Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/23 E. 2020/452 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/23 Esas
KARAR NO : 2020/452

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 08/10/2020

DAVA: Davacı vekili Tüketici Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde, dava dışı …A.Ş’ye ait … plakalı … 2016 model aracın müvekkili tarafından … nolu… Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile 02/08/2016-17/03/2017 tarihleri arasında sigortalandığını, müvekkili şirkete kasko sigortalı bulunan… plakalı aracın …’e ait … Sitesi No:.. Göktürk-İstanbul adresinde bulunan eve, 02/01/2017 tarihinde giren kimliği belirsiz şahıs veya şahıslarca yapılan hırsızlık sonucunda sigortalı konutta bulunan araç anahtarı alınmak ve bu anahtarı kullanmak suretiyle park edildiği evin önünden çalındığını, davaya konu aracın çalınması olayı nedeniyle meydana gelen zararın müvekkili şirket nezdindeki sigorta poliçesinden karşılanması için yapılan başvuru üzerine müvekkili şirket nezdinde açılan …nolu hasar dosyasından yapılan inceleme ve araştırma sonucunda meydana gelen zararın 618.000,00 TL olduğu tespit olunduğunu, davaya konu olay akabinde …’in özel şoförlüğünü yapan …’ın … Merkezi Amirliği’ne vermiş olduğu Oto Hırsızlığı Müracaat Formu ve Şikayetçi ifade tutanağı,… Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Grup Amirliği tarafından düzenlenen Olay Yeri İnceleme Tutanağı ve Araştırma raporuna göre müvekkiline kasko sigortalı olan … plakalı aracın 1 nolu davalı tarafından güvenliği sağlanan sitenin güvenlik sahası içerisinde …’e ait konutun önünde park halinde iken 02/01/2017 tarihinde kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce önce konut içerisine girilerek konutta bulunan ev ve ziynet eşyaları ile birlikte araç anahtarının alındığını, akabinde bu araç anahtarı kullanılmak suretiyle çalındığını, olayın …Sitesinin güvenliğinden sorumlu olan davalı güvenlik şirketinin güvenlik, bakım ve gözetim kusurundan ve 2 nolu davalı site yönetiminin sitenin güvenliği ile ilgili gerekli tedbirlerin alınmadığını, güvenlik şirketi tarafından yapılan güvenlik tavsiyelerini de dikkate almamasından kaynaklandığını, olayda kimliği tespit edilmeyen hırsızların dışında başkaca etkenin de olmaması sebebiyle haksız fiil nedeniyle davalıların meydana gelen zarardan tamamen sorumlu olduklarını, müvekkilinin davaya konu olay nedeniyle sigortalısına 21/02/2017 tarihinde 618.000,00 TL sigorta tazminatı ödediğini, bu nedenle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 618.000,00 TL sigorta rücu tazminatının ödeme tarihi olan 21/02/2017 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılardan … Yöneticiliği vekili cevap dilekçesinde, davacının iddialarının husumet, görev müvekkilinin vekil sıfatıyla sorumluluğunun bulunmadığını aksine dava dışı bağımsız bölüm malikinin sorumluluğu çerçevesinde tümüyle reddi gerektiğini, araç malikinin dava dışı… A.Ş olduğunu, davacının bu sigortalıya yapmış olduğu hasar ödemesi neticesinde haklarına halef olduğundan bahisle davanın açıldığını, müvekkiline de sitenin güvenliği ile ilgili gerekli tedbirleri almamış olması nedeniyle sorumluluk yükleyebileceği iddiasında olduğunu, haklarına halef olduğu ileri sürülen dava dışı sigortalı şirketin müvekkili sitede kat maliki olmadığı gibi ikamet dahi etmediğini bu nedenle kendisine müvekkiline karşı dava açılamayacağını, öncelikle davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, kat mülkiyeti kanunun 66 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş toplu yapı niteliğine haiz sitenin kat malikleri arasından seçilen site yöneticiliği tarafından yönetildiğini, site temsilciler kurulunun 15/05/2014 tarihli toplantısında güvenlik hizmetini davalı… firması tarafından sağlanması, bu firma ile özel güvenlik hizmet sözleşmesi imzalanmasının karara bağlandığını, kat maliklerince verilen kararın yerine getirmekle yükümlü müvekkili site yöneticiliğinin bu karara istinaden diğer davalı ile 27/06/2014 tarihinde güvenlik sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin yaptığı işin sadece temsilciler kurulu kararının yerine getirilmek olduğunu, davacının husumeti kat maliklerine yöneltmesi gerektiğini bu nedenle de davanın husumet yokluğunda reddi gerektiğini, Tüketici Mahkemesinin görevli olmadığını, müvekkilinin KMK’ya uygun olarak kat maliklerinin arasından teşekil etmiş bir yönetim organı olduğunu, amatör bir birliktelik olduğunu bu nedenle site güvenliğinin sağlanmasına dair bir görevlerinin bulunmadığını, KMK’nın 35.maddesinde yöneticinin görevleri arasında bağımsız bölüm maliklerini can ve mal güvenliklerinin korunmasına dair hüküm olmadığını, güvenlik hususunda bilgiye sahip olması beklenemeyecek müvekkiline ne yasada ne de temsilciler kurulu kararından kaynaklı yeterince güvenlik önlemi alınıp alınmadığını denetleme yükümü ve becerisinin bulunmadığını, denetim yükümü olsa olsa, temsilciler kurulu kararı uyarınca imzalanmış sözleşmede yer alan sayıdaki güvenlik personeli ve teknik ekipman ile sözleşmede taahhüt edilen vardiyadaki hizmetin sunulup sunulmadığı ile sınırlı olduğunu, bu husustaki kontrol görevini yerine getirdiğini, şartları oluştuğu takdirde zarardan güvenlik şirketinin sorumlu olması gerektiğini, güvenlik şirketi ile imzalanan sözleşmenin 7.2 ve 7.3 maddeleri ile güvenlik şirketinin kusuru nedeniyle doğan zararlardan sorumlu olacağı, 3.kişinin zararlarının müvekkilinin tanzim etme yükümlülüğü bulunmadığını hüküm altına aldığını, aracı kullandığı anlaşılan dava dışı bağımsız bölüm malikinin sorumluluğu bulunduğunu, site sınırları içerisindeki konutların pek çoğunda alarm sistemi veya güvenlik duvarı bulunduğunu ancak aracı kullanan site sakinin bu önlemleri almadığını, hırsızlık hadisesinin yaşanmasının kolaylaştığını, hırsızlık olaylarının artması nedeniyle site yönetimince kat maliklerinin gerekli önlemleri almaları lüzumunun 11/02/2016 ile 01/07/2016 tarihlerinde bilgilendirme notları ile kat malikleri ile paylaşıldığını ancak site sakinini bu önlemlere riayet etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
…A.Ş cevap dilekçesinde, Tüketici mahkemesinin görevli olmadığını, diğer davalı ile 01/06/2014-30/06/2017 dönemine kapsayan özel güvenlik hizmet sözleşmesi ve görev yeri özel talimatı ile dilekçede belirtilen sayıda güvenlik görevlisi ile hizmet verdiğini, söz konusu sitenin yaklaşık 1.200.000 m2’lik bir alan üzerine kurulu en az 10 farklı giriş kapısı bulunan ve içinden ana yol geçen bir site olduğunu, site içerisinde 902 bağımsız konut bulunduğunu ve 4000 kişinin ikamet ettiğini, sözleşmenin 2/1 hükmü uyarınca iş bu sözleşmede ön görülen ve görev yeri özel talimatı kapsamında yasaların ve görev ifası için tahsis edilen personel sayısı ile ekipmanlar dahilinde hizmet verdiğini, müşterisinin sağladığı imkanlar doğrultusunda 10 farklı giriş kapısında nöbet tutarak özel araçlarlar devriye gezerek ve kayıt amaçlı … uygulamasını kullanarak güvenlik sağladığını, müvekkilinin her durumda kayıtsız şartsız sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, hırsızlığa sebep olduğu iddia edilen kişilerin siteye giriş yapmış olduğu alanda izinsiz girişlerin engellenmesi için müvekkili tarafından gerekli uyarıların yapılarak önlem alınması gerektiğini … Yöneticiliğine bildirildiğini, müvekkilinin sözleşmedeki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, aracı çalına…’in şoförünün ifadesinde “Patronunun 29/12/2016 tarihinde yurt dışına çıkmış olması nedeniyle villada kimsenin bulunmadığını sadece hizmetçinin gündüzleri uğradığını, 03/01/2017 günü sabah 08:30’da hizmetçenin kendisini arayarak bahçıvanın kendisini aradığını, evin bahçe kapısının açık olduğunu söylediğini, bunun üzerine villaya gittiğini, bahçe kapasının açık olup kilidin zorlandığını gördüğünü ayrıca aracın yerinde bulunmadığını tespit ettiğini” belirttiğini, hırsızlık olayı ile ilgili kamere kayıtları incelendiğinde şüphelilerin… plakalı siyah rekli jeep ile saat 18:28 sıralarında ana kapı HGS bölmesinden ardışık geçiş yapmak suretiyle site içerisine girdikleri, site içerisinde ilerleyerek söz konusu hırsızlık olayını gerçekleştirdikleri ve ana kapı çıkış HGS bölgesinden ardışık geçiş yapmak suretiyle Göktürk istikametine doğru gittiklerinin tespit edildiğini, giriş ve çıkışların HGS’si bulunan başka bir site sakininin aracının peşinden ardışık geçiş yapmak suretiyle gerçekleştirdiklerini, hırsızlığın gerçekleştiği konutta ev alarmı olmadığını, HGS bariyer sistemlerinde kaçak ve ardışık araç girişi olduğunda herhangi bir şekilde sistemin uyarı vermediğini, HGS sistemlerinde bu tür kaçak ve sisteme kayıtlı olmayan araçlar için uyarı sisteminin takılması gerektiğini, bu hırsızlık olayından önce de bir çok kez müvekkili tarafından diğer davalı site yöneticiliğine gönderilen risk ihbar yazıları ve risk analizi raporlarında ardışık geçiş alarm sistemi kurulması, kamera kayıt cihazlarının iyileştirilmesi, ardışık geçişin önlenmesi için ana kapı HGS girişini … bariyer ve… hattı ilavesinin yapılması gerektiğini, 10 adet HGS girişinin … sisteminin kurulması, manuel açma kapama butonlarının iptal edilmesi, kayda bağlı aktive edilen butonların kullanılması, girişlerde sürücü tespiti yapabilen kayıt amaçlı …sisteminin entegre edilmesi, tüm evlere hırsız alarm sisteminin kurulması, site çevresinden izinsiz geçişleri önlemek adına bazı çevre tel, dikenli tel, akıllı …, termal sistem ve harici alarm sistemi kullanılarak önlem alınması de dahil olmak üzere eksikliklerin giderilmesinin istenildiğini, müvekkili tarafından yaklaşık 9 ay önce 07/03/2016 tarihinde risk analizi güncelleme teknoloji çözümü başlıklı teknoloji iyileştirme projesi teklifinin hazırlanarak site yöneticiliğine iletildiğini, bu konuda müvekkilince gereken tüm uyarıların yapılması nedeniyle olaydan sorumluluğunun bulunmadığını, hırsızlık süresinin bir iki dakika sürmesi nedeniyle iddia edildiği gibi arabanın anahtarının kasada olmadığını, hırsızların yükte hafif pahada ağır ziynet, para gibi şeyleri kasa ile beraber götürdükleri iddiasına göre kasayı açık anahtarı buldular ise neden kasayı da beraberlerinde götürdüklerini taraflarınca anlamlandırılamadığını, dolayısıyla araç anahtarının kasada olmadığının anlaşıldığını, dava dışı sigortalılar ve davalı site yöneticiliğinin gerekli özeni göstermemesi nedeniyle kusurlu bulunduğunu, ayrıca 22/06/2016 tarihinde güncellenmiş risk ihbar yazısının tekrar site yöneticiliğine gönderildiğini ancak site yöneticiliğinin gerekli önlenmeleri almadığını, iyileştirmeleri yapmadığını, bariyer kapanmadan ardışık geçiş yapan araçların HGS’li olup olmadığının güvenlik görevlisi tarafından tespit edilmesinin mümkün olmadığını, HGS sisteminin sesli ve ışıklı uyarı vermesi gerektiğini, ayrıca araçların hızlarını azaltarak arada mesafe açılmasını sağlanarak ardışık geçişi önlemek için tüm bölgelere hız kasislerini yapılması gerektiğinin belirtildiğini ancak bunların yapılmadığını, söz konusu konutta hırsız alarm sisteminin bulunmadığını, müvekkilini bu konuda da uyarı yaptığını, dava dışı sigortalıların asli kusurlu olduğunu, dava dışı sigortalılar ile diğer davalının gerekli özeni göstermemelerinin hırsızlığa sebep olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava sigorta şirketince sigortalısına ödenen bedelin davalılardan rücuen tazminine ilişkindir.
DELİLLER: … A.Ş’ne ait kasko sigorta poliçesi, ağır hasar ibra ve feragatnamesi, ödeme dekontu, hırsızlık olayıyla ilgili ifade tutanakları, davalılar arasında imzalanan 27/06/2014 tarihli güvenlik hizmet alım sözleşmesi, …’in site sakini olduğuna dair belge, rücu ihtarları, davalı güvenlik şirketi tarafından diğer davalıya gönderilen uyarı bildirimleri, araç kaydı, İstanbul … Tüketici Mahkemesine ait …Esas nolu dosyadan alınan bilirkişi raporları ve verilen karar, tanık, keşif, bilirkişi incelemesi.
Dava Tüketici Mahkemesinde açılmış olup, Tüketici Mahkemesince hırsızlığa konu aracın şirket adına kayıtlı olduğu ve davanın taraflarının da şirket olduğu dikkate alınarak Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın mahkememiz esasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
Davacı tarafından düzenlenen kasko sigorta poliçesi ve zeyilname incelendiğinde … plakalı aracın 04/08/2016- 17/03/2017 tarihleri arasında kasko sigortasının yapıldığını, sigortalının …A.Ş olduğu, poliçe kapsamında anahtarla çalışma kılavuzunun bulunduğu, incelendiğinde “Araç anahtarının sigortalının veya aracı kullanımına tahsis ettiği kişinin kendi ev veya iş yeri niteliğindeki kapalı veya kilitli bir mekanda muhafazası esnasında bu mekana kırma, delme, yıkma, devirme…zor ve şiddet kullanarak veya tehditle ya da araç gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanmak suretiyle ele geçirilerek aracın çalınması halini teminat kapasına alındığı tespit edilmiştir.
10/02/2017 tarihli mutabakatlı ağır hasar ibra ve feragatnamesi incelendiğinde, … A.Ş’nin 618.000,00 TL tazminat bedeli karşılığında sigorta şirketini ibra eylediğini, 3.şahıslara karşı olan talep ve dava haklarının yazılı tazminat miktarı kadar … A.Ş’ne temlik edildiği, 21/02/2017 tarihinde de sigorta şirketinin sigortalıya 618.000,00 TL ödediği tespit edilmiştir. Sigorta şirketi tarafından düzenlenen hasar dosyası, hırsızlık olayı ile ilgili ifade tutanakları dosyada mevcuttur. Davalı güvenlik şirketinin cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu özel güvenlik hizmet sözlemesi, kamera kayıtları, 07/03/2016 tarihli risk bildirimi raporu, 27/02/2016 tarihli risk bildirimi raporu davalı tarafça dosyaya sunulmuştur.
Hırsızlığa konu olan aracın trafik kaydı incelendiğinde … A.Ş’ne kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Dosyaya dava dışı araç maliki ve sigortalı…A.Ş tarafından mahkememiz yazısı üzerine araç kiralama sözleşmesi sunulmuştur. İncelendiğinde … plakalı aracın…A.Ş tarafından … A.Ş’ne 03/08/2016 tarihinden başlayarak 31/12/2017 tarihine kadar kiralandığı görülmüş, …A.Ş’nin sicil kaydı alınıp incelendiğinde, site sakini olan ve aracın çalındığı evin maliki olan …’in aracı kiralayan …A.Ş’nin yetkililerinden olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar tanık deliline dayanmış olup davalı… şirketi tanığı … duruşmada, diğer tanıklar ise keşifte dinlenmiştir.
Mahallinde araç değerlemesinden anlayan bir makine mühendisi, bir güvenlik hizmetleri alanında uzman bilirkişi ve bir hukukçu bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak tüm dosya kapsamı ve sözleşmeler irdelenerek tarafların kusur durumları, oranları, site sakinlerinin kusurlu olup olmadığı ve çalınan araçların rayiç değeri ile ilgili rapor düzenlenmesi istenilmiştir. 07/11/2019 tarihli heyet raporu incelendiğinde; davalı güvenlik şirketince diğer davalı site yönetimine gönderilen 17/12/2015 tarihli yazıda “giriş noktalarında mevcut bariyerlerin HGS sistemine kayıtlı olmayan araçlar için bariyerin kayıt yapılmadan açılmasını önleyen bir yazılım mevcut olup sisteme entegre edilmesi önerilmektedir….bu yazılım ile manuel bariyer açılımı olmayacaktır…kapılarda ardışık geçişleri önlemek kaydıyla loop sisteminin kurulması önerilmektedir. Kapıda görev yapan personelin dikkatini çekmek için sisteme ışıklı ve sesli sistem entegre edinebilir…”dendiği, 04/02/2016 – 02/03/2016 – 14/06/2016 tarihli yazılarda da aynı hususların ifade edildiğini, 17/12/2015 tarihli yazının …’ya teslim edildiğinin görüldüğünü, davalı site yöneticiliğinin 01/07/2016 tarihli gönderisinde site sakinlerini ” sitemizde verilen güvenlik hizmetinin kapsamı ortak alanların denetim ve kontrolünün sağlanmasına yöneliktir. Verilen hizmet, her konuta tek tek sağlanan koruma hizmeti değildir, bu sebeple konutlarınıza ait güvenlik tedbirlerini bahçe sınırından başlayarak konut içini kapsayacak şekilde tarafından kontrol edilmesini önemle hatırlatırız… Konutunuzda alarm sistemi varsa çalışıp çalışmadığını kontrol ettiririz, alarm sisteminiz yoksa en kısa sürede temin ediniz….” Şeklinde uyardığı, 11/02/2016 tarihli gönderide de aynı nitelikte uyarıların mevcut bulunduğu, davalılar arasında 01/06/2014- 30/06/2017 tarihleri arasında geçerli özel güvenlik hizmet sözleşmesinde, hizmet kapsamının 5188 sayılı kanun ve ilgili mevduat uyarınca özel güvenlik hizmetinin müşterilerinin yukarıda belirtilen adresinde personel sayısı ve teçhizatlar dahilinde verilmesidir şekilinde belirtildiği, aynı evden çalınan ziynet eşyalarıyla ilgili davanın İstanbul … Tüketici Mahkemesinin… Esas,…Karar nolu dosyasında dava konusu edildiği, alınan bilirkişi raporunda güvenlik şirketinin %60, site yönetiminin %30, kat malikinin ise %10 oranında kusurlu olduğunun bilirkişiler tarafından belirlendiğini, olay tarihinden önce güvenlik şirketinin ardışık geçişlerle ilgili ve diğer riskler konusunda site yönetimini uyardığını, olay tarihinde HGS sisteminin arkadaki aracı okuyamadığını, bu teknik durumun keşif sırasında yapılan incelemede devam ettiğinin görüldüğünü, ardışık içinde geçişlerde, arkadaki aracı HGS sisteminin okumadığı davalı güvenlik hizmetleri A.Ş firmasında bilindiği için güvenlik görevlilerinin, içeriye girebilecek kötüniyetli kişileri engellemek ve onlara mani olmak amacıyla ardışık biçimde geçişlere izin vermemesi, HGS sisteminin okuduğu aracın peşindeki aracı güvenlik görevlisinin mutlaka durdurması, öndeki araç geçişini yaptıktan sonra belli bir süre sonra geçiş yapmasının hatırlatılması ve ona göre geçişlere izin vermesi, organizasyonu bu şekilde yapması gerektiği, güvenlik hizmeti sunan şirketin risk unsuru bulunan ardışık biçimde geçişlerde mutlaka önlem alması, peş peşe geçişlere izin vermemesi gerektiğini, hırsızlık amacıyla giriş yapanların böyle bir geçişi deneyerek hiç bir güvenlik önlemine takılmamış olmalarının davalı güvenlik şirketinin sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşme hükümlerini tam olarak uygulamadığını gösterdiğini, bu nedenle hırsızlık olayının meydana gelmesinde 1. Derecede kusurlu olduğunu, diğer davalı site yönetiminin ise yönetim planını gereği gibi yerine getirmediğini, işin güvenlik şirketine sözleşmeyle verilmesinin, güvenlik şirketinin görevinin tam yapıp yapmadığını kontrolsüz bırakmayı gerektirmeyeceğini, güvenlik şirketi tarafından ardışık geçişle ilgili yapılan uyarıları dikkate almadığını, araçların tek tek geçiş yapması, siteye giren yabancılardan kimlik sorulması gibi hususlarda güvenlik şirketine karar alması için bildirim yapması gerektiğini, tüm bu nedenlerle ikinci derecede kusurlu olduğunu, site sakinin ise alarm sisteminin yapılması konusundaki site yöneticiliğinin uyarılarını dikkate almaması nedeniyle üçüncü derece kusurlu olduğunu, aracın piyasa değerinin yaklaşık olarak 630.000,00 TL olduğunu, davalı güvenlik şirketinin %60, site yönetiminin %30 site sakininin ise %10 oranında kusurlu olduğunu belirttikleri, bilirkişi heyetinden olan hukukçu bilirkişinin ise ayrık görüş raporu verdiği, davalı güvenlik şirketinin ve site yönetiminin araba malikinin uğradığı zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını ancak araba malikinin müterafik kusurunun %40 olduğunu, bu nedenle zararın %60’ı olan 370.800,00 TL’den davalıların sorumlu olduğunu, çalınan aracın maliki durumundaki sigortalı …A.Ş’nin kendisine ait arabayı site kat malikinin ve eşinin tasarrufuna bırakması nedeniyle %40 oranında kusurlu olduğunu ayrık görüşünde belirttiği görülmüştür.
Aynı evden aynı hırsızlar tarafından çalınan para ve ziynet eşyaları ile ilgili davanın İstanbul … Tüketici Mahkemesinin…Nolu dosyası ile görüldüğü, davacısının site maliki olan…’in eşi olan… olduğu, davalılar içerisinde güvenlik…A.Ş ile site yöneticiliğinde bulunduğu, mahkemece alınan rapor ve ek raporda güvenlik şirketinin %60, site yönetiminin %30, davacının ise %10 kusurlu olduğu tespit edildiği ve bu kusur doğrultusunda karar verildiği görülmüş olup bu mahkemece alınan aynı olaya ait olan bilirkişi heyet raporu ile ek rapor alınarak dosyamız içerisine bırakılmıştır. Bu dosyadan alınan raporda belirlenen kusur oranı ile, mahkememizce alınan çoğunluk bilirkişi görüşünde belirtilen kusur oranı aynıdır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda ayrık görüş raporunda araba maliki olan şirketin arabanın kullanımını site malikine bırakması nedeniyle kusurlu olduğu belirtiliş ise de, dosyada bulunan araç kiralama sözleşmesine göre, araç maliki olan şirketin söz konusu aracı …A.Ş’ye kiraladığı, kiralama döneminin 03/08/2016- 31/12/2017 olduğu, kiracı olan şirketin yetkili temsilcisinin site maliki olan … olduğu ve söz konusu aracın …’in sitedeki evinin önünde çalındığı anlaşıldığından ayrık görüş raporunu mahkememize itibar edilmemiş kaldı ki mahkememizden alınan çoğunluk bilirkişi raporundaki kusur oranı ile, aynı olayla ilgili aynı taraflar arasında gerçekleşen ziynet eşyaları ve para hırsızlığı ile ilgili davanın görüldüğü İstanbul … Tüketici MAhkemesinden alınan rapor ve ek raporda da güvenlik şirketinin kusur oranı %60, site yönetiminin kusur oranı %30, site sakininin ise %10 kusurlu olması nedeniyle bu kusur oranına itibar etmek gerekmiştir.
Davaya konu olayın poliçe ile teminat altına alındığı, kaldı ki araç malikinin tazminat alacağı ve dava hakkını sigorta şirketine temlik ettiği de dikkate alınarak davacının davacı sıfatının bulunduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2015/37496 Esas, 2018/481 Karar , Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/24040 Esas 2017/7299 Karar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2015/8996 Esas 2017/2892 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/1941 Esas 2018/7463 Karar nolu içtihatlarında da belirtildiği üzere site yönetimi, site sakinlerinden güvenlik hizmeti sağlanması amacıyla aidat aldığında, diğer davalı güvenlik şirketi ile yapılan sözleşmenin ifasını denetleme yükümlülüğü bulunduğuna göre, güvenlik hizmetinin gereği gibi yerine getirilmemiş olması, güvenlik hizmeti şirketince belirtilen eksiklik ve önlemlerin site yönetimince alınmaması nedeniyle site yönetimi de sorumlu olduğundan Borçlar Kanunun 61.maddesi dikkate alınarak belirlenen zarar miktarının, olayın haksız fiil olması nedeniyle sigorta şirketinin ödeme tarihi olan 21/02/2017 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan tahsiline aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile ;
618.000,00TL’nin 21/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı vekille temsil edildiğinden 47.950,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 10.553,90 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, bilirkişi ve keşif masrafı 2.314,00 TL , 242,70 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.592,70 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın yatırana iadesine,
7-Bu dava sebebiyle 42.215,58 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 10.553,90 TL’nin mahsubuyla kalan 31.661,68 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,

Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/10/2020
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır
¸
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır