Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/672 E. 2022/297 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/672 Esas
KARAR NO : 2022/297
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2014
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında … SÖZLEŞMESİ ve ekinde … kent Sit. … Blok No: … … Konya adresindeki dükkânın bir yıl süreli 01.08.2013-01.08.2014 tarihleri arası Kira Kontratı düzenlendiğini, Taraflar arasındaki bu sözleşmelere göre müvekkiline kira kontratında belirlenen adreste FRANCHISE sözleşmesinde belirtilen şartlarda davalıya ait teknik destek ve özel şartlar altında temin edilen ürünleri satarak cirodan prim almak suretiyle ticari faaliyet sürdürecek, davalıda bu sözleşme şartlarına uygun olarak ürün tedariki, reklam, işyeri donanımı vb teknik mal, ürün ve hizmet sunarak kendi konseptine uygun ticaret yapılmasını temin edeceğini, anılan sözleşmenin 11.2 maddesi ve 15.1 – 15.2. maddeleri gereğince sözleşme anında davalının talebi üzerine davacı tarafından vade tarihleri açık iki adet bono senedi düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, Bu senetlerin miktarı ve tüm özelliklerinin davalı tarafından belirlendiğini, davacı ile davalı yaklaşık iki ay süre zarfında davalının teslim ettiği işyerinde çalıştığını, ancak ikinci ayın başlangıcından itibaren davalının Konya’da yetkili gösterdiği kişiler ve Ankara’da yetkili gösterdiği kişilerin kusurları neticesinde teslim edilmeyen ürünler halikında fatura düzenlenmesi üzerine taraflar arasında sorunlar yaşanmaya başlandığını ve uzaktan davalının erişimine açık bulunan yazar kasaya davacıya teslim edilmeyen ürünlere ait bilgiler girilmeye başlandığını, bunun üzerine davacı davalı şirket yetkililerine aradaki sözleşme ve ticari örf ve adetlere göre bu şekilde çalışmanın mümkün olamayacağının, teslim edilmeyen ürünlere sonradan fatura düzenleyerek elektronik yazar sistemine girilmeye çalışılmasının ağır bir haksızlık olduğunu, şirket çalışanlarının depo açıklarını bayi üzerinden bu şekilde kapatamayacaklarını kendine bildirilen bölge temsilcisine kadar şirket yetkililerine bildirildiğini, Müvekkilinin … İcra Müdürlüğünün 2013/… E. sayılı dosyasında mevcut iki bono senedi tutarı olan 80.000 TL karşılığı veya takipte talep edilen 75.181,93 TL veya 2.037,67 TL tutarında bir borcu olmadığını, …. İcra Müdürlüğün 2013/… E. sayılı dosyasına konu 30.09.2013 Vade Tarihli 40.000 TL bedelli ve 30.10.2013 Vade Tarihli 40.000 TL bedelli olmak üzere iki adet senet karşılığı 75.181,93 TL asıl alacak ve 2.037,67 TL faiz den borçlu olunmadığının tespitine, arz edilen dosyaya yapılmak zorunda kaldığı tüm tutarların yargılama sonucunda istirdatına, Sözleşme yükümlülükleri dikkate alınarak şimdilik 5.000 TL davalı tarafından taahhüt edilen ve yoksun kalman gelire istinaden fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydı ile (Alacağa ve) maddi tazminata dava tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile, Sözleşmenin haksız ve kötü niyetle uygulatılmaması sebebi ile toplum içinde duyulan manevi elem ve ızdıraba bir nebze karşılık olmak üzere 5.000 TL manevi tazminata dava tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile, Yargılama giderleri ve Avukatlık Vekâlet Ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödettirilmesine, Her türlü talep ve dava hakları saklı tutulmak kaydı ile talep etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında 01/08/2013 tarihinde franchise sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin 11.2, 15.1 ve 15.2.maddeleri gereğince müvekkilinin talebi üzerine davacı yan tarafından vade tarihleri açık iki adet bono senedi düzenlendiğini ve davacı tarafından müvekkiline teslim edildiğini, satış faturalarının bedelinin ödenmemesi üzerine mezkur bonoların … İcra Müdürlüğü’nün 2013/… Esas sayılı takip dosyası ile davacı aleyhine takip başlatıldığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, bu nedenle sözleşmede belirtilen cezai şarttan ve ödenmeyen faturalardan sorumlu olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ….İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sayılı (eski esas numarası 2013/… Esas olan) takip dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesi sonucunda, davalının davacı aleyhine 02/09/2013 düzenleme tarihli 30/09/2013 vade tarihli ve 40.000,00TL bedelli, 30/10/2013 vade tarihli 40.000,00TL bedelli keşidecisi davacı olan bonolara istinaden toplam 77.219,60TL üzerinden takip başlattığı görülmüştür.
Mahkememizce … Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak davacının tutmakla yükümlü olduğu 2013-2014 yıllarına ait yasal ve ticari defterler üzerinde mali müşavir bilirkişi inceleme yapıtıralarak takip tarihi itibari ile davacının davalıya borçu olup olmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalıca taahhüt edilen ve davacı tarafından yoksun kılanan karın olup olmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu hususunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından 2013-2014 yılı defterlerinin kayıp olduğu beyan edildiği, 2013 yılı fatura dosyalarının incelemeye ibraz edildiği, davacı yanın işletme defterine tabi olduğu, işletme defterinde sadece gelir gider kayıtlarının bulunduğu, cari hesap tutulmadığına, ticari defterler üzerinde borç alacak tespitinin yapılmadığı, davacının 2013 yılı gelir vergisi beyannamesinde, 13.444,81TL zarar beyan ettiği, davalı yan tarafından davacıya teslime edilen malların ne kadar olduğunun tespit edilemediği ifade edilmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bir mali müşavir ve bir sözleşme hukukunda nitelikli hesap uzmanı bilirkişi tarafından inceleme yapılmak suretiyle, davacının davalıya takip tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı tarafça taahhüt edilen ve davacı tarafından yoksun kalınan karın olup olmadığı hususlarında rapor, sözleşmenin ne kadar süre ile yürürlükte kaldığı, davalının davacıya teslim etmediği ürünler olup olmadığı, var ise teslim edilmeyen ürünlere ilişkin fatura kesilip kesilmediği, mal tesliminin hangi tarihte son bulduğu, davalının davacıdan cari hesap alacağı olup olmadığı, var ise hangi kalemlerden oluştuğu, davacının kazanç kaybı olup olmadığı hususunda rapor alınan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davalının cari hesabına göre, davalının davacıdan 44.732,39TL alacaklı olduğu, sözleşmenin 15.2.maddesinde 40.000,00TL cezai şart kararlaştırıldığı, sözleşmeye davacı tarafından aykırı hareket edildiğine ilişkin dosyada bir delil olmadığı, bu nedenle cezai şart talep edilemeyeceği, davalının cari hesap alacağını talep edebileceğini, aşan miktar yönünden bonoların bedelsiz kaldığını, sözleşmenin eki olan 01/08/2013 tarihli ek protokolde davacı tarafa davalı tarafın aylık 2.000,00TL kazanç taahhüdünde bulunulduğu, sözleşmenin iki ay süreyle yürürlükte kaldığı ifade edilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporunda özetle; dava dosyasında davacıya kesilen faturalarla ilgili iade faturaları görülmediği, teslim edilmeyen ürünlere ilişkin herhangi bir tutanağın dosyada olmadığı, mal tesliminin 27/09/2013 tarihli KDV dahil 176,90TL’lik alacağı olduğu, davacının ek protokolün 8.maddesine göre 4.000,00TL kar kaybı talep edebileceği ifade edilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, alınan bilirkişi raporları ve bilirkişi raporuna karşı sunulan dilekçelerde göz önünde bulundurularak Davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bir mali müşavir, bir hukukçu bilirkişi tarafından inceleme yapılarak takip tarihi itibari ile davacının davalıya borçu olup olmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalıca taahhüt edilen ve davacı tarafından yoksun kılanan karın olup olmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin ne kadar süre ile yürürlükte kaldığı, davalının, davacıya teslim edip etmediği ürünler olup olmadığı, davalının, davacıya teslim edilmeyen ürünlere ilişkin fatura kesip kesmediği, mal tesliminin hangi tarihte son bulduğu, davalının, davacıdan cari hesap alacağı olup olmadığı, var ise cari hesap alacağının hangi kalemlerden oluştuğu, davacının kazanç kaybının olup olmadığı, var ise ne kadar olduğu hususlarında rapor alınmasına ve tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, davacı vekilinin ve davalı vekilinin alınan bilirkişi raporlarına karşı sunmuş oldukları tüm beyan ve itirazların da irdelenmesi suretiyle davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak sureti ile, davalı tarafından kesilen ciro prim faturalarının taraflar arasındaki sözleşmedeki madde hükümleri ile uyumlu olup olmadığı, davacının defterlerinde yer verimiş olduğu tüm faturaları kapsayıp kapsamadığı, davalının defterlerinde yer alan ve davacı tarafından yapılan ödemelerin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre zamanında yapılıp yapılmadığı, zamanında yapılmamış ise ödemeler ile mal alınmaları arasında ne kadar zaman olduğu, bu hususa tüm ödemeler ve davacı tarafından alındığı iddia olunan malların fatura tarihlerine tablo halinde raporda yer verilmesine, yapılan ödemelerin zamanında yapılmamış olmasının davalıya sözleşmeyi feshetme veya durdurma yetkisi verip vermeyeceği, davalının cezai şart talep edip edemeyeceği, edebilecek ise cezai şartın davalının sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle iktisaden mahvına neden olup olmayacağı hususlarında daha önce rapor alınan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davalının 2013 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tutulduğu, takip tarihi itibariyle 68.328,58TL alacağı olduğu, icra takibinden sonra davalı tarafından davacı yana 26/12/2013 tarihli 9693 numaralı 13.750,70TL ve 9692 numaralı 9.845,49TL olmak üzere toplam 23.596,19TL’lik fatura düzenlenmiş olduğu, bu faturaların davalı tarafından kayıtlara alınmasından sonra davalının davacı yandan alacağının 44.732,39TL olduğu, davalı tarafından davacı tarafa 47 adet fatura karşılığı toplam 159.419,12TL’lik fatura düzenlenmiş olduğu, ilk faturanın 07/08/2013, son faturanın 27/09/2013 tarihinde düzenlenmiş olduğu, davacı tarafından davalıya 80.030,13TL’lik ödeme yapıldığı, davacı tarafından davalı yana 7 adet 84.656,60TL’lik fatura düzenlendiği, 26/12/2013 tarihli ve toplam bedeli 23.596,19TL olan faturaların davacı yazar kasasından tespit olunan satışların KDV hariç tutarı üzerinden hesaplanmış ciro primi faturası olduğu ve davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından davacı yana Ağustos ve Eylül 2013 aylarına ait kira ve elektrik vs. gider yansıtma olarak 4.074,60TL’lik faturanın düzenlenmiş olduğu, davalının sözleşmeyi ihlal ettiğine yönelik iddiaların ispatına dair dosyada bir delil davalının davacı yana düzenlemiş olduğu faturaların dayanağı olan irsaliyelerde tavuk ürünlerinin davalının adresi olan Konya’ya çeşitli nakliyeciler aracılığı ile gönderilmiş olduğu, sözleşmenin iki ay süreyle yürürlükte kaldığı, sözleşmenin 15.maddesinde, davalının cezai şart isteminde bulunmasının davacının kusuruna bağlanmış olduğu, sözleşmenin sona ermesinde davacının kusurlu olduğunun ispat edilemediği, bu nedenle davalı tarafça cezai şart talep edilemeyeceği ifade edilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporunda kök rapor ile aynı görüşlerin ifade edildiği görülmüştür.
Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesi sonucunda; davacı ile davalı arasında, 16/07/2013 tarihinde franchise sözleşmesi imzalandığı, 01/08/2013 tarihinde ek protokol imzalandığı, sözleşmenin 5.1.maddesinde, ürün tedarikinin nasıl olacağının düzenlendiği, 5.3.maddesinde, yetkili olduğunu beyan eden herhangi bir kişinin irsaliye üzerinde ad ve soyadı ve imzasının konulmak suretiyle yapılan mal tesliminin geçerli bir mal teslimi olduğu, 5.5.maddesinde ürünlerdeki noksanlık veya bozukluğun davacı tarafından davalıya bildirmekle mükellef olduğu, ihbarı zamanında yapılmaması halinde yapılan kabulün kesin olduğu ve itiraz edilemeyeceğinin, noksan veya bozukluğun müştereken tutulacak bir tutanak ile tespit ve tevsik edileceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 7.maddesinde, ciro priminin KDV hariç aylık alım bedeline bağlı olarak Ek-3’e göre düzenleneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 8.maddesinde davalının 1.250,00TL kazanç taahhüdünde bulunduğu, sözleşmenin 9.5.maddesinde, davalının otomasyon sistemi ile online bağlantı kurmaya, ürünlerin satış fiyatlarını yüklemeye, satış ve stok takibini yapma hakkına sahip olduğunun düzenlendiği, sözleşmenin 11.2.maddesinde davacının davalıya teminat ve garantiler vereceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 14.maddesinde, sözleşmenin feshinin düzenlendiği, sözleşmenin 15.1.maddesinde, alınacak teminatın düzenlendiği ve sözleşmenin 15.2.maddesinde davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı eylem ve davranışları nedeniyle sözleşmenin feshine sebep olması halinde 40.000,00TL cezai şart bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda; icra takibine konu senetlerin malen kayıtlı olduğu görülmüş ise de, davacı tarafça verilen senetlerin teminat amacı ile verildiği beyan edildiğinden ve davalı tarafça da bu husus ikrar edildiğinden, takibe konu edilen senetlerin sözleşmenin 15.1.maddesinde davacı tarafından davalıya verilecek olan teminat senetleri olduğuna, taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı da görülerek karar verilmiştir. Davacı tarafça dava dilekçesinde davalı tarafın yetkililerinin aradaki sözleşme hükümlerine aykırı olarak teslim edilmeyen ürünlere ilişkin fatura düzenlendiğini ve bu hususların davalının temsilciliklerine bildirildiği, bunun üzerine müvekkiline mal teslim edilmeyerek çalışmalarının fiilen engellendiği iddia olunmuştur.
Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda; taraflar arasındaki sözleşmenin 5.5.maddesinde, taraflar arasındaki sözleşme gereğince eksik veya noksan teslim edildiği iddia olunan ürünlerin tespitine ilişkin taraflarca müştereken tutanak tutulacağı düzenlenmiş olup ihtarın ne suretle yapılacağı düzenlenmiş ise de, bu hususta davacı tarafça dosyaya sunulan herhangi bir mail yazışması, görüşme tutanağı veya ihtarname gibi bir belgenin olmadığı görülerek davacı tarafın bu iddiasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nin 193. maddesinde ise taraflar arasında delil sözleşmesi yapılabileceği kabul edilmiş olup, tarafların, bir hususun yalnız belli bir delil ispat edileceği hakkında yapmış oldukları sözleşme münhasır delil sözleşmesi, bir hususun başka bir delille de ispat edileceğine ilişkin yapmış oldukları sözleşmeler ise münhasır olmayan delil sözleşmesi olarak kabul edilecektir. Münhasır delil sözleşmesi yapılmış ise, taraflar iddiasını ancak delil sözleşmesi ile kabul edilen delil ile ispat edebilir.
Başka bir delille ispat edemez. Yani taraflar delil sözleşmesinde kararlaştırdıkları deliller dışında başka delil gösteremezler.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/2 maddesi gereğince ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ile aynı maddenin 3. fıkrası gereğince ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği belirtilmektedir.
Davalı tarafça 2013 ve 2014 yıllarına ait ticari defter ve kayıtların kaybolduğu yargılama aşamasında beyan olunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin 23.maddesinde delil sözleşmesi niteliğindeki madde hükmüne yer verilerek taraflar arasındaki ihtilaflarda davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının delil mahiyetinde olacağı kararlaştırılmış ve bu madde hükmünün davacı tarafın ispat hakkını tamamen kaldırmış olması nedeniyle geçerli olduğuna mahkememizce kanaat edinilmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarına göre davalının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıya 68.328,58TL borçlu olduğu, icra takip tarihinden sonra olan 26/12/2013 tarihinde sonra ise iki adet faturadan kaynaklı toplam 23.596,19TL’lik davacı alacağının davalının ticari defter ve kayıtlarında işlenmesi nedeniyle bu tarih itibariyle davacının bakiye borcunun 44.732,39TL kaldığı ve bu bakiyenin cari hesap niteliğinde olduğu ve alacak kalemleri arasında taraflar arasındaki sözleşmenin 15.2.maddesinde cezai şart alacağı iddiasının olmadığı görülmüştür. Mahkememizce cezai şart alacak iddiası yönünden yapılan değerlendirme sonucunda ise, sözleşmenin 15.2.maddesinde cezai şart talebinin kusurlu sözleşme yükümlülüklerine aykırı eylem ve davranışların meydana gelmesine bağlanıldığı ve davacı tarafın sözleşmeye aykırı davranışların davalı tarafça ispatlanamadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.7.maddesindeki ödemelerin peşin yapılacağı kararlaştırılmış ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içerisinde bu sözleşme hükmüne uyulmadığı ve davacının ödeme edimlerinin kabulü esnasında davalı tarafça ihtirazı kayıt ileri sürülmediği görülerek taraflar arasındaki fiili uygulama ile bu sözleşme hükmünün kaldırıldığına kanaat edilerek davalının davacıdan cezai şart talep edemeyeceğine ve davalı tarafça icra dosyasındaki talebinin 23.596,19TL’lik kısmından feragat edildiğine ilişkin sunulan dilekçede dikkate alınarak davacının menfi tespit talebinin kısmen kabulüne karar verilerek davacının davalıya icra takibinden dolayı 6.853,35TL asıl alacak yönünden (dava tarihinden önce olan 26/12/2013 tarihi itibariyle davacının davalıdan 44.732,39TL alacağı olduğu ve davacı tarafın cezai şart miktarı olan 40.000,00TL’yi talep edemeyeceğine karar verilerek ve davalının takip bedelinin 23.596,19TL’lik kısmından feragat ettiği dikkate alınarak) ve davalı tarafından cari hesap alacağının tahsili için takip öncesinde davacı taraf temerrüte düşürülmediğinden 2.037,62TL’lik işlemiş faiz alacağı yönünden davalı tarafa borçlu olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Öte yandan davacı tarafından sözleşmenin fiilen uygulanmamasına sebebiyet verildiğine kanaat edilerek, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Menfi Tespit talepli davasının KISMEN KABULÜ İLE
Davacının davalıya … İcra müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı takip dosyası yönünden (davalının takip konusu alacak miktarının 23.596,19TL lik kısmında feragat ettiği de dikkate alınarak) 6.853,35TL asıl alacak ve 2.037,67TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.891,02TL yönünden borçlu olmadığının tespitine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Davacının Maddi ve Manevi Tazminat Talepli davasının REDDİNE
3-Alınması gerekli olan 607,35-TL karar ilam harcından peşin alınan 170,80-TL, tamamlama harcı olarak alınan 1.366,20-TL harcın mahsubu ile arta kalan 929,65-TL harcın karar kesinleştiğinden davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 1537,00-TL peşin harcın ve tamamlama harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 29,00-TL ( başvurma, vekalet harcı) davetiye, posta gideri: 410,58-TL, bilirkişi ücreti: 5.500,00TL olmak üzere toplam: 5.939,58-TL yargılama giderinin %10 kabul-red oranı üzerinden hesaplanan 593,95TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı maddi tazminat ve menfi tespit davası yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı maddi tazminat ve menfi tespit davası yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 10.694,17-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı manevi tazminat davası yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 uyarınca hesap ve takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır