Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/646 E. 2022/19 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/646 Esas
KARAR NO : 2022/19

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, 20.04.2017 tarihinde hür iradesiyle davacı şirket ile Rekabet Yasağı ve Gizlilik Sözleşmesi imzaladığı, 22.06.2017 tarihine kadar davacı şirkette iş akdi kapsamında çalıştığı ve bu tarihte işten ayrıldığı, İş akdi sona erdikten sonra eşine davacı şirket ile aynı işkolunda faaliyet gösteren bir şirket açtığı ve davacı şirketin kasesini kullandığı, Bu vasıtayla davacının iş çevresi ile ticari ilişkiler kurduğu, Davalının …Tic, Ltd, Şti’nin temsilcisi sıfatıyla davacının müşteri portföyünden…ile görüşerek davacının ürettiği tescilli halı saha halılarının satışının yapıldığı izlenimini vermek suretiyle davacının kaşesini kullandığı, Davacı şirketin ürettiği halıların dünya çapında bir değere sahip olduğu ve …tarafından kullanıldığı ve davacının iştigal konusunda tanınan bir marka olduğu, Davalının bu fiillerinin TTK m55 te bahsi geçen dürüstlük kuralına ve akdedilen Rekabet Yasağı ve Gizlilik Sözleşmesine aykırılık teşkil ettiği iddia edilmekle birlikte; TTK m55 ve m62 ye dayanarak fazlaya ilişkin haklar ve manevi tazminat talebi saklı
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

tutulmak kaydıyla, 10.000,00 TL maddi tazminatın davacıya ödenmesi ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacıya yükletilmesi talep edilmektedir.
17/09/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle ;” dosyaya ilişkin dava dilekçemizde talep etmiş olduğumuz 10.000-TL dava konusu alacak talebimizi bilirkişi raporu doğrultusunda 185.527,20-TL arttırarak 195.527,20-TL olarak ıslah ettiğimizi bildirir, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutulmak sureti ile işbu dava konusu olan tazminat alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ederiz” demiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemeye sunulan kaşe ve imzanın yer aldığı görselin sözleşme metnine daha sonradan eklendiği dolayısıyla gerçek olmadığı, Sözleşmenin hiçbir kısmında davacı şirkete ilişkin bir bir ibare olmadığı, düzenlenen proforma faturaların …Spor’a ait olduğu ve bunların müşterinin sözleşmeyi … Spor Şirketi ile yapma iradesinde olduğuna işaret ettiği, İş akdinin haklı sebeple feshi dolayısıyla, TBK m447/2 uyarınca taraflar arası imzalanan rekabet yasağı sözleşmesinin artık geçerli olamayacağı, Davalının, davacı şirketten ayrıldıktan sonra bir yıl boyunca sadece, 02.06.17 tarihinde kurduğu çocuk oyun ekipmanlarına ilişkin … çocuk oyun ekipmanları ithalat ihracat limited şirketi ‘nde çalıştığı, Davalının bu şirketten ayrıldıktan sonra aynı iş kolunda hiç çalışmadığı, belirtilen çocuk oyun ekipmanları alanında yurtdışına ihracat yaptığı ve aynı zamanda yabancı uyruklu olduğundan yılın büyük bölümünde yurtdışında kaldığını, Bir an için bu iş kolunda faaliyet gösterdiğini varsaysak dahi dilekçede sunulan emsal Bölge Adliye Mahkemesi kararı uyarınca salt aynı iş kolunda çalışmanın haksız rekabet sayılamayacağı ve de müşterinin Ganalı olması sebebiyle faaliyetin, yer bakımından getirilen İstanbul sınırını aştığını, Bahsi geçen… Spor adlı şirketin, 22.03.2016 tarihinde kurulduğu, oysa Rekabet Yasağına ilişkin sözleşmenin ise 20.04.2017 tarihinde imzalandığını dolayısıyla sözleşmenin bu şirket hakkında uygulanamayacağı, Davacının …’inde … Spor Şirketinde … gözükmesinin bu şirkette gerçekten çalıştığını göstermediği, Davacı şirketin bahsi geçen müşteri … ile bir ticari ilişkisinin olmadığı buna ek olarak da bahsi geçen şahıs ile davalının uzun zamandır süregelen bir ilişikilerinin olması sebebiyle davalının … adlı şahsı davacının portföyüne kazandırdığı, Davalının kişisel çabalarıyla elde edilen müşterinin bu yasağı ihlal etmeyeceği, zira bunun için işçinin müşteriyi tanıması yahut üretim sırlarına vakıf olması sebebiyle meydana gelen zarar arasında bir illiyet bağı bulunması gerektiği fakat olayda böyle bir durumun mevcut olmadığı, Davalının, davacıya ilişkin müşteri çevresi, üretim sırı yahut işlere ilikin bilgi paylaşmadığı, Davacının sözleşmenin imzalandığını bîr yıl sonra öğrenmesinin bile bir zarar doğmadığını işaret ettiğini beyan etmekle birlikte; Davanın hukuki dayanaktan yoksunluk sebebiyle davanın reddine ve vekalet ücretlerinini davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmektedir.
DELİLLER VE BİLİRKİŞİ RAPORU
Deliller; Dosya Mevcudu, Tanık beyanları, Bilirkişi İncelemesi,
Mahkememiz dosyasından 06/08/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda ; “Haksız fiilin bir türü olan ve zamanla ayrı bir müessese hâline gelen haksız rekabet, sadece işletmelerin ve rakiplerin değil, müşteriler başta olmak üzere tüm piyasa katılımcılarının ve kamunun da menfaatini gözeten, rekabet hakkının dürüstlük kuralları çerçevesinde kullanılmasını sağlamayı ve rekabet hakkının kötüye kullanılmasını engellemeyi amaçlayan bağımsız bir hukuki müessesedir (. Ertan, Füsun: Haksız Rekabet Hukuku, İstanbul, 2016, s. 4) Rekabetin dürüstlük kuralları içinde yapılması ve kötüye kullanılmaması gerekmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 447, Maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, iş sözleşmesi işverene yüklenebilen bir sebeple işçi tarafından feshedilirse kararlaştırılan rekabet yasağı sona erecektir. Davalı, iş akdinin primleri yatırılmadığı sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini öne sürmektedir. Böyle bir durumun varlığı halinde dahi haksız rekabet Türk Ticaret Kanunu düzenlemesiyle koruma altına alınmıştır. Aynı zamanda hizmet sözleşmesi (İş sözleşmesi) çerçevesinde işçinin kanunen öngörülmüş sadakat yükümlülüğü vardır. Bunun bir yansıması olan rekabet etmeme borcu ise, iş sözleşmesi devam ederken, isçinin “doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları rekabet teşkil eder ve işveren İçin haklı fesih nedeni oluşturur Rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde ise i$çi, zararı tazmin ile mükelleftir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 02.2012 gün ve 2011/11-781 E., 2012/109 K )
Yargıtay kararlarında başka bir şirketin antetli kağıdını ve kaşesini kullanmanın haksız rekabet teşkil edeceği sabit olmakla birlikte (Yargıtay 11. H.D. 2016/7185 Esas No’lu kararında.. .antetli kağıtlar da dahil her türlü tanıtma vasıtasının toplatılarak imhasını talep ve dava etmiştir,,,, tarihli ilamı ile onanmıştır.), olayda sözleşmelerin aslı mevcut olmayıp fotokopilerinin delil olarak sunulması sebebiyle kaşenin kim tarafından basıldığı belirsizdir.
Aynı zamanda davalı ileri sürdüğü cevap dilekçesinde bunun başka bir metinden alınıp uyuşmazlığa konu sözleşmeye sonradan eklendiğini, hatta kaşenin sol alt köşesinde önceden yer aldığı metne ilişkin işaretler olduğunu belirtmiştir. Kullanıldığı iddia olunan … kaşesinin, sözleşmenin aslı mahkemeye ibraz edilmemesi sebebiyle gerçeği yansıtıp yansıtmadığının tespit edilemiyor oluşu ve bu sebeple delil yaratmak adına sözleşme fotokopisine sonradan iliştirilmiş olabilir. Bu konuda zikredilmesi gereken bir diğer husus ise, sözleşmenin kaç nüsha düzenlediği sözleşmenin altına yazılmalıdır. Tek nüsha düzenlenmesi geçerlilik bakımından sorun yaratmaz ancak uyuşmazlıkta olduğu gibi ispat bakımından sorun yaratacaktır.
Türk Ticaret Kanunun 54. Maddesinin gerekçesinde, haksız rekabete ilişkin ilke ortaya koyulmaktadır. Kolonu (yukarıda işaret edildiği üzere (ikinci kolon)) dürüst davranış kuralıdır. Dürüstlük kuralına aykırılık ya davranışlarla ya da ticarî uygulamalarla olur. Davranışlar ve ticarî uygulamalar iş etiğine, doğruluğa, dürüstlüğe ters, aldatıcı, yanıltıcı, kandırıcı olabilir. İsviçre Kanununun gerekçesinde ifade edildiği üzere dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticarî uygulamalar rekabetin işlevsel kurallarını zedeler, rekabetten beklenen sonuçların alınmasını engeller.
İş akdi sona erdikten sonra işçinin salt aynı iştigal alanında çalışması bir haksız rekabet teşkil etmeyecektir. Bu Anayasa m48 ve devamında düzenlenen çalışma özgürlüğünün bir sonucudur. Bunu takiben Türk Medeni Kanunu madde 23’te kimsenin özgürlüklerinden vazgeçemeyeceği veya onları hukuka ya da ahlâka aykırı olarak sınırlayamayacağı düzenlenmiştir. Bu çerçevede kalındığı sürece düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesi geçerli olacaktır. Yargıtay 11, H. D, Esas:2Q15/3828 No’lu kararında, …Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hürriyetinin acık bir ihlali niteliğinde olup, mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurulmaksızın davanın reddi verine kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulmasına hükmetmiştir. Dava konusu uyuşmazlıkta öngörülen rekabet yasağında aşırı bir sınırlama yahut işçiyi zor duruma sokacak bir kayıt tespit edilememektedir.
Uyuşmazlıkta bahsi geçen … adlı şahsın basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü vardır. … Sport ile anlaşma yaparken kullanılan kağıtlarda …Sport ibareleri yer alması, proforma faturanın …Sport’a ait olması, basılan … Sport kaşeleri duruma netlik kazandırmaktadır. …seri nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği belgelerin alıcılara teslimi başlıklı 7. maddesi uyarınca e-fatura hariç imza ve kaşe zorunluluğunu getirmiştir. Dolayısıyla ne kadar savunma dilekçesinde işten ayrılma tarihinden itibaren sadece … adlı şirketinde çalıştığını iddia etmiş olsa da, … ile yapılan sözleşmenin altında davalının ad soyad ve imzası mevcuttur. Anlaşılmaktadır ki, şahıs … Sport’ta bu sözleşmeyi yapmaya yetkilidir. Aynı zamanda davalı, davanın ilerleyen aşamalarında … Sport’ta çalıştığını ikrar eder nitelikte beyanlarda bulunmuştur. Cumhuriyet Savcılığınca tutulan sorgulama tutanağında …’dan ayrıldıktan sonra … Sport’da çalıştığını beyan etmiştir.
…’ın, soruşturma başlatılması konusunda … firmasıyla aynı vekilce temsil ediliyor olması, uyuşmazlığa vakıf bir vekil tercih ettiğine işaret etmektedir. Davalı ne kadar …’ın bilgisi dışında soruşturma başlatıldığını ve haberdar olduğunda ise geri çekmek istediğini belirtmiş olsa da mahkemeye buna ilişkin bir delil sunmadığı görülmektedir.
Davalının …’da çalıştığı süre zarfında, sahip olduğu geniş yetkileri ile ‘eşinin’ şirketi ile yaptığı sözleşmede insiyatif kullanarak daha düşük fiyattan satış yapmış olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Davalının …’nun müşterilerini Almanya’da düzenlenen fuara davet etmesi de ticari hayata hakim ilkelere ve dürüstlük kuralına aykırı nitelikte bir harekettir. TTK 55. Maddesinin 1. Fıkrasının 7 numaralı alt bendinde ‘ … aracılığıyla irtibat kurduğu müşterileri, daha önceden tanıyor olması bu durum üzerinde bir etkiye sahip olmayacaktır. Çünkü günümüzde ticari hayatta satış pazarlama alanında salt sahip olduğu yetenekler ve müşteri çevresi sebebiyle kişiler istihdam edilmektedir. Bunun bir karşılığı olarak kişi bir ücret almaktadır. Dolayısıyla kişinin bu müşteriyi …’ya kazandırdığı gerekçesi yersizdir.
Yargıtayın 2019/4549 K. Nolu kararında …aynı ticari faaliyet çevresi ve aynı iş kolunda iltibas yaratacak şekilde kullanmak, davacı şirketin müşteri portföyünü kendisine yönlendirmek seklindeki eylemleri ile… haksız rekabet oluşturduğu kabul edilerek ilk derece mahkemesinin karan onanmıştır. Bahsi geçtiği üzere, davalının Hatko şirketinde çalıştığı süre zarfındaki pozisyonunun sağladığı müşteri çevresini, birtakım iltibas yaratıcı fiiller ile kendi şirketine yönlendirmesi fiilinin haksız rekabet teşkil edeceği sonucuna varılmaktadır. Davalının artık yeni bir şirkette faaliyet gösterdiğine, artık … adına yurtdışı satışları yaptığına ilişkin bir beyanda bulunduğuna İlişkin bir delil sunulmamıştır. Nitekim sunulan … Gazetelerinde yer alan ‘…’ ibaresi {… ve tedarikçisi …) sözleşmenin tarafı şirket bakımından bir karışıklığın olduğuna işaret etmektedir.
Bir yandan, davalının eşinin şirketi adına bir satış sözleşmesi yapabilmesi için bu konuda yetkiyi haiz olması gerekir. Kanunun anonim şirketlere ilişkin ilgili hükümleri kıyas yolu ile limited şirketler için de uygulanır dolayısıyla davalının… Ltd. Şti adına sözleşme yapabilmesi için şirketi temsil yetkisine sahip olması gerekir. ( Yargıtay 11. H. D. 2012/13502 esas nolu kararında .davalı …’ın bonoları düzenlediği ve imzaladığı tarihte şirketi temsil ve borçlandırma yetkisi olmadığı halde, kendisini şirket yetkilisiymiş gibi göstererek bono vermesiyle yetkisiz temsilin gündeme geleceğine değinmiştir)
Tanık beyanlarının bu hususları doğrular nitelikte olduğu,
…’ın beyanının alınması önem arz etmektedir.
Hukuk hakimi ceza makamlarının tespit ve değerlendirmeleriyle kesinleşmiş beraat kararı dışında bağlı olmasa da, dolandırıcılık soruşturması bakımından savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermiş olması da dikkate alınmalıdır.
Yargıtay 11. H.D. 2016/7880 esas nolu kararında, davalının davacı firmadan ayrıldıktan hemen sonra aynı is kolunda faaliyet gösteren bir firmada ise başlayıp, davacı şirketle yapmış olduğu anlaşmayı ihlal edecek şekilde müşteri alanına ve çevresine girme ve davacı şirketin bir kısım müşterilerine hizmet verme fiillerini rekabet yasağına aykırı kabul etmiştir,
Dosya ve deliller incelendiğinde davalının fiillerinin dürüstlük ilkesinden saptığını ve de bu sebeple haksız rekabet kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olduğu gözlemlenmektedir. Davalı gayrinizami yollara başvurmak yerine dürüst bir rekabet ortamına uygun fiillerde bulunmuş olsaydı örneğin Hatko’nun müşterilerini fuara davet etmese, duruşmada çelişkili beyanlarda bulunmasa idi bu fiiller haksız rekabet teşkil etmeyecektir.
Rekabetin dürüstlük kuralları içinde yapılması ve kötüye kullanılmaması gerekmektedir. Davalı, şirket eşinin adına dahi olsa … A.Ş.’de çalıştığı bir dönemde farklı bir şirkete zaman ayırması dürüst bir davranış olarak nitelendinlemeyeceği;
Davalının, şirkette çalıştığı süre zarfında da aradaki iş akdinden doğan sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket edildiği;
Davalı, …adına … ile sözleşme yapmış olduğu ve, davalının davanın ilerleyen aşamalarında …’ta çalıştığını ikrar eder nitelikte beyanlarda bulunduğu;
Davalı tarafından, …’ın soruşturmaya ilişkin şikayeti geri çekmek istediği belirtilmiş olsa da mahkemeye buna ilişkin bir delil sunulmadığı;
Davalının …’nun müşterilerini Almanya’da düzenlenen fuara davet etmesinin ticari hayata hakim ilkelere ve dürüstlük kuralına aykırı nitelikte olduğu;
Davacı şirketin müşteri portföyünü kendisine yönlendirmek şeklindeki eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiği (Yargıtay 2019/4549 K. );
Davacı şirketle yapmış olduğu anlaşmayı ihlal edecek şekilde müşteri alanına ve çevresine girme ve davacı şirketin bir kısım müşterilerine hizmet verme fiillerinin rekabet yasağına aykırı kabul edildiği; (Yargıtay 11. H.D. 2016/7880 E.)
Göz önünde tutularak, davalının fiillerinin emsal kararlar da dikkate alındığında, TTK m54-55 ve akdedilen sözleşme uyarınca “haksız rekabet” olarak değerlendirilebileceği” tespit edilmiştir.
01/02/2021 tarihli ek raporda;
“Taraflar arasında 20.04.2017 tarihinde Rekabet Yasağı ve Gizlilik Sözleşmesi başlıklı 4 madde ve 5 sahifeden oluşan bir sözleşme imzaladıklarını, dava ve talep ettiği tazminat bedelini bu sözleşmeye dayanarak talep ettiğini, davacının tazminat dışında maddi zarar ve tazminat talebi olmadığından sözleşme incelenmiş ve aşağıdaki hesaplamalar yapılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.3 maddesinde : İş bu sözleşme hükümlerinin birinin veya birkaçının ihlali edilmesi işverene iş akdini bildirimsiz be tazminatsız olarak fesih hakkı tanıyacak olup, ayrıca işverenin uğradığı/uğrayacağı tüm maddi ve manevi zararları saklı kalmak kaydıyla, işçi son aylık brüt ücretin 20 katı tutarı da cezai şartı, herhangi bir itirazda bulunmaksızın ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Sebepsiz fesihlerde cezai şart işverenide bağlar denilmiştir.
Yukarıya çıkarıldığı üzere davacı şirketin çalışanı olarak davalının son aylık aldığı 2017/6 ayına ait maaş bordrosunda brüt ücreti olarak 9.776,36 TL olduğu görülmüştür.
Buna göre davacının talep edebileceği tazminatı 9.776,36 x 20= 195.527,20 TL olarak hesaplanmıştır.
Dava dosyası ve ekleri, tarafların beyanları, talepleri dosyaya sunulan deliller üzerinde yapılan incelemeler sonucu,
Tarafların rapora karşı beyanları incelenmiş,
Rekabetin dürüstlük kuralları içinde yapılması ve kötüye kullanılmaması gerekmektedir. Davalı, şirket eşinin adına dahi olsa… A.Ş.’de çalıştığı bir dönemde farklı bir şirkete zaman ayırması dürüst bir davranış olarak kabul edilemiyeceği;
Davalının, şirkette çalıştığı süre zarfında da aradaki iş akdinden doğan sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket edildiği;
Davalının …’nun müşterilerini Almanya’da düzenlenen fuara davet etmesinin ticari hayata hakim ilkelere ve dürüstlük kuralına aykırı nitelikte olduğu;
Davacı şirketin müşteri portföyünü kendisine yönlendirmek şeklindeki eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiği (Yargıtay 2019/4549 K. );
Davacı şirketle yapmış olduğu anlaşmayı ihlal edecek şekilde müşteri alanına ve çevresine girme ve davacı şirketin bir kısım müşterilerine hizmet verme fiillerinin rekabet yasağına aykırı kabul edildiği; (Yargıtay 11. H.D. 2016/7880 E.)
Göz önünde tutularak, davalının fiillerinin emsal kararlar da dikkate alındığında, TTK m54-55 ve akdedilen sözleşme uyarınca “haksız rekabet” olarak değerlendirilebileceği kanaatinde olduklarını,
Kök raporda belirlendiği üzere, taraflar arasında 20.04.2017 tarihinde Rekabet Yasağı ve Gizlilik Sözleşmesi imzalanmış, davalı davacı şirkette satış ve pazarlama elemanı olarak çalıştığı 22.06.2017 tarihinde işten ayrılarak eşi adına kurduğu şirket adına çalıştığı ve sözleşmeye aykırı olarak haksız rekabet oluşturduğu, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4-3. Maddesi göre davacının talep edebileceği tazminatın( Davalının son brüt 20 aylığı) 195.527,20 TL olarak hesaplandığı” belirtilmiştir.
GEREKÇE
Dava; davacının çalışanı olduğu dönemde davalının davacı ile imzaladığı Rekabet Yasağı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni ihlal edildiği iddiası sebebiyle davacı tarafından açılan maddi tazminat davasıdır. Tarafların beyan, itiraz ve savunmaları, dosyaya sunulan belgeler, tanık beyanları, bilirkişi ve dosya kapsamı dikkate alınarak; Davalının davacı şirkette satış ve pazarlama elemanı olarak çalıştığı, davacı ile iş akdinin devam ettiği 20.04.2017 tarihinde davacı şirket ile Rekabet Yasağı ve Gizlilik Sözleşmesi imzaladığı, sözleşmenin 4.3 maddesinde “İş bu sözleşme hükümlerinin birinin veya birkaçının ihlali edilmesi işverene iş akdini bildirimsiz be tazminatsız olarak fesih hakkı tanıyacak olup, ayrıca işverenin uğradığı/uğrayacağı tüm maddi ve manevi zararları saklı kalmak kaydıyla, işçi son aylık brüt ücretin 20 katı tutarı da cezai şartı, herhangi bir itirazda bulunmaksızın ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Sebepsiz fesihlerde cezai şart işverenide bağlar” hükmünün bulunduğu, davalının 22.06.2017 tarihinde işten ayrıldığı, Davalının davacı … A.Ş.’de çalıştığı dönemde eşi adına aynı iş dalında aynı faaliyet gösteren … adlı bir şirketi kurdurduğu bu firmaya zaman ayırdığı, davacı firma çalışanı tanık …’e de kendisiyle birlikte bu firmaya geçmesi teklifinde bulunduğu, davalının davalı şirketten ayrıldıktan sonra davalı müşterilerini Almanya’da düzenlenen fuara eşi adına kurulmuş bulunan … adlı firmayı temsile davet ettiği, davalı firmada çalıştığı dönem edindiği davacının ticari sır niteliğindeki müşteri bilgilerinden davacı aleyhine bu firma lehine fayda sağlamak istediği, davacının sattığı ürünlerin aynısından (çim halıları) davacının müşterilerine sattığı, bilirkişi raporundan ayrıntılı olarak izah edilen davalı eylemlerinin bir bütün olarak, dürüstlük ve sadakat yükümlülüklerine aykırılık teşkil ettiği, haksız rekabet niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporunda, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4-3. Maddesi göre davacının talep edebileceği tazminatın( Davalının son brüt 20 aylığı) 195.527,20 TL olarak hesaplanmış olup 17.07.2018 tarihli dava dilekçesinde talep edilen tutarı 10.000,00 TL olup, bilirkişi tarafından tespit edilen meblağ bu tutarın üzerinde olduğundan, ve davalının bedel arttırmaya dönük ıslah dilekçesi zaman aşımına uğradığından, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL haksız rekabet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı taraf, 17/09/2021 tarihli dilekçe ile dava değerinin 185.527,20 TL artırılmasına ilişkin ıslah talebinde bulunmuş ise de, davalı tarafın süresinde zaman aşımı itirazında bulunması, en geç davanın açıldığı 17.07.2018 tarihinde davacının hakkın doğumunu öğrenmiş kabul edilmesi gerektiği, 6102 sayılı kanunun 60. Maddesi gereği, 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, dosya kapsamı ve iddia edilen haksız rekabet eylemleri gözetilerek, davacı tarafın iddia ettiği TCK. 157 maddesinde yer dolandırıcılık suçu ya da 5237 sayılı yasa da yer alan suç unsurlarının mevcut olmadığı, bu hususta davalı aleyhine düzenlenmiş bir iddianamenin de bulunmadığı, 6102 sayılı yasanın 60. Maddesinde uzamış ceza zaman aşımı süresinin sadece 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan suçlar ile sınırlandırılmış olması nedeniyle 6102 sayılı yasa da yer alan cezai yaptırım hükümleri gerektiren haksız rekabet eylemleri yönünden uzamış ceza zaman aşımı süresinin uygulanamayacağı gözetilerek, 1 yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra, 17/09/2021 tarihli dilekçe ile dava değerinin 185.527,20 TL artırılmasına ilişkin ıslah talebi yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 haksız rekabet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı vekilinin 17/09/2021 tarihli dava değerini 185.527,20 TL artırılmasına ilişkin ıslah dilekçesine konu fazlaya ilişkin talebinin zamanaşımı nedeni ile reddine,
3-Alınması gerekli 13.356,46 TL karar ve ilam harcından peşin alınan ( peşinde 170,78 TL + ıslahta 3.168,35 TL ) toplam 3.339,13 TL ‘nin düşümü ile eksik kalan 10.017,33 TL eksik harcın red ve kabul oranına ( %05,11 kabul ) nazaran 511,88 TL’sinin davalıdan, 9505,45 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 21.436,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan (41,10 TL ilk masrafı+ 505,00 TL posta masrafı+ 1.200,00 TL bilirkişi ücreti =)1.746,10 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %05,11 kabul ) nazaran 89,22 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan peşin alınan ( peşinde 170,78 TL + ıslahta 3.168,35 TL ) toplam 3.339,13 TL harcın red ve kabul oranına ( %05,11 kabul ) nazaran 170,62 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır