Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/265 E. 2019/475 K. 17.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/265 Esas
KARAR NO : 2019/475
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2019
KARAR TARİHİ : 17/05/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 06.05.1997 tarihinde yapılan mal alım satım sözleşmesinde davalının, müvekkiline 2 adet Asesien marka makine satmayı, müvekkilinin de karşılığında 11 parça senet eşliğinde 40.000,00- Mark ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı tarafından makinelerin müvekkilime teslimine ilişkin nakliyeci tutulduğunu, makinelerin nasıl taşınacağının tarifini davalının taşıyıcıya verdiğini, taşıma esnasında nakliyeci tarafından makinelerin 1 ton olduğu, kancanın taşıyamayacağını söylemesine rağmen davalının taşınmasını istediğini ve sonucunda kancanın kopması ile makinelerin 3 metre yükseklikten düşerek parçalandığını, bunun üzerine müvekkilinin kırık makineleri iade etmek ve senetlerini geri almak istediğini, fakat davalının makinelerini almadığı gibi senetleri de iade etmediğini, davalı tarafça öncelikle …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden 40.000,00- Mark tutarında takip başlatıldığını, müvekkili tarafından 26.12.1997 tarihinde davalı tarafın vekili olan Av. …’a …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına istinaden 10.000.000,00 TL nakit, 05.03.1998 vade tarihli 48.000.000,00 TL bedelli çek, 25.04.1998 vade tarihli 30.000.000,00 TL bedelli çek, 31.03.1998 vade tarihli 23.000.000,00- TL bedelli çek tevdi etmiş ve davalı vekilince çeklerin peşin değeri 75.000.000,00- TL alındığı işbu hal ile müvekkilim davalı vekiline toplamda 85.000,000.00- TL sözleşmeye istinaden ödeme yaptığını, yapılan o tarihteki yapılan ödeme sonucu 40.000,00 Mark borcu tamamen ödendiğini, davalının buna rağmen müvekkili hakkında 06.05.1997 tarihli sözleşmeye istinaden bu defa … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasından kötü niyetli olarak 40.000,00 Mark (Euro) ek olarak 23.000,00 Mark (Euro) üzerinden asıl alacak 114.384,71- TL üzerinden takip başlattığını, icra takibine konu borcun ödenmediği düşünülse bile işbu sözleşmeye dayalı icra takibinin başlatılamayacağını, müvekkili ile alacaklı vekili arasında 26.12.1997 tarihli ” borç ve sözleşme ” gereğince mal alım satımına dayalı borcun yenilendiğini, müvekkili ile davalı arasında yapılan mal alım satım sözleşmesinin hükümsüz hale geldiğini belirterek, yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2013/7933 e, 2013/17830 k. sayılı kararından bahsetmiş, sonuç olarak, öncelikle müvekkili aleyhine mükerrer tahsilata düşen haksız ve mesnetsiz … icra dairesi … esas sayılı icra takibinin teminatsız, mahkemeniz aksi kanaatte ise belli bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına, davalı tarafça aynı sözleşmeye istinaden … icra dairesi … esas sayılı dosyasından yapılan takip mükerrer tahsilata düştüğünden davanın kabulüne ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalı taraf aleyhine %20 kötüniyet azminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vakalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Uyuşmazlık; taraflar arasında düzenlenen mal alım satım sözleşmesine istinaden başlatılan icra takibi dosyasında borcun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesine eklenen 5/A maddesinde, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A- maddesinde ise, ” (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur.
6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesinde ise mahkemece dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 01.01.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, mal alım satıma dayalı ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibi dosyasında borcun ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit davası olup tarafların tacir olduğu ve ticari işletmesi ile ilgili olduğu bu sebeple TTK’nunda düzenlenen ticari dava niteliğinde olduğu, ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup tarafların arabulucuya başvurmadığı anlaşıldığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-5102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 51A-1 maddesi ve 6325 sayılı kanunun 18/A maddesi gereğince, dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL harcın peşin alınan 1.953,41-TL den düşümü ile arta kalan 1.909,01-Tl harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır