Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/665 E. 2021/778 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/665 Esas
KARAR NO : 2021/778
DAVA :Tespit, Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ : 10/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit, Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … unvanlı kooperatifinde 250 adada 6 sanayi parseli tahsisli ve 294/1 parsel … Grubu 15 ve 16 nolu 2 adet işyeri tahsisli 2 pay brut 1250 m2 “yer beğenmek sureti ile” kayıtlı ortağı olduğunu, kooperatife 294/1 parsel … Grubuna yer beğenmek suretiyle 15/Şubat/2017 tarihinde ortak olduğunu, katıldığı kooperatifin 20/05/2017 tarihli olagan genel kurulun 5 maddesi (b) bendinde yer aldıgı şekli ile tüm yükümlülügünü genel kurul kararlarına uygun yerine getirdiğini, kooperatife ait yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle kötü niyetle ihtarname dahi gönderildiğini, koperatifin düzenlediği taahhütnamede yer aldığı gibi arsa için 500.000 TL nakit, kalanını Mart 2017 ayından başlayarak 75.000×10 ay – 750.000 TL toplam 1.250.000-TL ödemiş olduğunu, Ocak 2018 yılında inşaatın başlayacagı ve bu tarihden itibaren 30 ay aylık 40.000×3.051.200.000TL inşaat bedeli alınacağı hakkında kooperatif yönetimi bildirimde bulunurken, aidatlar toplandığını fakat 08/2018 ayı geldiği halde inşaatın halen başlamadığını, Ağustos 2017 tarihinde kura ile tahsisi ettiği 6 adet parselden toplamda 109.553 TL kooperatiften şerefiye alacağı olduğunu, kooperatif yönetimi vade farksız kooperatifden şerefiye alacağını bekletirken, aidat alacağına aylık 962 vade temerrüt faizi farkı yürüterek istediğini, alacağının borcuna mahsubuna da izin vermediğini, 2006 yılından başlayarak kooperatifin geciken aidatlar için vade farkı hesaplama yönteminin 31/12/2016 tarihine kadar geciken günler için gün hesabı yapılarak doğru şekilde vade farkı hesaplandığını, yanlış hesaplamanın 294/1 parselde yer alan ortak cari hesaplarına uygulanan 2017 vade farkı hesaplamalarında olduğunu, müvekkilinin anasözleşme ve 1163 sayılı koop. kanunu hükümlerine göre ortak olduğunu, 30/01/2018 tarihine kadar ödeme yapmaması halinde hukuki yollara başvurulacağını içeren yazınızı aldığını, hak ve yükümlülüklerini bilen sorumluluk sahibi bir ortak olduğunu, cari hesap vaziyetini incelediğinde son ödeme gününü bir gün dahi gecikme halinde aylık 2 vade farkının kooperatifce hesaplandığını, gün hesabı yapılmadığını, genel kurulda alınan yetkinin bir tam ayı kapsadığını, geçmiş yıllarda olduğu gibi aynı anlayışla gün hesabı yapılarak aylık 461,5 üzerinden vade farkının hesaplanmasını istediğini, kooperatif yönetiminin işyerlerini ortaklık hukuku ve satış sözleşmesine uygun olarak ortaklarına teslim etmekle yükümlü olduğunu, kooperatif yönetimi sözleşmede yer alan hususların eksik olmasından kaynaklanan durumdan yönetimin mesul olacağını, Kooperatif yönetiminin bir an önce müvekkili davacı taraf ve diğer tüm 294 ada 1 parselde yer alan 60 bagımsız bölümlü … Grubu projesinden yer beğenmek suretiyle üye olan ortakların cari hesaplarına ait vade farkı hesaplamalarının Şubat 2017’den itibaren kooperatif borçlarına %2 oranında aylık temerrüt faizi uygulandığını, uygulanan faiz oranının hukuka aykırı olduğunu ve TBK ve 3095 sayılı kanun gereğince yıllık en fazla %18 oranında faiz uygulanabileceğini, bu sebeple temerrüt faiz oranlarının aylık %1,5 olarak düzeltilmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 20.05.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan 5-b nolu karar davacı tarafın hazır olarak bulunduğu ve olumlu oy verdiği tüm üyelerin oybirliği ile alınmış bir karar olup davacı tarafın bu konuda bir itirazı kayıt ileri sürmediğini, müvekkili kooperatifin 20.05.2017 tarihinde 2016 yılına ait genel kurul toplantısını yapıldığını, mevzuata uygun şekilde yapılan söz konusu toplantının Haziran cetvelindeki imzasından da belli olduğu üzere müvekkili kooperatif üyesi davacı …’nun söz konusu toplantıya katıldığını, gündemdeki konulara ilişkin yapılan oylamalarda oyunu kullandığını, davacı tarafça 23.07.2018 tarihli dava dilekçesinde kanuna aykırı olduğu iddia edilen, gecikmiş aidatlara aylık % 2 vade farkı uygulanmasının hukuki sebebinin 20.05.2017 tarihli davalı Kooperatif genel kurulu tarafından alınmış olan karar olduğunu, davacı tarafın işbu huzurdaki davayı 1 aylık hak düşürücü süresi içerisinde açmadığını, kooperatifler kanunun madde 53 hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere kooperatif genel kuruluna katılan ve burada alınan kararın Kanuna aykırı olduğunu iddia eden davacı üyenin bu karar aleyhine toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede dava açması gerektiğini, dava dilekçesinde kendisinin müvekkil kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini iddia etmiş ise de bugün itibarı ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere müvekkili kooperatife aidat borcu bulunduğunu, davacı tarafın aidat borcunu ifa ettiğini iddia etmiş ise de bilindiği üzere Medeni Kanun madde 6 uyarınca yargılama esnasında taraflardan her biri dayandığı olguları ispat ile mükellef olduğunu, tüm yükümlülüklerini ve bu arada aidat borcunu ödediğini iddia eden davacının bu iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini talep etmiştir.
Dava, davalı kooperatifin 20/05/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında “ortaklardan toplaması gereken aidatların geçiken ödemelerle aylık %2vade farkı uygulanacağına” yönelik alınan kararın hükümsüzlüğünün tespiti ile geciken aidatlara temerrüt faizinin %2 yerine %1,5 olarak uygulanması, gecikme halinde tam ay olarak değil gün hesabı yapılması tespiti ile şerefiye alacağına vade farkı hesaplanarak aidat borcuna sayılması ya da ödenmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin 27/10/2021 tarihinde uyap sistemi üzerinden e-imzalı olarak davadan feragat edildiğini bildirir beyan dilekçesi sunduğu, davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkisinin bulunduğu görüldü.
Davalı vekilince davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığına ilişkin beyan dilekçesi sunmuş oldukları görüldü.
6100 sayılı H.M.K’ nun 307. maddesinde feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış olup aynı yasanın 309. maddesinde feragat ve kabul beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, hüküm ifade etmesinin karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı,feragat ve kabulün kayıtsız ve şartsız olarak yapılması gerektiği ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği belirtilmiştir. Yine aynı yasanın 311. maddesinde de feragat ve kabulün kati bir hükmün hukuki neticelerini doğuracağı hüküm altına alınmıştır. Açıklanan yasal hükümler ışığında davacı vekilinin feragatinin usulüne uygun olduğu anlaşılmış ve feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ilam harcından peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 23,40-TL harcın davacı taraftan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafın vekalet ücreti talebi olmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)