Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/290 E. 2019/776 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/290 Esas
KARAR NO : 2019/776

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 24/09/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil firma … sitesi üzerinden (… Tci. A.Ş. aracı kurum) davalı firmadan … (25.12.2018) sipariş numarası ile … marka Televizyon urunu( … 55’’) televizyon aldığını, alınan ürün 28/12/2018 tarihinde müvekkil firmaya teslim edildiğini, yetkili servis kutu kartonunda darbe izi olduğunu kutuyu açtıklarında kutuda olması gereken kablonun olmadığını, vidalarının eksik olduğunu ve karton içi köpük hasarı olduğunu ayrıca teşhir ürünü olabileceği noktasında rapor tuttuğunu, bu durum üzerine müvekkil firma aracı firma olan hepsi burada hemde davalı firma ile iletişime geçerek ürünle ilgili değişim yada para iadesi yapmadıklarını, davalı firmaya … 12. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarası ile ayıplı malın iade alınarak bedelinin ödenmesini talep edilerek ihtar gönderildiğini, ancak aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen davalı firma gönderilen ihtara cevap vermediğini ve ürünü teslim almadıklarını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, ayıplı çıkan malın bedeli olan 4.899,02TL’nin, fatura tarihi olan 25/12/2018 tarihinden itibaren işlemiş olan ve işleyecek en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalılardan alınarak müvekkil firmaya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı firmalara yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Ticaret A.Ş (“Müvekkil Şirket”), … alan adlı elektronik ticaret (“e-ticaret”) sitesinin sahibi ve yöneticisi olduğunu, müvekkil Şirket, bu internet sitesi üzerinden çeşitli e-ticaret faaliyetleri yürüttüğünü, müvekkil Şirket sahibi bulunduğu internet sitesi üzerinden gerçekleştirdiği e-ticaret faaliyetleri kapsamında tüketicilere satıcı sıfatıyla doğrudan kendisi ürün ve hizmet satışı yaptığı gibi aynı zamanda 6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 2.maddesi vd. düzenlenen aracı hizmet sağlayıcı sıfatı ile diğer üçüncü kişi tacirlere de ürünlerini tüketicilere satmaları için gerekli alt yapı ve platformu sağladığını, müvekkil Şirket, sürdürmekte olduğu elektronik ticaret faaliyeti kapsamında pek çok tedarikçi/satıcı ile çalışmakta ve “Merchant” adı verilen birçok satıcıya karşılıklı olarak imzalanan “… Satıcı Üyelik Sözleşmesi” hükümleri gereği AVM’de kiralanan “mağaza” veya “Pazar yeri” mantığından hareketle … internet sitesinden satış faaliyeti yapılmasına aracılık ettiğini, mesafeli satım sözleşmeleri gereği müşterilere teslim edilmek üzere kargo aracılığıyla gönderildiğini, dava konusu alışverişe ilişkin tüm işlemleri üye satıcı firma olan diğer davalı … Ltd. Şti. Tarafından gerçekleştirildiğini, her ne kadar alışveriş bir tüzel kişilik olan … A.Ş. tarafından yapılmış olsa da satın alınan ürünün kullanılma amacına bakıldığında ticari ve mesleki bir amaç güdülmediğini mahkemenizde görülmekte olan işbu davanın tüketici mahkemeleri yerine görevsiz asliye ticaret mahkemesinde açılması sebebiyle usulden reddinin gerektiğini, müvekkil Şirket aleyhine ikame edilmiş olan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine arz ve talep etmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A-(Ek:6/12/2018-7155/20 md.) maddesinde”(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başılıklı 18/A-(Ek:6/12/2018-7155/23 md.) maddesinde ” (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/274 Esas ve 2019/605 Karar sayılı kararında; Alacaklı tarafından açılacak alacak davasının “arabulucuya başvurma” dava şartına tabi tutulması, ancak aynı konu ve alacak ile ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit veya istirdat davasının “arabulucuya başvurma” dava şartına tabi tutulmaması durumunda bu uygulamanın alacaklı yönünden T.C. Anayasa’sının 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkı kapsamında hak ihlallerine yol açacağı muhakkaktır” hususu ifade edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.Hukuk Dairesi 2019/1339 Esas ve 2019/1098 Karar sayılı ilamında; ” Ancak sadece konusu “bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin davalar” yasa kapsamında görüldüğünden menfi tespit davasının bu kapsama dahil olup olmadığına da açıklık getirilmesi gerekir; İİK 72. Maddesine göre ” borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını tespit için menfi tespit davası açabilir” tedbir alınmadığı için borç ödenmişse istirdat davası olarak devam olunur. Menfi tespit davası karşı tarafın potansiyel alacak iddiası ile bir takip başlatma veya dava açma tehdidini etkisiz kılmaya veya dava açılmışsa borcun ödenmesini önlemeye yönelik olduğundan ara buluculuk şartı öngören yasa anlamında davanını konusunun bir para alacağı olduğu açıktır. Bu alacağın hangi tarafa ait olduğunun önemi yoktur. Yasanın konusu bir miktar para olan borç ilişkisininin taraflarından birini ara buluculuğa tabi kılarken diğer tarafı buna dahil etmemiş olması yasanın amacına ve menfaatler dengesine aykırı olurdu. Çünkü alacak davası da,menfi tespit davası da maddi hukuk bakımından taraflarından birinin yükümlülüğünün para borcu olduğu bir tek hukuki ilişki olmasına rağmen usul hukuku bakımından aynı borç için alacaklıya alacak davası açma, borçluya ise söz konusu borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanınmıştır.” hususları ifade edilmiştir.
Nitekim Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/531 Esas ve 2019/549 Karar sayılı ilamı da menfi tespit davasının dava şartı olan arabulucuya tabi olduğu yönündedir.
TTK 5/a maddesi gereği dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartı olarak düzenlenmiştir. 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-2 fıkrasında arabulucuya başvurulmadan açılan davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir hükmüne yer verilmiştir. Dava dosyası açısından davanın arabulucuya başvurmadan dava açmış olduğu anlaşıldığından HMK 114, TTK 5/A ve Arabuluculuk Kanunu 18/A-2 maddesi gereğince davanın usulden reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın HMK 114, 115/2, TTK 5/A ve Arabuluculuk Kanunu 18/A maddeleri hükümleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 83,67-TL nin düşümü ile fazla alınan 39,27-TL talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … (…) Tic. A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK.120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı … vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/09/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır