Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/842 E. 2023/736 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/842 Esas
KARAR NO : 2023/736
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/09/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2023

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirketin, İstanbul … Alışveriş Merkezi’nde kurulacak, yerin uzun süreli kiracısı olan … Şirketine ait, … ve bodrum katta oluşturulacak idari ofislerin ve yönetim ofislerinin inşaat, mekanik ve elektrik işlerinin yapımını üstlendiğini, müvekkilinin başta hastane sahibi (gayrimenkulün uzun süreli kiracısı olan) … şirketinin satın alma müdürü … … ile görüşüp, fiyatta anlaşıp işe başlamasına ve bir kısım işleri yapmasına rağmen, sözleşme imzalanmak istendiğinde … şirketi tarafından, sözleşmenin, diğer davalı … şirketi ile yapılması istendiğinden, iş sahibinin talebi yönünde, … şirketi ile müvekkili şirket arasında, 07.11.2017 tarihli müteahhit sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin, sözleşme gereği işe başlayarak, sözleşmede belirtilen işleri tamamladığını ve teslimini gerçekleştirdiğini, taraflarca, mekanik, elektrik ve inşaat işlerine ilişkin toplam, 5.149.060,86-TL kesin hak edişin ekte sundukları maillerde görüldüğü üzere, 25.07.2018 tarihinde, davalı şirketin denetçisi olan, …-istanbul kontrol firması tarafından onaylanarak, müvekkiline gönderildiğini, bu işleri için müvekkiline banka havalesi ve çek vermek şeklinde yapılan ödemeler toplamının, 5.149.060,86-TL lik kesin hak ediş miktarından düşüldüğünde, müvekkilinin davalılardan 2.204.720,23-TL bakiye alacağının kaldığının görüldüğünü, yine sözleşmenin 8. maddesinde, eser bedelinin; “istihkakın düzenlenerek işverene sunulmasından itibaren 7 takvim günü içinde iş veren tarafından onaylanması ile, %65 i nakit olarak 15 gün içinde, kalan %30 luk kısım ise 90 gün vadeli çekle ödenecektir” şeklinde kararlaştırıldığını, ancak işverence gerek %65 nakit ödemeler gerekse %30 çekle verilmesi gereken ödemelerin sözleşmede ki bu süreyi aşar şekilde geciktiğini ve uzun vadeli verilmiş aradaki vade farklarının müvekkiline ödeneceğinin bunun için vade farkı faturası düzenlemesinin müvekkiline söylendiğini, bu nedenle de, müvekkili 27.06.2018 tarihli Seri A sıra … fatura ile, KDV dahil 294.528,68-TL vade farkı faturası düzenleyerek, davalı … şirketine gönderildiğini, ancak davalı kendisinin bu faturayı istemesine rağmen davalının bu faturayı iade ettiğini, ve bedeli de müvekkiline ödenmediğini, bu sebeple müvekkilinin geç yapılan ödemeler yüzünden de ciddi miktarda zarara uğratıldığını, bunun üzerine, davalılara ayrı ayrı, … Noterliği’nin 08.08.2018 tarihli … yevmiye no’lu ihtarı çekilerek, müvekkilinin alacağının ödenmesi, aksi halde yapı ipoteği tesisi isteneceği ve alacak için dava açılacağının bildirildiğini, ancak bu ihtarnameye rağmen de, müvekkiline ödeme yapılmadığı gibi cevap ihtarları ile borca itiraz edildiğini, bu sebeple taraflarınca …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… E. sayılı dosyasıyla, M. K. nun 1011. maddesi gereği, arsanın üzerine geçici ipotek şerhi işlenmesi talep edildiğini ve verilecek süre içinde de arsa maliki aleyhinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı inşaatçı ipoteği davası açılacağını, davalılardan … tarafından ihtarnameye … Noterliği’nin 27.08.2018 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesiyle cevap verildiğini ve işbu cevapta;’ herhangi bir borçlarının bulunmadığı, bilakis ayıplı ifa ve eksik işler bulunduğu, bundan dolayı hukuki ve cezai sorumluluklarının bulunduğu, buna ilişkin haklarının saklı tutulduğu’ belirtildiğini, yine davalılardan … etik şirketi tarafından ise, ihtarnameye cevaben gönderilen … Noterliği’nin 17.08.2018 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile; ‘müvekkil ile aralarında doğrudan bir sözleşme ilişkisi olmadığı, kendilerinin … şirketi ile sözleşme ilişkilerinin olduğu ve sözleşme ilişkisi içinde oldukları … Firmasına da hak edişlerin ödendiği belirtilerek, bu sebeple … firmasının kendilerinde bir alacağı kalmadığından bize ödeme yapılmayacağı’ bildirildiğini, davalıların ihtarname cevaplarında yer verdikleri hususların, hukuka aykırı ve gerçek dışı olup, müvekkilinin alacağını ödememeye yönelik olduğunu, Davalı … Şirketi’nin, diğer davalı … şirketi ile birlikte müşterek ve müteselsil olarak müvekkilinin alacaklarından sorumlu olduğunu çünkü yapılan sözleşme 3. Kişi yararına sözleme olup 3. kişi ise … şirketi olduğunu, bu sebeple, sözleşmenin tarafı kabul edilip ve borçtan sorumlu olduğunu, 3. kişi yararına sözleşmenin düzenlendiği TBK’nın 129 maddesinde; ”Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, dava konusu sözleşmede, davalı … şirketi her ne kadar müvekkili ile sözleşmeyi kendi adına imzalamış olsa da, sözleşme de diğer davalı … şirketinin emir ve talimatlarının uygulanacağına yer vererek sözleşmeyi diğer davalı … şirketi lehine yaptığını, bu nedenle müvekkilinin alacağından … şirketinin de sorumlu olduğunu, bu konuda doktrinde ” sözleşmede yer almasa da tarafların amacına veya örf veya adeta uygun düştüğü takdirde üçüncü kişilerin tarafı olmadıkları sözleşme nedeniyle, edimin ifasını isteyebilecekleri kabul edilecektir.” denildiğini, nitekim, sözleşme konusu olan ve müvekkil tarafından yapılan tüm imalatların, davalı … estetik şirketinin rızası ve talimatıyla yapılmış ve davalı … şirketinin yapılan işten yarar sağladığını, imalat sonucu oluşturulan Tıp Merkezini davalı …’nin kullandığını ve gelir elde ettiğini, 07.11.2018 tarihli sözleşmenin 2. maddesi son paragrafındaki;
” İşveren olan … ve … Proje Yönetimi(kontrol) iş bu sözleşme ile mal sahibi … Tic. Ltd. Şti’ni tam temsil etmeye yetkilidir. Kontrol ve işveren tarafından verilen tüm projeler ve iş emirleri müteahit tarafından mal sahibinin talimatları olarak kabul edilecek ve uygulanacaktır. Müteahidin kusurundan kaynaklanan, mal sahibinin işverene kestiği tüm cezalar ve yaptırımlar işbu sözleşme ile aynen müteahhide, işveren tarafından yansıtılır.” denildiğini, Yine sözleşmenin 5. maddesi 2. paragrafındaki;” İŞVEREN ile İŞVEREN arasında imzalanan Ana sözleşme işbu sözleşmenin ayrılmaz eki ve ayrılmaz bir parçası olup, Ana Sözleşme’de yapılacak tüm değişiklik ve ilaveler MÜTEAHİT’in ayrıca onayına gerek olmaksızın MÜTEAHİTİ bağlayacaktır.” denildiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber sözleşmede imzası olmadığından, doğrudan sözleşme ilişkisi içinde olmadığı kabul edilse dahi, bu halde de müvekkilinin yaptığı iş davalı … şirketinin yararına yapıldığından, davalı … şirketi, müvekkilin alacağından vekaletsiz iş görme hükümlerine göre yine sorumlu olduğunu, yine, davalı … şirketi 17.08.2018 tarihli ihtarname cevabında, … şirketine tüm hak edişleri ödediğini söylemesine rağmen, bu konuda aldıkları duyumlara göre, davalı …’nin gerçekte davalı …’ye bakiye hak edişleri ödemediğinin saptandığını, bu durumda öncelikle, davalılar arasında var olduğu belirtilen 15.11.2017 tarihli sözleşmenin, yapılan ödemelere ilişkin faturaların, banka kayıtlarının ve tüm hak ediş dosyalarının Mahkemeye ibrazının gerektiğini, zira, davalı …’nin diğer davalı … şirketi ile imzaladığı sözleşme tarihinin de müvekkili ile imzalanan sözleşmeden sonra olup, müvekkil bu sözleşmenin içeriğini bilmediğini, Davalı … şirketi, vekaletsiz iş görmenin yanında, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca da, müvekkilinin alacağından sorumlu olduğunu, Davalı … şirketinin iddialarının aksine, müvekkilin sözleşme ile üstlendiği edimini tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini ve alacağa hak kazandığını, davalılarca kesin hak edişin onaylanarak, müvekkilinin yaptığı işlerin teslim alındığını, zira, müvekkili tarafından sözleşme konusu yerdeki tüm işler tamamlanarak teslim edildiğini ve 25.07.2018 tarihinde de kesin hak ediş uygun bulunarak onaylandığını, şayet müvekkilinin eksik, ayıplı ve kusurlu bir imalat yapmış olması durumda davalının tüm işler tamamlanıp teslim edildikten sonra belirlenen kesin hak edişi onaylamamasının gerektiğini, nitekim, sözleşmenin, 18. maddesi 2. paragrafında da kesin kabul düzenlenmiş olup, ‘kesin kabulün yapılabilmesi için müteahitin bütün vecibelerini ifa etmiş olması ve kendisine atfedilecek hiçbir kusur ve hatasının bulunmaması gerektiği’nin belirtildiğini, Eserin kabulü başlıklı TBK’nın 477. maddesinde;”Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.” denildiğini, Yüksek Mahkeme Kararlarında da; ”Yüklenicinin ayıp sorumluluğundan kurtulması, eserin iş sahibi tarafından açıkça veya örtülü olarak kabulüne bağlıdır.” denildiğini, yine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin E. 2016/2620 K. 2017/4213 Sayılı İlamında;” kesin hakediş raporunda davacının talep ettiği alacak kalemi yer almamasına rağmen, hakediş raporu davacı yüklenici tarafından ihtirazi kayıtsız imzalanmıştır. Tasfiye kesin hakedişi itirazsız yüklenici aleyhine imzalanarak kesinleştiğinden, bu durumda davanın tümden reddedilmesi yerine kısmen kabulü doğru olmamıştır.” şeklinde karar verildiğini, ilgili kararda görüldüğü üzere, kesin hak edişi ihtirazı kayıtsız onaylayan tarafın daha sonra, bedele itiraz etmek hakkı bulunmadığını, ayrıca eserde ki ayıbın uygun ve makul süre de ihbarı gerektiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemekle beraber kesin hak ediş onaylanmamış olsaydı dahi Davalı … şirketinin, ‘müvekkilin ayıplı ve eksik imalatta bulunduğu’ yönündeki iddiası da gerçek dışı olup müvekkilinin yaptığı işte hiçbir ayıp yada kusur olmadığını, davalı … şirketinin, iş devam ederken ve iş teslim alındıktan sonra herhangi bir şekilde ayıp ve eksik iş ihbarında bulunmadığı gibi, işi başkasına da yaptırmadığını, tüm işler müvekkili tarafından yapıldığını, aksini davalının ispatlamasının mümkün olmadığını, davalının kendisine ödeme ihtarı gönderilene kadar herhangi bir ayıp ihbarı olmadığı gibi, 27.08.2018 tarihli ihbarname, cevabında da, hangi imalatta ayıp olduğundan, sözleşme de belirtilen hangi işlerin yapılmadığından açıkça ve ayrıca bahsedilmediğini, sadece ayıp var eksik var demekle yetinildiğini, bu da bu iddianın mesnetsizliğini gösterdiğini, davalının iddia ettiği şekilde bir ayıp veya eksik iş söz konusu olsaydı, davalının bunu müvekkiline çok daha önceden bildirmesi gerektiğini, nitekim, davalı … şirketinin de, 17.08.2018 tarihli ihtarnamesinde hiçbir şekilde ayıplı ya da eksik bir ifadan söz etmediğini, aksine diğer davalı … ile olan aralarında olduğunu iddia ettiği sözleşme kapsamında, yapılan imalata ilişkin tüm hak edişlerin ödendiğini belirttiğini, İşbu ödeme olgusunu kabul anlamına gelmemekle birlikte bu varsayımda dahi, olağan ticari teamüller gereği, ortada ayıplı bir imalat söz konusu olsaydı davalı … şirketinin ödeme yapmaktan kaçınacağını ve eksikliklerin tamamlanmasını, ayıbın giderilmesini istemesi gerektiğini, yine …-istanbul kontrol firması tarafından onaylanan kesin hak ediş mailinde de hak ediş raporlarının yanında, yapılan işlerin yerinde kontrol edildiğinin belirtiltiğini ve tüm işlere onay verildiğini, davalı … şirketinin ‘müvekkilin sözleşmenin 20. maddesindeki sorumluluklarını yerine getirerek, şantiye de yeterli sayıda işçi bulundurmadığı’ yönündeki iddiasının da gerçek dışı olup tamamen ödeme yapmamak amaçlı olduğunu, davalı … şirketinin ‘müvekkil sözleşme de kararlaştırılan elektrik ve mekanik işlerini yapmadığı, bu işlerin kendileri tarafından başkasına yaptırıldığı’ yönündeki iddiası da gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin sözleşme ile üzerine düşen tüm elektrik ve mekanik işlerini yaptığı, hem kesin hak ediş’in onaylandığı maille, açık olduğunu, zira elektrik ve mekanik işlerinin tamamlandığı ve hak edişlerin onaylandığı mailin müvekkiline iletildiğini, şayet elektrik ve mekanik işlerini başka bir firma gerçekleştirmiş olsaydı bu durumda, kesin hakediş onayında bu işler kabul edilmeyerek ve bu işleri yaptığı iddia edilen firmaya mailin atılacağını, 18/08/2018 tarihli her iki tutanakta belirtilen kişilerin müvekkili bünyesinde işlem yapan elektrik ve mekanik mühendisleri ve mekanik teknikerleri olduğunu dolayısıyla davalının iddia ettiği şekilde bu işlerin …adlı bir firma tarafından yapılmasının söz konusu olmadığını, ayrıca müvekkilinin teslime kadar işin başında olup, ekte sundukları faturada görüldüğü üzere, 05.07.2018 tarihli seri …nolu fatura ile müvekkilin pimapen işlemleri için malzeme alımında bulunduğu dolayısıyla halen şantiyede olduğu yerine bir başkasının çalışmasının bu sebeple de mümkün olmadığının ortada olduğunu, Davalı … şirketinin ‘müvekkile 3.100.000,00-TL ödeme yapıldığı’ iddiası da gerçek dışı olduğunu, zira, dilekçe ekinde sunulan muavin defter kayıtlarında görüldüğü üzere, müvekkiline … tarafından yapılan tüm ödemeler toplamı, 2.944.340,63-TL olup ilgi muavin defter kaydında ödeme olarak görünen 226.822,13-TL’nin ise … için yapılan ve apayrı bir iş olan … ile ilgili hak edişe ilişkin olup, huzurdaki davaya konu proje ile ilgisi bulunmadığını, bu sebeple ödemelerden mahsup edilmemesi gerektiğini belirterek Müvekkilinin 07.11.2017 tarihli sözleşme ile üstlendiği inşaat işlerini yerine getirip, teslim ettiğinden ve kesin hak ediş kabul edildiğinden, müvekkilinin sözleşmeden doğan ve ödenmeyen ve yargılama sırasında bilirkişi raporu ile belirlendiğinde harç eksiği tamamlanarak, ıslahla talep arttırımda bulunulmak üzere, şimdilik 10.000,00-TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, bu nedenle hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacının uyuşmazlık konusu yerde tüm imalatları eksiksiz yaptığı iddiasının tek dayanağı … firmasınca hakediş onayına ilişkin gönderildiğini iddia ettiği bir e-posta olduğunu, … firmasının uyuşmazlık konusu proje ile ilgili olarak hiçbir resmi sıfatı bulunmadığını, sözleşmeye göre hakediş onaylama hak ve yetkisi de olmadığını, kaldı ki … firması sözleşmenin tarafı olmayıp incelenen davanın dayanağı … firmasınca onaylandığı iddia edilen hakedişlere ilişkin olduğundan davanın adı geçen firmaya ihbar edilmesini talep ettiklerini, diğer yandan davacının üstlendiği, ancak süresinde gereği gibi tamamlayıp, teslim de edemediği işlerin … firması tarafından yapılıp, teslim edildiğinden davanın adı geçen firmaya da ihbarını talep ettiklerini, diğer yandan, müvekkilinin, davacının eksik ve ayıplı işlerinden dolayı aynı konuda … firması ile 07/03/2017 tarihli sözleşmeyi imzalamak durumunda kaldığını ve davacının üstlenmiş olduğu, ancak tamamlayamadığı iş kalemlerinin tümü anılan firma tarafından tamamlanıp, teslim edildiğinden keyfiyetin tespiti bakımından davanın bu firmaya ihbar edilmesinde zorunluluk bulunduğunu, davacının, sözleşmeyle üstlendiği edimleri ayıplı, eksik ve kusurlu ifa ederek, işi süresinde teslim edemediğini ve üstlendiği işleri yaklaşık %56,57 seviyesinde bırakmak suretiyle edimini yarım bıraktığını, huzurdaki davanın temel sebebinin, işi süresinde bitirmeyen davacının gecikme cezasından kurtulmak olduğunu, şantiyede gerekli sayı ve nitelikte çalışan bulundurmadığı gibi bunların haklarını da ödemediğini, taraflar arasında münakit 07/11/2017 sözleşmeye göre davacının yüklendiği edim elektrik, mekanik ve inşaat işlerine ilişkin olup, bu edimlerin geç, ayıplı, eksik ve kusurlu ifa edildiği tüm oluş ve gelişmelerle sabit olduğunu, taraflar arasında münakit sözleşmenin 5. maddesine göre, “İş 15 Kasım 2017 tarihinde başlayacak 15 Şubat 2017’de sona erecektir. İş süresi yer tesliminden itibaren 90 takvim günüdür. Bunun 60 günü mekanik, elektrik, inşaat işleri olup, 30 günü montaj işleridir.” denildiğini, Sözleşme kapsamında davacının üstlendiği işlerin süresinde ve gereği gibi teslim edilmediğini, davacının dava dilekçesinde , yapmadıkları işleri yapmış ve teslim etmiş gibi gösterdiğini, hatta davacının delil olarak dayandığı faturaların 27/06/2018 ve 05/07/2018 tarihli oldukları değerlendirildiğinde, bunların sözleşmeye göre işin teslim edilmesi gereken tarihten aylar sonrasına ait olduğunun anlaşıldığını, davacının aylarca geciktiği ve işin ana yüklenicisi olan müvekkilinin bu duruma tahammül etmesinin kendisinde beklenemeyeceğinin açık olduğunu, taraflar arasında münakit sözleşmenin 11.1. Ve 11.2 Maddesinde gecikme cezasının düzenlendiğini, gecikme cezasının sözleşme tutarının %10 ‘unu fazlasıyla geçtiği için müvekkilinin eksik ve ayıplı işlerin … firması ile 07/03/2017 tarihli sözleşmeyi imzalayarak tamamlatmak zorunda kaldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 17. Maddesinde “İşin bittiğinin ve kabule hazır olduğunun müteahhit tarafından işverene yazılı olarak bildirmesi üzerine, işveren ile arasında yapılacak geçici kabulden sonra işveren yetkili vekilleri, taahhüt konusu işin sözleşme ve eklerine uygun olup olmadığını inceleyerek, durumu bir tutanakla tespit ederler (…) Geçici kabul işleminin yapılmış olması, ana sözleşme konusu işin geçici kabul sırasında ortaya çıkacak problemlerinde müteahhidin sorumluluğunu bertaraf edemez.” Taraflar arasında münakit sözleşmenin 18. maddesine göre İse, “Kesin kabul işlemi geçici kabul tarihinden 12 (On İki) ay sonra geçici kabuldeki usul ve merasime uygun bir şekilde yapılır. Bu incelemelerdeki eksik, hatalı, kusurlu görülen işler için 1 haftalık ek üre verilir. Kesin kabulün yapılabilmesi için Müteahhit’in bütün vecibelerini ifa etmiş olması ve kendisine atfedilecek hiçbir kusur ve hatasının bulunmaması gerekir. Geçici kabul ile kesin kabul süresi içinde (garanti süresi içinde) işverenin, müteahhidin imalat kaynaklı kusurlarından kaynaklanan tüm giderleri, işveren tarafından müteahhide fatura olarak yansıtılacaktır.” denildiğini, eksik ve ayıplı imalatlara ilişkin hususların sundukları mail yazışmalarında görüldüğünü, davacının sunduğu hiçbir belgede müvekkilimin onayı veya imzası bulunmadığını, Danışman denilen şirketin ise konu ile uzaktan yakından bir ilgisi ve ilişkisi olmadığını, geçici kabulün dahi yapılmadığını, kesin hakedişe ait olduğu iddia edilen e-mail’in yapılan işlerle hiçbir ilgisi olmadığı gibi geçerliliğinde de bulunmadığını, sözleşmenin 17.maddesine uygun olarak işin bittiğini ve kabule hazır olduğunu, müvekkiline bildirmediği gibi işi de yapmadığını, davacının şantiyede bulundurduğu tek inşaat teknikerinin 18.000 TL’lik ücretinin de müvekkilinin ödediğini, müvekkilinin davacının hak ettiğinden fazlasını ödediğini, müvekkili tarafından yapılan ödemenin 3.100.000 TL’den fazla olduğunu, her ne kadar davacının 226.822,13 TL’nin müvekkili için yapılan … ilgili olduğunu iddia etmiş ise de davacının bu projede hiçbir zaman yer almadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, müvekkili ile davacı arasında sözleşme olmadığını, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanını reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, yüklenici tarafından işveren aleyhine açılan, eser sözleşmesine dayalı bakiye alacağın ödenmesi istemine ilişkindir.
DELİLLER: 07.11.2017 tarihli sözleşme, hakedişler, mailler, … Noterliği 08.08.2018 tarihli … yevmiye no’lu ihtarnamesi, tahsilat makbuzları, davacıya verilen çekler, Banka hesap dökümleri, …
Belediye Başkanlığı’nda tıp merkezine ilişkin ruhsat ve imar dosyası, davalılar arasında yapılan sözleşme, SGK kayıtları, tanık, keşif, bilirkişi incelemesi.
Davacı tarafından davalılara gönderilen … Noterliğinin 18/08/2018 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi incelendiğinde, 2.204.720,23 TL bakiye hakediş alacağı + 294.528,68 TL vade farkı alacağı olmak üzere toplam 2.499.248,91 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin 10/08/2018 tarihinde davalı …’ye tebliğ edildiği görüldü.
Davalı …….Ltd.Şti’nin yetkili temsilcisinin … olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen tanıklar mahkemede dinlenilmiş, tanıklar işin haziran 2018 sonlarına doğru teslim edildiğini, iş sahasında … firması çalışanları ile karşılaşmadıklarını, davalı taraf projede sürekli revize yaparak ilave iş yaptırdığı yönünde beyan bulundukları görülmüştür.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 19/03/2019 tarihli dilekçe ekindeki mailde … Ltd. Şti- Proje müdürü- … … tarafından … Hanım adına gönderilen mail de “ekte kontrol edilmiş inşaat mekanik ve elektrik kesin hakedişlerine (depo, yönetim ve hastane olarak) bilgilerinize sunarım” denildiği, mailde bahsedilen ve mail ekinde yer alan hakediş raporu/ kontrol … başlıklı belgeler incelendiğinde, hastane bölümü için hazırlanan hakedişin sonuç kısmında KDV dahil davacının hakediş miktarının 4.527.103,58 TL , depo bölümü için hazırlanan hakediş listesinin de KDV dahil 28.504,58 TL olduğu, yönetim ofisi için hazırlanan hakediş belgesinde KDV dahil 592.191,43 TL olarak tespit yapıldığı görülmüştür. Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 10/07/2019 tarihli dilekçesinde … firmasının davalı …’nin çalışanı firma olup kesin hakediş kontrol yetkisi olduğunu ilk başta kontrol firmasının … Mimarlık iken daha sonra bunların görevine son verilip … firmasının görevlendirildiğini, … tarafından 06/07/2019 tarihli mailde “10/07/2018 günü … Depo , yönetim ve hastane kesin hakedişlerini görüşmek üzere katılmanızı rica ederim” şeklinde kendilerine mali atıldığını, 13/07/2018 tarihli aynı kişi tarafından gönderilen mailde de “bugün itibariyle mimari hakedişin karşılıklı görüşmelerin sonucu tamamlamış bulunmaktayız elektrik hakediş revize olacak ve iletilecek, mekanik hakediş ataşmanının pazartesi günü iletileceği bildirilmiştir ancak mekanik ataşman gelmeden hafta sonu genel dosyayı mimari ve elektrik olarak hazırlamanız için paylaşacağım” denildiğini daha sonra da karşılıklı görüşmeler ve kontroller sonucunda 25/07/2018 tarihinde bu kişi tarafından “ekte kontrol edilmiş inşaat, mekanik ve elektrik kesin hakedişlerini bilgilerinize sunarım” denildiğini , müvekkiline yapılan ödemelerde hakedişlerin kontrol firması tarafından yapıldığını, buna davalı tarafın itirazı olmadığını, ayrıca sözleşmenin 7.1maddesinde de hüküm bulunduğunu, davalının eksik ve ayıpları giderdiğini iddia ettiği Uğuralçı ile yapılan sözleşme tarihinin 07/03/2017 tarihli olup müvekkili ile imzalanan sözleşmenin 07/11/2018 tarihine taşıdığını Uğur Alçı ile yapılan sözleşmenin kendileri ile yapılan sözleşme tarihinden bile önceye ait olduğunu, müvekkilince yapılan ilave işlerde kontrol firmalarının onayı ve talimatının alındığını belirttiği görülmüştür.
Mahkemece alınan ara kararı doğrulusunda davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı konusunda bir kesin hesap ve hakediş uzmanı inşaat mühendisi bir makine mühendisi , bir elektrik elektronik mühendisi ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyeti eşliğinde mahallinde keşif icra edilerek dosya tevdi edilmiş, bilirkişiler taraflara ait ticari defter ve belgeleri de inceleyerek 04/10/2019 tarihli raporlarını dosyaya sunmuşlardır. Bilirkişiler raporlarında taraflarca sunulan tüm delilleri incelediklerini ancak sözleşme ekinde bahsi geçen birim fiyat listesi ve teknik şartnamenin dosyada olmadığını, geçici kabul kesin kabul yapılmadığını, sözleşmede birim fiyat esasına göre anlaşıldığını, sözleşme bedelinin 2.000 000 TL + KDV olduğunu, davacının 226.822,13 TL ile ilgili … işine ilişkin iş yaptığına dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığını, yapılan işlerin işverence her aşamada onaylandığı, işlerin devamlı proje ve üretim revizyonları ile yürüdüğü, uygulamacıların sürekli kontrol altında olduğu, sürecin- işin anlık onaylamalarla devam ettiği, anlık onaylamaların dışında işverene tabi kontrol firmasının denetim ve kontrol altında gerçekleştiği, onaylandığı, işin tamamlandığı, eserin kullanılmakla olduğunu, birim fiyat ile ilgili sözleşme eki bulunmadığından bilirkişi heyetince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı Metrekare birim maliyetleri tablosuna göre 2018 yılı metrekare birim maliyetine göre değerlendirme yaptıklarını, buna göre … işleri dahil edilmediğinde davacını yaptığı toplam iş bedelinin KDV dahil 3.034.510,85 TL olabileceği, davalı işverenin çek ile nakit olarak ödediği 3.170.863,76 TL düşüldüğünde davalının davacıya 136.352,91 TL fazla ödeme yaptığı, … imalatları dahil edildiğinde ise davacının toplam iş bedelinin KDV dahil 3.261.332,98 TL olduğu, davalı tarafından yapılan ödemeler düşüldüğünde davacının davalıdan 90.469,22 TL alacağının olduğu, söz konusu işin yapımında 83 günlük gecikme olduğu, buna göre 236.000 TL gecikme cezasının hesaplandığını, uygulanıp uygulanamayacağını mahkemenin takdirine kaldığını raporlarında belirttikleri görülmüştür.
Rapora karşı davacı vekilince itiraz edilmiş, itiraz dilekçesinde kesin hesap hazırlanırken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, kontrol firmasının kesin hakedişi yaptığını, sözleşmenin 7.1 maddesine göre kontrol firmasının bu konuda yetkili olduğunu, … Kontrol firması tarafından hazırlanan tüm maillerin ve hakedişin davalı … şirketinin yetkilisi … … de eklenerek ona gönderildiğini, söz konusu maillerden yukarıda bahsettiklerini, kontrol firması tarafından 13/07/2018 tarihli mailin ardından … yetkilisi … … tarafından müvekkiline gönderilen mailde “370.000 TL teknik ekip eksiği, 100.000 TL sürede uzama nedeniyle kesinti yapıldıktan sonra KDV dahil alacağınız 4.7 Milyon TL olarak tarafınıza bildirdik” denilerek bu miktarın kabul edildiğinin davalı şirket yetkilisince belirtildiğini, bunun akabinde de kontrol firması tarafından 25/07/2018 tarihinde kesin hakedişin hazırlanarak hem kendilerine hem de … firmasına gönderildiğini, sözleşme birim fiyatlarının davalı kontrol firması proje müdürü … …’a gönderilen fiyat teklifinde ve davalının imzasını taşıyan 1 nolu kesin hakedişte görüldüğünü, davalıların sözleşme imzalanma aşamasında müvekkilinden teklif istediklerini, müvekkilinin de davalılara 25/08/2017 tarihinde mail ile teklif verdiğini bu teklifin davalı tarafından kabul edilmesi üzerine sözleşme imzalandığını ,söz konusu mailin delil olarak dosyaya sunulduğunu , … …’ın daha önceki kontrol firması olan …’in elemanı olduğunu, en son kontrol firması tarafından düzenlene hakedişte de mail ile gönderilen birim fiyatlara göre düzenlendiğini belirttiği görülmüştür.
İtirazlar doğrultusunda aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, bilirkişilerin 11/03/2020 tarihli ek raporlarında ekli ek rapor ekinin makina mühendisi bilirkişi tarafından hazırlandığı, sonuç ve kanaat kısmında sözleşme konusu mekanik işlerin davalı firma tarafından ifa edildiği, ayrıca taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin varlığı ve feshin söz konusu olmaması nedeniyle yapılan tüm imalatların davacı yüklenici tarafından yapıldığını kabul edileceği, aksinin ispatının davalı işverene ait olduğu, aynı bilirkişi heyetince düzenlenen ve diğer tüm bilirkişiler tarafından imzalanan ek raporda ise sözleşmede vade farkına ilişkin düzenleme olmaması nedeniyle davacının vade farkını isteyemeyeceğini, davacının … ile ilgili yaptığını ifade ettiği ödemeyle ilgili yapılan ödemenin ve işlerin dava dışı bu işle ilgili yapıldığını davacının ispat edememesi nedeniyle bu ödemenin de dava konusu işle ilgili olduğunun değerlendirilmesi gerektiğini, projede sürekli işveren tarafından revizyona gidildiğini, nisan 2018 tarihinden sonra bile revizyonların devam ettiği yeni malzemelerin temin edildiğinin görüldüğünü, taraflar arasındaki yazışmalardan imalatın 25/06/2018 tarihine kadar devam ettiğinin görüldüğünü ,bu nedenle işverenin cezai şart talep edemeyeceğini, rayiç fiyat esasına göre birim fiyat uygulanması neticesinde davacının yapmış olduğu iş bedelinin 3.261.332,98 TL olup davalı ödemeleri olan 3.188.863,76 TL düşüldüğünce davacının alacağının 72.469,22 TL olduğunu raporlarında tespit ettikleri görülmüştür.
Taraflarca ek rapora da itiraz edilmiş mahkemece yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınma yoluna gidilmiş, 04/01/2021 tarihli rapor incelendiğinde, geçici ve kesin kabul yapılmaksızın işin fiilen teslim edilerek davalılara teslim edildiği, 2018 yılı ağustos ayından itibaren söz konusu yerin faaliyete geçtiği, işin tesliminden sonra davalı … tarafından 27/08/2018 tarihli ihtarnamede herhangi bir detay verilmeden sadece ayıp ve eksik işlerin olduğunu ileri sürdüğünü buna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığını, davalı şirketin yetkilisi … … tarafından davacıya gönderilen 18/08/2018 tarihli mailde iki ayrı kontrol firması tarafından davacının yaptığı işlerin kontrol edildiğini, devamında 370.000 TL teknik ekip eksikliği ve uygulama hataları, 100.000 TL’de süredeki uzama nedeniyle kesinti yapılarak KDV dahil 4.7 Milyon olarak yapılan iş miktarının bildirildiğini, daha sonra da kontrol şirketi proje müdürü … …’nin hem davacıya hem de davalı şirket yetkilisine gönderdiği mail de davacının hakediş miktarının KDV dahil 5.147.799,59 TL olarak tespit ettiğini, davalının davacıya yapmış olduğu ödeme miktarının 3.170.863,76 TL olduğunu, bu ödemeden … için yapılan ödeme miktarı olan 226.882,13 TL düşüldüğünde davacının bakiye alacağının 2.943.981,63 TL olarak belirlendiğini ancak davacının davalının kendilerine 2.944.340,63 TL ödeme yaptığını iddia etmesi nedeniyle bu miktar düşüldüğünde ise davacının KDV dahil 2.203.720,23 TL alacağı olduğunun raporda tespit edildiği görülmüştür.
Davalı … vekili kendi ticari defter ve belgelerini mali müşavire inceleterek uzman görüş raporu sunmuş buna göre müvekkilinin davacıya 328,94 TL borcu olduğunu, eksik ve ayıplı işlerin …ya yaptırıldığını, bu kapsamda müvekkilinin bu firmaya 1.265.000 TL ödeme yaptığını, davacının işi 84 gün geç bitirdiğini bu nedenle 420.000 TL gecikme cezası isteyebileceklerini iddia etmiştir.
Davacı vekili 09/04/2021 tarihli dilekçesinde davalı … şirketinin ilk kontrolörü olan … çalışanı olan proje müdürü … … tarafından 12/12/2017 tarihinde müvekkili şirket çalışanı … ‘a gönderdiği mailde “… hanım , sözleşmeye dahil edilen birim fiyatlar bunlardır” diyerekten birim fiyatları belirleyerek iş bedelini bildirdiğini ancak işlerin metrajının arttığını, işverenin sürekli ilave iş yaptırdığını, bu ilave işlerde de mailde kabul edilen birim fiyatlara göre hesaplama yapıldığını ayrıca davalı şirket yetkilisi imzasını taşıyan 1 nolu hakedişte de bu maildeki birim fiyatlarının esas alındığını yine … … tarafından gönderilen 2 nolu hakedişte de bu birim fiyatların esas alındığını bildirerek mailleri delil olarak dosyaya sunmuştur.
Mahkemece tekrar mahallinde keşif yapılarak 3. Heyet raporu alınmış bu rapor incelendiğinde, taraflar arasında düzenlenmiş iş teslim veya geçici kabul tutanağı bulunmadığını, davalını beyan ettiği eksik ve ayıplı işlerle ilgili herhangi bir tespit veya tutanak bulunmadığını, ayıp ve eksik işler konusunda usulen davacıya yapılan bir ihbarda bulunmadığını, kontrol firmasınca da bu konuda bir tutanak tutulmadığını, sonuç itibariyle davacının yapmış olduğu iş bedelinin 5.149.060,86 TL (KDV dahil olup) davacıya yapılan ödeme düşüldüğünde davacının alacağının 2.220.060,86 TL olduğu yönünde rapor verildiği görülmüştür. Bu rapora karşı taraflarca itiraz edilmesi üzerine aynı heyetten birinci ek rapor ve ikinci ek rapor alınarak dosyaya bırakılmıştır.
Davacı tarafından dosyaya 02/05/2023 tarihli ıslah dilekçesi verilerek toplam dava değerinin ıslahla birlikte 2.204.720,23TL’ye çıkartıklarını belirterek bu miktarın 08/08/2018 tarihli ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini istenilmiştir. Islah dilekçesine karşı davalı … zamanaşımı definde bulunmuştur.
Islah dilekçesi verilmesi üzerine dosya 23/05/2023 tarihinde tekli hakimlik tarafından , ticaret mahkemesine heyetine sevk edilmiştir.
Tüm bilirkişilerin dosya içerisinde sözleşme ekinde ek olarak bulunduğu belirtilen teknik şartname ve birim fiyat listesinin olmadığını belirtmeleri nedeniyle taraflardan bu husus sorulmuş, davacı taraf sözleşme eki olarak böyle bir belge hazırlamadıklarını mail üzerinden birim fiyat kabullerinin yapıldığını belirtmiş davalı vekili ise 10/10/2023 tarihli dilekçe ekinde imzasız birim fiyat listesi olduğunu iddia ettiği belgeyi sunarak daha önce dosyaya sundukları CD içerisinde bu belgenin bulunduğunu iddia etmiş, davalı tarafından dosyaya CD sunulmadığı flash disk sunulduğu, mahkememizce davalı tarafından sunulan flash diskler incelendiğinde sözleşme eki olarak birim fiyat listesinin görülmediği ayrıca davalı tarafından sunulan listenin de imzasız olduğu görülmüştür.
Islah dilekçesi ile arttırılan kısma karşı zamanşamı definde bulunulmuş ise de zamanaşımının başlangıcı alacağın muaccel olduğu tarih olup 18/07/2018 tarihinde işyerinde … yetkililerine eğitim verilerek tamamlandığı, 25/07/2018 tarihinde kesin hakedişin kontrol firması tarafından maille hazırlanarak davacıya gönderildiği, ıslah harcının 09/05/2023 tarihinde yatırılması nedeniyle 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı tespit edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde , davacı ile davalı … arasında 07/11/2017 tarihinde eser sözleşmesi imzalandığı, eser sözleşmesinde ek olarak birim fiyat listesine atıf yapılmış ise de taraflarca birim fiyat listesinin hazırlanarak imzalanmadığı, davacı ile davalı … yetkilileri arasında karşılıklı maillerle birim fiyatın belirlenerek işin yürütüldüğü, sözleşmede kontrol firmasının yetkilerinden bahsedildiği, daha sonra devreye giren kontrol firması tarafından kesin hakedişin görüşülmesi için toplantı yapılacağını 06/07/2018 tarihli maille bildirildiğini, 13/07/2018 tarihli … …- … kontrol firması tarafından gönderilen mailde hakediş için görüşmelerin tamamlandığının belirtildiği, 18/07/2018 tarihli olan ve davalı … şirketinin yetkili temsilcisi tarafından davacıya gönderilen mailde ise davacının yapmış olduğu işin iki ayrı kontrol firması tarafından kontrol edildiği belirtilerek 370.000 TL teknik ekip eksikliği ve uygulama hataları, 100.000 TL’de süredeki uzama nedeniyle kesinti yapılarak davacının KDV dahil 4.7 Milyon TL alacağının bulunduğunun bildirildiği, daha sonra kontrol firması tarafından hem davacıya hem de … yetkilisine gönderilen 25/07/2018 tarihli mailde ise kesin hakedişin yapılarak ekte sunulduğunu bildirildiği, ekte sunulan kesin hakediş niteliğindeki belgede detaylı değerlendirme ve hesap yapıldığı, davacının KDV dahil hakediş miktarının 4.527.103,58 TL olarak bildirildiği görülmüştür. Depo bölümü için hazırlanan hakediş listesinin de KDV dahil 28.504,58 TL olduğu, yönetim ofisi için hazırlanan hakediş belgesinde KDV dahil 592.191,43 TL olarak tespit yapıldığı görülmüştür. Hakediş miktarları toplandığında KDV dahil 5.147.799,59 TL yaptığı görülmektedir. Davalı tarafından yapılan ödemeler miktarı ise 3.170.863,76 TL’dir.
İlk bilirkişi heyeti tarafından verilen rapor ve ek raporlarda da belirtildiği gibi, davalı tarafından usulüne uygun şekilde sözleşmenin devamı sırasında ayıp ve eksik ihbarı yapılmamış buna ilişkin herhangi bir tutanak tutulmamış bu konuda davalı tarafı herhangi bir delil dosyaya sunmamıştır. Eksik ve ayıpları giderdiğini iddia ettiği … ile yapılan sözleşme tarihi davacı ile yapılan sözleşme tarihinden bile önceki tarihtir. Davalı taraf …’ya ilişkin bir takım faturalar dosyaya sunmuş ise de bu faturalar kolayca temin edilebilecek faturalar olup sadece bu faturalara dayanılarak eksik ve ayıplı iş olduğu ve üçüncü firmaya yaptırıldığı yönünde değerlendirme yapılması mümkün değildir. Sözleşmede birim fiyatın sözleşme eki olarak belirlenmesine rağmen birim fiyatla ilgili ek taraflarca düzenlenmemiştir. Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere taraflar arasında maillerle birim fiyat yürümüş, davalı işveren tarafından ilave işler yaptırılmış söz konusu ilave işlerde de ilk maillerdeki birim fiyat üzerinden hesaplama yapılmıştır. Mahkememizce yaptırılan keşiflerde dava konusu işin tamamlandığı ve söz konusu işyerinin faaliyete geçtiği tespit edilmiştir. Taraflar arasında geçici kabul, kesin kabul yapılmamış olup sözleşmede yetkisi düzenlenen kontrol firması tarafından gönderilen maillerde kesin hakedişin görüşülmesi için toplantı günü belirlenmiş , görüşmenin yapıldığı maillerle anlaşılmış daha sonra davalı …’nin yetkilisi tarafından yukarıda detayları verilen 18/07/2018 tarihli mailler davacının alacağından birtakım kesintiler yapılarak KDV dahil 4.7 Milyon TL olarak belirlenmiştir. Bu tarihten daha sonra davalı …’nin kontrol firması tarafından kesin hakediş yapılmış ve 25/07/2018 tarihli mail ile ve ekindeki kesin hakedişler ile davacının hakediş miktarının toplandığında KDV dahil 5.147.799,59 TL olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde davalının … için yapmış olduğunu iddia ettiği 226.822,13 TL’lik ödemeyi düşerek davalının 2.944.340,63 TL ödeme yaptığını, ifade etmiş olup, davacı 226.822,13 TL’lik ödeme ile ilgili olarak … ile ilgili iş yaptığını ispatlayamadığından bu ödemenin de dava konusu iş için yapıldığı sonucu çıktığından, iki miktar toplandığında ( 226.822,13 TL + 2.944.340,63 TL=) 3.171.162,76 TL’lik ödeme miktarı çıkmaktadır. Davalı taraf dosyaya sunmuş olduğu delil evrakları içerisinde kendisi tarafından yapılan ödemeleri bildirmiş olup davalının beyanına göre çekle yapılan ödeme miktarı 1.941.863,76 TL, havale tutarı yapılan ödeme ise 1.229.000 TL olmak üzere toplam 3,170,863,76 TL ödeme yaptığı davalı tarafından bildirildiğinden ödeme miktarı olarak davalı tarafın bildirdiği 3.170.863,76 TL esas alınması gerektiği sonucuna varılmıştır. KDV dahil 5.147.799,59 TL den davalının yapmış olduğu 3.170.863,76 TL’lik ödeme düşüldüğünde davacının kalan alacağı 1.976.935,83 TL’dir. Davacı taraf vade farkı kapsamında 294.528,68 TL talep etmiş ise de vade farkı alacağı için ya sözleşmede hüküm bulunması ya da bu konuda taraflar arasında yapılmış uygulama bulunması gerektiğinden , sözleşmede vade farkı istenebileceği yönünde bir düzenleme olmadığı gibi davalı tarafından daha önceden yapılmış vade farkı ödemesi de bulunmadığından davacının vade farkı faturasına dayalı olarak talepte bulunmayacağı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın sürekli işi revize etmesi nedeniyle bilirkişi raporlarında belirlediği üzere davalının gecikme cezası talep hakkı bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde 10.000 TL talep etmiş olup faiz başlangıcı ile ilgili belirleme yapmadığından bu kısmın faizinin dava tarihinden başlatılması gerekmektedir. Islahla arttırılan kısım açısından ise ıslah dilekçesinde davalı tarafa gönderilen temerrüt ihtarından bahsedilmesi nedeniyle söz konusu ihtarnamenin 10/08/2018 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, 7 günlük verilen sürenin 18/08/2018 tarihinde dolduğu anlaşıldığından (Gaziantep BAM 14. HD’nin 2019/1452 Esas 2020/142 Karar nolu ilamı da dikkate alınarak ) ıslahla arttırılan kısım yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütmek gerekmiştir. Davacı taraf … firmasına da dava yöneltmiş olup, davacının eser sözlemesini … ile imzaladığı dolayısıyla … firmasından talep hakkı bulunmadığı bu firma yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde … yönünden pasif husumet yokluğundan ,diğer yönünden ise kısmen kabul şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının … .. AŞ (önceki ünvanı … .. Ltd ŞTİ) hakkında açtığı davasının bu davalının davalı sıfatının bulunmaması nedeniyle hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
2-Davacının … .. Ltd Şti hakkında açmış olduğu davanın kısmen kabulü ile,
1.976.935,83TL’nin (bu miktarın 10.000,00TL’sine dava tarihi olan 20/09/2018 tarihinden kalan kısmına ise temerrüd tarihi olan 18/08/2018 tarihinden itibaren uygulanacak) avans faizi ile birlikte davalı ….. Ltd Şti ‘den alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak …….A.Ş’ne verilmesine,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 230.154,87 TL vekalet ücretinin davalı …… Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı ……Ltd. Şti kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 34.667,66 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan toplam 36.101,78 TL peşin karar ve ilam harcının davalı …… Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk masraf, 491,95 TL tebligat ve tezkere gideri, 12.250,00 TL bilirkişi ücreti+ keşif harcı olmak üzere toplam 12.783,05 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak (kabul ve red oranı %90 kabul) 11.504,74 TL’sinin davalı …… Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yapılan 2.860,00 TL bilirkişi ücreti ve keşif harcı ve 100 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.960,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …….A.Ş’ne verilmesine,
9-Davalı … tarafından yapılan 2.860,00 TL bilirkişi ücreti ve keşif harcı ve 341,95 TL’de tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 3.201,95 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 320,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …….Ltd.Şti’ne verilmesine, bakiyesinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiği resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
11-Bu dava sebebiyle 135.044,48 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (başlangıçta 170,78 TL + ıslah ile alınan 35.931,00 TL olmak üzere toplam=) 36.101,78 TL’nin mahsubu ile kalan 98.942,70 TL karar ve ilam harcının davalı …….Ltd. Şti’den alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/10/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır