Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/724
KARAR NO : 2021/215
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine … numaralı ZMM Trafik poliçesiyle sigortalı, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 11.10.2014 tarihinde, yaya konumunda bulunan müvekkiline asli kusurlu olarak çarpması neticesinde yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin yaralandığını, sürekli sakat kaldığını ve bakıma muhtaç hale geldiğini, … Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 04.10.2017 tarihli 2017/1956 sayılı Adli Kurul Raporunda müvekkilinin maluliyetinin iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceğini, bu sürede %I00 malul sayılması gerektiğini, sürekli göremezlik halinin bulunduğunu, sürekli iş göremezlik oranının %74 olarak tespit edildiğini, hayatı boyunca başkalarının yardımına muhtaç kalacağını ve sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu, kazadan sonra sigorta şirketi tarafından … sayılı hasar dosyası açılarak, müvekkilinin sürekli sakatlık tazminatına ilişkin eksik ödeme yapıldığını, poliçe dâhilinde sürekli bakım gideri tazminatına ilişkin ise ödeme yapılmadığını, ancak müvekkilinin sakatlığının arttığını ve zararının ödenen miktarın çok üzerinde olduğunu, KTK 111.maddesinin “Bu kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.” şeklinde olduğunu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğini, müvekkili adına 28.05.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine bakiye sürekli sakatlık tazminatının ve sürekli bakım gideri tazminatının ödemesi için müracaatta bulunulduğunu, ancak davalı sigorta şirketi tarafından usulüne uygun müracaata rağmen haksız ve hukuka aykırı olarak herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin ödeme yapmadığı ve dava açılmasına sebebiyet verdiği için kazadan dolayı sorumluluğunun ve faiz sorumluluğunun devam ettiğini, bu nedenle faizin olay tarihinden hesaplanması gerektiğini, aksi düşünce oluşması halinde ise, davalı sigorta şirketine müracaat edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından faizin başlatılması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin her tür dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik, müvekkili için sürekli bakım gideri tazminatı olarak 1.500,00- TL, geçici bakım gideri tazminatı olarak 500,00- TL, sürekli sakatlık tazminatı olarak 1.500,00- TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 500,00 -TL olmak üzere toplam 4.000,00-TL tazminatın (davalı sigorta şirketi azami poliçe limiti İle sorumlu olmak kaydıyla) kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin de karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2017/ … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirkete karşı aynı alacak kalemi için dava açıldığını, her iki davanın da konusunu 11.10.2014 tarihinde meydana gelen … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda doğan tazminat taleplerinin oluşturduğunu, dosyanın halen derdest olduğunu, derdestlik itirazları kapsamında davanın reddedilmesi gerektiğini, karayolları trafik kanunu 109/1.maddesine göre, sorumluluk sigortası sözleşmelerinden doğan her türlü tazminat davasının, hak sahibinin zararı ve tazminat yükümlülüğünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde zarara neden olan olay tarihinden itibaren 10 yıl sonra zamanaşımına uğradığını, dava konusu kazanın 11.10.2014 tarihinde meydana geldiğini ve zamanaşımına uğradığını, davanın bu kapsamda reddine karar verilmesini, dava konusu kazaya karışan … plakalı, … adına kayıtlı aracı, … poliçe numarası ile 27.06.2014 – 27.06.2015 tarihleri arasında müvekkil şirket nezdinde karayolları trafik kanunu zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 268.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle müvekkil şirket tarafından davacı tarafa 59.714,28-TL tutarında ödeme yapıldığını, davacının, dava ikamesinden önce müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuru üzerine, müvekkili şirket tarafından hasar dosyası açıldığını ve tüm unsurlar dikkate alınmak sureti ile aktüer raporu hazırlanarak, söz konusu aktüer raporu doğrultusunda 20.10.2017 tarihinde 59.714,28-tl tutarında ödeme yapıldığını, davacıya, talep edilmekte olan tazminatın ödenmiş olması sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, hesaplanacak tazminat tutarından müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme güncelleme yapılarak indirilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından dava konusu kaza nedeni ile davacıya ödeme yapılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, aksi takdirde yapılacak tazminat hesabında davacıya yapılan ödemenin güncelleme yapılarak belirlenen tazminattan indirilmesi yoluna gidilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından kazaya karışan … plakalı araca ilişkin Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlenmiş olmasının, tek başına poliçede yer alan teminat tutarının tamamının müvekkili şirket tarafından ödeneceği anlamını taşıdığını, öncelikle davacı tarafından müvekkili şirket sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ispatının gerektiğini, asli, tali veya diğer kusur durumları ile illiyet bağı tespitlerinin bulunmasının gerektiğini, kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün, kaza meydana geldiği esnada alkollü içki ve uyuşturucu madde etkisi altında olup olmadığının, geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığının müvekkilİ şirketin araç sürücüsüne/işletenine rücu hakkı bulunması sebebiyle, tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla mahkemece araştırılarak karar verilmesini, davacının dava konusu kaza nedeniyle, maluliyeti ve maluliyetin varlığı halinde dava konusu kaza ile irtibatının belirlenmesi gerektiğini, tedavi giderleri kapsamında sayılan geçici iş görmezliğe ilişkin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin ise, 6111 sayılı kanun kapsamında gerekli ödemeleri yaparak bu teminat kapsamında oluşabilecek tüm hukuki sorumlulukları SGK’ ya devrettiğini, bakıcı gideri tazminat talepleri tedavi giderleri kapsamında bulunmakla birlikte, 6111 Sayılı Kanun ile Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamından çıkartılıp sgk’nın sorumluluk kapsamına alınmış olduğundan, bakıcı giderlerinden sorumluluklarının bulunmadığını, bir an için sürekli sakatlık raporu alındıktan sonra bakıma muhtaç olması sebebiyle sorumluluklarının bulunabileceği düşünülse dahi, söz konusu teminat kalıcı iş görmezlik teminatı ile birlikte tek bir limit üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini, bakıcı gideri tazminat talepleri tedavi giderleri kapsamında bulunmakla birlikte, 6111 sayılı kanun ile Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamından çıkartılıp SGK’nın sorumluluk kapsamına alındığını, davacının gerçekten bakıcıya ihtiyaç duyup duymadığı olgusunun mahkeme tarafından araştırılması gerektiğini, davacı yanca, öncelikli olarak bakıcı gideri yapıldığının ispat edilmesi gerektiğini, davacının bakım ihtiyacının kimin tarafından karşılanmakta olduğunun önem taşıdığını, aile içi bakım durumunda yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği tazminattan hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, her durumda, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması halinde, teminatın paylaştırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu tazminat “ancak dava tarihinden itibaren” işleyecek “yasal faiz” ile birlikte talep edilebileceğini, davacının ancak dava tarihinden itibaren işleyecek olan faizi talep edebilmesinin mümkün olduğunu, müvekkili şirketin, müdebbir bir tacir olarak genel kanunların ve poliçe genel ve özel şartlarının kendisine yüklediği tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğundan, herhangi bir temerrüdünden bahsedilemeyeceğini belirterek, sonuç olarak, davanın, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/… esas sayılı dosyası üzerinden görülen dava ile arasında derdestlik durumu bulunduğundan, davanın dava şartı noksanlığı ve tazminat taleplerinin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle usul yönünden reddine,, mahkemenin aks halde, müvekkili şirket tarafından, davacı yana dava konusu kaza nedeni ile hasar başvurusu kapsamında ödeme yapılmış olduğundan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER:
Tedavi evrakları, ceza dosyası, davacının sosyal-ekonomik durum araştırması, SGK ayıtları, davalı şirkete ait 17/032017 tarihli davacının başvurusuna verilen cevabi yazı, davalı şirket tarafından gönderilen 01/11/2018 tarihli yazı ekinde gönderilen ödeme dekontu, hasar dosyası, … Ağır ceza Mahkemesinin 2017/ … D.iş sayılı dosyası, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyası, ATK raporu…. numaralı … Sigorta A.Ş. Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/ … Soruşturma numaralı dosyası,
GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş gücü tazminatı ve bakıcı gideri alacağı istemine ilişkindir.
KTK.’nun Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin KTK.’nun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre, olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve KTK.’nun kapsamında motorlu bir aracın kara yolunda işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortasıdır.
Davacının sosyal ekonomik durumu araştırılmış, tedavi, sigorta kayıtları ve ceza dosyası UYAP’dan celp edilmiş, maluliyet hesabı yönünden Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulundan rapor ve ek rapor, kusur ve tazminat miktarı konusunda yerel bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş’ye 27/06/2014-27/06/2015 tarihleri arasında sigortalandığı anlaşılmıştır.
Kaza, 13/11/2014 tarihinde sigorta teminatları süresi içinde meydana gelmiştir.
Teminat limitleri kaza tarihi itibari ile ölüm ve sakatlık şahıs başına 268.000,00-TL ile sınırlıdır.
Maluliyet durumu tespiti yönünden … Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulunun 13/03/2019 tarih ve … sayılı raporunda; davacının 11.10.2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle,11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ne göre % 38 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği hususları mütalaa olunmuştur.
Taraf vekillerinin itirazları ve davacının sürekli ve geçici olarak bakıma muhtaç olup olmadığı hususu tespiti için ATK üst kurulu ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, … Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulunun 22/01/2020 tarih ve … sayılı raporunda;İyileşme (işgöremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, bu sürenin 3 ayında başka birinin yardımına gereksinim duyabileceği, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereğince başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığına
ilişkin rapor düzenlenmiştir.
Kusur ve tazminat hesabı yönünden aktüerya ve trafik bilirkişisinden alınan 13.11.2020 tarihli raporda özetle; 11.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak; kusur durumuna ilişkin olarak; bilirkişi tarafından 17.02.2015 tarihli hazırlanan ve … Cumhuriyet Başsavcılı’ğına sunulan bilirkişi raporunda, yaya … ‘ın asli kusurlu ve … plakalı aracın sürücüsü …’in tali kusurlu olduğu belirtilmiş olup, belirtilen kanaate uyulduğunu, yaya … ‘ın; meydana gelen trafik kazasında %75 oranında kusurlu olduğunu, … plakalı aracın sürücüsü …’in; meydana gelen trafik kazasında %25 oranında kusurlu olduğunu, tazminat hesabına ilişkin olarak; davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … ‘ın; ödeme tarihindeki verilere göre; Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 2.101,92- TL, Sürekli iş göremezlik dönemine ait %38 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 69.582,51- TL. olmak üzere, toplam: 71.684,43 TL olduğunu, davacının ödeme tarihindeki verilere göre geçici ve sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zarar toplamı 71.684,43 TL olarak belirlenmesine karşın, davalı tarafından 59.714,28-TL ödeme yapıldığını, buna göre ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunduğunu, günümüze kadar bilinen verilere göre; mahkemece ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunduğu ve buna göre de; ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise; günümüze kadar gerçekleşen veriler esas alınarak belirlenen zarar tutarından, ödemenin güncel tutarın tenzili sonucu davacının; geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 2.101,92- TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %38 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının 35.460,32- TL, bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 850,50- TL, olduğunu, davacının maddi zararlarının poliçe kapsamında ve limiti içinde bulunduğunu, en erken temerrüt tarihinin 20.10.2017 ödeme tarihi olarak belirlendiğini, sigortalı aracın kullanım amacının hususi gözüktüğü hususları hususları rapor edilmiştir.
Davacı vekili 18/01/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile;sonuç olarak 2.101,92 TL nin geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararı kazanın meydana geldiği tarihten itibaren en yüksek mevduat faizi ile, 35.460,32 TL sürekli iş göremezlik dönemine ait % 38 maluliyet oranı ile ilgili kalan bakiye maddi zararının kazanın meydana geldiği tarihten itibaren en yüksek mevduat faizi ile, 850,50 TL bakıcı gideri nedeniyle maddi zararın kazanın meydana geldiği tarihten itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte alacaklarının, davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup, 114/1- ı) bendi ile “aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” dava şartı olarak sayılmıştır. Davalı vekilince, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/ … Esas sayılı dosyası ile işbu davanın konusunun aynı olması nedeniyle derdestlik itirazında bulunulmuştur.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 2017/… Esas sayılı dosyasından gönderilen gerekçeli karar ve kesinleşme şerhinin incelenmesinde 13/03/2019 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, verilen kararın 16/06/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından, davalı vekilinin derdestlik itirazı yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 11/10/2014 tarihli kazada davacı … ‘ın; %75 oranında kusurlu olduğu , davalıya sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … ‘in; %25 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza nedeniyle %38 oranında sürekli maluliyetinin doğduğu, 9 ay geçici iş göremezlik durumunda kaldığı ve 3 ay süreyle bakıcı yardımına muhtaç bulunduğu ATK raporu ile tespit edilmiş olup, davalı tarafça davacıya 20/10/2017 tarihinde 59.714,28 TL ödeme yapılmış ise de; davacının ödeme tarihine göre hesaplanan zararının 71.684,43 olduğundan zararının tam olarak karşılanmamış olduğu, hasar dosyasının incelenmesinde ödeme karşılığı alınmış bir ibranamenin de bulunmadığı görülmüş olup, davacıya yapılan 59.714,28 TL kısmi ödemenin güncel tutarının hesaplanan sürekli iş göremezlik zararından tenzili ile birlikte davacının 35.460,32 TL sürekli iş göremezlik, 2.101,92TL geçici iş göremezlik 850,50 TL bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam bakiye zararının 38.412,74 TL olduğu anlaşılmış olup, davanın kabulü ile 35.460,32 TL sürekli iş göremezlik 2.101,92TL geçici iş göremezlik ve 850,50 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 38.412,74 TL nin davacıya yapılan kısmi ödeme tarihi olan 20/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe kapsamanda sorumlu olan davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile 35.460,32 TL sürekli iş göremezlik 2.101,92TL geçici iş göremezlik ve 850,50 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 38.412,74 TL nin 20/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli olan 2.623,97-TL karar ilam harcının, peşin alınan 35,90-TL ile harcın mahsubu ile noksan kalan 2.588,07-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 77,00- TL, davetiye, posta gideri: 247,50-TL bilirkişi ücreti: 1.200,00-TL, ATK fatura bedeli 562,00- TL olmak üzere toplam: 2.086,50- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.761,91-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde
davacıya iadesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/03/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır