Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/13 E. 2021/833 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/13 Esas
KARAR NO : 2021/833
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/09/2014
KARAR TARİHİ : 29/11/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı firmanın tüm aktif ve pasifi ile devraldığı grup firması olan … Ltd. Şti ‘nin … Bölge Bayiliğini yaptığını, taraflar arasında akdedilen 15/06/2010 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca davacının davalı kargo ve taşımacılık firmasının …-Antalya şubesi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin 15/06/2010 tarihli sözleşmeye güvenerek davacıya 30.000,00 TL nakdi teminat yatırdığını ve 5.600,00 TL … belge bedeli yatırdığını, iş yeri kiralandığını ve müvekkilin büyük bir tadilat işi yapıp işe başladığını, müvekkilinin … plakalı vasıta ile kargo alımı için gittiğinde de yükleme yapmadıklarını ve sözleşme ilişkisini hiçbir gerekçe olmaksızın fiilen bitirdiklerini, davalının bildirimsiz olarak bayiliği fesih ettiğini, müvekkilinin büyük masraf ettiği şubesinin bildirimsiz olarak kapatılması sonucunda büyük bir zarara girdiğini, bu bağlamda 30.000,00 TL teminatını ve G3 belgesi alınması için yatırdığı 5.600,00 TL bedeli iade alamadığını, Yine 145.249,22 TL hakediş fatura bedrelini de davalı tarafın ödemediğini, davalıya ihtar çekildiğini ancak davalının 09/01/2012 günü tebliğ almasına rağmen borcu ödemediğini, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğünün 2012/… Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, itiraz üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/… Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ancak icra takibinin dayanağı 15/06/2010 tarihli bayilik sözleşmesinde yetki sözleşmesi olduğu ve kesin yetki kuralı gereği takip yetkisiz icra dairesinde açıldığından yetki yönünden reddedildiğini, bunun üzerine davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını ve davalının tekrar itiraz ettiğini, bu nedenlerle … İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı dosyaya vaki itirazın iptali ile takibin yetkisiz … İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı dosyanın ilk takip tarihi olan 19/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile devamına, davalı itirazında haksız ve alacağın likit olması dikkate alınarak asıl alacağın % 40 ‘dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın İstanbul mahkemelerinde açılarak öncelikle davanın davalının erleşim yeri mahkemesinde açılması gerekliliğine dair genel yetki kuralına aykırılık taşımakta olduğunu, taraflar arasındaki ilişkide müvekkili şirket tarafından alınan karar doğrultusunda iş bu acentelik sözleşmesi davacıya gönderilen …. Noterliğinin 31/03/2011 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini, taraflar arasındaki mahsuplaşma sonucu müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket kayıt ve defterleri, fatura ve ekipmanlar uzman bilirkişiler marifeti ile incelendiğinde müvekkilinin borcu olmadığının tespit edileceğini, bu nedenlerle davacının haksız davasının reddi ile iyi niyetli davalı hakkında icra inkar tazminatına yer olmadığına dair karar verilmesine, davacıya %20 ‘den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi ile yargılama ve vekalet ücretinin davacıya yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davacı ile davalı firmanın tüm aktif ve pasifi ile devraldığı grup firması olan … Ltd. Şti ‘nin … Bölge Bayiliğini yaptığı, taraflar arasında akdedilen 15/06/2010 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca davacının davalı kargo ve taşımacılık firmasının …- şubesi olarak faaliyet gösterdiği,davacının 15/06/2010 tarihli sözleşmeye güvenerek davalıya 30.000,00 TL nakdi teminat yatırması ve 5.600,00 TL G3 belge bedeli yatırması, iş yeri kiralanması ve davacının büyük bir tadilat işi yapıp işe başlaması, davacının … plakalı vasıta ile kargo alımı için gittiğinde de yükleme yapmamaları ve davalının bildirimsiz olarak bayiliği fesih etmesi 30.000,00 TL teminat, G3 belgesi alınması için yatırılan 5.600,00 TL bedel, 145.249,22 TL hakediş fatura bedelini davalı tarafın ihtara rağmen ödememesi nedeniyle … İcra Müdürlüğünün 2012/… Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe davalının itirazı nedeniyle … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/… Esas sayılı dosyası ile icra takibinin dayanağı 15/06/2010 tarihli bayilik sözleşmesinde yetki sözleşmesi gereği yetki yönünden reddedilmesi üzerine davalı hakkında … İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının itirazı sonucu % 40 ‘dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesiyle birlikte İİK’nun 67. Maddesine göre açılan davadır.
Deliller; Dosya içeriği, Bilirkişi Raporu
Mahkememizden verilen 05/03/2018 tarih ve 2014/… Esas 2018/… sayılı kararı … Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesinin 23/12/2018 tarih ve 2018/… Esas 2018/… Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememizin 2019/13 Esasına kaydedilmiştir.
Bozma ilamında “Dava, acente sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, acentelik sözleşmesinin bildirimde bulunulmaksızın haksız olarak feshedildiğini, davalıya ödenen 30.000 TL nakdi teminat ile G3 belgesi için ödenen ancak belge temin edilmediğinden karşılıksız kalan 5.600 TL’nin iade edilmediği gibi ayrıca 145.249,22 TL hak edişinden kaynaklı faturalı alacağının da ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise, davacı bayiinin nakit fatura ve cari tahsilatlar toplamını şirket hesabına göndermeyerek toplamda 135.000 TL kasa avansı kullandığını, bu tutarın yanında kira, isim hakkı bedeli, IT destek vb. kesintilerin davacının alacağından düşüldükten sonra kalan bakiye tutarının ödendiğini, davacıya borcun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava konusu ….İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı icra takip dosyasında, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 10 adet hak ediş faturasına, 5.600 TL G3 belgesi alımı için yapılan ödemeye ve 30.000 TL nakdi teminat bedeline dayalı olarak 145.249,22 TL fatura ve 35.600 TL diğer olmak üzere toplam 180.849,22 TL alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresi içinde borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Somut olayda uyuşmazlık, davacının davalıdan avans kullanıp kullanmadığı, bu hususta taraflar arasında mahsuplaşmanın olup olmadığı ve G3 belgesinin temini için ödenen bedelin karşılıksız kalıp kalmadığı, davacının cari hesapta alacağının bulunup bulunmadığı, nakdi teminat alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesi kararında, davadaki talepler hakkında karar verilmediği, delillerin yeterince toplanmadığı, delillerin davacının talepleri bağlamında değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi, davacının cari hesap alacağı, teminat alacağı ve G3 belgesi alacağı hakkında hiç bir değerlendirme yapmadığı, davada tazminat talep edilmiş gibi karar verildiği, kararın bu haliyle HMK’nın 297. maddesindeki unsurları taşımadığı, yukarıda belirtilen iddia-savunma ve dosyaya yansıyan deliller hep birlikte değerlendirilmeden dava konusunu teşkil etmeyen haksız feshe dayalı tazminat talebi konusunda değerlendirme yapılmak suretiyle karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir.
Açıklanan bu gerekçelerle, dava konusu uyuşmazlık konusunda taraf delillerinin tamamı toplanıp mahkemece değerlendirilmediğinden ve davadaki talepler hakkında karar verilmediğinden, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir. ” denmiştir.
Dosyamızdan 16/03/2020 tarihinde ek bilirkişi raporu alınmış olup, raporda;
G3 Yetki Belgesi Detayları ve Yetki Belgesi Tutarının Ödenmesine ilişkin Değerlendirmeler başlığı altında irdelemenin yapıldığı ve önceki raporlardaki görüşümüzün değişmediği, Davacı ve Davalı tarafların ticari defterlerinin aşağıda belirtilen dönemlerine ait; Davacının 2010-2011 yılları işletme defterinin sadece açılış kaydının kapanış zorunlu değil, davalının 2010-2011-2012 yılına ait Yevmiye Defteri, Büyük Defter ve Envanter Defterlerinin Açılış ve Kapanış kayıtlarının zamanında yapıldığı, geçerli belgelere dayanan kayıtlara havi olduğu,
Taraflar arasında anlaşmazlık söz konusu olduğunda,
“İşbu sözleşmenin tarafları arasında bir ihtilaf vuku bulduğunda … Limited Şirketinin kayıtları geçerlidir. … Limited Şirketinin ticari defter kayıtları ve diğer tüm belgeleri taraflar için kesin delildir.” (… Limited Şirketi Acentelik Sözleşmesi Md.10.1) yer almakta olup; sonradan …olan Davalı … Limited Şirketinin kayıtları ve cari hesap kayıtları İle diğer tüm belgelerin sözleşmenin bu hükmü gereği geçerli olduğu,
Sözleşmenin yukarıda açıklanan Md.10.1 hükmü gereğinin yanı sıra tarafımızca yukarıda yapılan detaylı açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, takas beyanı niteliğindeki 25.11.2010 tarihli, 46.449.38-TL tutarlı ve 31.03.2011 tarihli, 88.079.75-TL tutarlı mahsuplaşma belgelerinin geçerli olacağı, Mahsuplaşma belgesinde yer alan tutarların hesaplanmasında tarafların ticari defter kayıtlarında yer alan bilgilerin esas alındığı ve muhasebe açısından yasalara, ilkelere vb. aykırılık bulunmadığı, Davacı tarafından kesilen komisyon faturalarında (tutar,tarih yada içerik açılarından) ihtilaf olmadığı ve usulüne uygun olarak düzenlenerek tarafların kayıtlarında yer aldığı, Davalı tarafın cari hesap kayıtlarının borç tarafında yer alan işlemler ile ilgili görüşümüzün değişmediği” denmiştir.
19/03/2021 tarihli ek raporda; Alacağın varlığının ispatı yöntemlerinin çeşitli olabileceği ve Hukuk Usulü Kanununda bu yönde hükümler bulunduğu, Muhasebe ilmindeki karşılığı olarak mahsuplaşma, alacağın varlığının karşılıklı teyidi anlamına geldiği ve karşılıklı mutabakat ile mümkün olduğu; fakat bunun sadece alacağın tespitine yönelik yöntemlerden biri olduğu; Var olduğu ispat edilebilen alacağın hukuki anlamda takasa konu olabileceği ve bunun tek taraflı irade beyanı İle kullanılabileceği; taraflar arasında kanaatimizce bir takas işleminin gerçekleştirildiği, Bu işlem sonucu önceki raporlarda da belirtildiği üzere taraflar arasındaki borç İlişkisinin sonlandırıldığı, İlgili işlemlerin taraflar arasında kurulan acentelik sözleşmesinde bulunan ve delil sözleşmesi niteliğindeki hükmü kapsamında Davalı ticari defterleri ile ispat edildiği tespit edilmiştir.
27/10/2021 tarihli ek raporda; İtirazların daha önceki raporlarda zaten değerlendirildiği ve yeni bir tespitin yapılmasına gerek bulunmadığı, daha önceki tespit ve değerlendirmelerimizi değiştirmeyi gerektirecek yeni bir belge ya da defilin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme acentelik olup, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “sözleşme süresi” başlıklı Md./3.3. hükmünde sözleşmenin acente olacak tarafın acentelik hizmeti vermeye başladığı tarihten başlayacağı ve taşımacının yetki belgesi süresinin sonuna kadar devam edeceğinin kararlaştırıldığı, davalı şirketin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmenin belirli süreli olduğu hususunda ihtilaf olmadığı yönünde beyanda bulunduğu; davacı yanın ise bu hususta sessiz kalmış olduğu, Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 6. Maddesi uyarınca Yetki Belgesi Türlerinden mahkememiz dosyası davacı tarafın faaliyeti doğrultusunda aldığını beyan ettiği G3 yetki belgesi bu madde içeriğinde açıkça “…Yurtiçi kargo taşımacılığı alanında acentelik yapacaklara…” şeklinde açıklanmış olup, yetki belgelerinin geçerlilik süresi ise Karayolu Taşıma Yönetmeliği Md./16 hükmü uyarınca 5 yıl olarak belirlenerek bu süre, yönetmelik kapsamında alınan tüm yetki belgesi türlerinde geçerli olduğu, sözleşme süresini yetki belgesi süresine kadar devam edeceği, bu kapsamda yetki belgesi süresinin de 5 yıl yıl olduğu değerlendirildiğinde sözleşmenin belirli süreli olduğu ve sözleşmenin 8.1. maddesi gereğince sözleşmenin feshine dayalı olarak davacının tazminat talebinde bulunabilme imkanının olmadığı, taraflar arasında takas işleminin gerçekleştirildiği, bu işlem sonucu taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere borç ilişkisinin sonlandırıldığı, taraflar arasında herhangi bir borç alacak işleminin kalmadığı sonucuna varılarak, mahkememizce alınan 16/03/2020 günlü – 19/03/2021 günlü – 27/10/2021 günlü ek raporlar hüküm kurmaya elverişli kabul edildiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.184,30 TL’den mahsubu ile artan 2.125,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 21.109,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davalı tarafından yapılan 164,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, kalan delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır