Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/237 E. 2021/352 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/237 Esas
KARAR NO : 2021/352

DAVA :Genel Kurul Kararının İptali, Şirkete Özel Denetçi Tayini
DAVA TARİHİ : 26/04/2019
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

DAVA :Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, …’in davalı şirketin %21,70 oranında pay sahibi olduğunu, pay sahibi …’in İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin… Esas …Karar numaralı kararıyla vesayet altına alınmasına karar verildiğini, karar ile pay sahibi …’e vasi olarak eşi …’in atandığını, vasi …’in vesayet makamından herhangi bir izin almadan kısıtlı ortak …’i genel kurulda temsil etmesi ve adına oy kullanmasının usulsüz olduğunu, … davalı şirketin kendi payı ve kısıtlının payı ile birlikte %51,13 ‘lük payına sahipmiş gibi esas sözleşmeye aykırı olarak kendini tek başına yönetim kurulu başkanı olarak atama, ibra etme dahil ve diğer istediği tüm kararları aldırabilecek kudrete sahip konuma hukuka aykırı geldiğini, adına kendi lehine oy kullanarak yönetim kurul üyesi seçtirdiğini, kendisinin ibrasında oy kullanıldığını, temsil ve kullanılan oyun hukuka aykırı olduğunu, şirket hesaplarında yer alan olağan dışı masraf ve kalemlerin tespit edildiğini, bu hususların açıklığa kavuşturulmadan kaynaklanan hakların kullanılabilmesinin mümkün olmadığını, …adlı aile şirketinde müvekkili …’ın %10,32 oranında pay sahibi olduğunu, …’ın 29/01/2019 tarihli genel kurulunun 2,3 ve 5 nolu kararlarının iptal edilmesi ve mahkememizce bağımsız denetçi atanmasının talep edilmesi gereğinin hasıl olduğunu, müvekkili tarafından TTK 437/1 fıkrasında yer alan belgelerden 2017-218 mukayeseli gelir ve bilanço tabloları ve detaylı mizanın 28/01/2019 tarihinde davalı şirketten temin edilerek incelendiğini, yapılan inceleme sonucunda gayrimenkul kirası toplayan şirkette olağandışı masraf kalemlerine rastlanıldığını, müvekkili ve diğer ortak … tarafından başta oy kullanmak ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilip gidilmemesi hakkında karar vermek üzere pay sahipliği haklarını kullanabilmesi için bağımsız denetçi atanmasına karar verilmesinin talep edildiğini, müvekkilinin ve diğer ortağın bu talebi gerekçe gösterilmeksizin haksız olarak reddedildiğini, müvekkili ve diğer ortak bununla birlikte faaliyet raporunu ve yönetim kurulunun ibrasına ilişkin olumsuz oy kullandığını, genel kurul toplantı tutanağına söz konusu kararlar için muhalefet şerhi düşüldüğünü, davalı şirketin 1997 tarihinde kurulduğunu, Eyüp Topçulardaki…Merkezinde yer alan bağımsız bölümleri kiraya vererek kazanç sağladığını, mali tablolarda olağan dışı masraf ve gider kalemleri tespit edildiğini, tek faaliyeti gayrimenkul kiralamak olan davalı şirket hesaplarında 11 adet çeşitli marka ve modellerde lüks araçların bulunduğu, bu araçların yakıt, kasko, MTV, bakım, tamir ve sair tüm masraflarının …’a yansıtıldığının göründüğünü, bu masraf kalemi davalı şirket karını düşürerek müvekkilinin zarara uğramasına sebep olduğunu, yönetim kurulu üyelerine ücret ödemesi yapmayan, üst düzey yönetici çalıştırmayan davalı şirketin, sadece temizlik ve büro işleri yürüten personellerine toplam 2.237.633 TL maaş ve 290.089 TL ikramiye ödediğini, davalı şirketin personelleri için toplam 3.067.073 TL gider yaptığını, personellere ödenen bu tutarın fahiş olduğunu, avukat gideri ve temsil masrafları adı altında ayrıca 308.284 TL ödeme yapıldığını, davalı şirketin 2018 yılına ait faaliyet raporu ve şirket finansal durumunu gösteren envanter , bilanço, gelir-gider tablolarını genel kurulun yapıldığı 29/01/2019 tarihinden 1 gün önce 28/01/2019 tarihinde gönderildiğini, davalı şirketin müvekkilince yeteri inceleme yaparak ortaklıktan kaynaklanan haklarını kullanmasına fırsat tanımadığını, usul ve yasaya aykırı olan iş bu faaliyet raporunun onay kararının iptal edilmesi gerektiğini, davalı şirket yönetim kurulu ibrası hakkında verilen 5 nolu kararda yönetim kurulu üyesi ortak …’in kendisi hakkında yapılan ibra oylamasında oy kullanmadığına ilişkin bir beyan bulunmadığını, oy çokluğu ile karar alındığı da tutanağa zaptedildiği, yönetim kurulu üyesi …’in kendi ibrasında oy kullanması mümkün olmamasına, vasisi olduğu … adına da vesayet makamından izin almamış olmasından dolayı vesayeten oy kullamaması gerekirken oy kullandığını, …’in ibrası … ve …’in toplamda %21,54 olumlu oyuna karşılık müvekkilinin ve …’ın toplam %24,97 olumsuz oyuna karşı reddedildiğini, …’in ibra kararının iptal edilmesini gerektiğini belirterek vesayet makamından izin almadan vasi …’in kısıtlı olan ortağı genel kurulda temsili ve adına oy kullanması hukuka aykırılık teşkil ettiğinden hazirun cetveline itirazlarını sunarak, kısıtlı …adına kullanılan oyların iptaline, davalı şirket tarafından yapılan olağan dışı masraf ve giderler dolayısıyla müvekkilinin pay sahipliğinden kaynaklanan haklarının zarara uğradığından dolayı 2 nolu kararın iptaline ve sebeple ilaveten yönetim kurulu ibrasından karar yetersayısının da sağlanamamasından dolayı ibra kararının alınmasından dolayı 5 nolu kararın iptaline, davalı şirket tarafından yapılan olağan dışı masraf ve giderler dolayısıyla müvekkilinin pay sahipliğinden kaynaklanan haklarını kullanabilmesi için mezkur konuda 3 nolu kararın da iptali ile Ticaret Kanunun 439. Maddesi vd hükümlerince bağımsız denetçi atanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, öncelikle teminat talepleri olduğunu, TTK 448 maddesine göre davacının tespit edilecek uygun bir teminatı yatırmasına karar verilmesini talep ettiklerini, davanın tamamen haksız ve dayanaksız olduğunu, şirketin bölünerek mallarının ortaklara dağıtılması yönündeki hukuka ve anonim ortaklık ilkelerine, ayrıca iyi niyet kuralına aykırı talebin kabul görmemesi nedeniyle manevi baskı yaratmaya yönelik bir dava olduğunu, özel denetçi talebi TTK 439. Maddesine göre bu talebi ancak sermayenin onda birine sahip ortak ileri sürebileceğini, davacının…olan payı yüzde 8 küsür olduğundan 439. Maddeye dayanarak dava açma hakkı bulunmadığını, 439.maddeyi zikrederek talepte bulunan davacı tarafça maddenin bu bölümünün görmezden gelindiği, vesayetle ilgili yetkisizlik iddiasının da boşlukta olduğunu, Medeni Kanunun 462. Maddesinde tek tek sayıldığını, vasiler temsil açısından tam yetkili olduğunu, kanunu incelemeden ileri sürülen bu iddianın da tamamen dayanaksız olduğunu, kısıtlının 1. Derecede yakınları (çocukları) varken, hiçbir hukuki yararı olmayan davacının bu hususu ileri sürmesinin iyiniyetten uzak olduğunu belirterek öncelikle müvekkilinin uğrayabileceği zararlar nedeniyle TTK 448. Maddesi gereğince takdir edilecek teminatın yatırılmasına, karşı yasal hakların saklı tutulmasına, özel denetçi tayininin diğer koşullarına girilmesine gerek olmadan davacının sermaye payı onda birden az olduğundan; vasi istisnalar dışında tam temsil yetkisine sahip olduğundan ve ileri sürülen husus TMK nın 462.maddesindeki istisnalara girmediğinden ve esasen davacının bu konuda hukuki bir yararı olmadığından; diğer muğlak talepler dayanaksız ve tamamen yukarıda yazılı hususlara dayandığından, alınan kararlarda bir usulsüzlük ve hukuka aykırılık bulunmadığının davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, davalı şirketin 29/01/2019 tarihinde yapılan 2018 yılına ait genel kurul toplantısında alınan 2,3,5 nolu kararların iptali ve davalı şirkete özel denetçi atanması talebine ilişkindir.
DELİLLER : Davalı şirketin sicil kaydı ve sicil dosyası, 29/01/2019 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesine ait… Esas …Karar sayılı dosya, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine ait … Esas sayılı dosya, ticari defter ve belgeler, bilirkişi incelemesi.
Davacı vekili 18/09/2019 tarihli dilekçesinde, müvekkilinin sahip olduğu pay oranının %10’dan fazla olduğunu, 01/04/2019 tarihinde …’dan 11.000 pay satın aldığını ve 02/05/2019 tarihinde şirkete bildirdiğini, davacının pay oranının %10.32’ye yükseldiğini, şirketin ana sözleşmesinde şirketin 3 yönetim kurulu üyesi tarafından yönetileceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin pay devrinin tek bir yönetim kurulu üyesinin imzasıyla reddedildiğini, red sebebinin TTK 493. Maddesine aykırı olduğunu, TTK 494/ Son gereğince “Şirketin onaylamaya ilişkin istemi, aldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde reddetmezse veya red haksız ise onay vermiş sayılır” denildiğinden bildirim tarihi ihbarı ile pay devrinin gerçekleşmiş sayıldığını, pay defterine kayden yapılması için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, vasi ile kısıtlı arasında menfaat çatışması olduğunu, kısıtlının temsili için temsil kayyımı atanması gerektiğini, Medeni Kanunun 462 ve 463. Maddelerine göre, bazı işleri kısıtlı adına vasinin yapabilmesi için vesayet makamından ya da denetim makamından izin alması gerektiğini, bazı işler için ise izinin yeterli olmayan TMK 426. Maddesine göre temsil kayyımı atanması gerektiğini, yönetim kurulu üyesi olan …’in kendi ibrasında …’in vasisi sıfatı ile kendi lehine oy kullandığını, bu durumun mümkün olmadığını, genel kurulda kısıtlının kayyım vasıtasıyla temsil edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
29/01/2019 tarihli genel kurula ait hazirun cetveli incelendiğinde;
…’in payının itibarı değerinin 119.350 TL olup toplantıya vasisi …’in katıldığını, …’ın payının itibarı değeri 91.576 TL , Hande Üretmen’in payının itibarı değeri 63.478 TL , …’in payının itibarı değerinin 55.000 TL, …’in payının itibari değerinin 161.874,00 TL , …’ın payının itibari değerinin 45.787 TL olduğu, bu kişilerin toplantıya katıldığı, payının itibari değeri 12.935 TL olan …’ın toplantıya katılmadığı tespit edilmiştir. Toplam payın itibari değerinin 550.000 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirketin son sicil kaydında yönetim kurulunun …’den oluştuğu tespit edilmiştir.
29/01/2019 tarihli genel kurul toplantısının 2 nolu gündem maddesinde, yönetim kurulunun 2018 yılına ait faaliyet raporunun okunarak müzakere edildiği, davacının belgelerin zamanında incelemeye sunulmadığını, finansal durum, envanter, bilanço ve gelir- gider tablolarına itiraz dilekçesinin ekli olduğunu, Beyoğlu … Noterliğinin 02/07/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ve e-postalar ile bilgi edinme hakkının kullanıldığını belirterek özel denetçi tayin edilmesinin istendiğini, yapılan oylamada 2018 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporunun oy çokluğu ile kabul edildiği, 3 nolu gündem maddesi ile de … ve …’ın olumlu oylarına karşılık diğer ortakların olumsuz oyu ile denetçi tayini talebi reddedilmiştir.
5 nolu gündem maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşüldüğü, davacının söz alarak, haziruna itiraz ettiklerini, 03/04/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulunun seçimi esas sözleşmeye aykırı olarak gerçekleştirildiğinden ve bu konuda İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, yönetim kurulunun seçimi ve faaliyetlerini onaylamadıklarını ifade ettiği yapılan oylamada … ve …’ın olumsuz oylarına karşılık yönetim kurulunun oy çokluğu ile ibra edildiği görülmüştür.
İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesine ait… Esas…Karar nolu ilam incelendiğinde, …’in kısıtlandığı ve kendisine eşi …’in vasi olarak atandığı görülmüştür.
Dosya içerisinde mevcut bulunan, şirket yönetim kurulunun 2019/3 nolu karar incelendiğinde, …’ın …’a hisse devri yaptığı bildirilerek şirket kayıtlarına tescilinin talep edildiği, …’ın şirkete karşı davalar açtığı, haksız ve dayanaksız iddialarda bulunduğu belirtilerek talebin reddi için önemli sebep teşkil ettiğini, TTK 493/5 maddesindeki prosedüre başvurulduğu takdirde TTK 493/1 ve 2. Fıkralarının uygulanacağının belirtilerek onay isteminin reddine karar verildiği bunun üzerine davacı tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas nolu dosyası ile pay devrinin reddine ilişkin yönetim kurulu kararının yokluğunun tespiti için dava açtığı ve davanın derdest olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. İncelendiğinde, şirketin bilançolarına göre aktiflerinin 2017 ve 2018 yılında arttığı, 2018 yılında 2017 yılına göre %15,73 artarak 10.327.466,17 TL olduğu , öz kaynaklarının 2018 yılında bir önceki yıla göre %18,93 oranında arttığı, net satışlarında artma olduğu, satışların maliyetinde düşme olduğunu, dönem karının arttığını, davaya konu
giderlerin şirketin ana faaliyeti kapsamında yapılması gereken olağan giderler olarak kabul edilmesi gerektiğini, vasinin vesayet makamından ve denetim makamından izin almasını gerektiren durumların TMK 462 ve TMK 463 maddelerinde sayıldığını, genel kurula katılma ile ilgili bu maddelerde hüküm bulunmadığını, vasi kanuni temsilci olarak vasiliğine ilişkin belgeyi ibraz etmek suretiyle temsilci sıfatıyla hazirunda yer alabileceği, genel kurula katılabileceği ve oy kullanabileceği , TTK 436/2 Maddesine göre yönetim kurulu üyesinin kendi ibrasında oy kullanamayacağı, ancak bir başka pay sahibinin temsilcisi sıfatıyla oy kullanabileceği, TTK Madde 439 hükmüne göre özel denetçi talebinin genel kurulda reddi halinde sadece sermayenin onda birini (halka açık anonim ortaklıkta yirmide birini) oluşturan pay/pay sahiplerinin mahkemeden özel denetçi talep edebileceği, davacının şirketteki pay oranı %8,32 olmakla TTK 439 madde hükmündeki özel denetçi atanmasını talep şartları oluşmadığı, iptal sebepleri başlıklı TTK’nın 445 Maddesinde ” 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” denildiği, iptal davası açabilecek kişiler başlıklı TTK’nın 446. Maddesinde de ” Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, Yönetim kurulu, Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” denildiği genel kurulun 2. Maddesinde davacının olumsuz oy verdiği ve itirazlarını/ muhalefetini Ek-1 nolu belge ile toplantı tutanağına eklettirdiği görülmüştür. Genel kurulun 2 nolu gündem maddesi ile 2018 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Olumsuz oy verenler davalı ile davacının vekaleten oy verdiği …’tır. Bilirkişi raporuna davaya konu edilen giderler şirketin ana faaliyeti kapsamında yapılması gereken olağan giderlerdendir. Şirketin 2018 yıllarında aktifleri, özkaynakları, net satışları, karı artmış, satış maliyetleri ise azalmıştır. Bu maddenin iptali koşulları oluşmamıştır.
3 nolu maddesi denetçi tayini istemine ilişkin olup davacı ve …’ın olumlu oyuna karşılık diğerlerinin olumsuz oyları ile red edilmiştir.
Bilgi alma ve inceleme başlıklı TTK’nın 437. Maddesinde de “Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir. Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz. Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir. Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir. Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir. Bilgi alma ve inceleme hakkı, esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz.” denildiği, özel denetim isteme hakkı – genel kurulun kabulü başlıklı TTK’nın 438. Maddesinde ” Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.” denildiği, genel kurulun reddi başlıklı TTK’nın 439. Maddesinde” Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir. Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.” denilmektedir.
Davacının 2 nolu gündem maddesi içeriğinden Beyoğlu … Noterliğinin 02/07/2018 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ve e-posta vasıtasıyla bilgi edinme hakkını kullandığı belirtilmektedir. TTK 437/2 fıkrasına göre bilgi edinme hakkının genel kurulda kullanılması ve bilgi edinme isteminin cevapsız bırakılması, red edilmesi ya da yeterince bilgi verilmemesi halinde 437/5 maddesi gereğince reddi izleyen 10 gün, diğer hallerde ise makul süre içinde bilgi edinme hakkının usulünce kullandırılması için Asliye Ticaret Mahkemesine dava açması, dava sonucunda edinilen ya da edinilemeyen bilgilere göre, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulması için gündemde yer almasa bile genel kuruldan talepte bulunması gerekir.
Davacı bilgi edinme hakkını genel kurulda kullanmamış ve TTK 437/5 gereğince bilgi edinme hakkının kullandırılması için mahkemeye başvuru yapılmamıştır. Ayrıca TTK 439. Maddesine göre davacının payı sermayenin en az onda birini oluşturmamaktadır. Davacının Meliha’dan olduğu pay, şirket yönetim kulunca onaylanmamış, davacıda buna karşı İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde de dava açmış, dava derdesttir. Dava tarihi itibari ile davacının payı %8,32 olduğundan şartları oluşmayan özel denetçi atanmasına yönelik davacının talebi reddedilmiştir.
İptali talep edilen 5 nolu gündem maddesi yönetim kurulunun ibrasına ilişkindir. Davacı ve …’nın olumsuz oyuna karşılık oy çokluğu ile ibra edilmiştir. Davacı muhalefetini tutanağa geçirtmemiştir.
Oydan yoksunluk başlıklı TTK’nın 436/2 fıkrasında “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” denilmektedir. TTK’nın 436/2 maddesine aykırılık halinde , iptal hükümleri değil yokluk/ butlan hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, alınan karara karşı muhalefet şerhi konulmasa da irdelenmesi gerekmektedir.
Yönetim kurulu …, vasi sıfatı ile kendisince kullanılan …, …, …(%21,70 + %11,54 + %10) oyları ile oy çokluğu ile ibra edilmiştir. Red oyu kullananlar ise davacı ile…’dır. (%8,32 + %16,65)
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/4050 Esas 2020/2455 Karar nolu ilamda da belirtildiği üzere “…..5 nolu gündem maddesi ile bilanço ve finansal tabloların onaylanmasına karar verilmiştir. İptal nedeni olarak onay işleminin ibra sonucunu doğurduğu bu durumda yönetim kurulu üyelerinin oydan yoksunluğu ve yine yönetim kurulu üyesi …’nın babasına velayeten de oy kullanamayacağına dayanılmıştır. Ancak şirketin yönetim kurulu üyelerinin ibrası gündemin 6. Maddesinde ayrıca görüşüldüğünden bilanço ve finansal tabloların onaylanması işleminde oydan yoksunluk söz konusu edilemez. Gündemin 6. Maddesinde yönetim kurulunun ibrasına karar verilmiş Bölge Adliye Mahkemesince yönetim kurulu üyesi…’ın …’ın vasisi sıfatıyla ibra oylamasında oy kullanamayacağı bu nedenle ibra kararında yeterli nisabın sağlanamadığı gerekçesiyle ibra kararı iptal edilmiştir. TTK 436/2 maddesine göre “Oydan yoksunluk yönetim kurulu üyelerinin kendilerine ait paylardan doğan oy hakları ile sınırlı olup, başka bir ortağa vesayeten kullanılan oylar, oy yoksunluğu kapsamında sayılmamıştır.” denildiğini bu nedenle gündemin 5 nolu maddesi TTK 436/2 aykırılık taşımadığından yokluk/ butlan şartlarını taşımamaktadır. Tüm bu nedenlerle davacının davası aşağıdaki şekilde reddedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 32,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 44,40 TL’den mahsubu ile kalan 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı,, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/04/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸