Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/87 E. 2020/214 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/87 Esas
KARAR NO : 2020/214

DAVA : Menfi Tespit
(Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2018
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 27/03/2010 tarihli acentelik sözleşmesi tanzim edildiği, müvekkilinin davalı şirketin acentesi olarak çalışmaya başladığı, sözleşmenin 39. Maddesinde; “Acentenin iş bu sözleşmenin imza tarihinde ; iş bu sözleşmeden kaynaklanan istisnasız tüm yükümlülüklerinin teminatı olarak mng kargoya 60.215.00 tl miktarlı teminat bonosu vereceği” nin düzenlendiği, daha sonra haksız olarak İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığı, söz konusu senedin teminat senedi olduğu, daha sonra davalı tarafından sözleşmeye el ile 62.215,00 TL yazıldığı, buna rağmen takibe konulurken 72.000,00 TL olarak düzenlendiği, kambiyo senedinde keşide yeri ve tarihi yazılmadığı, senedin gerekli unsurları taşımadığı belirtilmiş, davacının, davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanmış olan 27.03.2010 tarihli Acentelik Sözleşmesi, Acentelik Sözleşmesi Ek Protokolü, Cari Hesap Sözleşmesi niteliğindeki Ek Protokol ve Alt Kira Sözleşmeleri ile Müvekkil Şirkete ait … Şubesi Acente olarak devredildiğini ve işletmesine bırakıldığını, davacının … Kargo eski … Acentesi olduğunu, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi 10.08.2016 tarihinde sona erince, müvekkili şirketin acente adına yapmak zorunda kaldığı diğer ödemelere istinaden de davacının, müvekkili şirkete uğranılan zararlara karşılık icra takibine konu senedi verdiğini, senet vadesinde ödenmediği için müvekkilinin yasal hakkını kullanmak suretiyle bu senedi icra takibine koyduğunu, senet davacının iddia ettiği gibi teminat senedi olmadığını, bu senedin, müvekkili şirketin acente adına ödeme yapmak durumunda kaldığı ödeme kalemlerinin toplamı için acente tarafından müvekkiline verdiği senet olduğunu, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir kayıt olmadığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu, acentelik sözleşmesinin imzalanma tarihinin 27.03.2010 iken, senedin düzenleme tarihinin 10.08.2016’ olduğunu, yani senetlerin düzenleme tarihinin sözleşmenin düzenleme tarihi ile ilgisinin bulunmadığını, senedin davacı-acente tarafından borçlarına karşılık verilmiş bir senet olmakla, bunun aksini ispat eden yani senedin teminat senedi olduğunu ispat eden bir delilin de dosyaya sunulmadığını, icra takibine konu senedin tüm unsurları ile kambiyo senedini vasfını haiz olduğunu, davacıların yaptığı tüm itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu, dolayısı ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili şirketin bu kadar büyük bir zararı varken, davacıların ihtiyati tedbir talebinin de reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, haksız davanın reddine, davacılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İşbu dosya, İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/01/2018 tarih ve … E.,…K. Sayılı kararına istinaden mahkememize gönderilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiş ve yargılama sürdürülmüştür.
DELİLLER :
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, yemin, bono, Acentelik Sözleşmesi, ihtarnameler, bilirkişi İncelemesi,
GEREKÇE :
Dava, teminat amaçlı verildiği ileri sürülen senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce celse arası oluşturulan 13/07/2018 tarihli ara karar ile; taraflar arasında alacak borç ilişkisi, senedin tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, takip tarihi itibariyle davacının senetlerden kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığının tespiti noktasında bir mali müşavir bilirkişisi, bir hukukçu bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, alınan 05/12/2018 havale tarihli raporda özetle; … A.Ş ve Fatih Uçar Arasında 27.03.2010 tarihinde akdedilmiş olan Acentecilik Sözleşmesinde özetle; sözleşmenin, Acentenin, acentelik hizmeti vermeye başladığı tarihte başlayacağı ve süresiz olduğu, tarafların, “haklı nedenle fesih” haklarını kullanmadıkça veya Türk Ticaret Kanunu hükümlerine dayalı olarak sona erdirilmiş olmadıkça geçerli olacağı, sözleşmeyle … Kargo, bağımsız tacir niteliğine sahip Acente’yi, karayoluyla şehirlerarası kargo taşımacılığı konusunda yerel “Acente” olarak tayin etmiş olup, sözleşme içeriğinde söz konusu acenteliğe ilişkin hükümlerin yer aldığı, sözleşmede Acente’nin iş bu sözleşmenin imza tarihinde; iş bu sözleşmeden kaynaklanan istisnasız tüm yükümlülüklerinin teminatını oluşturmak üzere … Kargo’ya, 60.215.-TL tutarlı ve iş bu sözleşmenin ilk takvim yılının son günü vadeli bir teminat bonosu düzenleyerek vereceğinin, söz konusu bononun … Kargo tarafından kabul edilecek bir şahsın kefaletini içereceğinin kararlaştırıldığını, vade sonunda, söz konusu bononun icraya konulmasını gerektiren bir sebebin doğmaması ve “… Kargo” tarafından, enflasyon verileri göz önüne alınarak belirlenecek yeni teminat bonosunun “… Kargo”ya verilmesi durumunda eski bononun Acente’ye iade edileceği, … Kargo, Acente’ye karşı doğacak herhangi bir hak ve alacağını, acentelik ücretinden keserek tahsil edemediği durumlarda; bahse konu teminat bonosunu icraya koyarak tahsil hakkına sahip olduğunun düzenlendiğini, davacı tarafından, 21.06.2016 tarihinde Çatalca … Noterliğince keşide edilen ihtarname ile davacı tarafından yapılan ve Acentecilik Sözleşmesi gereği belirli periyotlarla güncellenmesi gereken masrafların güncellemediği, bu nedenle davacının maddi olarak zorluklar yaşadığı, bu süreçte oluşan tüm zararlarının tazminini, ayrıca; teminat niteliğindeki senet veya kıymetli evrakın iadesini talep ettiğini, davacı şirketin incelemeye sunduğu defter tasdik bilgilerinin raporun 2. sayfasında tablo halinde bildirildiği, davacıya ait yasal defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğini haiz olduğunu, davacı ile acentesi olduğu davalı … Kargo arasında imzalanan sözleşmenin tarihinin 27.03.2010 olduğunu, sözleşmenin ilgili maddesinde geçen teminat senedinin ise sözleşme şartı olarak konulmuş olup, dava konusu senet üzerinde keşide yeri ve tarihinin “10.08.2016-İstanbul” olarak belirtildiğini, davacı taraf yasal defterlerinde bahse ve davaya konu teminat senedinin yer almadığını, ancak; davacının, yasal defterlerinde sözleşmenin imzalandığı yıl olan 2010 yılında “işletme defteri” tuttuğunu, işletme defterinde tekdüzen hesap plânına uygun olarak kayıt tutulmadığını ve İşletme defteri, muhasebe de basit usule göre yani tek taraflı kayıt sistemine göre tutulan bir defter olduğunu, işletme defterinde teminat senedi kaydı işletme defterinin tek taraflı kayıt sistemi nedeni istenilse de yapılamayacağını, taraflar arasındaki sözleşmenin 2016 yılında sonlandığının görüldüğünü, davacı şirket yasal defterlerinde sözleşmenin feshi tarihi olan 2016 yılında 18.640,64.-TL alacaklı durumda olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği olan 60.215.-TL bedelli teminat senedinin davalı … Kargoya verilmeden tarafların çalışmaya başlamayacağının aşikar olduğunu, ancak; teminat senedi olduğu iddia edilen senedin sözleşmede belirtilen tutar olan 60.215,00-TL yerine 72.000,00-TL bedelli olarak düzenlendiğini, senet üzerinde yapılan incelemelerde; 72.000.-TL bedelli tediye tarihi ve keşide tarihi üzerinde yer almayan, ödeyecek kısmında davacı … ismi, adresi ve imzası bulunan, …’ın kefil sıfatıyla isim, imza ve adresinin yer aldığı bononun fotokopisinin dosyada yer aldığını, düzenlenen senet üzerinde Teminat Senedi olduğuna dair bir ibare yer almadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 39. maddesi olan Teminat başlıklı maddesinde; Acente iş bu sözleşmenin imza tarihinde; iş bu sözleşmeden kaynaklanan istisnasız tüm yükümlülüklerinin teminatını oluşturmak üzere “… Kargo”ya, ..60.215.-TL tutarlı ve iş bu sözleşmenin ilk takvim yılının son günü vadeli bir teminat bonosu düzenleyerek verecektir. Söz konusu bono… Kargo tarafından kabul edilecek bir şahsın kefaletini içerecektir… (söz konusu tutar hem yazı hem rakam ile el yazısı ile yazıldığı) yer alarak takip konusu senetten bahsedildiği fakat sözleşmede el yazısı ile yazılan 60.215.-TL olan bakiye bedelin dava konusu senette 72.000.-TL olarak yer aldığının görülmekte olduğunu, teminat senedinin, bir anlaşma uyarınca işin, verilen sözün, mal veya hizmetin eksiksiz tamamlanacağını, taahhüdün sorunsuz yerine getirileceğini, verilen taahhüdün yerine getirilmediği takdirde, şöyle bir sorumlulukla karşı karşıya kalacağını beyan eden tarafın imzaladığı şartlı-bedelli senede teminat senedi dendiğini ve teminat senetlerinin, bir sözleşmeye konu olan işin ifasının gereği gibi yerine getirilmemesi halinde karşı tarafın zararını tazmin etmek amacıyla karşılıklı menfaat ilkesine göre güvence için hazırlanmış bir belge olduğunu, bir senedin teminat senedi olabilmesi için üzerine yazılan ”teminattır” ibaresinin tek başına yeterli olmadığını, Yargıtay’ın yerleşik ve süreklilik arz eden içtihatlarına göre, neyin teminatı olduğu senet üzerinde açıklanmalı veya ayrı bir belge ile senedin teminat senedi olduğunun belirlenmesi gerektiğini, aksi durumda senedin, teminat senedi vasfını taşımadığının kabul edildiğini, …’nun 14.03.2001 tarih ve … sayılı ve yine 20.06.2001 tarih ve … sayılı kararlarında da benimsendiği üzere; dayanak belgenin teminat senedi olduğu iddiası, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini, yazılı belge sunulduğu takdirde, İİK’nun 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olduğunu, bonoda vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından olmadığını, bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı kayıtları da konabildiğini, bu kayıt, keşidecinin (borçlunun), senedin lehtarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yaradığını, aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve öneminin olmadığını, çünkü kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratıldığını, bu nedenle karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmadığını, temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının, varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkileyeceğini, davacı tarafın yasal defterlerine göre, mezkûr senedin 2010 yılında düzenlendiğini, o dönem yasal defterlerinin İşletme defteri olması nedeniyle defter kayıtlarında yer almadığını, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir bilgi görülmediğini, her iki tarafça da sunulmuş olan ve aynı olduğu görülen bu senette, senedin üzerinde 10.08.2016 yılında keşide tarihinin bulunduğunu, takip konusu senedin belirtilen şekil şartlarına uymadığı ve aslında Teminat Senedi “olmadığı” kabulünün mahkemenin takdirinde bulunduğu kanaatine varıldığını, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu, senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiğini, bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmesi, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olmasının sağlanması gerektiğini, teminat senedidir, devredilemez, ciro edilemez ibarelerinin tek başına geçersiz ve hiç yazılmamış kabul edileceğini, teminat senedinde olması gereken hususların: senedin vade kısmına ‘Teminat Senedidir” ibaresinin yazılması gerektiğini, senedin ön yüzüne “Şu sözleşmeye konu olarak hazırlanmıştır” denilmesi gerektiğini, senedin arka yüzünü (ciro edilen bölüme) hangi konu için teminat senedinin hazırlandığının özetlenmesi gerektiğini, özet kısmında “… anlaşması üzerine bu teminat sözleşmesi hazırlanmıştır, sözleşme konusu tamamlandığında, teminat senedinin hükümleri geçersizdir, ciro edilemez” notunun yazılması gerektiğini, rakamı yazılmayan, boş senede atılan imzalar borç doğursa da, yasal olmadığını, tarafların bilgisi halinde doldurulması gerektiğini, sonuç olarak, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir bilgi görülmediğini, her iki tarafça da sunulmuş olan ve aynı olduğu görülen bu senette, senedin üzerinde 10.08.2016 yılında keşide tarihi bulunduğunu, takip konusu senedin yukarıda sözü edilen şekil şartlarına uymadığı ve aslında Teminat Senedi “olmadığı” kabulünün mahkemenin takdirinde bulunduğu hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı tarafça takibe konu senedin teminat senedi olduğu ileri sürülmüş ise de takip konusu senedin düzenlenme tarihi 10/08/2016 iken, teminat senedine dair hüküm içeren sözleşme tarihinin 27/03/2010 olduğu, sözleşmede kararlaştırılan teminat senedi tutarı ile takibe konulan senet tutarının farklı olduğu, davacı tarafça davalıya yemin teklif edilmiş ise de dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmamış olduğu, takibe konulan senedin teminat senedi olduğunun davacı tarafça kesin delille ispatlanması gerekirken ispatlanamadığı anlaşılmış olup davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın reddine,
2–Alınması gereken 54,40- TL karar ve ilam harcının peşin alınan 227,60-TL den düşümü ile arta kalan 173,20-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/03/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır