Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/989 E. 2020/646 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/989 Esas
KARAR NO : 2020/646

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/10/2018
KARAR TARİHİ : 10/12/2020

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirketin, güneş enerjisi santralleri (GES) fotovoltaik modüllerinin kurulumu için gerekli olan yardımcı ve yedek parçaların ticaretiyle iştigal ettiğini, davalı şirketin ise GES projelerini inşa ettiğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde, davalının Kahramanmaraş ve Osmaniye’de inşa edeceği GES’lerde kullanılmak üzere konstrüksiyen seti, çelik ayak ve diğer yapı malzemelerinin satışı hususunda anlaşıldığını, iki il için 431.261,08 ve 524.870,70 USD bedelli iki ayrı sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirketin satım konusu malları sözleşmeye uygun şekilde ve süresinde temin ederek davalıya teslim ettiğini, davalı taraf sözleşmeye aykırı şekilde ödemelerde geciktiğini, tüm malların teslim edilmesine rağmen bir kısım ödemeyi ise hiç yapmadığını, davalı tarafından tanzim edilen cari hesap mutabakatından davalının bakiye 198.898,14 USD borcunun bulunduğunu, bu bakiyenin davalı tarafından evvelce ikrar edildiğini, müvekkili şirketin bakiye 198.898,14 USD’nin ödenmesi için yazılı ve sözlü olarak davalıyı defalarca uyardığını, yazışmalardan bir sonuç alamadığını, Bakırköy … Noterliğinin 22/12/2017 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile davalıya son bir ihtar yapıldığını, inşa edilen tesislerin kabul işlemleri tamamlanarak işletmeye dahi alınmasına rağmen davalının borcunu ödememek ısrar ettiğinden İstanbul … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, cari hesap mutabakatı tanzim eden davalının, alacağın likit olmadığı iddiasının dikkate alınamayacağını, dava konusu alacağın sözleşmesinden başından bu yana likit olduğunu, faturaya bağlandığını, faize itiraz edilmesinin de aynı şekilde haksız olduğunu, ihtarnamede verilen vade tarihi olan 03/01/2018 tarihinden itibaren borcun dolar cinsinden olduğundan 3095 S.Kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz işletildiğini belirterek davanın kabulü ile davalının borca itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili olduğunu belirterek Av…. tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulduğu, cevap dilekçesinde; davacı tarafın ürünleri satın alma siparişlerinde belirtilen tarihlerde teslim etmediğini, geç teslim ettiğini, davacının müvekkiline gönderdiği ürünlerin ayıplı olduğunu, anlaşmaya göre davacının santrallerin kurulacağı arazinin topografig haritası üzerinden elde ettiği veriler ile üretilmesi gereken çelik kazıkların boylarının belirlenerek buna göre üretilmesi gerekirken boyutlarını doğru hesaplamadığını ayrıca paslanmasını ve çürümesini önlemek için galvanizleme yapmadığını, rüzgar aşıklarının belirlenen kalınlıkta olmadığını, ayıp hususun derhal bildirildiğini, davacı tarafından gecikmeli ve ayıplı olarak gönderilen ürünlerin fazla gecikme yaşanmaması adına proje kapsamında kullanıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekilince cevap dilekçesi verilmesi ve bir kısım tebligatların alınmasına rağmen vekaletname sunmadığı, buna rağmen vekil olarak UYAP kaydının yapıldığı, daha sonrada vekillikten çekildiği görüldüğünden, davalı vekilinin tebligat çıkartılarak HMK 77.maddesine göre vekaletnamesini ibraz etmesi için kesin mehil verildiği, aksi takdirde davalı vekilince yapılmış işlemlerin yapılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtar edildiği, davalı vekilince süresinde vekalet sunulmadığı görülmüş, kesin mehile rağmen vekalet sunulmaması nedeni ile davalı vekilince sunulan cevap dilekçesi ve yapılan diğer işlemlerin yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davalı şirkete tekrar tebligat çıkartılmış ancak davalı şirket tarafından herhangi bir yazılı açıklama dilekçesi, cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava eser sözleşmesi kapsamında ve kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Deliller ; İstanbul … icra müdürlüğüne ait… esas nolu dosya, davacı vekilince mutabakat beyanı olduğu iddia edilen yazılar, satın alma siparişleri, faturalar, mailler, ihtarnameler, BA- BS formları, ticari defter ve belgeler, bilirkişi raporu.
İstanbul … icra müdürlüğüne ait … esas nolu dosyası incelendiğinde , davacı tarafından davalı hakkında , 31/07/2017 tarih … nolu , 31/07/2017 tarih … nolu, 27/09/2017 tarih… nolu, 3 adet faturadan kalan bakiye alacak denilerek 198.898,14USD asıl alacak, 6.186,81USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 205.084,95USD alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinde ve takip talebinde işlemiş faizin hangi tarihler arasında ve faiz oranları gösterilerek tablo halinde belirlendiği görülmüş, borçlu tarafından süresinde borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulması talep edilmiştir.
Davacı vekili icra takibine koyduğu alacağın bir nevi davalı tarafından da kabul edildiğini iddia ederek buna ilişkin mutabakat evraklarını dosyaya sunduğunu iddia etmiş ise de söz konusu mutabakat belgeleri incelendiğinde, mutabakat belgesinde sadece davacı şirketin imzasının bulunduğunu, davalının imzasının bulunmadığının görülmediğinden mutabakat belgesi olarak esas alınmamıştır.
Dosyaya sunulan 2 adet satın alma siparişi bulunduğu incelendiğinde, davacıdan tedarikçi , davalıdan müşteri olarak bahsedildiği, sipariş verilen hususların belgede yazılı olduğu, Kahramanmaraş bölgesi için verilen sipariş tutarının KDV dahil 524.870,70USD olduğu, davacı tarafından bu miktar üzerinden 31/07/2017 tarihli faturanın kesildiği, Osmaniye bölgesi ile ilgili satın alma belgesi incelendiğinde miktarının 431.261,08USD olduğu ve davacı tarafından bu miktarlı faturanın 31/02/2017 tarihinde kesildiği ayrıca davacı tarafından kesilen 27/09/2017 tarihli Osmaniye projesi ilave siparişleri denilerek 12.021,62USD bedelli bir faturanın daha kesildiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalıya gönderilen Bakırköy … Noterliğine ait 22/12/2017 tarih, …yevmiye nolu ihtarname incelendiğinde, Beşiktaş … Noterliği vasıtası ile gönderilen 19/12/2017 tarihli ihtarnamede müvekkilinin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğinden bahisle hak edişini ödemekten imtina edileceğinin bildirildiğini, söz konusu iddiaları kabul etmediklerini, süresinde ayıp ihbarının yapılmadığını, müvekkilinin sözleşmeyi usulüne uygun şekilde yerine getirdiğini, yapılan işin …tarafından kabul verildiğini, elektirik üretimi yapılmaya başlandığını belirterek 198.898,14USD’nin 03/01/2018 tarihine kadar ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin 25/12/2017 tarihinde karşı tarafa tebliğ edildiği görülmüştür. Beşiktaş … Noterliğine ait 19/12/2017 tarih… yevmiye numaralı ihtarname incelindiğinde keşidecesinin davalı muhattabının davacı olduğu, sözleşmenin muhhattap tarafından ihlal edildiği belirtilerek ayıplı imalata karşılık tüm zararların teminatı olması amacıyla son teslime ilişkin 107.634,80USD’nin ödenmeyeceğini bildirildiği ayrıca imalat yapılırken topografya harikasının dikkate alınmadığını, taşıyıcı sistemin hatalı yapıldığını bunun giderilmesi için ilave masraflar yapıldığını, … ‘den 12.021,62USD tutarında ilave ürün alımının yapıldığını, taşıma için alt yüklenicisine 9.000,00USD ödendiğini belirterek toplam 18.961,61USD’nin ödenmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı tarafın ayıp iddiasına açılan dava da savunma olarak dile getirmesi gerekmektedir. Davalı vekili olduğunu belirten vekil tarafından sunulan cevap dilekçesinde ayıpla ilgili iddialara yer verilmiş ise de, yukarıda da belirtildiği üzere davalı vekili vekaletnamesini verilen süreye rağmen sunmamış, aynı hususta davalı asile tebligat çıkartılmış, davalı tarafından dosyaya hiçbir dilekçe sunulmamış tüm bu nedenlerle vekili olmayan avukat tarafından sunulan dilekçenin cevap dilekçesi değerlendirilmesi mümkün olmadığından, ayıp iddiasının dava da davalı tarafından ileri sürülmediği sonucuna varılmıştır.
Dava konusu faturalarla ilgili, her iki tarafın vergi dairesine yazı yazılmış davalı tarafça davacının iki adet belgesine dayalı olarak KDV hariç 2.859.644,00TL ve bir adet belgesine dayalı olarak KDV hariç 36.007,00TL ‘lik BA raporu sunduğu görülmüştür.
Tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmesi için mali müşavir bilirkişi tayin edilmiş, davalı tarafın sicil kaydında ki adrese TK 35’e göre tebligat çıkartılarak, ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi istenilmiş ise de davalı tarafından defter ve belgeleri sunulmamış, bilirkişi sadece davacının ticari defterlerine göre inceleme yaparak raporunu sunmuştur. Bilirkişi raporu incelendiğinde raporun 4.sayfasında davacının muavin defter dökümünün tablo halinde verildiği, icra takibine konu …ve … nolu faturaların yer aldığ,ı bilirkişinin çizelgede iki kere … nolu faturaya yer verdiği, kur değerleme ibarelerinin bulunduğu, sonuç itibar ile davalı yanın davacı yana 31/12/2018 tarihi itibari ile 1.046.383,22TL borçlu olduğunu belirterek takip talebinde 1 USD = 6,4904TL olduğundan davacının defterindeki miktarın 161.220,14USD yaptığının belirlendiği, ayrıca bilirkişinin raporunda kur farkı faturası ile ilgili açıklama yaptığı, işlemiş faiz tutarının ise 10.335,75USD olarak belirlendiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir. İtirazında özellikle TL cinsinden hesaplama yapılmasının uygun olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişinin kur değerleme ibarelerine yer vermesi nedeni ile , davacı vekiline süre verilerek kur değerleme ile ilgili karşı tarafa fatura kesilip kesilmediği, kesilmiş ise faturaların ve karşı tarafa tebliğ belgelerinin sunulması istenilmiş, davacı vekilince bu konuda açıklama yapılmadığı ve belge sunulmadığı görülmüş, itiraz doğrultusunda ek rapor alınması için dosya aynı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi 21/10/2020 tarihli ek raporunda , davacı şirket tarafından davalıya 3 adet toplamda 968.153,40USD fatura kesildiğini, buna karşılık davalı tarafından davacıya toplamda 769.255,26USD ödeme yapıldığını, buna göre davacının davalıdan 198.898,14USD alacağının olduğu belirtilmiş, ayrıca 25/12/2017 – 10/09/2018 tarihi arasında işleyen faizin 6.375,63USD olduğu belirtilmiş ve faturalar ile ödeme belgeleri ek rapora eklenmiştir.
Davacı tarafından davalıya çıkartılan ihtarname 25/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ise de ihtarnamede 03/01/2018 tarihinde ödeme yapılması gerektiği belirtildiğinden bilirkişi ek raporunda belirtilen temerrüd tarihinin 260 olarak değil 251 gün olarak esas olarak alındığında 198.898,14 USD x 251 gün x %4,5 / 36.000 = 6.240,42USD işlemiş faiz yapmakta olup, takip talebinde 6.186,81USD olarak talep edildiği görülmüştür.
Toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalı tarafın davacıya ait faturaları BA olarak bildirdiği, davalı tarafından dava da usulüne uygn şekilde ayıp iddiasının ileri sürülmediği, ileri sürülmeyen ayıp iddiası ile ilgili mahkememizce araştırma yapılmasının mümkün olmadığı, ayıp iddiasının ileri sürülmesi ve ispat edilmesi gerektiği, davacının edimini yerine getirdiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ayrıca takip tarihindeki kur miktarından (1 USD =6,4746 TL’den hesap edilerek) hesap edilerek %20 oranında icra inkar tazminatının (davalı tarafın ayıp iddiasını ileri sürmemiş sayılması nedeni ile dava konusu likit ve itiraz haksız sayıldığından ) davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1-Davacının davasının kabulü ile davalının istanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin ;
198.898,14USD asıl alacak, 6.186,81USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 205.084,95USD üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca USD cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
265.567,55TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden 73.263,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 13.302,31TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 41,10TL ilk masraf, 500,00TL bilirkişi ücreti, 384,65TL olmak üzere toplam 925,75TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
7-Bu dava sebebiyle 78.973,52TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (dava da 13.302,31TL + icra da 6.655,42TL olmak üzere toplam = ) 19.957,73TL’nin mahsubu ile kalan 59.015,79TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır