Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/726 E. 2020/71 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/726 Esas
KARAR NO : 2020/71
DAVA : Davacının hisse bedelinin ödenmesi koşuluyla ortaklıktan çıkmasına karar verilmesi ve şirket tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 30/01/2020

DAVA: Davacı vekilinin mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde; davalı şirketin 1.853.375,00TL sermayeye, müvekkilinin 556.025,00 TL’ye tekabül eden hisseye, Davalı … ise geri kalan 1.297.350,00 TL sermayeye sahip olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu şirket, uzun yıllar akrilik ve polyester levha üretiminde Türkiye’nin en önemli şirketlerden biri olarak faaliyetlerine devam ettiğini, şirketin elde ettiği kazançlarla İstanbul …’de, …’de, …’da çok değerli arsalar ve gayrimenkuller edindiğini, İstanbul- … bölgesindeki arsası üzerine tabanda 1.100m2 ye oturan 8 katlı bir bina inşa edildiğini, bahsi geçen şirket kuruluşunda Limited Şirket olarak faaliyetine başladığını, müteakiben şirketin nevi değişikliği yoluna gidilerek Anonim Şirket’e dönüşmüş ve halen faaliyetlerini de bu şekilde sürdürdüğünü, bu süreçte davalı …, kısa bir süre öncesine kadar şirketi tek başına sevk ve idare edip yönettiğini, bu dönemde … şirketin mal varlıklarını maksatlı, planlı bir biçimde kendi uhdesine geçirmeye başladığını, davalı …, şirketi sürekli istismar ettiğini, şirket varlıklarını kendisi ve akrabaları uhdesine geçirdiğini, böylelikle şirkete çok büyük zararlar ika ettiğini, kendisine haksız kazanç ve menfaat sağladığını, bu nedenle müvekkili …’a ait şirket hisse bedellerinin davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen tahsili ile ödenmesi koşulu ve karşılığında müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına, bundan böyle şirketin devamında herhangi bir yarar bulunmadığından … San. Ve Tic A.ş.’nin tasfiyesine, yargılama aşamasında şirketin yönetimi için yönetici kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesinde; müvekkillerinden … aleyhine açılan davanın usul yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacı pay sahibinin şirkete ait gayrimenkul ile ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığını, şirketin feshi talebi kanunda son çare olarak düzenlendiğini, Yargıtay kararlarında bilgi alma hakkı kullanılmadan, sorumluluk davası açılmadan, genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılmadan doğrudan şirketin feshi talep edilemeyeceğini, şirketin faaliyetlerine devam ettirmesinde pay sahipleri dışındaki kişilerin de menfaati olduğunu, şirketin … tarafından tek başına yönetildiği ve şirketi zarara uğrattığı iddiası da mücerret iddiadan ibaret olduğunu, gerçeğe aykırı, haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının kayyım talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu bu nedenle … bakımından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, Ticaret Kanununda ortaklıktan çıkma davası namıyla bir dava ve talep hakkı düzenlenmemiş olduğundan davanın reddine, kayyım talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava ortaklıktan çıkma ve şirket yönetimi için yönetici kayyımı atanması ve şirketin tasfiyesine ilişkindir.
Yargılamanın devamı sırasında, davacı vekilinin 28/01/2020 havale tarihli beyanında davalı ile sulh olduklarını, sulh nedeniyle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulmasını talep ettiğini, tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ile ilgili herhangi bir talebinin olmadığını beyan ettiğini, davalı vekilinin 30/01/2020 tarihli oturumda davanın konusuz kaldığını, davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Sulh HMK’nın 313 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Sulhun etkisi ise 315.maddesinde düzenlenmiş olup buna göre sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre, sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir denilmektedir. Taraflar sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar tesisini talep ettiklerinden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Sulh nedeni ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Taraf vekillerinin beyanı nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
5-Bu dava sebebiyle 54,40 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 35,90 TL den eksik kalan 18,50 TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.30/01/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır