Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/84 E. 2019/369 K. 24.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/84 Esas
KARAR NO : 2019/369
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2015
KARAR TARİHİ : 24/04/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile; dava dışı müflis … Ltd. Şti’ne 12/06/2006 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden gayri nakdi kredi kullandırıldığını, bu kredi Sözleşmesine istinaden davalı bankadan teminat mektupları alındığını, ve süresi bittiğinde teminat mektuplarının davalı bankaya iade edilerek kredi hesabının kapandığını, dava dışı müflis şirket tarafından, şirket kredi kartı, kredili mevduat hesabı ve araç tanıma için 22/03/2007 tarihinde, 26/07/2011, 21/10/2011, 31/01/2003 tarihlerinde kredi kullanıldığını, ve bu krediler için şirket ortağı olan … ve dava dışı şirket ile yeni Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, davacı müvekkilin taraf olmadığı kredi sözleşmelerine istinaden kullandırılan bu yeni kredilerden davacının da sorumlu gösterildiğini ve icra takibi başlatıldığını, oysa ki davacının 12/06/2006 tarihli sözleşme ile kefil olduğu gayrinakdi kredi hesabının kapatıldığını, davacının sadece bu sözleşmede kefil olarak imzasının bulunduğunu, yeni kredi sözleşmelerinde davacının imzasının bulunmadığını, bu nedenle sorumlu tutulamayacağını belirterek … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile davacıdan haksız olarak tahsil edilen 100.000,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı banka ile dava dışı … Ltd. Şti arasında 12/06/2006 tarihli 100.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davacının da bu sözleşmede müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğunu, davalı borçlu şirkete kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine banka tarafından hesabın kat edildiğini, borcun ödenmediğini, bu nedenle davacının borcun 100.000,00 TL den sorumlu tutulması kaydıyla … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davacı-borçlunun itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini, 100.000,00 TL nin tahsil edildiğini, açılan davanın taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğunu, davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, dava dışı şirkete Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde krediler kullandırıldığını, Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davacının davasının haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; mahkememizin 03/05/2016 gün ve … Esas, … sayılı ilamı ile; “…davalı banka ile dava dışı müflis … Ltd. Şti arasında 12/06/2006 tarihli ve 100.000,00 TL lik Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede … ‘ün borçlu ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, daha sonra dava dışı müflis … Ltd. Şti ile davalı banka arasında 02/08/2011 tarihli 150.000,00 TL lik ve 21/10/2011 tarihli 750.000,00 TL lik Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığı ve bu sözleşmelerde … ün imzasının bulunmadığı görülmüştür. Davacı sadece 100.000,00 TL lik Genel Kredi Sözleşmesine kefil olduğunu ve bu sözleşmeyle kullandırılan teminat mektubunu kredisini geri ödenmiş olması sebebiyle artık herhangi bir kefalet borcunun kalmadığını iddia etmiştir. İmzalanan Genel Kredi Sözleşmesi herhangi bir kredi borcuna hasredilmemiş olup kredi borcu ödenmiş olsa bile kefil kefaletinden vazgeçmedikçe yeniden kullandırılan krediler için sorumluluğu devam eder. Bu durumda davacının 100.000,00 TL lik limit dahilinde dava dışı şirkete kullandırılan krediden sorumlu olması gerektiği, istirdat şartlarının oluşmadığından davanın reddine ” karar verilmiştir.
Verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 28/09/2017 tarih, … E., … sayılı ilamı ile; “… mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu alacağın hangi kredi sözleşmesine dayanılarak kullandırıldığı konusunda açıklık bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bir bilirkişi ya da bilirkişi kuruluna takip ve dava konusu kredi alacağının hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı hususunda banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş…” gerekçesi ile bozma kararı verilerek, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Bozma sonrası yeniden yapılan yargılama neticesinde; usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmış, usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmuştur.
Temlik alan … A.Ş. Vekili, mahkememize sunmuş olduğu temlik sözleşmesi ile, davalı … A.Ş.’nin davaya konu alacağının … A.Ş.’ye temlik edilmiş olduğundan, temlik alan … A.Ş. temlik alan davalı sıfatı ile davaya dahil edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda önceki bilirkişiler dışında bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davalı banka ile dava dışı kredi lehtarı …. Ltd. Şti. arasında biri 12/06/2006, diğeri 02/02/2011 tarihli 2 adet Genel Kredi Sözleşmesi ile 21/10/2011 tarihli 1 adet limit arttırım sözleşmesi olmak üzere toplam 1.000.000,00-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davacı kefilinde 12/06/2006 tarihli sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davacı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitlerinin 100.000,00- TL olduğunu, davacı kefilin 12/06/2016 tarihli 100.000,00-TL lik sözleşme dışında kalan diğer 2 adet sözleşmede kefalet imzasının bulunmadığını, hesap kesim ve kat ihtarına konu edilen krediler bazında inceleme yapıldığında tablonun 4. Sırasında belirtilen … no.lu taşıt kredisinin kullandırım tarihi nazara alındığında, davacının 16.144,28-TL den sorumlu olacağı herne kadar sorumlu olacağı düşünülmekte ise de; bahse konu kredinin öncelikle icra takibine konu edilmemiş olduğu, kredinin tamamen ödenip tasfiye edilmiş olduğu ve bahse konu krediye yapılan tahsilatların davacının yapmış olduğu ödemelerle doğrudan bir bağlantısının da bulunmadığını, bu nedenle davacının bu krediden doğan bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının dava konusu icra dosyasına yatırdığı ve haricen ödediği paraların 28/10/2013 tarihinde 10.175,48-TL, 28/10/2013 tarihinde 51,44-TL, 01/07/2014 tarihinde 74.753,00-TL ve banka beyanına göre bankaya da tarihi belirtilmeyen 19.324,00-TL olmak üzere toplam 104.303,92-TL ödeme yaptığı, davacı bankanın, icra dosyasına 04/07/2014 tarihinde bulunduğu beyanına göre 100.000,00-TL lik net, ( harçlar düşüldükten sonra ) tahsilat yapılmış olduğunu kabul ettiğini, yani 100.000,00-TL lik net tahsilat yapıldığı her iki yanın da karşılıklı kabulünde olduğunu, sonuç olarak; davacının kefalet imzasının bulunduğunu işbu sözleşmeden sonra 02.08.2011 tarihinde 150.000,00 TL ve 21.11.2011 tarihinde 750.000,00-TL olmak üzere toplam 900.000,00- TL tutarında iki adet sözleşme daha imzalandığını, davacının bu sözleşmelerde kefalet imzasının bulunmadığını, dolayısıyla davacı kefilin 02.09.2011 tarihinden sonra kullandırılan tüm kredilerin yeni sözleşmeler kapsamında kullandırılmış olduğu için, davacı/kefilin kefaleten sorumlu olduğu herhangi bir kredi borcunun tespitinin yapılamadığını, bu durumda davacının kefalet imzası bulunmayan sözleşmeler kapsamında kullandınlan kredilerden dolayı, bu yöndeki yerleşik emsal Yargıtay İçtihatları ve bozma ilamı uyarınca davacı/kefilin sorumlu tutulamayacağı kanı ve görüşüne varıldığını, mahkemece raporun benimsenmesi halinde, davacı/kefilin kefaleten ödediği 100,000.00- TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren değişen oranlarda isteyecek niteliksiz yasal faizi ile birlikle davalı bankadan talep edilebileceği hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının, davalı ile dava dışı kredi lehtarı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki 12/06/2006 tarihli 100.000,00-TL lik sözleşmede kefalet imzasının bulunduğu, işbu sözleşmeden sonra 02.08.2011 tarihinde 150.000,00 TL ve 21.11.2011 tarihinde 750.000,00-TL olmak üzere toplam 900.000,00- TL tutarında iki adet sözleşmelerde kefalet imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı kefilin 02.09.2011 tarihinden sonra kullandırılan tüm kredilerin yeni sözleşmeler kapsamında kullandırılmış olduğu için davacı/kefilin kefaleten sorumlu olduğu herhangi bir kredi borcunun tespitinin yapılamamıştır. Bu durumda davacının kefalet imzası bulunmayan sözleşmeler kapsamında kullandınlan kredilerden dolayı, bu yöndeki yerleşik emsal Yargıtay İçtihatları ve bozma ilamı uyarınca davacı/kefilin sorumlu tutulamayacağından davacı/kefilin kefaleten ödediği 100,000.00- TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren değişen oranlarda isteyecek niteliksiz yasal faizi ile birlikle talep etme hakkı bulunmaktadır. Davacının, icra dosyasına ve haricen yapmış olduğu tüm ödemeler 104.303,92-TL olarak hesaplanmış ise de; taleple bağlılık ilkesi uyarınca, 100.000,00-TL miktar üzerinden istirdat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı bankanın beyanına göre, bankaya yatırıldığı belirtilen 19.324,00-TL nin hangi tarihte yatırıldığı tespit edilemediği, ancak davalı bankanın icra dosyasına 04/07/2014 tarihinde bulunduğu beyanına göre, 100.000,00-TL lik net ( harçlar düşüldükten sonra ) tahsilat yapılmış olduğu her iki tarafın kabulünde olduğundan, davacının 28/10/2013 ve 01/07/2014 tarihinde yatırmış olduğu paraların 100.000,00-TL den mahsup edildikten sonra bakiye kalan 15.020,08-TL ye 04/07/2014 tarihinden itibaren faiz işletilmiş olup, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İle
100.000,00 TL’nin, 10.226,92 TL’sinin 28/10/2013 tarihinden, 74.753,00 TL’sinin 01/07/2014 tarihinden, 15.020,08 TL’sinin 04/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte temlik eden ve alan davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 6.831,00 -TL karar ilam harcından, peşin alınan 1.707,75-TL ile nin mahsubu ile noksan kalan 5.123,25- TL bakiye ilam harcının temlik eden ve alan davalılardan alınarak hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 1.739,55-TL, bilirkişi ücreti: 1.200,00-TL davetiye ve posta gideri: 197,00-TL olmak üzere toplam: 3.191,00-TL. yargılama giderinin temlik eden ve alan davalılardan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 10.750,00-TL vekalet ücretinin temlik eden ve alan davalılardan alınarak davacıya verilmesine
5-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır