Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/886 E. 2020/41 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/886 Esas
KARAR NO:2020/41

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :03/10/2018
KARAR TARİHİ:22/01/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Bankasının ülke çapında çeşitli şubelerindeki(… Şubesi,… Şubesi,… Şubesi,… A Ş…. Şubesi, … Şubesi,…Şubesi,… Eğitim Müdürlüğü Akademi … Şubesi,…Şubesi) elektrik işIerinin, trafo bakım, regülatörlerin arızalannın giderilmesi, montaj vs. işlerini üstlenildiğini, üstlendiği bu işlerin bir kısmını taşeron firma olarak müvekkili şirketle anlaşarak müvekkiline yaptırdığını, müvekkilinin yaptığı malzemeli onarım, bakım vs. Hizmetine karşılık hizmetin sunulduğu şubenin onay kaşeli “teknik servis formu” ve faturanın davalıya gönderildiğinde, ödeme yapılacağı şeklinde anlaşmaya varıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu şekilde devam ettiğini, buna ilişkin taraflar arasında çeşitli mail yazışmalarının olduğunu, 2017 yılında başlayan servis hizmetine ilişkin davalıya düzenlenen faturaların 06.04.2017 tarihli … seri numaralı 5.165,51 TL meblağlı, 06.04.2017 tarihli … seri numaralı 6.284,18 TL meblağlı,-23.05.2017 tarihli … seri numaralı 8.764,74 TL meblağlı, 28.06.2017 tarihli A-… seri numaralı 480 TL meblağlı olmak üzere toplam 20.781,74 TL tutarlı 4 adet fatura düzenlendiğini, karşılığında davalı müvekkilinin banka hesabına 11.450,69- TL ödeme yaptığını, bu ödemelerin mahsubu ile davalının cari hesap bakiyesinde kalan 9.331,15- TL borcun ödenmeyip, borçlu ile yapılan bir çok telefon ve e-posta görüşmelerinden bir sonuç alınamayınca davalı borçlu aleyhinde ….İcra Müdürlüğü’nde 27.02.2018 tarihinde … Es. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde, gönderilen ödeme emrine karşı borçlunun 02.03.2018 tarihinde hiçbir borçlarının olmadığına dair itiraz ettiğinden icra takibinin durduğunu, müvekkilinin üstlendiği bakım, onarım ve servis hizmeti edimini yerine getirdiğinde davalı firmaya teknik servis formu ve fatura gönderildiğini, davalının ödemediği 23.05.2017 tarih … sıra numaralı KDV dahil 8.764,74 -TL meblağlı fatura ile 28.06.2017 tarih … sıra numaralı KDV dahil 566,40- TL meblağlı faturalara ilişkin olarak borçluya 25.08.2017 tarihinde …Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, bu ihtarname ile davalıdan, daha önce davalıya teslim ettikleri teknik servis formları ve faturaların fotokopileri ekleyerek iki adet fatura bedeli olan 9.331,15- TL tutarındaki borçların ödenmesinin istendiğini, davalı bu ihtarnameye karşı cevaben faturaların hukuken geçerli olmadığım ileri sürerek itiraz ettiğini, ilgili faturalar ve servis formlarının ıslak imzalı olarak ilgili borçlu yetkililerine teslim edildiğini belirterek, sonuç olarak; davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, ödeme emrinde borcun sebebi açıkça belirtilmiş olup, alacak miktarının da likit olması nedeniyle icra müdürlüğüne yapılan haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle davalı tarafın alacak miktarının %20 sinden az olmamak özere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, alacağın … tarihinden itibaren ticari faizi ile ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletil m esi ne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının evvela müvekkili şirkete 25/08/2017 tarihinde …Noterliğinden … Yevmiye Numaralı ihtarnameyi çektiğini, bu ihtarnamenin içeriğinde “23.05.2017 tarih … sıra numaralı KDV dahil 8.764,74 TL meblağlı fatura ile 28.06.2017 tarih … sıra numaralı KDV dahil 566.40 TL meblağlı faturaların ödenmesi ” hususlarına yer verildiğini, müvekkili şirketçe ise işbu ihtarnameye ….Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile keşidecinin tanzim ettiği faturaları ispatla mükellef olduğu, söz konusu fatura bedellerinin ödemesinin yapılabilmesi için faturaya konu işin/hizmetin davacı tarafça ispatı niteliğinde olan ; taraflarınca yapılan teklifin ve davalı müvekkil şirketçe verilen teklif onayının ve servis formlarının ıslak imzalı asıl suretlerinin davalı müvekkile iletilmesi gerektiği ” hususlarındaki itirazları bildirilerek cevap verildiğini; davacı yanın müvekkil şirket ile arasındaki anlaşmaya istinaden hizmet gördüğünü ispat edemediğini, davacı yanca müvekkili şirkete iletilen bir teklif ve müvekkili şirketçe işbu teklife verilen bir onay olmadığından, taraflar arasında öncelikle bir akdi ilişkinin varlığından sonrasında ise bir hizmetin verildiğinden bahsedilemeyeceğini, 12/09/2017 tarihli cevabi ihtarname ile “sözü edilen ödemenin tarafımızca yapılabilmesi için davacı yanın işe / hizmete ilişkin teklifinin ve tarafımızın teklif onayının ibrazı ve buna ilaveten de servis formlarının ıslak imzalı asıl suretleri ” davacı taraftan istendiğini, ancak davacı tarafın , taraflarınca istenen ve faturaya konu işin/hizmetin yapıldığını ispat edecek nitelikte olan belgeleri taraflarına ibraz etmeyip, aleyhlerinde 27/02/2018 tarihinde ….İcra Dairesinde haksız bir şekilde ilamsız takip başlattığını, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında akdi bir ilişki olmadığından davacı yanca müvekkil firmaya bir hizmet verilmesinin de söz konusu olmadığını, salt fatura ibrazı bir alacağın varlığını kanıtlamadığından haksız ve mesnetsiz davasının reddine, İcra ve İflas Kanunu uyarınca davacı yanca açılan takip haksız ve kötü niyetli olduğundan, davacının % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER :
….İcra Müdürlüğü’nde 27.02.2018 tarihinde … Esas sayılı dosyası, 2 adet fatura, ihtarnameler, bilirkişi incelemesi,
GEREKÇE :
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasın tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine fatura alacağından kaynaklanan 9.331,14-TL fatura alacağı ve 426,23-TL işlemiş ticari faiz olmak üzere toplam 9.757,37-TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, davalı şirket vekilinin süresi içerisinde borca itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde dayanmış olduğu sözleşme, faturalar dosyaya ibraz edilmiştir.
Tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek takibe dayanak yapılan faturaya konu hizmetin verilip verimediği, davacının fatura alacağının bulunup bulunmadığı, varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin mali müşavir bilirkişiden alınan raporda özetle; tarafların defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, kendileri lehine delil vasfının bulunduğu, davacının ticari defterlerinde davalıdan 9.331,14 Tl alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre davalının davacı yana borç ve alacağının olmadığı hususlarının tespit edildiği, taraflar arası cari hesap farkının takibe ve davaya konu iki adet toplam 9.331,14 TL tutarlı faturanın davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, salt fatura düzenlenmesinin adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmayacağı , faturaya dayalı mal ve hizmetin de teslim edildiğinin ispatlanması gerektiği, takibe ve davaya konu faturaların davacı şirket tarafından davalı şirket ünvanına düzenlenmiş olduğunu, faturaların açık yani bedelinin ödenmemiş fatura olduğu, fatura muhteviyatlarının “… Şubeleri Elektrik İşleri” bedeli olduğunu, faturaların teslim alan kısmında imza olmadığı, fatura muhteviyatında davacı yan tarafından davalı yan adına “… şubelerine” elektik bakım onarım ve teknik servis hizmetinin verildiğinin iddia edildiği, takibe konu hizmetin davacı yan tarafından davalı yan adına verildiğine ilişkin teknik servis formalarının dosyaya sunulu olduğu, teknik servis formları üzerinde yapılan incelemede; 18.01.2017- 18.03.2017 tarihlerinde muhtelif … Şubelerine davacı yan tarafından davalı yan adına hizmet verildiği, taraflar arası ihtilafa konu olmayan davacı yan tarafından davalı yana 06.04.2014 tarihli 2 adet 11.450,69 TL toplam tutarlı fatura olduğunu ve bu faturaların davalı yan tarafından davacı yana ödemesinin yapıldığı, takibe konu fatura tarihlerinin 23.05.2017 ve 28.06.2017 olduğu, davacı yan tarafından hizmetin verildiğine ilişkin (taraflar arası ihtilafa konu olmayan fatura tarihleri olan 06.04.2017 tarihinden sonra) herhangi bir belgenin dosyaya sunulu olmadığı, faturaların davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, fatura muhteviyatındaki … Şubeleri için Elektrik Servis ve teknik hizmetlerin davacı yan tarafın
dan, davalı yan adına, dava dışı bankaya verildiğinin ispata muhtaç olduğu hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı tarafça faturalara konu hizmetin verildiği ispat olunamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 54,40- TL red harcının peşin alınan 159,36-TL den düşümü ile arta kalan 104,06-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca takdir olunan 3.400,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafca yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır