Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/347 E. 2020/557 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2019/…
ESAS SAYILI DOSYASI MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLMİŞTİR.

ESAS NO : 2019/347 Esas
KARAR NO : 2020/557
ASIL DAVA TARİHİ : 31/05/2019
BİRLEŞEN DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
BİRLEŞENDOSYA DAVA TARİHİ : 25/06/2019
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVA: Asıl davada davacı … vekili ve birleşen davada davacı … vekili dava dilekçelerinde özetle; davalı şirketin 2018 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 26/03/2019 tarihinde yapıldığını, müvekkillerinin davalı şirkette yaklaşık %15 oranında pay sahibi olduklarını, müvekkillerinin söz konusu genel kurulu toplantısına katıldıklarını, toplantı sırasında gündemin, yönetim kurulu üyelerinin ücretlerinin belirlenmesine ilişkin 5.maddesine geçildiğinde şirketin toplam 1.465.422 payından 1.025.796 adet payının sahibi ve yönetim kurulu başkanı olan … tarafından kendisine ödenmesini talep ettiği ücret önerisinin okunduğunu ve talebi gibi aylık 360.000,00 TL net ücret ödenmesine ve sonraki yıllarda ise ocak ayından itibaren yılık tüfe oranında artış yapılmasına karar verildiğini, müvekkillerinin de dahil olduğu 439.626 adet red oyuna karşılık 1.025.796 adet kabul oyu ile oy çokluğuyla kabul edildiğini, kararda olumlu oy kullanan tek pay sahibinin öneride bulunan ve ücretin ödeneceği yönetim kurulu başkanı … olduğunu, …’ın oyunu kendisine fahiş miktarda ücret ödenmesi için kötüniyetle kullandığını, müvekkillerinin ücret ödenmesi önerisine itiraz ederek muhalefet şerhlerini tutanağa geçirtiklerini, kararın sermayenin korunması ilkesi hakkındaki TTK 447 maddesine aykırı olması nedeniyle batıl olduğunu, söz konusu genel kurulda davalı şirketin 2018 yılına ait bilanço, kar-zarar tablolarını görüşüldüğünü, 2018 yılını davalı şirketin 14.406.801,39 TL zarar ile kapattığını, henüz kar elde edilmeden önce kendisine fahiş ücret belirlenmesi hususunun kanunun emredici hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, şirket kara geçse dahi söz konusu karın önemli bir kısmının yönetim kurulu başkanının ücreti için ayrılacağını, böyle bir durumda söz konusu ücretin, kurumlar vergisi kanunun 13.maddesi kapsamında transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı niteliğinde olacağını, diğer pay sahiplerinin kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarının ihlal edilmiş olacağını, zira şirketin payında temettü hakkının kanundan kaynaklanan haklar içerisinde yer aldığını, söz konusu kararın eşit işleme kesin aykırı olduğunu, TTK 445. Maddesine göre söz konusu kararın kanun hükümlerine, esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kurallarına aykırı olması nedeniyle de iptale tabi olduğunu, ayrıca TTK 436. Maddesi uyarınca …’ın oy kullanma hakkı olmadığı halde onun oyuyla bu kararın alındığını, belirlenen ücretin fahiş olduğunu, ücretin fahiş olup olmadığının değerlendirilmesinde esas alınması gereken kriterlerin, şirketin mali yapısı, şirketin ortaklık yapısı, yönetim kurulunun harcadığı emek ve mesai ile orantılı olması, pay sahiplerinin vazgeçilemez nitelikteki kardan pay alma haklarını da ihlal etmeyecek olması, mani durum açısından davalı şirketle aynı-benzer durumda bulunan şirketlerin yöneticilerinin aldığı emsal ücretler olduğunu, kararlaştırılan aylık 360.000,00 TL ücretin bu kriterlerin hiç birine uymadığını, davalı şirket ile aynı ticari faaliyeti yürüten benzer şirketlerde yönetim kurulu başkan ve üyelerine ödenen ücretlerin dilekçede açıklandığını belirterek söz konusu kararın TTK 447.maddesi uyarınca batıl olduğunun tespitine, batıl değil ise TTK 445 ve devamı maddeleri gereğince kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
ASIL DAVA VE BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçelerinde özetle; davalı şirketin 26/03/2008 tarihinde “Elektrik Enerjisi üretim tesisi kurulması, işletmeye alınması, elektrik enerjisi üretimi, üretilen elektrik enerjisinin satışı işi ile iştikal etmek” üzere kurulduğunu, kurulduğunda elinde hiç bir varlığı ve projesi olmayan sadece proje edinme ve yatırım yapma niyeti olan bir şirket iken bugün elinde bir jeotermal kaynak işletme ruhsatı, elektrik üretim lisansları, üretim ön lisansı, jeotermal elektrik üretim santrali işletmesi ile yatırımı %95 seviyelerinde tamamlanmış, Ekim 2019 tarihinde işletmeye girecek ikinci bir jeotermal elektrik üretim santrali bulunan bir şirkete dönüştüğünü, finansman sözleşmesinin şirketin yapay sahiplerinin maksimum yararına düzenlenebilmesi için yoğun çaba ve emek gösterilmesinin yanında 168.000,000,00 USD mertebesinde olan büyük bir kredi için şirketin %70 hissedarı olan …’ın sözleşmede garantör olarak bulunması ve kendi adına kayıtlı gayrimenkullere ipotek ettirmesinin finansman sağlanmasında büyük önem arz ettiğini, diğer hissedarların böyle bir yüke girmediklerini, yatırım riskini tamamen %70 hissedar olan …’ın aldığını, söz konusu proje finansmanın ödül aldığını, jeotermal kaynaktan elektrik enerjisi üretimi yatırımının özellikle yatırım öncesinde rezervuara sahip bir ruhsat edinimi, potansiyelin açığa çıkartılması noktasında zorlu, uzun ve maliyetli bir süreç olduğunu, bu süreçlerin başarıyla tamamlandığını, bu başarıda yönetim kurulu ve başkanının özverili çalışmalarının yatsınamayacağını, yaklaşık 10 yıldır bu faaliyetlerin yönetim kurulu başkanınca özverili şekilde gerçekleştiğini, diğer hissedarlar şirkete hiç emek koymadıklarını, …’ın zorlukla geçen 10 yılda şirketten hiç ücret almadığını, artık yatırımlarda birinin yaklaşık 1 yıldır işletmede olduğunu, diğer yatırımın da işletmeye girmek üzere olduğu bu noktada yıllara sari yoğun emeğinin ve mesaisinin karşılığında belirlenen ücrete karşı çıkılmasının haksızlık olduğunu, alınan kararın sermayenin korunması ilkesine aykırı olmadığını, anonim şirketlerin alacaklılarına karşı mal varlığıyla sorumlu olduklarını, şirketin sahip olduğu malvarlığının esas sermayesinden çok büyük olduğunu, kararlaştırılan ücretin harcanan emek ve mesainin karşılığı olması nedeniyle bu ücretin ödenmesi için şirketin kar elde etmiş olmasının gerekmediğini ayrıca yukarıda açıklandığı üzere alınan krediler için yönetim kurulu başkanının malvarlıklarını ipotek ettirdiğini ve garantör olarak kredi sözleşmelerini imzaladığını, ödenen ücretin pay sahipliği hakkından bağımsız olduğunu bu nedenle örtülü kazanç iddiasının doğru olmadığını, yönetim kurulu başkanının ücret ve prim ödenmesi konusunda yapılan müzakerelere katılabileceğini ve oy kullanabileceğini TTK’nun 436/1 maddesine düzenlenen oydan yoksunluk ilkesine aykırı bir durumun bulunmadığını, TTK’nun bu maddesinde düzenlenen oydan yoksunluk halinin pay sahibinin şirket ile arasındaki kişisel nitelikteki iş, işlem veya davaya ilişkin müzakerelere dair olduğunu, belirlenen ücretin fahiş olmadığını, 10 yıldır yönetim kurulu başkanının hiç ücret almadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava yönetim kurulu başkanına ücret ödenmesine ilişkin genel kurul kararının butlanına, olmadığı takdirde iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER: Davalı şirkete ait 26/03/2019 tarihli genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, davalı şirkete ait sicil dosyası, şirkete ait ticari defter ve belgeler, bilirkişi incelmesi.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmış bilirkişi heyetinde de rapor alınarak dosyaya bırakılmıştır.
26/03/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli incelendiğinde, toplantıya …’ın asaleten … ve …’in vekaleten katıldığı görülmüştür. Butlanına olmadığı takdirde iptaline karar verilmesi istenen 5. Madde incelendiğinde, yönetim kurulu başkanının şimdiye kadar yaptığı çalışmalarla ilgili ücret almadığını belirterek yazılı olarak ücret önerisini toplantı başkanına ilettiği, öneride “2019 yılı ocak ayından başlamak üzere yönetim kurulu başkanı için aylık 360.000,00 TL net ücret ödenmesini, sonraki yıllarda ise ocak ayından itibaren yıllık tüfe oranında artış yaparak uygulanmasına” ilişkin olduğu, yapılan oylama sonucunda 439.626 adet red oyuna karşılık 1.025.796 adet kabul oyu ile oy çokluğuyla kabul edildiği, hazirun cetveli incelendiğinde red oyu verenlerin … ve … olup olumlu oy verenin ise … olduğu tespit edilmiştir. … ve … yönetim kurulu ücretine ilişkin itiraz şerhlerini toplantı başkanına ilettikleri ve toplantı başkanınca itiraz şerhlerinin tutanağa eklenmesine karar verildiği görülmüştür. Muhalefet şerhleri incelendiğinde, belirlenen ücretin fahiş olduğu, fahiş ücret tayin edilerek kar payı dağıtmaktan kaçınıldığını, örtülü kazanç niteliği taşıdığını, eşit işlem ilkesine aykırı olduğunun vurgulandığı görülmüştür. Butlan halleri TTK’nın 447.maddesinde , iptal nedenleri ise TTKnun 445.maddesinde düzenlenmiştir.
Butlan başlıklı TTK 447. Maddesine “a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” denilmektedir.
Genel kurul kararlarının iptal sebepleri başlıklı TTK 445. Maddesinde ” 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” denilmektedir.
İptal davası açabilecek kişiler başlıklı TTK 446. Maddesinde ” a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,c) Yönetim kurulu,d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri,iptal davası açabilir.” denilmektedir.
TTK 446.maddesine göre davacılar toplantıda hazır bulunup karara olumsuz oy vererek muhalefet şerhlerini tutanağa geçirterek 3 aylık yasal süre içerisinde iş bu davayı açmışlardır.
Mahkememizce tespite edilen finans uzmanı ve genel kurul kararları konusunda uzman bilirkişiye dosya tevdi edilerek davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler de incelenerek genel kurulda alınan 5 nolu kararın batı olup olmadığı ya da iptalinin gerekip gerekmediğinin tespiti istenilmiş, bilirkişi heyetince düzenlenen rapor incelendiğinde kaydi değerlere göre şirketin 2018 yılında ödenmiş 36.635.550,00 TL sermayesinin 16.368.860,01 TL’sini gerçekleşen zarar nedeniyle kaydettiğini ve öz kaynaklarının 20.266.689,99 TL’ye düştüğünün tespit edildiğini, net çalışma sermayesinin bir şirketin dönem varlıkları ile kısa vadeli borçlar arasındaki fark olup, net işletme sermayesi şirketin kısa vadeli borçlarını, dönem varlıkları ile karşılayıp karşılamadığını gösterdiğini, bu göstergenin pozitif yönlü olmasının önemli olduğunu, şirketin dönem varlıkları kısa vadeli borçlarını karşılamıyor veya baş başa noktasında karşılıyor ise ilave borç yüküne girmenin şirketin nakit akışı için büyük risk doğuracağını, 2018 yılında şirketin kısa vadeli borç tutarının 109.240.820,74 TL, dönem varlıklarının ise 95.779.697,98 TL olarak raporlandığını, bu verilere göre net çalışma sermayesinin – 13.461.122,76 TL olarak gerçekleştiğini, bu durumun 2018 yılında bu tutar kadar net çalışma sermayesi ihtiyacının olduğunun ortaya koyduğunu, şirketin cari oranının da ön görülen değerlerin altında kaldığını buna göre şirketin borç ödeme kabiliyetinin iyi olmadığını, net çalışma sermayesi ihtiyacının bulunduğunu, şirketin 2018 yılında net satışlarının devreye alınan yatırımlarla birlikte artmaya başladığını, 31/12/2018 yılında 6.851.288,23 TL net satış hasılatına ulaşıldığını, satışların maliyetinin net satış hasılatından fazla olması nedeniyle şirketin bürüt karının oluşmadığı ve hatta 2018 yılında 14.846.080,18 TL bürüt zararının oluştuğu, bu tutardan faaliyet giderlerinin düşülmesi neticesinde 2018 yılında 15.228.427,49 TL ana faaliyet zararın oluştuğu, diğer gelirlerin ilavesini ve giderlerin düşülmesi neticesinde 14.406.801,39 TL dönem zararını oluştuğunun tespit edildiğini, şirketin gelecek en az 3 yıl daha ana faaliyet karının ve dönem karının oluşmayacağının ön görüldüğünü, yönetim kurulu başkanına 2019 ocak- eylül ayları arasında aylık 360.000,00 TL net 560.389,79 TL bürüt aylık ödendiğini, net ödenen toplam miktarın 3.240.000,00 TL olduğunu, davacıların ortağa olduğu diğer bazı grup şirketlerinin genel kurullarında alınan kararlar ile yönetim kurulu başkan ve üyelerine huzur hakkı olarak ödenmesine karar verilen ücretlerle ilgili olarak bilirkişi raporunun 9-10 ve 11. Sayfalarında bilirkişilerce analiz yapıldığını, yönetim kurulu üyelerinin ücretinin belirlenirken ortaklık yapısı ve mali durum açısından davacı şirketle aynı ya da benzer durumda olan şirketin yöneticilerinin aldığı emsal ücretlerinin karşılaştırılması gerektiğini, davacı tarafça benzer nitelikte faaliyet gösteren … A.Ş , … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … tarafından yönetim kurulu üyelerine ödenen ücretlerle ilgili söz konusu şirketlerin genel kurul toplantı tutanaklarının dosyaya sunulduğu, … tarafından 15/05/218 tarihli olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerine aylık 4.000,00 TL , … Elektrik A.Ş tarafından 18/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında aylık 13.200,00 TL, …A.Ş tarafından 16/10/2018 tarihli genel kurul toplantısında ücret ödenmemesine, … A.Ş’nin 17/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında aylık 6.200,00 TL, … Enerji ….A.Ş’nin 04/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında aylık 3.500,00 TL ödenmesinin kararlaştırıldığı, davalı şirket açısından takdir edilen ücretin sadece seçimi 1 yıl önce yapılan ve ismen belirlenen … için yapıldığını, diğer üyeler için ücret belirlenmediğini, isim belirtilmek suretiyle alınan kararın subjektif bir düzenleme niteliğinde olduğunu, bu durumun iyi niyet kurallarına uygun görülmediğini, davalı şirketin özetlenen mali durumu nedeniyle sadece yönetim kurulu başkanı için belirlenen aylık 360.000,00 TL (aylık 560.389,79 TL bürüt) şirketin bozuk olan mali ve finansal yapısındaki bozukluğu daha da derinleştireceği ayrıca bu kararın subjektif nitelik taşıdığı için dürüstlük kuralına da aykırı olduğu ve iptali gerektiği kanaatine varıldığı görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, TTK 447. Maddesine düzenlenen butlan şartları mevcut olmayıp, iptali istemi değerlendirildiğinde; davalı şirketin dönem zararının 14.406.801,39 TL olduğu, sabit kıymetler içerisinde yer alan tesis, makine ve cihazlar için ayrılan ve sonraki dönemlerde ayrılmaya devam edecek amortismanları, satışların maliyeti içerisinde yer alması ile birlikte şirketin gelecek en az 3 yıl daha ana faaliyet karının ve dönem karının oluşmayacağı, yönetim kurulu başkanına ödenecek söz konusu ücretin şirketin bozuk olan mali ve finansal yapısını daha da bozacağı dikkate alındığında söz konusu kararın TTK 445. Maddesine göre iptali şartlarının oluştuğu, yine davalı şirketle benzer faaliyet alanlarında çalışan şirketlerin aynı dönemde yönetim kurulu üyelerine ödedikleri ücretlerin davalı şirket tarafından belirlenen ücretten oldukça az olduğu dikkate alındığında söz konusu kararın aşağıdaki şekilde iptaline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davanın kabulü ile ;
Davalı şirketin 26/03/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin ücretlerinin belirlenmesine ilişkin gündemin 5.maddesi kapsamında alınan kararın iptaline,
2-Asıl davada davacı ve birleşen dosyada davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden ayrı ayrı 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak asıl ve birleşen dosyadaki davacılara verilmesine,
3-Asıl dosya davacısı tarafından yapılan 51,20 TL ilk masraf, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti 222,00 TL tebligat ve tezkere olmak üzere toplam 1.273,20 TL yargılama gideri ile birleşen dosya davacısı tarafından yapılan 51,20 TL ilk masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti 180,35 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 1.231,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
6-Asıl ve birleşen dosya yönünden ayrı ayrı alınması gerekli 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL mahsup edilerek kalan asıl ve birleşen dosya yönünden ayrı ayrı 10’ar TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı,, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/11/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır