Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/895 E. 2019/384 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/895 Esas
KARAR NO : 2019/384
DAVA : Denetim Kayyımı Atanması
DAVA TARİHİ : 04/10/2018
KARAR TARİHİ : 25/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan denetim kayyımı atanması talepli davanın yapılan yargılamasında;
DAVA : Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde davalı şirketin hissedarları olan müvekkilleri ile davalı … arasında 05/06/2015 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalandığını buna göre …’in müvekkilleri tarafından kendisine bedelsiz olarak emaneten devir edilen halka açık davalı şirketin hisselerini, yine müvekkillerinin bedelsiz olarak devir etmeyi kabul ettiklerini ancak yapılan ihtara rağmen hisseleri devir etmediğini, pay defterinin düzeltilmesi amacıyla … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, şirketin hakim hisselerini elinde bulundurulan …’in yönetim kurulu onursal başkanı, şirketin kurucusu ve öz babası olan …’ın entrikalarla yönetim kurulu başkanlığından istifa etmesi yönünde ikna ettiğini, adete kendi şirketinden kovduğunu, …’in öz babası ve kardeşi hakkında asılsız iddialarla şirket defterini çalmakla suçlayarak savcılığa şikayet ettiğini, … hakkında icra takibi başlattığını, davalı …’in şirket hesaplarını başka şirket hesaplarına aktararak mal varlığını azalttığını, şirketi zarara soktuğunu, yönetim kurulu üyelerinden … ‘ın istifa ettiğini, …’in şirketi yönetme yeterliliğine sahip olmadığını tüm bu nedenlerle şirket yönetimine denetim kayyımı atanmasının zorunlu hale geldiğini, müvekkillerinin denetim kayyımı atanarak davalı şirketin yönetim kurulunun denetlenmesi istediklerini denetim kayyımının şirket yönetimi ile birlikte çalışarak yönetim kurulunun işlemlerini amaca uygunluk yönünden denetlemesi gerektiğini, denetim kayyımı atanması halinde şirketin ayni, kaydi ve nakdi mal varlığının muhafazasının yine yönetim kurulunda olduğunu ancak yönetim amaca uygunluğu denetlendiği takdirde şirket mal varlığının da aktif korunması ve ortaklar arası ihtilaflarda şirketin mal varlığını zarar görmesinin engellenmiş olacağını, belirterek şirketin denetim kayyımı heyetinin atanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde davacıların müvekkili ile imzalandığını iddia ettikleri sözleşmenin sahte olduğunu, geriye dönük olarak sadece davacılar tarafından imzalandığını, davacıların, davalı şirketin daha önceki yöneticileri olduğunu, yaptıkları usulsüzlükler nedeni ile SPK tarafından birçok yaptırım uygulandığını, davacıların yönetici oldukları dönemde şirket parasını başka şirkete aktardıklarını, haklarında … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma nolu dosyası ile şikayette bulunduklarını, davacıların aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacıların şirkette hisselerinin bulunmadığını, denetim kayyımı talepli dava da …’e ne nedenle husumet yöneltildiğinin anlaşılamadığını, …’in pasif husumet ehliyetinin olmadığını, davacıların bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını, kayyım atanmasına ilişkin şartların dava da oluşmadığını, anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin görevden alınma yetkisinin münhasıran şirket genel kuruluna ait olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava denetim kayyımı atanmasına ilişkindir.
Davalı şirketin son sicil kaydı alınarak dosyaya bırakılmış. İncelendiğinde; yetkililerinin … ve … olduğu ve yetkinin müştereken kullanıldığı tespit edilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesine ait … esas nolu dosya alınıp incelendiğinde; 149 ortak tarafından … Aş’nin fesih ve tasfiyesi için tedbir talepli dava açtıkları, açılan davanın derdest olduğu tespit edilmiştir. … Asliye Ticaret Mahkemesine ait … esas … karar nolu henüz kesinleşmemiş mahkeme ilanı alınıp incelendiğinde … adına kayıtlı kararda belirtilen adetteki hissenin iptali ile davacılar adına pay defterinin kaydına karar verildiği ayrıca davalı …’in hisselerinin dava sonuna kadar 3.kişilere devrinin önlenmesi bakımından tedbir konulduğu anlaşılmıştır.
TTK’da kayyım atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmayıp TMK 403/2.maddesinde kayyımı belirli işleri görmek veya mal varlığını yönetmek için atanacağı, 427.maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yollardan sağlanamamış ise kayyım atanır hükmünü içermektedir.
6102 sayılı TTK’nın anonim şirketlere ilişkin hükümlerinde, yönetim kurulu üyelerinin kötü yönetim yada başka bir haklı sebeple mahkeme kararı ile geçici yada nihai olarak görevden alınmaları ve dolayısı ile yerlerine tedbiren kayyım atanmasına cevaz veren bir düzenleme mevcut olmayıp ancak organ eksikliği nedeni ile TTK 530/2.maddesi uyarınca tedbiren kayyım atanmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar yönetim kurulu üyesi olan davalının yönetim kurulu üyeliğine devam etmesini ancak atanacak denetim kayyımının yönetim kurulunun işlemlerini denetlemesini istemektedirler. Yönetim kurulu işlemlerinin atanacak denetim kayyımı vasıtası ile sürekli olarak denetleneceği ve bu şekilde yönetimin sürdürülmesine olanak verecek bir düzenleme TTK’da yer almamaktadır. Yönetim kurulu üyesinin görevden alınması 6102 sayılı TTK’nın 364.maddesine göre genel kurul kararı ile olabileceği, yönetim kurulu başkanının görevden alınmasının ise başkan seçimini yapan yönetim kurulu kararı ile mümkün olabileceği somut olayda pay sahibi olan ortakların keyfiyeti önce genel kurula ve buradan alınacak karara göre dava yolu ile mahkemeye getirmeleri gerekmektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2014/4084 esas 2014/10525 karar, aynı daireye ait 2016/1427 esas 2017/3461 karar nolu ilamında da belirtildiği üzere)
Anonim şirketlerde yönetimin ne şekilde ve kimler tarafından yürütüleceği, yöneticilerin görevlerine nasıl ve ne şekilde son verileceği TTK’da ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup, sürekli olarak yönetim kurulu üyelerinin yapmış oldukları iş ve işlemlerin mahkeme tarafından atanacak denetim kayyımı/denetim kayyımı heyeti tarafından denetlenip, uygun bulduğu takdirde yapılacak işlere onay veren uygun bulmadığı takdirde onay vermeyen bir sistem TTK’da mevcut olmadığından davacılar tarafından açılan davanın aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların davasının reddine,
2- Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2.725,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
3-Yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar tarafından kullanılmayan gider avansının ilgililerine iadesine,
5-Davalılar tarafından yapılan 75,00TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, kalan bakiyenin ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebi ile 44,40TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 35,90TL nin mahsubu ile eksik alınan 8,50TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/04/2019

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır