kurul toplantısında 8 gün önce davalı şirkete yöneltilen soruları içeren 23/06/2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmak istemesi ve davalı şirketin beyanına göre pay sahipleri ile şirket merkezinin aynı binada bulunmasına rağmen şirket defter ve kayıtlarının fiziki olarak incelemedikleri iddiası dikkate alındığında davacının toplantının ikinci kez ertelenmesi talebinin genel kurulda reddedilmesinin kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı teşkil etmeyeceği dolayısıyla iptali gerekmediği sonucuna varılmıştır.
Gündemin 3 nolu maddesiyle ilgili olarak 2019 yılı bilanço ve kar/zarar hesapları onaylanmış olup davacı iptal istemine gerekçe olarak bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiğinin ileri sürülmekte olup bilgi alma hakkı talep edilip kullandırılmadığında TTK’da mahkeme vasıtasıyla mahkemeye müracaat edilerek bilgi alma hakkının kullanılması ile ilgili düzenleme bulunması nedeniyle bu husus iptal için gerekçe oluşturamayacağından davacını bu maddeyle ilgili talebinin reddi gerekmiştir.
Gündemin 4 nolu maddesi yönetim kurulunun ibrası olup; …, … , … adlarına kullanılan toplam 3.550.217.580 olumsuz oya karşılık yönetim kurulu üyesi olmayan…, … ve … adına kullanılan 4.130.293.986 olumlu oy ile yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine karar verildiği görülmektedir. TTK 436. Maddesinde ” Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. ” denilmektedir. Davalı şirketin sicil kaydı incelendiğinde yönetim kurulu üyeleri Necmettin Tüfekçi, … ve …’dir. Toplam pay 8.959.490.647 olup red oyu 3.550.217.580 iken ibraya olumlu oy sayısı 4.130.293.986’dır. Olumlu oy kullanan…, … ve …davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olmadığından ve oy çokluğuyla yönetim kurulu üyeleri ibra edildiğinden söz konusu kararın iptaline ilişkin talebinin de reddi gerekmiş aşağıdaki şeklide davacının davasının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 110,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansından kullanılmayan kısman karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/10/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸