Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/368 E. 2021/369 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/368 Esas
KARAR NO : 2021/369
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davanın yetkili mahkeme açıldığını, müvekkili ile davalı arasında Ticaret Kanun 102. Maddesinde düzenlenen Acentelik ilişkisi söz konusu olduğunu, TTK 102/1. Maddesinde ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelere aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseleye acente dendiğinin beyan edildiğini, müvekkili ile davalı şirketin davalının ürünlerini İç Anadolu Bölgesi sınırlarında müvekkil vasıtasıyla satışı konusunda 10.04.2010 tarihinde sözleşme imzaladığını, kanunun acentelik faaliyeti ile ilgili olarak aramış olduğu tüm şartların TTK 102 madde kapsamında uygun olduğunu, müvekkil ile davalı arasında bir sözleşme mevcut olduğunu, İç Anadolu Bölgesinde sürekli olarak davalıyı ilgilendiren davalıya ait ürünlerin satımı konusunda müvekkilinin aracılık ettiğini ve bu faaliyetinin davalı adına yapmayı meslek edindiğini, müvekkilin yaptığı iş kapsamında, davalının mobil hatlarının satılması, davalının belirlemiş olduğu mobil telefonların temdili olarak satılması, internet paketlerinin satılması, mobil cihaz aksesuarlarının satılması bulunduğunu, 16.04.2010-24.10.2017 tarihleri arasında toplam 316.971 adet müşteriyi davalının müşterisi portföyüne kazandırdığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL denkleştirme tazminatının 24.10.2017 tarihinden işleyecek davalıdan ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 10. Maddesi ile sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde İstanbul (Merkez) Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kalındığını belirterek davanın reddini istemiş, esasa ilişkin olarak, davacı şirket bayileri sahte hat açılışı işlemlerine yönlendirdiği için sözleşmenin sona ermesine kendi kusuru ile sebep olduğunu, kendi kusuru ile sözleşmenin sona ermesine sebep olan tarafın zaten denkleştirme talep hakkı mevcut olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme karşılıklı mutabakatla sona erdirildiğini, taraflar arasında fesih ve ibra protokolü imzalandığını ve davacı şirketin müvekkili şirkete ibraz ettiğini, davacı şirketin kendi kusurlu fiilleri neticesinde müvekkili şirketin tek taraflı fesih hakkı kazandığının bilincinde olup müvekkili şirketin bu hakkını kullanması yerine sözleşmenin sulhen karşılıklı sona erdirmesini tercih ettiğini ve bu doğrultuda fesih ve ibra protokolünde kendisi … ‘i ibra ederken ‘in tüm haklarını saklı tutmasına itiraz etmediğini, kaldı ki taraflar arasındaki sözleşmenin bir dağıtım merkezi sözleşmesi olduğunu, davacı şirketin zaten nihai tüketiciye hizmet sunmadığını ve abone/müşteri portföyü artışına yönelik çalışmalar gerçekleştirmediğini, dağıtım sistemi akışında, davacı şirket sadece bayilerle ilişki içerisinde olduğunu, bu yönüyle de zaten taraflar arasındaki … sözleşmesi kapsamında denkleştirme talebinde bulunmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davacının denkleştirme tazminatının sözleşmenin feshi olan 24/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili talepli tazminat davasıdır.
Deliller; Dosya Mevcudu, Bilirkişi İncelemesi.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/ … Esas 2019/ … Karar sayılı 27/03/2019 tarihli kararı ile yetkisizlik kararı verildiğinden, dosyanın Mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememiz dosyasından bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, davacı şirkete ait defterler Ankara ‘da olduğundan talimat yolu ile bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi tarafından hazırlanan rapor 13/12/2019 tarihinde talimat mahkemesine sunulmuştur.
… Noterliğinin 24.05.2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi; Davalı …Ş’nin davacıya gönderdiği … Noterliğinin 24.05.2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinde özetle; “Kendileri ile imzalanan sözleşeme ve sözleşmenin eki sayılan “Müşteri Memnuniyetini Engelleyen Durumlar ve Aksiyonları” dokümanlarına aykırı hareket ederek, şirket müdürünüz tarafından usulüne uygun olmayan şekilde hat açılışları ve işlemleri ile ilgili şirketinize bağlı bulunan … satış noktası ve yetkili … satış noktalarını yönlendirdiği tespit edildiğinden, sözleşme hükümlere uygun davranılmasını, bir daha aynı işlemlerin yapılmamasını, aksi halde sözleşmenin feshi ve cezai şartın tarafınızdan tahsil edileceği” ihtar edilmiştir.
Davacının kaşe ve imzasının bulunduğu 24.10.2017 tarihli Fesih ve İbra protokolünde özetle; 4.maddesinde, “iş bu fesih ve protokolün imzalanması ile sözleşmenin eklerinin ve bunlarda yer alan düzenlemelerin hiçbir yürürlük ve hüküm ihtiva etmeyeceğini, taraflar arasında mutabık kalınarak karara bağlandığı,”
8.maddesinde ise, “, … ‘in sözleşmeden kaynaklanan tüm edim ve yükümlülüklerini tam, zamanında ve gereği gibi yerine getirdiğini, sözleşme nedeniyle …’in her ne ad altında olursa olsun herhangi bir yükümlülük ve sorumluluğunun kalmadığını, sözleşme nedeniyle ‘den sözleşmenin kalan süresine ilişkin hak ve talepler dahil, …’nin …’den prim, masraf, tazminat ve şartları oluşması ihtimali halinde denkleştirme bedeli dahil bunlarla sınırlı olmaksızın olmayacağını; ileride de bunlara ilişkin ve her ne nam altında olursa olsun herhangi bir bedel hak ve alacak ve benzeri talepleri kalmadığını/olmayacağını; ileride de bunlara ilişkin herhangi bir talep, dava ve iddiasının olmayacağını, …’i her bakımdan ve her suretle, en geniş anlamda, kesin koşulsuz, kayıtsız ve şartsız gayri kabili rücu olarak ibra ettiğini ve …’den prim, masraf, tazminat ve şartları oluşması ihtimali halinde denkleştirme bedeli dahil bunlarla sınırlı olmaksızın ve her ne nam altında olursa olsun herhangi bir bedel, hak alacak veya maddi veya manevi tazminat v.s taleplerde bulunmayacaklarını ve söz konusu haklarından şimdiden peşinen vazgeçtiğini, feragat ettiğini, gayri kabili rücu kabul, beyan ve taahhüt eder.” Hükmünün yer aldığı görülmüş, bilirkişi tarafından belirtilen eksikliklerin giderilmesi için …e müzekkere yazılarak davacının … adına yapmış olduğu satışlara dair bilgilerin istenmesi ile eksiklikler tamamlandığında ve müzekkere cevabı geldiğinde tarafların bilirkişi raporuna beyan ve itirazları göz önüne alınarak bilirkişiden ek rapor alınmasına ve Mahkememizin 02/03/2020 tarihli duruşmasında, davacı vekilinin talebi gibi müvekkilinin … adına yapmış olduğu satışlara dair flash belleği mahkememize sunması için iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından hazırlanan ek rapor 14/10/2020 tarihinde talimat mahkemesine sunulmuştur.
13.12.2019 raporun eksikliğinin giderilmesine yönelik davacı vekilinin dilekçe ekinde 2012-2017 yıllarına ait satışlarına ilişkin excel tablosu halinde kayıtları ve özet bilgileri içeren bir adet USB flash bellek ibraz etmiştir. Dosyada yer alan mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak tespitler yapılmıştır.
Davalı yan, taraflar 24.10.2017 tarihli Fesih ve İbra protokolü 8.maddesinde , “…, …’in sözleşmeden kaynaklanan tüm edim ve yükümlülüklerini tam, zamanında ve gereği gibi yerine getirdiğini, sözleşme nedeniyle …’in her ne ad altında olursa olsun herhangi bir yükümlülük ve sorumluluğunun kalmadığını, sözleşme nedeniyle …’den sözleşmenin kalan süresine ilişkin hak ve talepler dahil, …’nin …’den prim, masraf, tazminat ve şartlan oluşması ihtimali halinde denkleştirme bedeli dahil bunlarla sınırlı olmaksızın olmayacağını; ileride de bunlara ilişkin ve her ne nam altında olursa olsun herhangi bir bedel hak ve alacak ve benzeri talepleri kalmadığını/olmayacağını; ileride de bunlara ilişkin herhangi bir talep, dava ve iddiasının olmayacağını, … her bakımdan ve her suretle, en geniş anlamda, kesin koşulsuz, kayıtsız ve şartsız gayri kabili rücu olarak ibra ettiğini ve …’den prim, masraf, tazminat ve şartları oluşması ihtimali halinde denkleştirme bedeli dahil bunlarla sınırlı olmaksızın ve her ne nam altında olursa olsun herhangi bir bedel, hak alacak veya maddi veya manevi tazminat v.s taleplerde bulunmayacaklarını ve söz konusu haklarından şimdiden peşinen vazgeçtiğini, feragat ettiğini, gayri kabili rücu kabul, beyan ve taahhüt eder.” Davacının imzasını havi belge gereğince davacının “denkleştirme tazminatı”ndan vazgeçtiğinden bu tazminatı isteyemeyeceği, davacının ise T.T.K maddesinde “Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi gerekir.” Hükmünün gereğince denkleştirme tazminatı isteyebileceği beyanlarının hukuki değerlendirme sonucunda davacının denkleştirme tazminatı alacağının var olup olmayacağı tespit edilir.
Denkleştirme talebi, acentelik sözleşmesinin sona ermesi neticesinde acentenin oluşturmuş olduğu müşteri çevresinden yararlanmaya devam eden bir ticari işletmenin sözleşmenin sona ermesiyle hakkaniyet gereği ücret hakkını kaybeden acenteye ödediği bir karşılıktır.
Acente müvekkili ad ve hesabına sürekli olarak sözleşmeler akdeden veya sözleşmelere aracılık eden, gerçek veya tüzel kişi olabilen bağımsız bir tacir yardımcısıdır. Bununla birlikte Yargıtay içtihatlarında vurgulanmış olduğu gibi acentenin yapmış olduğu bu işlemler neticesinde ücret gibi birtakım haklara da sahip olmaktadır. Bu haklardan şüphesiz en önemlisi TTK’nın yeni düzenlemelerinden olup yasanın 122’nci maddesinde hüküm altına alınan denkleştirme istemidir. Öğretide denkleştirme istemi konusunda terim birliği sağlanamamakla birlikte, portföy tazminatı, portföy hakkı, portföy akçesi, komisyon akçesi talep etme hakkı, müşteri tazminatı olarak da adlandırılmaktadır. Kısaca bir tanımlama yapacak olursak denkleştirme talebi acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde müvekkilin acentenin geçmişteki hizmetlerinden faydalanmaya devam etmesinin karşı edimi olarak müvekkil tarafından ödenen miktardır; sözleşme süresi içinde, acentenin hizmetleri münasebetiyle ticari işletmede görülen kıymet artışının karşılığını teşkil eder. Denkleştirme hakkının temelinde acentenin müşteri çevresini temin ettiği için sarf ettiği emek gözetilmek suretiyle tarafların menfaatlerinin denkleştirilmesini sağlama amacı vardır. Yine doktrinde portföy tazminatının amacı, acentenin veya tek satıcının sözleşme ilişkisinin sona ermesi nedeniyle müvekkiline veya yapımcı/sağlayıcıya kazandırdığı müşteri çevresini kaybetmesi nedeniyle doğan zararın, müvekkil veya yapımcı/sağlayıcının oluşturulmuş olan bu müşteri portföyünden yararlanmaya devam ederek elde ettiği kazanç ile denkleştirilmesidir şeklinde bir tanımlama yapılmıştır.
Denkleştirme istemi TTK’nın yeni düzenlemelerinden olup yasanın 122’nci maddesinde oldukça ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra müvekkil şirket, acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmeye devam ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa acente, şirketten denkleştirme talep hakkına sahiptir. Ancak mezkûr hükme göre acentenin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer. Bu açıklamalar ışığında; Davacı acente, 16.04.2010-24.10.2017 tarihleri arasında toplam 316.971 adet müşteriyi davalının müşteri portföyüne kazandırmıştır. Davalı, davacının kazandırdığı müşteri portföyü sayesinde aboneliklerin müşterilerden alınan taahhütler gereğince önemli menfaatler elde etmeye (süreçte kısmi abone iptallerinin olması muhtemeldir) devam ettiği bilinmektedir. T.T.K 122 maddesinde somut olayda bu şartın gerçekleştiği görülmektedir.
Ancak diğer şart olan “acentenin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması” şartı değerlendirildiğinde; Davalı …Ş’nin davacıya gönderdiği Kartal 21. Noterliğinin 24.05.2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinde özetle; “Kendileri ile imzalanan sözleşeme ve sözleşmenin eki sayılan “Müşteri Memnuniyetini Engelleyen Durumlar ve Aksiyonları” dokümanlarına aykırı hareket ederek, şirket müdürünüz tarafından usulüne uygun olmayan şekilde hat açılışları ve işlemleri ile ilgili şirketinize bağlı bulunan … satış noktası ve yetkili … satış noktalarını yönlendirdiği tespit edildiğinden, sözleşme hükümlere uygun davranılmasını, bir daha aynı işlemlerin yapılmamasını, aksi halde sözleşmenin feshi ve cezai şartın tarafınızdan tahsil edileceği” ihtar edilmiştir. İhtarda davalı, davacı acentenin “usulüne uygun olmayan şekilde hat açılışları ve işlemler” yaptığını belirtmekte olup buna ilişkin davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde fotokopi olarak ibraz ettiği belgelerde, Ankara’da davacı firmaya bağlı olarak … bayiliği yapan firma ve kişiler ile davacı firma çalışanlarının davacı aleyhine şikâyet içeren dilekçelerinde bu hususlar belirtilmiştir.
Davalının 24.10.2017 tarihli Fesih ve İbra protokolün 8.maddesine göre davacının “denkleştirme tazminatı” ndan vazgeçmesi T.T.K 122 maddesine göre “denkleştirme tazminatı” ndan peşinen vazgeçilemeyeceği hükmüne aykırıdır.
T.T.K 122 maddesine göre denkleştirme tazminat isteme şartlarından birincisinin “sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra, acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmeye devam etmesi” İkincisinin ise “acentenin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması” şeklinde olduğu,
Davacı acentenin ibraz flash bellekte ibraz ettiği bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere 2012-2017 yılları arasında davalı şirkete toplam 316.971 adet müşteri portföyü kazandırdığı, davalının müşteri portföyü sayesinde aboneliklerin müşterilerden alınan taahhütler gereğince önemli menfaatler elde etmeye (süreçte kısmi abone iptallerinin olması muhtemeldir) devam ettiği göz önüne alınması durumunda birinci şartın gerçekleştiği, ancak davalının davacıya gönderdiği ihtarda “usulüne uygun olmayan şekilde hat açılışları ve işlemler” yaptığını belirtmekte olup buna ilişkin davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde fotokopi olarak ibraz ettiği belgelerde, Ankara’da davacı firmaya bağlı olarak … bayiliği yapan firma ve kişiler ile davacı firma çalışanlarının davacı aleyhine şikayet içeren dilekçelerinde bu hususların belirtildiği tespit edildiğinden taraflar arasında imzalanan 12.04.2010 tarihli acentelik sözleşmesinin davalı tarafından “haklı” nedenle feshedildiği ve bu nedenle davacının “denkleştirme tazminatı” isteme şartının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL red harcının, peşin alınan 170,78 TL ‘den düşümü ile artan 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının ve delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır