Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/256 E. 2023/525 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/256 Esas
KARAR NO : 2023/525
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 30.12.2016 tarihinde sıvılaştırılmış doğalgaz satış ve kiralık … tesisi teslim sözleşmesi akdedildiğini, zamanla davalının, sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemekte gecikmeye ve ödememeye başladığını, müvekkili yetkililerince defalarca kere ihtar edilmesine rağmen davalının bayilikten kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalının muaccel borcunu ödemekten imtina ettiğini ve bu sebeple muaccel 14.020,51 TL alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi ikame edildiğini, davalı icra takibinde borca burcun tüm ferilerine, yetkisine haksız ve mesnetsiz itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra dosyasına vaki itirazlarının iptali ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile takip tarihi itibariyle 14.020,51 TL alacak için takibin devamına, borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmcsine, yargılama giderleri dava masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin davacı şirkete davaya konu icra takibi nedeniyle borcunun bulunmadığını, bu nedenle davacı Şirket tarafından başlatılan icra takibi hukuka aykırı olduğunu, tarafların ticari defterleri incelendiğinde Müvekkili şirketin Davacı Şirkete borçlu olmadığının anlaşılacağını, İcra İflas Kanunumun (İİK] 67/2, maddesinde belirtildiği gibi icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için; geçerli bir takip, süresi içinde yapılan geçerli bir itiraz, süresi içinde itirazın iptali davası açılmış olmasının, davacının talepte bulunmasının yanı sıra itirazın haksız olmasının ve alacağın likit olmasının gerektiği bu şartlar ile somut olay değerlendirildiğinde sayın Mahkemenizin de takdirlerinde olacağı üzere; öncelikle davacı şirket tarafından yapılan takibin haksız olduğunu ve ayrıca davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davaya konu alacağın likit olmadığını belirterek davacı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak başlatılan …. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı icra takibine yapılan itirazın kabulü ile iş bu davanın reddine, somut olayda kötü niyet tazminat şartları oluştuğundan icra takibine konu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere davacı şirket aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Deliller; …. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyası, … Satış ve Kiralık … tesisi teslim sözleşmesi fotokopisi, bilirkişi raporları.
Dava, cari hesaba dayalı alacak istemiyle yapılan icra takibine davalının itirazı sonrasında açılan itirazın iptali davası olduğu, davacının takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı tespiti noktalarında toplanmaktadır.
…. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyasında özetle; alacaklısının … Anonim Şirket … Kurumları, borçlusunun … Anonim Şirketi olduğu, 14.020,51 TL asıl alacak, üzerinden başlatılan takibe boçlunun 11/12/2018 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe, ödeme emrine, faize ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Tarafların 2018 yılına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilerek iddia savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin rapor alınmasına karar verilmiş olup, 18/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı yanın incelemeye sunduğu Elektronik Ticari defterlerinde 22.10.2018 tarihi ve icra takip tarihi olan 12.11.2018 tarihi itibariyle davalı yandan 14.020,51 TL alacaklı olduğu, nihai karara varılabilmesi için davalı şirketin 2018 yılına ait ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına ihtiyaç duyulduğu, bu anlamda davalı şirketin bulunduğu ildeki Mahkemeye talimat yazılarak Mali bilirkişi marifetiyle rapor alınmasına, davacı yanın düzenlediği toplam 14.020,51 TL tutarlı faturaların inceleme sonucunda davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı ise davacı yanın talebine temel teşkil eden işi yaptığının kabulü gerekeceği bu durumda muhasebesel gözleme göre davacı yanın davalı yandan 14.020,51 TL alacaklı olduğu kabul edilebileceği, davacı yanın talimat mahkemesinden gelecek sonuca göre 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 12.11.2018 tarihinden itibaren asıl alacağa %9 yasal faiz talep edebileceği sonuç ve kanaatine muhasebesel inceleme ile varılmaktadır. Ancak yanlar arasındaki ilişkinin “Ticari iş” olması hasebiyle, TC Merkez Bankası kısa vadeli avans faizinin takip tarihinden itibaren, tarafların inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı,” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Uyuşmazlık konularında davalı defterlerinde görülen alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip savunma ve dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek davacı alacağının bulunup bulunmadığının saptanmasına ilişkin talimat yazılarak rapor alınmasına karar verilmiş olup, 27/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” davalı şirketin … Mah. … cad.No: …-ANKARA adresine, defterleri incelenmek için gidildiği, davalı şirket vekili tarafından, müvekkili şirketlerin bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girilmesi sonucunda müvekkili şirketlerin … paket programında kayıtlı, alış irsaliye ve faturaları, satış irsaliye ve faturaları, stok kartları, cari hesap kartları, kasa kayıtları, bunlara ait muhasebe fişleri, ithalat ve ihracat ait tüm mali veriler, üretim modülüne ait üretim fişleri, stok hareketleri, Personel Bordro programında kayıllı tüm eski ve yeni personel kartları ve puantajları, personcle ait tüm arşiv bilgileri; orkestra paket programında kayıtlı e-defter, e-fatura, e-arşiv kayıtları. bilanço, gelir tablosu, e-beyannameler ve ekleri, excel ve word dosyaları, arşivlenmiş mali verileri ve mali tabloları ve bunlara ait tüm yedekleri ile birlikte v.s kayıtlarının zayi olduğu, bu husus ile ilgili … Asliye Ticaret Mahkemesine zayi belgesi verilmesi için başvuruda bulundukları belirlilerek defter ve belgelerin sunulmamış olması nedeni ile gerekli inceleme yapılarak rapor düzenlenemediğinin belirtildiği görülmüştür.
Davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak 2018-2019 yıllarına ilişkin davalı BA ve BS formları celbedilmiştir.
07/10/2022 tarihli yazı cevabı da değerlendirilerek davacı tarafça faturalara konu mal veya hizmetlerin verilmiş olup olmadığının tespit edilerek davacı alacağının saptanması noktasında ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 15/02/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ” Davacı Ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ve analiz sonucunda davacı tarafından düzenlenen faturalar belirlenen haddin altında kaldığından davalı şirketin BA formuna dahil edilmediği, davacı şirketin Davalı şirketten kendi Ticari defterlerinde 14.020,51 TL alacaklı olduğu, kök raporun özünün korunduğu, Sonuç ve Kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamında; taraflar arasında 30/12/2016 tarihli Doğalgaz satış ve Kiralık … tesisi teslim sözleşmesi akdedildiği, davacı tarafça cari hesap alacağının tahsili için icra takibi başlatılmış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesinde satış faturalarına istinaden davalıdan 14.020,51 TL alacaklı olduğu belirlenmiş ise de , salt fatura düzenlenmiş olması adına fatura düzenlenen kişinin borçlu olduğunun ispatı için yeterli olmayıp, ayrıca fatura içeriğindeki malveya hizmetlerin de verildiğinin ispat edilmesi gerekmektedir. Davacı tarafça mal veya hizmetlerin verildiğine ilişkin irsaliye sunulmamış olup, davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin zayi olması nedeniyle davalı deften ve belgeleri incelenemediğinden ve fatura bedellerinin yasal sınırların altında kalması nedeniyle davalı BS formlarında da yer almadığı anlaşılmakla; fatura içeriğindeki mal veya hizmetlerin alındığının davalı tarafça kabul edilmiş olduğu da tespit edilmediğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 239,44 TL harcın mahsubu ile artan 59,54‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde kendilerine iadesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalının yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır