Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/32 E. 2019/921 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/32 Esas
KARAR NO : 2019/921

DAVA : Tazminat
(Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan
Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/04/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay günü olan 03.10.2016 tarihinde, sürücü…’ın sevk ve idaresindeki araç ile sürücü…’un sevk ve idaresindeki aracın … kavşağında çarpmaları neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında; … plaka sayılı araç sürücüsü …’un 2918 sayılı KTK’nın madde 57/1-a bendinde yer alan; “Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.” kuralını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkili …’ın söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını ve tedavi altına alınmış olup beyninde ”…Kanama” tanısı konulduğunu, ilerleyen tedavi aşamalarında ”Parmağında Kırık, Sinir Sisteminde İntervertebral Disk Bozukluğu ve Radikülopati” bulgularının saptandığını, kazaya sebebiyet veren …plaka sayılı aracın davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin… numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı …Sigorta Anonim Şirketi’nden karşılanması amacıyla; doğrudan doğruya davalı …Sigorta Anonim Şirketi’ne 07.12.2016 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesince; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” gereği davalı sigorta şirketince 15 gün içerisinde cevap verilmediği takdirde veya verilen cevabın talebi karşılamayacağı halinde dava yoluna başvurulacağı başvuru dilekçesinde ihtaren bildirildiğini, aksi halde dava yoluna başvurulacağı da davalı kuruma ihtar olunduğunu, başvuruya istinaden davalı sigorta şirketince tazminat talebinin değerlendirilebilmesi için sağlık kurulu raporunun talep edildiğini, söz konusu kazanın 03.10.2016 tarihinde meydana gelmesi sebebiyle müvekkile ait engelli sağlık kurulu raporunun temin edilemediğini, dosyanın medikal firma incelemesi yapılarak davalı tarafça maluliyet oranının belirlenmesinin talep edildiğini, ancak davalı sigorta şirketinin , taraflarınca böyle bir uygulamanın yapılmadığını ve sağlık kurulu raporu olmadan hesaplama ve ödeme işleminin gerçekleşmeyeceğini taraflarına bildirildiğini, müvekkilinin maluliyet oranını bildirir engelli sağlık kurulu raporunun kaza tarihinden itibaren 1 yılın dolmamış olması nedeniyle temin edilme imkanının bulunmadığını belirterek, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan 3.200,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatın ve 100,00- TL geçici iş göremezlik tazminatının, toplamda 3.300,00-TL tazminatın davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 07.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; 6704 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih olan 26/04/2016 tarihinden sonra açılan davalarda, zarar görenin dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuruda bulunmasının gerektiğini, dvacının müvekkili şirkete başvurusu akabinde müvekkili şirket tarafından 15 gün içinde yazılı olarak cevap verdiğini, cevabi yazıda, maluliyet oranını belirleyen sağlık kurulu raporu ve diğer eksik belgelerin gönderilmesi halinde talebin değerlendirilmesinin bildiildiğini, ZMM sigorta poliçesi genel şartlarında , sigorta şirketine başvuru ile birlikte ibraz edilmesi gereken belgeler arasında heyet sağlık raporunun ibrazının gerektiğini, bavuru şartı gerçekleşmemiş olduğundan davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini, söz konusu maddi teminat miktarının davalı müvekkili sigort şirketinin işbu poliçeden doğan sorumluluğunun üst limiti olduğunu, davacının talep ettiği geçici iş görmezlik tazminatının Trafik Sigortası Genel Şartları gereği teminat dışı olduğunu, 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkili şirketin tedavi giderleri nedeni ile herhangibir sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun SGK’da olduğunu, davacının maluliyet oranı konusunda heyet raporu alınması, daha sonra kusur oranlarının belirlenmesi, sonrasında ise tazminat miktarının tespitinin gerektiğini, davacının başvuru tarihinden itibaren faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıların başvurusunu değerlendirildiğini ancak eksik evrak sebebi ile dosya incelemesinin tamamlanamadığını, eksiklikler giderilmeden işbu davanın ikame edildiğini, dolayısı ile müvekkili şirketin sorumluluğnu yerine getirdiği ve temerrüde düşmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili aleyhine hüküm kurulması halinde müvekkilinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutubileceğini belirterek, davanın öncelikle dava şarttı gerçekleşmemiş olduğundan usulden reddine, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
Mahkememizden verilen 03/11/2017 tarih, … Esas, …karar sayılı kararı ile; ” davacı taraf, dava açılmadan önce bahse konu yasal düzenleme uyarınca davalı sigorta şirketine başvurmuş ise de; başvuru için gereken evrakı sunmadığından, yasadaki öngörülen şartın yerine getirilmediği anlaşılmakla, dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine ” karar verilmiş olup, verilen karar ile ilgili olarak davacı vekilinin istinaf yoluna başvurması nedeni ile Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi Başkanlığının 27/12/2018 tarih, 2018/622 E., 2018/1851 K. Sayılı kararı ile; HMK’nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilecek nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeksizin ön şart yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmeyerek ” İstinaf istemine konu ve başlıkta yazılı İlk Derece Mahkemesi kararının HMK.353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA” karar verilerek dosya mahkememize iade edilmiş, mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı vekilinin 29/05/2019 tarihli dilekçe ile; dava derdest iken davacı yan ile sulh olduklarını, sigortalı aracın karıştığı kaza sebebiyle davacı vekiline tüm tazminat miktarı ödendiğini, davacı yanın maddi zararlarının müvekkili şirket tarafından karşılandığını, davacı yanın, davadan feragat ettiğine ilişkin beyanlarını dosyaya sunması halinde feragat nedeniyle ret hükmünün tesis edilmesini, bu beyanların dosyaya sunulması halinde, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği, Davacı vekilinin de 17/06/2019 tarihli dilekçesi ile; davalı…Sigorta Anonim Şirketi aleyhine ikame ettikleri davadan ve dava konusu tüm haklarından, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarıdan (adı geçen davalı ve fer’i müdahilin sigortacıları, reasürörleri, halefleri veya vekilleri dahil) ve bunların faiz, masraf ve ücreti vekalet dahil tüm ferilerinden, kayıtsız, şartsız ve gayrikabili rücu olarak, herhangi bir şarta bağlı olmaksızın, müvekkili ile mutabık kaldıkları üzere, müvekkili ve şahsı adına tamamen feragat ettiğini, davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesini talep ettiği, vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’ nun 307. maddesinde feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış olup aynı yasanın 309. maddesinde feragat ve kabul beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, hüküm ifade etmesinin karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı, feragat ve kabulün kayıtsız ve şartsız olarak yapılması gerektiği ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği belirtilmiştir, yine aynı yasanın 311. maddesinde de feragat ve kabulün kati bir hükmün hukuki neticelerini doğuracağı hüküm altına alınmıştır. Açıklanan yasal hükümler ışığında davacı vekilinin feragatinin usulüne uygun olduğu anlaşılmış ve feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-Davanın davacının feragati nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken
44,40-TL red harcından peşin alınan 31,40-TL nin düşümü ile eksik kalan 13,00TL bakiye ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı vekili yargılama giderleri ve vekalet ücreti talep etmediğine ilişkin dilekçe sunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
06/11/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır