Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/349 E. 2021/878 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/349 Esas
KARAR NO : 2021/878
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/06/2019
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, davacı ile davalı şirket arasında uzun yıllar devam eden ticari ilişki mevcut olduğunu, iş bu ticari ilişki neticesinde davalı şirketin müvekkili şirkete yüklü meblağlarda faturaya dayalı borcunun biriktiğini, tarafların, verilen ürün ve hammaddenin ithal edilmesi sebebiyle yabancı para cinsinden ödeme konusunda anlaştıklarını, ancak davalı yanın bir süre sonra yabancı para cinsinden çek tedarik edemediğinden borcun tecditi anlamına gelmemek üzere TL cinsinden çekler ile ödemelerini yapmak istediğini, müvekkili şirketin ise çeklerin vadesi geldiğinde tahsilat ile yabancı para cinsine çevrilmek ve borcun o günkü tahsilat anındaki değerinden düşülmek üzere işbu çekleri aldığını, söz konusu çeklerin vadeleri geldikçe bankalara ibraz edildiğini, ancak karşılıklarının olmadığını veya söz konusu şirkete KHK gereğince …’nin kayyım olarak atanması nedeniyle üzerinde tedbir olduğu belirtilerek ödemelerin yapılamayacağının bildirildiğini, müvekkilinin bunun üzerine …’ye başvurduğunu, …’nin 01/11/2016 tarihli yazı cevabında söz konusu şirketin tüzel kişiliği haiz olup borçlarından bizzat kendisinin sorumlu olduğunu bildirdiğini, söz konusu yazı gereği müvekkili şirketçe çeklerin takibe konulduğunu, takiplerin itiraza uğramadan ve dava açılmadan kesinleştiğini, çeklerin karşılamadığı bir kısım faturalı ve mal satımına ilişkin cari alacakları ile yukarıda açıklandığı üzere bir kısım ticari alacakların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farlarına ilişkin alacaklarının tahisili için …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun ise borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlu şirket tarafından yetkili icra dairesi gösterilmediği için icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazın geçersiz olduğunu belirterek itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebligat çıkartılmasına rağmen cevap dilekçesi sunulmadığı gibi duruşmalarda takip edilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili, ayrıca kur farkı alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER: Dava şartı arabuluculuk son tutanağı, …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası,
… İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalı hakkında 2.524.246,29 TL asıl alacağın tahsili için alacak sebebi olarak “fatura/lar ve müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarına dayalı alacak” denilerek ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip tarihinin 21/03/2017 olduğu, borçlu şirket tarafından yetkiye, borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizce 06/02/2020 tarihli duruşmada alınan 1 nolu ara kararı ile dava konusu faturaların hangi yıllara ait olduğunu bildirmesi için süre verilmiş, davacı vekili 20/02/2020 tarihli dilekçesinde dava konusu alacağa ilişkin ihtilaf döneminin 2015-2017 yılları arasına ilişkin olduğunu, icra takibine konu alacağın 800.481,15 TL’sini (176.555,82 Euro + 5.811,25 USD + 90.435,20 TL) iş bu dilekçe ekinde sundukları cari hesaba kayıtlı faturalardan kaynaklandığını, faturaların 2016 tarihli olduğunu, takip konusu alacağın geri kalan kısmının ise kur farkından kaynaklandığını, yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde vergi usul kanunu uyarınca yapılan değerlendirme sonucu oluşan kur farklarının faturalandırılmadığından ve üzerinden KDV hesaplanmadığından 1.723.765,14 TL kur farkına ilişkin alacağın faturalandırılmadığını, kur farkına ait faturaların ödeme tarihinde düzenlenerek üzerinden KDV hesaplandığını belirterek dilekçe ekinde davacı şirketin davalı şirketle olan ticari ilişkisinden kaynaklanan cari hesap ekstresinin sunulduğu görülmüştür. Daha sonra davacı şirketin merkez adresinin Manisa olması nedeniyle davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan alacağının olup olmadığı varsa miktarının tespit ile bilirkişi tarafından raporun ilgili evrak, fatura suretleri, fatura teslim , fatura konusu ürününün teslimine ilişkin belge ve irsaliyelerin eklenmesi talep edilmiş, talimat yolu ile alınan 06/07/2020 tarihli rapor incelendiğinde, davacının 2015-2016-2017 yıllarına ilişin ticari defter ve belgelerinin incelendiğini, davacının cari hesap bakiyesinin 26.882.254,34 TL olduğunu, rapora ekli davalı şirketin muavin hesap ekstresinde görüldüğü üzere davacı şirketin 21/03/2017 takip tarihi ile talep ettiği 2.524.246,29 TL alacağın şüpheli alacak olarak ayrıldığının görüldüğünü, icra takibine konu alacağın 800.481,15 TL’sini (176.555,82 Euro + 5.811,25 USD + 90.435,20 TL) 2016 yılına ilişkin mal satımına ilişkin faturalardan kaynaklı alacak olduğunu, dava konusu edilen faturaların tarih, no, tutarları ile sevk/taşıma irsaliyelerinin tarih ve numaralarının raporun 3.ve4. Sayfalarında tablo halinde gösterildiği ve faturaların rapor ekine suretlerinin bırakıldığı, buna göre 2016 yılı mal satımına ilişkin faturalardan kaynaklı 800.481,15 TL (176.555,82 Euro + 5.811,25 USD + 90.435,20 TL) alacağının bulunduğunun tespit edildiğini, ülkemizde dalgalı kur sisteminin uygulandığını, satışın yapıldığı tarihteki kur ile tahsilatın gerçekleştirildiği tarihteki kur değerlerinin farklı olabileceğini, vergi usul kanunu 215. Maddesine göre kayıt ve belgelerdi Türk para biriminin kullanılmasının şarta bağlandığını ancak bununla birlikte, TL karşılığı gösterilmesi koşuluyla yabancı para birimine de düzenlenmesinin mümkün olduğunu, yabancı para cinsinden düzenlenen faturalardaki döviz tutarlarının TCMB döviz alış kurundan TL’ye çevrilerek deftere kaydının yapıldığını, faturaların tahsil günü geldiğinde fatura tarihi ile tahsilat tarihi arasında bir kur farkı oluşması durumunda iki taraftan hangisinin lehine kur farkı oluşmuşsa bu farktan kaynaklanan tutarın fatura edildiğini ,buna da kur farkı faturası dendiğini, kur farkları için tahsilat süresinde fatura düzenlendiğini, rapora ekli döviz cinsi cari hesap ekstresinden görüldüğü üzere davacının davalı şirkete Euro ve USD cinsinden düzenlediği faturalar toplamının 6.278.234,16 Euro ve 146.421,21 USD olduğunu, bu faturalara dayalı kur farkı faturasının bulunmadığını, cari hesap ekstresine göre 21/03/2017 takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği kur farklarının raporun 5. Sayfasında hesabının yapıldığı buna göre toplam 1.723.765,22 TL yaptığını açıklamıştır.
22/10/2020 tarihli duruşmada alınan 2 nolu ara kararı uyarınca “dava dilekçesinde çeklerden bahsedildiği görülmekle bir sureti dosyaya bırakılan YArgıtay 19. HD’nin 2012/13201 Esas ve aynı daireye ait 2016/… Esas sayılı ilamlarında belirtildiği üzere, davalı taraftan alınan çeklerle ilgili detay bilgilerinin dosyaya sunulması, ayrıca çeklerle ilgili kur farkı konusunda taraflar arasında yazılı anlaşma olup olmadığının bildirilmesi ve çeklerin arkalı önlü suretlerinin dosyaya sunulması” hususunda davacı vekiline süre verilmiş, davacı vekili 12/11/2020 tarihli dilekçesinde, dava dilekçesinde belirtilen çeklerle ilgili tanzim tarihi, vade tarihi ve miktarlarının yazılı olduğu, incelendiğinde, 14 adet çek bilgisi verildiği, hepsinin tanzim tarihlerinin ve vade tarihlerinin 2016 olduğu ve çek bedelleri toplamının 7.375.000,00 TL olduğu görülmüştür. Davacı vekili aynı tarihli dilekçesinde devamla taraflar arasında kur farkı konusunda yazılı anlaşma bulunmadığını, Yargıtay içtihatları gereğince bu konuda yazılı anlaşma gerekmediğini, davalı tarafından müvekkili şirkete döviz faturalarına karşı verilen TL çeklerinden karşılığı olanların cari hesaba işlenerek çekler tahsil edildiğinde kur farkı faturası düzenlendiğini belirterek söz konusu çeklerin arkalı önlü suretlerinin dilekçeye eklendiği görülmüştür. Söz konusu çeklerle ilgili muhatap bankaya yazı yazılmış cevabi yazıda söz konusu çeklerin OHAL kapsamında hesabın blokeli olması nedeniyle ödenmediği bildirilmiştir.
Davalı şirketin adresinin Konya olması nedeniyle … Asliye Ticaret mahkemesine talimat yazılarak davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenerek rapor tanzimi istenilmiş, davalı şirketin belirtilen adreste bulunmadığı, fabrika binasının … tarafından satışa çıkartıldığının bilirkişi tarafından belirtilmesi nedeniyle talimat bila ikmal iade edilmiştir. Davacı vekili 05/04/2021 tarihli dilekçesinde, taraflarınca yapılan araştırma neticesinde davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin … ATM’nin 2016/… ve 2016/… Esas sayılı dosyalarının içinde olduğunu bildirmesi üzerine tekrar bu durum bildirilerek … Asliye Ticaret mahkemesine talimat yazılmış, 12/10/2021 tarihli talimat yoluyla alınan rapor incelendiğinde, belirtilen dosya içerisinde bulunan ticari defter ve belgeler incelendiği, bulunan ticari defter ve belgelerin 2014 yılına ait yevmiye defteri ile 2014 yılına ait defteri kebir olduğunu, envanter defterinin bulunmadığını yine 2015-2016-2017 yıllarına ait defterlerin de bulunmadığını, incelenen 2014 yılı defterlerine göre davalının 2013 yılından devir olmak koşuluyla 251.886,50 TL borcunun bulunduğu, yevmiye defterinin eksik olması nedeniyle 2014 yılı kapanış maddesi ve borcunun tespit edilmediğini,… ASliye Ticaret mahkemesine ait 2016/… Esas nolu dosyadan alınan bilirkişi raporuna göre, davalının 2015 yılı ve 2016 yılının ağustos ayına kadar davalı … A.Ş’nin davacı … A.Ş’ne temlik tarihinde 14/10/2015 tarihi itibariyle 21.270.235,21 TL borcunun bulunduğu belirtmiştir. Davacı vekili 01/11/2021 tarihli dilekçesi ekinde … Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2016/… ve 2016/… Esas nolu dosyalarından verilen bilirkişi rapor suretlerini eklediği, incelendiğinde her iki dosyada da davacının … A.Ş, davalının ……A.Ş olduğu, 2016/ … Esas sayılı dosyada dava konusunun …A.Ş’nin dava dışı … A.Ş’den olan alacağının 10/12/2015 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile … A.Ş’ne temlik edildiğini, temliğin geçerlilik tarihi olan 31/12/2016 tarihine kadar … A.Ş’nin dava dışı … A.Ş’den muaccel hale gelen alacakları açısından taraflar arasındaki temlik sözleşmesinin geçerliliğinin tespitinin talep edildiği, temlik sözleşmesi göre davalının … Çikolata’dan olan 750.000 TL’ye kadar olan alacağının …’a temlik edildiği, 2015 yılı davalı defterlerine göre temlik tarihi olan 10/12/2015 tarihinde davalının davacıya 209.028,90 TL TL hesabından , 18.441.172,79 TL Euro hesabından, 2.326.537,42 TL USD hesabından olmak üzere toplam 20.976.739,11 TL borcunun bulunduğunun tespit edildiğini, ayrıca davalı …….A.Ş’nin … A.Ş’den temlik tarihi olan 10/12/2015 tarihi itibariyle 738.035,05 TL alacağı olduğunun tespit edildiğini, … Asliye ticaret Mahkemesine ait 2016/… Esas nolu dosyadan alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, davacısının … A.Ş, davalısının … A.Ş olduğu, davacı … ‘ın bu dava ile, davalı … A.Ş’nin dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş’den olan alacağını 14/12/2015 tarihinde alacağın temliki sözleşmesi ile …’a temlik ettiği belirtilerek temlik geçerlilik tarihi olan 31/12/2016 tarihine kadar davalı … A.Ş’nin dava dışı … A.Ş’den olan
alacağının tespitinin talep edildiği, bilirkişi raporunda … A.Ş’nin doğmuş ve doğacak her türlü borcunun karşılığı ve ifa yerine geçmek üzere … A.Ş’den doğmuş ve doğacak 6.600.000 TL’ye kadar olan alacağını … A.Ş ne temlik ettiğini, bilirkişi tarafından davalının 2014-2015-2016 yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin incelendiği, 14/12/2015 tarihi itibariyle davalı …’ün …’a TL hesabından 208.556,90 TL, Euro cari hesabından 18.735.140,89 TL, USD cari hesabından 2.326,737,42 TL olmak üzere toplam 21.270.235,21 TL borcunun bulunduğu, … A.Ş’nin Eti gıda’dan ise 14/12/2015 tarihi itibariyle 6.731.946,16 TL alacağı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davacının iş bu dosyaya konu ettiği alacağın 2016 yılına ait 800.481,15 TL’ye (176.555,82 Euro + 5.811,25 USD + 90.435,20 TL) yönelik olduğu, bu alacağın dayanağı olan cari hesabın davacı vekilince sunulan 20/02/2020 tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunulduğu ve davaya konu edilen faturaların, sevk/taşıma irsaliyelerinin davacı defterleri üzerinde inceleme yapan bilirkişi tarafından mahkememiz talimatı gereği 06/07/2020 tarihli raporun ekinde sunulduğu görülmüştür. Davacının diğer talebi cari alacak toplam tutarı Euro hesabından 6.278.234,16 Euro ile USD hesabından kaynaklanan 146.421,21 USD’ye ilişkin faturalardan kaynaklanan kur farkı talebi kapsamında 1.723.765,14 TL’nin tahsiline ilişkindir. Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davalı taraftan ödeme kapsamında TL cinsinden çekler alındığı, alınan çeklerin 12/11/2020 tarihli dilekçede tanzim tarihleri vade tarihleri ve miktarlarının yazılı olduğu ,davacı vekilinin dava dilekçesinde çeklerin vadesi geldiğinde tahsilat ile yabancı para cinsine çevrilerek ve borcun o günkü tahsilat anındaki değerinden düşülmek üzere çekleri kabul edildiğini belirttiği, banka yazı cevaplarına göre de KHK kapsamındaki tedbir nedeniyle çek ödemelerinin yapılamadığı görülmüştür. Yargıtay 19. HD’nin 07/03/2013 tarih 2012/13201 Esas 2013/4324 Karar ve 28/08/2018 tarih 2016/… Esas 2018/1030 Karar nolu ilamlarında belirtildiği üzere “ödemelerin çek ile yapıldığı, çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabileceği, buna rağmen TL üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceği, ayrıca Borçlar Kanunun 83. Maddesi uyarınca alacağının yabancı para üzerinden isteme hakkına sahip iken tercih hakkının TL üzerinden kullandığı…….” denildiğinden davacı tarafça borca karşılık TL cinsinden çek kabul edildiği, bu nedenle yukarıda belirtilen içtihatlar doğrultusunda kur farkının talep edilemeyeceği sonucuna varılarak toplanan tüm deliller , davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme, davaya konu faturalar, sevk irsaliyeleri ve talimat yoluyla alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak 800.481,15 TL asıl alacak üzerinden davacının kabulüne, kur farkı istemine ilişkin fazlaya ilişkin talebin ise aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan yeni A.A.Ü.T’nin 16/c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.350,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez. A.A.Ü.T’nin 16/ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir ” denilmektedir. Arabuluculuk görüşmesinin anlaşmazlıkla sonuçlandığı, davacı tarafın aynı avukat ile iş bu davayı açtığı, dolayısıyla A.A.Ü.T’nin 16/ç bendi gereğince mahsup hususu düzenlendiğinden ayrıca bu davada davacı lehine arabuluculuktan dolayı vekalet ücreti takdirine yer olmadığı sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile,
Davalının … icra müdürlüğünün 2017/… esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin;
800.481,15TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişin oranda avans faizi uygulanmasına,
160.096,23TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazla talebinin reddine,
2-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 57.074,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 30.450,59 TL peşin karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk masraf, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 329,00 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 1.579,80 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 505,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 420,00 TL’sinin davalıdan 900,00 TL’sinin ise davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Bu dava sebebiyle 54.680,86 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (davada 30.450,59 TL + icrada 12.621,23 TL olmak üzere toplam=) 43.071,82 TL’nin mahsubu ile kalan 11.609,04 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır