Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/169 E. 2019/488 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/169 Esas
KARAR NO : 2019/488
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/08/2014
KARAR TARİHİ : 22/05/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine sigortalı olan, … ‘un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sebebiyle tek taraflı, ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, araçta yolcu olan müvekkillerinin desteği olan …’nın vefat ettiğini, kazadan sonra sigorta firması tarafından müvekkillerine 03/07/2014 tarihinde 71.770,40 TL ödeme yapıldığını, ancak müvekkillerinin mağduriyetinin ödenen miktarın çok üzerinde olduğunu, kendilerine eksik ödeme yapıldığını, … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı ve … Karar sayılı dosyası ile ceza davasının sonuçlandığını belirterek çocuk … için 2.000,00 TL, diğer davacı ölenin eşi olan … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL desdekten yoksun kalma tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirkete trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, teminat limitinin 250.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin davacılara ödeme yaptığını bu nedenle tarafların ibra olduğunu, ibranamenin geçersizliğinden söz edilemeyeceğini, davanın açılmasında müvekkili şirketin kusuru olmadığını, davacıların müterafık kusurunun olayda değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili firmanın sorumluluğunun sadece sigortalısının kusuru nispetinde ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; mahkememizin 25/08/2014 gün ve … Esas, … karar sayılı ilamı ile; “… Davanın Kabulüne, davacı … için 35.306,45 TL , davacı … için 15.347,53 TL olmak üzere toplam 50.653,98 TL ‘nin temerrüt tarihi olan 08/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek değişecek oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, ” karar verilmiştir.
Verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 10/12/2018 tarih, … E., … K. sayılı ilamı ile; “… Davalı vekili, desteğin hatır için taşındığını savunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK’nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK.nun 43. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılması, sonucuna göre hüküm tesisi gerekmektedir.
Ayrıca zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, vefat edenin kamyonette yolcu olduğu, araç sürücüsü olan …’in karakol ifadesinde müteveffanın arkadaşı olduğunu, sağ yan kapının açılarak arkadaşlarının savrulduğunu beyan etmiştir. Gene kaza yapan yolcu olarak bulunan Kerem’in karakol ifadesinde sabahleyin sohbete gittikten sonra …’in kullandığı araçla eve dönerken kazanın meydana geldiğini beyan etmiştir. Kaza sonrası düzenlenen otopsi raporunda müteveffanın trafik kazası ile oluşması mümkün künt genel beden travmasına bağlı pelvis kırığı ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti sonucu vefat ettiği belirtilmiştir. Kaza tespit tutanağında müteveffanın ön koltukta oturduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre mahkemece, bu savunmalar üzerinde durulmalı ve tarafların delilleri toplanarak BK’nın 43. ve 44. maddesi uyarınca tazminattan indirim yapılması gerekip gerekmediği hususunda karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek, kabul edilmesi halinde ayrı ayrı hatır taşıması ve müterafık kusur için indirim yapılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile bozma kararı verilerek, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Bozma sonrası yeniden yapılan yargılama neticesinde; usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmış, usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmuştur.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; kaza tarihi olan 17/11/2013 tarihinde davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, … plakalı araç sürücüsü … ‘un direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen kazada idaresindeki davacıların desteği …’nın vefat ettiği, ölen şahsın araç içerisinde yolcu olarak bulunduğu, kişinin ölümünün sebebi ile müteveffanın çocuğu … ile eşi …’nın müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü …’un tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan aktüerya bilirkişinin raporunda belirtildiği üzere, davacı eş …’nın nihai ve gerçek maddi zararı 105.238,71-TL, davalı …. tarafından yapılan ödeme faizi ile birlikte güncelleştirilen tutar tenzili 69.932,26-TL olduğu, davacı kızı …’nın nihai ve gerçek maddi zararı 21.845,26-TL, davalı …. tarafından yapılan ödeme faizi ile birlikte güncelleştirilen tutar tenzili 6.497,73-TL olduğu hesaplanmıştır.
Ancak, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, araç sürücüsü olan … ‘in karakol ifadesinde; müteveffanın arkadaşı olduğunu, sağ ön koltukta oturduğunu, sağ yan kapının açılarak arkadaşının savrulduğunu beyan ettiği, kaza sonrası düzenlenen otopsi raporunda müteveffanın trafik kazası ile oluşması mümkün künt genel beden travmasına bağlı pelvis kırığı ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti sonucu vefat ettiğinin belirtildiği, otopsi raporu araç sürücüsünün beyanlarını doğruladığı, müteveffanın olay günü emniyet kemeri takmaması nedeni ile araçtan fırlaması neticesinde beyin kanamasına bağlı ölümün gerçekleştiği, müteveffanın emniyet kemerini kullanmaması zararın artmasına sebebiyet verdiğinden, BK’nun 44. Maddesi ( TBK madde 52 ) uyarınca müteveffanın müterafik kusurunun tazminattan düşülmesi gerektiği, ayrıca müteveffa ile araç sürücüsünün arkadaş olduğu, gene kaza yapan yolcu olarak bulunan Kerem’in karakol ifadesinde sabahleyin sohbet ettikten sonra …’in kullandığı araç ile eve dönerken kazanın meydana geldiği beyanı doğrultusunda müteveffanın o gün hatır için taşındığı, hatır taşımacılığında yalnızca yolcunun yararına bulunduğu ve taşıyanın karşılıksız olarak onu taşıdığı gözetilerek BK’nun 43. maddesi, ( TBK madde 51. ) gereğince hatır taşımacılığı nedeni ile uygun bir miktar indirim yapılması gerektiği gözetilerek, hesaplanan tazminattan % 20 oranında hatır taşımacılığı, % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme yasal faizi ile birlikte güncelleştirilen tutar tenzil edildiğinde davacı eş …’nın ( indirime tabî tutulmayan 105.238,71-TL maddi zarardan hatır taşımacılığı ve müterafik kusur oranları üzerinden indirim uygulandığında davacının maddi zararı 63.143,22-TL olarak hesaplandığı, … Sigorta tarafında yapılan ödemenin yasal faizi ile birlikte güncelleştirilen tutar 69.932,26-TL olduğu ) tüm maddi zararı karşılanmış olduğundan, davacı … yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı … yönünden yapılan hesaplamada indirime tabî tutulmayan 21.845,26-TL maddi zarardan hatır taşımacılığı ve müterafik kusur oranları üzerinden indirim uygulandığından; davacının maddi zararı 13.107,15-TL olarak hesaplandığı, … Sigorta tarafında yapılan ödemenin yasal faizi ile birlikte güncelleştirilen tutar 6.497,73-TL mahsup edildiğinde davacının karşılanmamış maddi zararı 6.609,42-TL olduğu anlaşılmakla, davacı … yönünden bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacı … yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Davacı … yönünden açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
6,609,42- TL tazminatın temerrüt tarihi olan 08/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 451,48-TL karar ilam harcının davacı tarafça yatırılan 25,20-TL peşin harç, 156,00-TL ıslah harcından düşümü ile noksan kalan 270,28-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davacının yatırmış olduğu 25,20- TL peşin harç ile 156,00-TL ıslah harcının toplamı olan 181,20-TL harç davalı tarafından yatırılması gereken karar ilam harcından düşüldüğünden, toplam bu miktarın 181,20 -TL nin davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, bunun dışında davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 29,00-TL ( başvurma ve vekalet harcı ) davetiye, posta gideri:199,00 – TL, bilirkişi ücreti: 600,00-TL olmak üzere toplam: 828,00- TL yargılama giderinden kabul/red oranı ( % 13,04 ) üzerinden hesaplanan 108,03- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00 – TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine,
6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen edilen miktar üzerinden AAÜT’ uyarınca hesap ve takdir olunan 5.194,00 – TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
Dair davacılar ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır