Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/378 E. 2020/387 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/378 Esas
KARAR NO : 2020/387
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2019
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilince 15-17 Nisan 2019 tarihlerinde Bağdat/Irak’ta yapılan fuara katılım için, davalı taraf ile 06/02/2019 tarihinde fuar katılım sözleşmesinin imzalandığını, davalının fuar katılım bedeli olarak müvekkiline 13/02/2019 tarihinde 4.012,00EURO ve 15/03/2019 tarihinde 4.012,00EURO ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilince davalıya ödeme yapılmaması nedeniyle 02/04/2019 tarihinde iadeli taahhütlü mektup vasıtasıyla ödeme yapılması ve fuara katılmasının ihtar edildiğini, bu ihtarnamenin davalı tarafa 03/04/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 18.maddesinde cezai şart kararlaştırıldığını beyan ederek; cezai şart bedeli olan 8.024,00EURO nun dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 06/02/2019 tarihinde fuara katılım sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin alacağı ödemelere güvenerek EURO bedeli üzerinden sözleşme imzaladığını, müvekkilinin beklediği ödemeleri alamadığını, müvekkilinin aşırı ifa güçlüğüne düştüğünü, davalıdan bir hizmet alınmadığını, müvekkilinin fuara katılamaması nedeniyle davacının, kar kaybına uğrayıp uğramadığı hususunun şüpheli olduğunu, kararlaştırılan cezai şartın TBK madde 21 hükmüne göre hukuka aykırı olduğu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; davacı tarafın sözleşme ile kararlaştırılan cezai şart bedeli alacağının tahsiline ilişkin, alacak davasıdır.
Mahkememizce, davalının adresinin bağlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak , davalının 2019 yılına ait bilanço kayıtları celp edilmiş, incelenerek dosyaya konulmuştur.
Mahkememizce, tarafların yasal ve ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak taraflar arasında akdolunduğu iddia olunan sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartın sözleşmenin akdoluduğu tarih itibariyle davalının iktisaden mahfına neden olup olmayacağına kararlaştırılan cezai şartın genel işlem koşulu olup olmadığı ve davacının davalıdan cezai şart talep edip edemeyeceği hususunda bir mali müşavir bilirkişi ve bir fuar katılım sözleşmelerinde uzman sektör bilirkişisinden rapor ve ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporunda özetle; davacının 2019 yılına ait ticari defterlerini usulüne uygun olarak tuttuğu, davalının defterlerini incelemeye ibraz etmediği, davalının 2019 yılı 4.dönem geçici vergi beyannamesi gelir tablosuna göre net karının 1.312.288,87TL olduğu, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartın tahsili halinde, davalının iktisaden mahvına neden olmayacağı ifade edilmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesi sonucunda; sözleşmenin 18.maddesi, sözleşmenin hükümlerine aykırı davranışı ile sözleşmeyi ihlal eden tarafı ifaya ek olarak sözleşme bedeli kadar cezai şart bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşme bedelinin ise 8.024,00EURO olarak kararlaştırıldığı görülmüştür.
6098 Sayılı TBK 179. maddesi uyarınca sözleşmenin hiç ve gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun yada cezanın ifasını isteyebilir.
Ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Bu hükme göre borçlunun borca aykırı davranması halinde alacaklı hem aynen ifayı hemde kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilmesi için alacaklının borcun ifasını ceza koşulu alacağını saklı tutarak kabul etmesi gerekmekte olup, ifanın ceza koşulu alacağını saklı tutmadan kabul edilmesi halinde alacaklı ceza koşulu talep etme hakkını kayıp edecektir.
Alacaklı ifaya eklenen ceza koşulu alacağını kayıp etmemesi için bu hakkını saklı tuttuğunu en geç ifa anına kadar açıkça ortaya koyması gerekir. Alacaklı taraf bu iradesini açıklamadığı takdirde ceza koşulu talep edebilme hakkını kayıp eder.Ceza koşulu alacağa bağlı ( fer’i ) nitelikte bir alacak olduğundan ifa ile birlikte TBK 131 maddesi gereğince son bulur. (Prof. Dr. Ahmet M. Kılıçoğlu Borçlar Hukuk Genel Hükümler Sayfa 808-809 )
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında, iki halde alacaklının ceza koşulunu isteyemeyeceği, eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamayacağı, diğer yandan alacaklının, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemeyeceği, yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi firmanın, hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden bir ihtarname göndermesi gerektiği, çekince için bir şekil şartının getirilmediği, tedarikçinin, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama ile bu koşulu yerine getirebileceği, bu şekilde bir çekince konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi firmanın, mal vermeye devam etse bile önceki yıla ilişkin ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebileceği, sonraki yıllarda da aynı kuralın geçerli olduğu, bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemeyeceği, çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili ceza koşulunun istenebileceği, TBK’nun 179/II. Maddesinde öngörülen hüküm, emredici nitelikte olmadığından taraflar, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince aralarında farklı bir düzenleme yapabilecekleri, örneğin, sözleşmenin feshi halinde hem cezai şart hem de kâr mahrumiyeti ödeneceğinin kararlaştırabileceği, ancak sözleşmenin feshi halinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu hallerde, Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 T. 2012/19-670 E. 2013/171 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamında yapılan değerlendirmeler sonucunda; taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi imzalandığı ve fuar katılım bedeli yönünde bir uyuşmazlık olmadığı ve davalının fuara katılım göstermediği ve sözleşmeyi de feshettiğine dair bir bilgi ve belge olmadığı görülerek, alınan bilirkişi raporu ve celp edilen davalıya ait bilanço tablosu da göz önünde bulundurularak, davalının sözleşmeye aykırı davrandığı ve bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin 18.maddesinde hüküm altına alınan cezai şart bedelinden sorumlu olduğuna ve cezai şartın tahsiline gidilmesi halinde, tahsilin davalı iktisaden mahvına neden olmayacağına kanaat edilerek, davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının KABULÜ İLE
8.024,00-EURO ya dava tarihinden itibaren işleyecek Devlet bankalarınca Euro cinsinden açılmış, 1 yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 3.560,36-TL karar ilam harcından peşin alınan 899,85-TL harcın mahsubu ile noksan kalan 2.660,51-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 899,85TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 50,80- TL ( başvurma ve vekalet harcı) davetiye, posta gideri: 186,00-TL, bilirkişi ücreti 1.500,00TL olmak üzere toplam: 1.736,80- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 7.575,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır