Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/216 E. 2020/145 K. 24.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/216 Esas
KARAR NO : 2020/145
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/06/2013
KARAR TARİHİ : 24/02/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02.10.2011 tarihinde sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı araç ile … plakalı otobüsün kaza yapması sonucunda müvekkillerinin oğlu …’nın yolcu olduğu kazada vefat ettiğini, sürücü …’ın asli kusurlu olduğunu, Çocuklarının ölümü ile müvekkillerinin hem maddi hem manevi büyük zorluk çekmeye başladıklarını, müteveffanın ailenin uğraştığı tarım işlerinde yegane geçim kaynaklarını sağlayan tek kişi olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6100 sayılı yasanın 107. Md. Göre belirlenecek maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
02/03/2015 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu doğrultusunda belirtilen rakam üzerinden; davalarını 1-Davacı Baba … için ;14.264,37 TL. 2- Davacı Anne … İçin ;15.236,40 TL TOPLAM :29.500,77TL. bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah ettikleri talepleri dikkate alınarak, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutulmak sureti ile ıslah ettikleri miktar ile birlikte toplam bedel üzerinden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte
tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davadan önce …’nın vefatı nedeniyle hesaplanan tüm tazminatın, davacılara ödenmiş olmakla müvekkili şirket ve sigortalısı ile sigortalı araç sürücüsünün sorumluluğunun kalmadığını, bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması gerektiğini ve güncellenmesini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte ancak dava tarihinden itibaren yasal faizin talep edilebileceğini, anılan kazada müterafik kusur, hatır taşıması gibi indirim sebepleri olup olmadığının da irdelenmesini, var olduğu tespit edilir ise bu hususlarda tazminatta indirim sebebi yapılması gerektiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretine hükmedilmemesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; 02.10.2011 günü saat 02.05 sıralarında sürücü … yönetimindeki … plakalı hususi otomobili ile Milas (MUĞLA) … Bulvarı üzerinden üç yol istikametine seyretmekte iken no:10/B hizasına geldiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağında park halindeki … plakalı otobüsün arka kısımlarına çarpması sonucu otomobilde yolcu olarak bulunan …’nın hayatını kaybetmesi sonucu, Anne …, Baba …’nın maddi ve manevi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle tahsili davasıdır.
Deliller; bilirkişi incelemesi, … Sigorta A.Ş. nezdinde … nolu Sigorta Poliçesi,
Mahkememizden verilen 11/05/2015 tarih ve … Esas … sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 26/09/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin … esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememize gelen dosya arasına alınan bilgi, belgeler, trafik kaza tespit tutanağı üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmış, 02/01/2020 tarihli kök raporda;
… plakalı araç sürücüsü …:
… Aslive Ceza mahkemesindeki ifadesinde özetle alkollü olduğunu ancak sarhoş olmadığını, suratının 40-50 km fazla olduğunu, frene basınca aracın savrulduğunu duramadığını, direksiyonu sola çevirmesine rağmen aracın sağa yöneldiğini ve kazanın gerçekleştiğini ” beyan etmiştir. Olay tarihinde; trafik ortamında teknik şartları uygun olmayan araç ile seyretmektedir. Olay saatinde; yasa ve poliçe şartlarına aykırı 1.23 promil ALKOLLÜ olduğu tespit edilmiştir. İfadesinde; araç hakimiyetini kaybettiği manevra hareketleri araca çarptığını ikrar etmektedir. Krokide; yolun sağında park halinde bulunan otobüse çarptığı kaza tutanağı ile sabittir. Saptanan alkol seviyesine göre sayılan etkenlere bağlı olarak değişebilen derecelerde bireysel farklılıklar görülmekle birlikte 0,50 promil alkol seviyesinden itibaren alkol düzeyinin artışı ile paralel olarak artan derecelerde gevşeme, dikkat azalması, cesaretlenme, çevresel uyanların algılanmasında yavaşlama, göz ile beyin arasındaki iletişim süresinde uzama, algılanan çevresel uyarıların beyinde işlenmiş veriler haline dönüşmesinde ve dolayısıyla uyarılara karşı reaksiyon zamanında uzama, beyinciğin etkilenmesi suretiyle denge ve koordinasyonun olumsuz yönde etkilenmesi, ani karar verebilme, direksiyon ve fren kontrolü gibi birden fazla hareketi bir arada yapabilme kabiliyetinde azalma, karanlığa adaptasyon, hız ve mesafe tayini gibi becerilerde olumsuz yönde etkilenme, uykuya meyil gibi belirtiler oluşmakta, bu durumda sürücünün risk alma eğilimi ve kaza olasılığı artmaktadır. 1.00 promilin üzerindeki alkol seviyesinde ise sürücülerde araç sürme yeteneği açıkça bozulacak derecede etkilenmektedir. Buna göre olay sırasında 1,23 promil yani letarji, kusma, uyuklama ve koma riski seviyesinde alkollü olan davalı sürücü açıkça ve kesin olarak emniyetli araç süremeyecek durumdadır. Kazanın oluş şekli, yol platformu ve dava dosyasındaki diğer bulgular bir arada değerlendirildiğinde; …’nın yönetimindeki araç ile seyredip olay mahallinde yolun icap ve şartlarına göre uygun süratle seyretmediği, görüş mesafesindeki yolu kontrol edip kazayı önleyici tedbirlere zamanında başvurması mümkün iken bunlara riayet etmediği , direksiyon hakimiyetine kaybetmek suretiyle sağa yöneldiği esnada yolun sağında park halinde bulunan otobüs tipi araca arkadan çarpmasında ana trafik kuralını ihlal ettiği aşikardır. Ayrıca sürücünün münhasıran alkollü olması sebebi ile kendi can güvenliğini ve araç içinde bulunan yolcuların can güvenliği tehlikeye attığı, dikkatsiz ve tedbirsiz seyriyle olayın gelişimine doğrudan zemin hazırladığı anlaşılmakla kazada birinci dereceden %100 nispetinde asli-tam kusurlu görülmüştür. Trafik Kanunun 34. (Trafik Yönetmeliği Madde 67): Teknik şartlara uygun durumda olmayan araçların trafiğe çıkarılması yasaktır” kuralın ihlalidir. Araç maliki de sorumludur) Trafik Kanunu 47/d. (Yönetmelik 95/d.) Maddesi: “Dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanmak” ihlali, Trafik Kanununun 48/5. ve Trafik Yönetmeliğinin 97/b maddesinin “b “bendinde: “2) Alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olanlar araç kullanamazlar “şeklindeki hükmün ihlalidir. Trafik Kanununun 52/b maddesinde düzenlenen: “Hızlarını görüş, yol hava ve trafik durumuna gerektirdiği şartlara uydurmamak” hükmün ihlali niteliğindedir. TCK’ nun 179. maddesinin 3. Bendinde: “Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle emniyetli araç sevk ve İdare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişiler cezalandırılır denilmiştir” hükmün ihlali niteliğindedir. 5237 sayılı TCK 22.maddesindeki dikkat ve özen yükümlülüğünü verine getirmemiştir Trafik Kanunun 84. Maddesinde düzenlenen asli sürücü kusurlarından: “park halindeki araca çarpma- arkadan çarpma” kurallarının ihlali niteliğinde olduğu tespit edilmiştir.
A-) Davacı hak sahiplerinin maddi zararlarının dava dışı …’ tamamen ve %100 kusurlu olması durumunda aşağıdaki gibi olacaktır;
1- Davacı baba …’nın Nihai ve Maddi zararı = 14.264,37 TL
2- Davacı anne …’nın Nihai ve Maddi zararı = 15.236,40 TL
Davacı hak sahiplerinin Maddi zararları tutarı toplamı =29.500,77 TL
B-) Davacı hak sahiplerinin maddi zararlarının müteveffanın %20 oranında müterafık kusurunun olması durumunda aşağıdaki gibi olacaktır;
1- Davacı baba …’nın Nihai ve Maddi zararı = 11.411,50 TL
2- Davacı anne …’nm Nihai ve Maddi zararı = 12.189,12 TL
Davacı hak sahiplerinin Maddi zararları tutarı toplamı = 23.600,62 TL
Destekten yoksun kalma tazminat talep edebilmek için davacılar mirasçı sıfatı ile değil, desteklerini kaybeden sıfatı ile üçüncü kişi durumunda bulunmaktadır. Destek gören olmak için mirasçı olunmasına gerek bulunmamaktadır. Miras hakkı olmayan birçok kişi destek gördüğünü iddia ve ispat etmek kaydı ile destekten yoksun kalma tazminatı talep etmek hakkına sahiptir. Miras hakkı bulunan 25 yaşını doldurmuş her çocuk ana kural olarak destek kaybına uğramayacaktır. Yine evlenmiş olan her çocuk destek kaybına uğramayacaktır. Görüleceği üzere bir kimseye mirasçı olmak ile o kimsenin destek olduğu kişiler birbirlerinden farklıdır.
Meydana gelen kaza sebebi ile vefat eden kişinin desteğini kaybettiğini iddia ederek tazminat talebinde bulunulması halinde, Yargıtay Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihadı gereğince, (Hukuk Genel Kurul kararları da aynı yöndedir) desteğini yitirdiğini iddia eden kişi, mirasçı olup olmadığına bakılmaksızın üçüncü kişi olarak kabul edilmektedir. üçüncü kişi olması sebebi ile miras bırakanın kusurunun da önemi bulunmamaktadır.
6098 sayılı yasanın 53/3 maddesine göre ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar destekten yoksun kalma tazminatı olarak talep edilebileceği, 2918 sayılı yasanın 99/1 maddesi ve poliçe genel şartları B.2.b Maddesine göre sigortacılar hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağının veya bilirkişi raporunun, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarı hak sahibine ödemek durumundadırlar. 2918 sayılı yasanın 85. Maddesine göre bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi doğan zarardan müşterek müteselsilen sorumlu olurlar bu nedenle araç maliki olarak davalı meydana gelen zarardan kusursuz tehlike sorumluluğu gereği sorumludur. 2918 sayılı KTK ‘nun 91. Maddesine göre “işletenlerin bu kanunun 85. Maddesinin birinci fırkasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”
Mahkememiz dosyasında, …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, … Sigortadan … numaralı 04/07/2011-2012 tarihleri arasında geçerli KTK-ZMMS Trafik Sigortası bulunduğu, … plakalı aracın sürücüsü …”in trafik kazasında % 80 kusurlu olduğu, kazadan sonra Hastanede yapılan ölçümde 1,23 promil alkollü olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında Baba … için 11.411,50 TL, anne … için 12.189,12 TL yoksun kalma tazminat hakkı bulunduğu tespit edildiğinden davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulü ile Baba … için 11.411,50 TL, Anne … için 12.189,12 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.612,16 TL karar ve ilam harcından peşin alınan ( peşinde 24,30 TL + ıslahta 90,52 TL ) toplam 114,82 TL’nin düşümü ile eksik kalan 1.497,34 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.540,09 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan (28,05 TL ilk masrafı+ 180,00 TL posta masrafı+ 1.650,00 TL bilirkişi ücreti =)1.858,05 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %80,00 kabul ) nazaran 1.486,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 92,35 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %20,00 red ) nazaran 18,47 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan ( 24,30 TL peşin harç + 90,52 TL ıslah harcı ) toplam 114,82 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır