Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/717 E. 2019/1145 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/717 Esas
KARAR NO : 2019/1145
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 30/12/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/07/2017 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … caddesi istikametinden … bulvarını takiben … bulvarı istikametine seyir halinde iken, … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısmına çarpması sonucu çift taraflı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araçta yolcu olan müvekkilinin yaralandığını ve tedavi altına alındığını, tüm bu tedaviler sonucunda müvekkilinin maluliyetinin kalıcı bir hâl aldığını, … Hastanesinden alınan Engelli Sağlık Kurulu Raporu uyarınca % 5 oranında maluliyeti bulunduğunu, kazada müvekkilinin, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın içinde yolcu konumunda olduğunu, kaza tespit tutanağında da açık belirtildiği üzere, … plakalı araç sürücüsü …’ün tam ve asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, yolcu konumunda bulunan müvekkilinin ise kusursuz olduğunu, müvekkilinin 34 yaşında olduğunu, aldığı bedensel zararın onu işlerinden alıkoyduğunu, maluliyeti sebebiyle gerek iş hayatı, gerekse günlük yaşantısında büyük sıkıntılar yaşadığını, yaşadığı tramva, buna bağlı stres bozukluklar iş hayatını, sosyal yaşantısını ve aile hayatını etkilediğini, müvekkil adına 23.02.2018 tarihinde ilgili sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketinin müvekkilinin talebini karşılamadığını, müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren … plakalı aracın kaza sırasında davalı …Ş.’nin … nolu Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu bu sebeple maddi tazminat bakımından teminat limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile … Sigorta A.Ş.’ye husumetin yönelttiğini, davalı şirketin genel müdürlüğü Şişli’de bulunduğundan davanın İstanbul Mahkemelerinde açıldığını belirterek, sonuç olarak, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000.00- TL işgücü kaybı tazminatının davalı şirketten başvuru tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat ve tedavi gideri taleplerinin teminat dahilinde olmadığını, davacının davaya konu kaza sebebiyle oluşmuş kalıcı maluliyeti bulunmadığını, davacının kalıcı maluliyeti bulunmaması sebebiyle müvekkili şirket tarafından ödeme yapılamadığını, kabul anlamına gelmemek üzere, davacının sürekli sakatlığı adli tıp kurumundan alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, maluliyet oranının özürlülük ölçütüne göre belirlenmesi gerektiğini, kaza ile netice arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve maluliyetin sürekli olup olmadığı konularının belirlenmesi gerektiğini, ayrıca, maluliyetin tazminat gerektirip gerektirmediği konusunun da açıklığa kavuşturulması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebi poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu ve talebin reddinin gerektiğini ve hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, yaralanan ve / veya maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespitinin gerektiğini, hatır taşıması nedeniyle zarar miktarında indirim yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla ve %40 dan az olmamak üzere tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. davacı vekili tarafından avans faizi talep edildiğini, kazaya karışan sigortalı aracın, ticari araç olmaması sebebi ile, hükmedilecek faizin yasal faiz olması gerektiğini belirterek, sonuç olarak, haksız davanın reddine, lehlerine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesine, talebin reddi halinde; kusur, maluliyet durumu ve tazminat miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına, maluliyet oranına ilişkin raporun Adli Tıp Kurumundan alınmasına, tazminat raporunun hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile yaptırılmasına, müvekkil şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini savunmuştur.
Dava, trafik kazası neticesinde davacının sürekli iş gücü kaybı nedeniyle uğramış olduğu zararın tazmini talebine ilişkindir.
Davalı vekili, UYAP’dan gönderdiği 05/12/2019 tarihli dilekçe ile; dava derdest iken davacı yan ile sulh olunduğunu, sigortalı aracın karıştığı kaza sebebiyle davacı vekiline tüm tazminat miktarının ödendiğini ve davacı yanın maddi zararlarının müvekkili şirket tarafından karşılandığını, davacı yanın davadan feragat ettiğine ilişkin beyanlarını dosyaya sunması halinde, feragat nedeniyle ret hükmünün tesis edilmesini, bu beyanların dosyaya sunulması halinde, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği, vekaletnamesinde sulh yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin de, UYAP’dan gönderdiği 20/12/2019 ve 30/12/2019 tarihli dilekçeleri ile; davalı şirket ile sulh olduklarını, dosya hakkında sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiklerini, davalı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiş olup, vekaletnamesinde sulh yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 Sayılı H.M.K’ nun 313. maddesinde sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme olup, HMK 315 md si uyarınca kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı ve taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre, sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği, düzenlenmiştir.
Açıklanan yasal hükümler ışığında tarafların sulhün usulüne uygun olduğu ve taraf vekillerinin vekaletnamesinde sulh yetkisinin bulunduğu anlaşılmış ve sulh nedeniyle HMK 315/1 maddesi uyarınca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Tarafların sulh olması nedeniyle, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli olan 44,40-TL karar ilam harcından peşin alınan 35,90-Tl. nin düşümü ile eksik kalan 8,50-TL bakiye ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflar karşılıklı olarak yargılama giderleri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirdiklerinden, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır