Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/631 E. 2022/431 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/631 Esas
KARAR NO : 2022/431
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/07/2018
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı ticari araç ile kontrolünü kaybettiğini, yaya kaldırımında bulunan elektrik direğine çarptığını, çarpmanın etkisi ile elektrik direğinin, yaya kaldırımında yürüyen müvekkilinin üzerine düştüğünü, davalı … …’in kaza esnasında uyuşturucu madde etkisi altında olduğunu ve kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunu, dava konusu trafik kazası nedeniyle … CBS’nin 2017/… Soruşturma numaralı dosyası üzerinden soruşturma yürütüldüğünü, davalı …’in aracın maliki olduğunu, dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, müvekkilinin üniversite mezunu olduğunu ve yüksek maaşlarla çalıştığını, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine, 26/06/2018 tarihinde sigorta şirketi tarafından 330.000,00TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin dava konusu kaza nedeniyle sürekli ve geçici maluliyete uğradığını, bakıcıya ihtiyaç duyduğunu, müvekkilinin tedavisinin halen sürdüğünü ve yol parası ile yemek parası ödemek zorunda kaldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere belirsiz alacak davası olarak şimdilik 500.000,00TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketi yönünden; sigorta şirketinin poliçede yazılı üst sınır ile sorumlu olması ve müvekkiline yapılan ödemenin düşülmesi kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve 700.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketinin poliçe sorumluluğunun olmaması halinde manevi tazminatın diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 28/02/2022 tarihli dilekçe ile 500.00,00TL maddi tazminat talebinin 348.000,00TL’sinin sürekli ve geçici iş göremezlik zararına ilişkin olduğu, 100.000,00TL’sinin bakıcı gideri taleplerine ilişkin olduğu, 52.000,00TL’sinin tedavi gideri masraflarına ilişkin olduğu açıklanmıştır.
BEDEL ARTTIRIM DİLEKÇESİ: Davacı vekili tarafından sunulan 29/04/2022 tarihli dilekçe ile sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerini 1.308.218,70TL arttırarak 1.656.218,70TL olarak talep ettiklerini, bakıcı gideri tazminatını 2.310.059,86TL arttırarak 2.410.059,86TL olarak talep ettiklerini, tedavi giderlerini 52.000,00TL olarak ve manevi tazminat taleplerini 700.000,00TL talep ettiklerini beyan etmiş ve tamamlama harcını yatırmıştır.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde, kazaya karışan aracın davalı … tarafından 15 yıldır kullanıldığını ve karşılığında müvekkiline aylık kira ödediğini, taksinin hızlı bir şekilde elektrik direğine çarpmadığını, elektrik direğinin sağlam bir şekilde dikilmediğini, bu nedenle davanın … AŞ’ye ihbarı gerektiğini, davacının tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, manevi tazminat taleplerinin 25.000,00TL üzerinden kabulüne karar verilmesini, bakiye taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde, davacının başvurusu üzerine … sayılı hasar dosyasının oluşturulduğunu ve davacıya 330.000,00TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin teminat limiti kadar ödeme yapmış olması nedeniyle sorumluluğunun kalmadığını, manevi tazminatın teminat kapsamında olmadığını, kazaya karışan tarafların kusur durumunun ve davacının uğramış olduğu maluliyetin tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik talebinden SGK’nın sorumlu olduğunu, bu zararın teminat dışında kaldığını, tedavi masraflarından da müvekkilinin sorumlu olmadığını, bakıcı giderine ilişkin ek teminat bulunmadığını, dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu ve dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Dahili davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili cevap dilekçesinde, dahili dava yoluyla müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını ve dava şartı olan dava açılmadan önce müvekkiline başvuru yapılması şartının yerine getirilmediğini, müvekkili tarafından tedavi giderlerinin karşılandığını, karşılanmayan taleplerde sigorta şirketinin sorumlu olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve davacının uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tazminine yönelik açılan tazminat davasıdır.
DELİLLER: … CBS’nin 2017/… Soruşma nolu dosyası, davacının ve gerçek kişi olan davalıların sosyal ekonomik durum araştırma tutanakları, davacının dava konusu kaza nedeniyle görmüş olduğu tedavilere ait evraklar, SGK’dan celp edilen davacıya ait hizmet dökümü, davalı sigorta şirketi tarafından oluşturulan hasar dosyası, sigorta poliçesi, davacıya SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin cevabi yazı, … plakalı aracın tescil kayıtları, ….Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/… Esas sayılı kovuşturma dosyası, kaza tespit tutanağı, SGK tarafından tutulan tedavi masrafları çizelgesi.
Mahkememizce davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak dava konusu kaza nedeniyle oluşturulan … numaralı hasar dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesi sonucunda kazaya karışan … plakalı aracın 15/05/2017-2018 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalandığı ve 25/06/2018 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından davalıya 330.000,00TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce SGK’ya müzekkere yazılarak davaya konu kaza nedeniyle davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, verilen cevabi yazının incelenmesi sonucunda, rücuya tabi bir ödeme yapılmadığı bilgisinin verildiği görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tedavi evrakları ile birlikte dosyanın ATK’ya gönderilerek davacının dava konusu kaza nedeniyle uğramış olduğu sürekli maluliyet oranının belirlenmesi, geçici iş göremezlik süresinin belirlenmesi ve davacının dava konusu kaza nedeniyle bakıcıya ihtiyaç duyup duymadığı, duyuyor ise ne kadar süre ile duyduğu hususunda 30/03/2013 ve 28603 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırma ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan 28/11/2019 tarihli ATK … İhtisas Kurulu raporunda; davacının vücut engellilik oranının %98 olduğu ve yaşam süresi boyunca başka birisinin yardımına muhtaç olduğu ifade edilmiştir.
Mahkememizce dosyanın bir trafik kazası kusur bilirkişisi, bir aktüerya bilirkişisi ve bir doktor bilirkişiye tevdi edilerek, meydana gelen trafik kazasında kusur durumunun, elektrik direğinin hatalı dikilmesi iddiası nedeniyle dava dışı … ‘nın kusurunun olup olmadığı, davacının geçici ve daimi iş gücü kaybı oranı nedeniyle uğradığı maddi zarra miktarı, davacının bakıcı yardımına ihtiyacı olup olmadığı, varsa bakıcı giderinin tespiti, SGK tarafnıdan karşılanmayan tedavi , yol gideri , yemek gideri, ilaç ve hastahane için giyecek masrafı olup olmadığı varsa miktarı ile talep edilen zararlardan davalı sigorta şirketinin teminat limiti kapsamında sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davalı … … plakalı aracı ile İstanbul İli, … İlçesinde, … mahallesi,… Caddesi üzerinde 3 şeritli yolun orta şeridinde Aksaray istikametine seyir halindeyken aracının sağ ön köşe kısımlarıyla sağa manevra yaparak yaya kaldırımında bulunan elektrik aydınlatma direğine çarptığı, çarpmanın etkisi ile aydınlatma direğinin devrildiği, devrilme sonucu yaya kaldırımında yürüyen yaya … ve yaya …’in üzerine düşmesi sonucu dava konusu Trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda aracının hızını o andaki görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, mahal şartlarını da dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği, yolda seyrini dikkatsiz ve tedbirsiz sürdürmesi sonucu, direksiyon hakimiyetini kaybedip yoldan çıkmak suretiyle kaldırım üzerinde bulunan aydınlatma elektrik direğine çarpması ve çarpmanın şiddetiyle elektrik direğinin yıkılmasına neden olarak dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, davalı …’in KTK’nın 47/d, 48 ve 52/b madde hükümlerini ihlal ederek meydana gelen trafik kazasında %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacıya atfedilecek bir kusurun olmadığı, davacının, … Hastanesine ait sağlık tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılandığı, davacıdan katılım payı, fark ücreti alınmadığı, davacının yol gideri olarak 2.809,55TL, ilaç medikal gideri olarak 3.128,20TL harcama yaptığı, davacının tedavi masrafları içerisinde sunduğu yiyecek, içecek ve unlu mamuller içeriklerinin hesaplamaya dahil edilmediğini, yakıt sarfiyatında üst üste günlerde yakıt tüketildiği, ardışık günlerde sürekli yakıt alımı yapılmış olması nedeniyle kullanımın davacının tedavisi için gereken yol gideri dışında kullanımlara ait olduğu, davacının gelirinin SGK hizmet dökümüne göre asgari ücret düzeyinde olduğu, davacının hesap tarihinde 41,22 yaşında olduğu, TRH-2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömrünün 38,26 yıl olduğunu, 42 yaşın bakiye ömrünün 37,30 yıl olduğu, lineer interpolasyon kullanılarak 41,22 yaşın bakiye ömrünün 38,05 olarak hesaplandığı, buna göre davacının geçici iş göremezlik zararının 2.106,09TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 1.292.589,20TL olduğu, brüt asgari ücret üzerinden bakıcı giderinin hesaplandığı, buna göre bakıcı giderinin 1.766.559,21TL olduğu ifade edilmiştir.
Mahkememizce, öncelikle 6111 sayılı yasa ve bu yasada 04/04/2015 tarihinde 6645 sayılı yasının 60.maddesi kapsamında bilirkişilerce irdeleme yapılarak, daha önce raporda belirlenen tedavi giderlerini ve yol giderlerinden bu yasalar kapsamında SGK’nın sorumluluğu dahilinde kalan olup olmadığının değerlendiilemsini ayrıca, sürekli sakatlık tazminatı olan 330.000,00TL nin sigorta şirketince 26/06/2018 tarihinde ödendiği görülmekle, bu miktara ödeme tarihi olan 26/06/2018 tarihinden ek raporun düzenleneceği tarihe kadar yasal faiz üzerinden güncelleme bedelinin hesaplanması yönünden yine taraf vekillerince rapora karşı itirazlarda değerlendirilerek ek rapor alınmasına ve ek rapor tarihi itibari ile asgari ücrette değişikli olmuş ise bu hususa göre de hesaplama yapılmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının acil tıbbi durumundaki tüm sağlık giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanmış olduğu, davacının acil halin bitmesi sonrası dönemine ait; hastanedeki yatışı, oda, yemek, refakat, refakat yemeği, tedavi, tetkikler, tahliller, pansuman, tıbbi bakım, bir kısım ilaç, vs. giderlerinin de Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanmış olduğu, davacı hastanın hastanedeki giderlerinde Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamı dışında bir tedavi gideri olmadığından sağlık kurumlarının ‘katılım payı’ yahut ‘ilave ücret’ tahsil etmediği, davacının hastanede yatarken veya taburculuğu sonrasında kullandığı, kontrollerinde düzenlenen reçetelerin Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında olanlarının Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılandığı, davacının hastanede yatarken veya taburculuğu sonrasında kullandığı Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında olmayan ilaç ve medikal malzemelerin kök raporda hesaplanarak; 3.128,20 TL tutarında olduğu, davacının tedavisinde oluşan “yol giderleri “ Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında bulunmadığından kök raporda hesaplanarak; 2.809,55 TL olduğu, sigorta şirketine poliçe limiti dahilinde ödeme yaptığı ve sürekli sakatlık tazminatı bakımından ödeyebileceği başkaca bir bakiye tazminat kalmadığını, diğer davalıların sorumluluğunun ise hesaplanan tazminattan ödenen poliçe limitinin doğrudan tenzili ile hesaplanması gerektiği, kaza tarihi ve hesap tarihi olan 24/01/2022 tarihi arası dönemin bilinen dönem olduğu, buna göre bilinen dönem tazminatının 111.248,40TL olduğu, davacının bakiye ömrünün lineer interpolasyon kullanılarak hesap tarihi itibariyle 37,48 yıl olduğu, 60 yaşa kadar olan dönemin aktif dönem, bakiyenin ise pasif dönem olduğu, bilinmeyen dönem zararının 1.874.970,30TL olduğu, toplam sürekli iş göremezlik zararının 1.986.218,70TL olduğu, bakıcı gideri yönünden yapılan hesaplamada ise hesaplanan toplam bakıcı giderinin 2.400.771,81TL olduğu ifade edilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın ek rapor veren bilirkişilerden sadece aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek, davacı vekili tarafından asgari ücret ile ilgili tablonun kaydırıldığı iddia edildiğinden, bakıca ücreti ile ilgili hesaplama yapılırken bürüt asgari ücreti göre hesaplama yapılması, takdiri mahkemeye ait olmak üzere 3.000,00TL üzerinden hesaplama yapılmaması, asgari ücret miktarları kaydırılmış ise bu hususta ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi ek raporunda özetle; brüt asgari ücrete göre yapılan hesaplamada 2.394.216,61TL olarak hesaplandığı ifade edilmiştir.
KTK.’nun Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin KTK.’nun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre, olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan veKTK.’nun kapsamında motorlu bir aracın kara yolunda işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortasıdır. Sigortacının sorumluluğu işletenin KTK.’nun 85/1 maddesindeki sorumluyla eşdeğerdir.
Davaya konu … plakalı aracın davalı sigorta şirketine 15/05/2017-2018 tarihleri arasında ZMMS sigortası sigortalandığı anlaşılmıştır.
Kaza 19/09/2017 tarihinde sigorta teminatları süresi içinde meydana gelmiştir.
Davalı …, … plakalı aracın tescil bilgilerine göre maliki olarak yer aldığından meydana gelen zarardan KTK 85.maddesi uyarınca meydana gelen zarardan sorumludur.
Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, alınan bilirkişi raporu ve ….Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/… Esas sayılı dosyasından alınan raporlarda dikkate alınarak ve davalı … … plakalı aracı ile İstanbul İli, … İlçesinde, … mahallesi, … Caddesi üzerinde 3 şeritli yolun orta şeridinde Aksaray istikametine seyir halindeyken aracının sağ ön köşe kısımlarıyla sağa manevra yaparak yaya kaldırımında bulunan elektrik aydınlatma direğine çarptığı, çarpmanın etkisi ile aydınlatma direğinin devrildiği, devrilme sonucu yaya kaldırımında yürüyen yaya … ve yaya …in üzerine düşmesi sonucu dava konusu Trafik kazasının meydana geldiği görülerek, davalı sürücünün aracının hızını o andaki görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, mahal şartlarını da dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği, yolda seyrini dikkatsiz ve tedbirsiz sürdürmesi sonucu, direksiyon hakimiyetini kaybedip yoldan çıkmak suretiyle kaldırım üzerinde bulunan aydınlatma elektrik direğine çarpması ve çarpmanın şiddetiyle elektrik direğinin yıkılmasına neden olduğu ve dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, davalı …’in KTK’nın 47/d, 48 ve 52/b madde hükümlerini ihlal ederek meydana gelen trafik kazasında %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğuna ve davacıya atfedilecek bir kusurun olmadığına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan ATK … İhtisas Kurulu raporu doğrultusunda; davacının, dava konusu kaza nedeniyle; 30/03/2013 ve 28603 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırma ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre vücut engellilik oranının %98 olduğuna ve yaşam süresi boyunca başka birisinin yardımına muhtaç olduğuna karar verilmiştir.
Mahkememizce davacının %98 oranında sürekli malul kaldığı kabul edilerek ve davacı tarafın davalının gelir durumunun asgari ücretten daha fazla olduğu ispat edilemediğinden ve mahkememizce SGK hizmet dökümü de dikkate alınarak asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle ve kaza tarihi ve hesap tarihi olan 24/01/2022 tarihi arası dönemin bilinen dönem olduğu, buna göre bilinen dönem tazminatının 111.248,40TL olduğu, davacının TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömrünün lineer interpolasyon kullanılarak hesap tarihi itibariyle 37,48 yıl olduğu, 60 yaşa kadar olan dönemin aktif dönem, bakiyenin ise pasif dönem olduğu dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda bilinmeyen dönem zararının 1.874.970,30TL olduğu, toplam sürekli iş göremezlik zararının 1.986.218,70TL olduğu hesap edilmiş ve davalı sigorta şirketi tarafından poliçe limiti olan 330.000,00TL’nin mahsubu sonucunda davacının talep edebileceği bakiye sürekli sakatlık tazminatının 1.656.218,70TL olduğuna karar verilmiştir. Sürekli sakatlık tazminatı yönünden davalı sigorta şirketi tarafından poliçe limitleri dahilince 330.000,00TL ödeme yapıldığından ve davalı sigorta şirketinin başkaca bir sorumluluğunun kalmaması nedeniyle kabul edilen miktarın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
ZMSS Genel Şartları’nın A.5-c maddesiyle, zarar görenin tedavisinin tamamlanmasından sonra tespit edilen sürekli maluliyetine bağlı sürekli (ömür boyu) bakıcı giderlerinden, sürekli sakatlık teminatı ve bu teminata ilişkin limit dahilinde sigortacının sorumlu olacağı düzenlemesi yapılmıştır. Ancak; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’na karşı yapılan başvurular üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu iptal kararı gereği; sigorta teminatına giren ve girmeyen zararların belirlenmesi; zarar sigorta teminatına girmekle birlikte, poliçedeki hangi teminata girdiği belirlemesinin, ZMSS Genel Şartları’na göre yapılması mümkün değildir. Anılan belirlemelerin, KTK ve bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde de Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği açıktır. Bu itibarla; Anayasa’ya aykırı olduğu için bir kısım hükümleri iptal edilen ZMSS Genel Şartları’na ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kararı, KTK, BK ve yerleşik Yargıtay uygulamaları dahilinde belirleme yapılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gereği, ZMSS Genel Şartları’nın A.5-c maddesine göre bakıcı giderlerinin sürekli sakatlık teminatı kapsamında kabul edilmesinin mümkün olmadığı; sürekli bakıcı gideri zararının, AYM iptal kararı da dikkate alınarak, tedavi giderleri teminatında yer alması gerekmektedir (Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2021/14845 Esas ve 2021/2469 Karar sayılı ilamında da benzer hususlar ifade edilmiştir.)
Mahkememizce bu kabuller doğrultusunda tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda; davacının acil tıbbi durumundaki tüm sağlık giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanmış olduğu, davacının acil halin bitmesi sonrası dönemine ait; hastanedeki yatışı, oda, yemek, refakat, refakat yemeği, tedavi, tetkikler, tahliller, pansuman, tıbbi bakım, bir kısım ilaç, vs. giderlerinin de Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanmış olduğu, davacı hastanın hastanedeki giderlerinde Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamı dışında bir tedavi gideri olmadığından sağlık kurumlarının ‘katılım payı’ yahut ‘ilave ücret’ tahsil etmediği, davacının hastanede yatarken veya taburculuğu sonrasında kullandığı, kontrollerinde düzenlenen reçetelerin Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında olanlarının Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılandığı görülerek ve davacının tedavi masrafları içerisinde sunduğu yiyecek, içecek ve unlu mamuller içeriklerinin hesaplamaya dahil edilmeyerek, yakıt sarfiyatında üst üste günlerde yakıt tüketildiği, ardışık günlerde sürekli yakıt alımı yapılmış olması nedeniyle kullanımın davacının tedavisi için gereken yol gideri dışında kaldığı kabul edilerek yapılan hesaplama sonucunda; davacının yol gideri olarak 2.809,55TL, ilaç medikal gideri olarak 3.128,20TL talep edebileceğine karar verilmiştir.
Mahkememizce davacının bakıcı gideri tazminatı olarak talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi hususunda tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda ve davacının yaşamı boyunca bir başkasının bakımına muhtaç olması nedeniyle bakiye yaşam süresi dahilinde, Yargıtay yerleşmiş içtihatları doğrultusunda brüt asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucunda, davacının 2.394.216,61TL bakıcı gideri talep edebileceğine karar verilmiştir. Davacının tedavi giderleri ve bakıcı gideri olmak üzere toplam 2.400.154,36TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitinin tedavi giderleri yönünden 330.000,00TL miktarla sınırlı olması nedeniyle bu miktar üzerinden, davalı gerçek kişiler yönünden ise tamamı yönünden kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı sigorta şirketi yönünden kabul edilen miktara, davacının davalı sigorta şirketine 19/10/2017 tarihinde başvuru yapıldığı görülerek, KTK 98 ve 99.maddeleri uyarınca bu tarihten 8 iş günü sonrası olan 01/11/2017 tarihinden itibaren davacı tarafça dava dilekçesi ile yasal faiz talep edildiğinden ve her ne kadar talep arttırım dilekçesinde avans faiz uygulanması talep edilmiş ise de, talep arttırım dilekçesi ile sadece dava değerinin HMK 107.maddesi kapsamında belirlenebileceği dikkate alınarak ve faiz talebinin değiştirilmesine yönelik usulüne uygun sunulmuş bir ıslah dilekçesi de bulunmadığından yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce, SGK’nın sorumluluğu yönünden yapılan değerlendirme sonucunda, davalı SGK tarafından 6111 sayılı yasa çerçevesinde KTK 98.maddesi kapsamında karşılanması gereken tüm tedavi masraflarının karşılandığı, davacı tarafça yapılan ve SGK’ca karşılanmayan tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olmaması nedeniyle bu davalı yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarara uğrayanların aynı kanunun 56. maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Davacı, kaza nedeni ile %98 oranında sürekli maluliyet kaybı yaşamış ve yaşamı boyunca başka birinin bakımına muhtaç hale gelmiştir. Trafik kazasının oluş şekli ve şiddetinin ağırlığı gözetildiğinde, TBK.’nun 56. maddesi anlamında ruhsal ve duygusal bütünlüğünün bozulduğuna kanaat edinilmiştir. Bu noktada hüküm altına alınacak manevi tazminatın miktarının belirlenmesi önem arz etmektedir. Yargısal içtihatlarda,anılan yasa maddesi hükmüne göre özel haller gözönünde tutularak hükmolunacak manevi zarar tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu tazminatın bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği,bu tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği,takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar her olaya göre değişebileceğinden hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği belirtilmektedir.Buna göre, üst paragraftaki ilkeler göz önüne alınarak yapılan değerlendirmede, davacının yaralanmasına neden olan olayın oluş şekli, kusur durumu, davacının duymuş olduğu elem ve ızdırabın ağırlığı ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alındığında mahkememizce takdir edilen manevi tazminat miktarının uğranılan zararla/zararlarla orantılı olduğu, bu miktarın davacı için zenginleşme aracı olmayacağı gibi davalılar yönünden de ekonomik yıkıma neden olmayacağı değerlendirildiğinden hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminat miktarı belirlenmiş, davalı sürücü ve araç maliki gerçek kişi yönünden manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacının manevi zararının 250.000,00TL olduğuna karar verilmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile,
A-Sürekli sakatlık tazminatı olan 1.656.218,70TL’nin kaza tarihi olan 19/09/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B-Bakıcı gideri tazminatı olan 2.394.216,61TL , SGK tarafından karşılanmayan yol gideri 2.809,55TL ile ilaç-medikal malzeme gideri 3.128,20TL olmak üzere toplam 2.400.154,36TL’nin (davalı sigorta şirketi açısından 330.000,00TL tedavi limiti ile sorumlu olmak kaydı ile ) … ve … açısından kaza tarihi olan 19/09/2017 , sigorta şirketi açısından temerrüd tarihi olan 01/11/2017’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
C-Davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine,
D-Dahili davalı SGK hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
E-Davacı için 250.000,00TL manevi tazminatın … ve …’den kaza tarihi olan 19/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilemesine,
F-Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,
3-Maddi tazminat talepli dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 277.090,84TL karar ilam harcından peşin alınan 1.707,75-TL ve ıslah harcı olarak alınan 12.359,00TL sinin düşümü ile eksik kalan 263.024,09-TL bakiye ilam harcının; 22.542,30TL’sini davalılardan müştereken ve müteselsilen, 254.548,54TL’sini davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Manevi tazminat talepli dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 22.542,30TL karar ilam harcından peşin alınan 2.390,85-TL düşümü ile eksik kalan 20.151,45-TL bakiye ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından maddi tazminat davası yönünden yatırılan 1.707,75-TL peşin harç ile 12.359,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 14.066,75TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat davası yönünden davacıdan alınan 2.390,85TL peşin harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 41,10- TL ( başvurma ve vekalet harcı), davetiye, posta gideri: 1.324,50-TL, bilirkişi ücreti: 1.800,00-TL, 562,00TL ATK fatura bedeli olmak üzere toplam: 3.727,60-TL yargılama giderinin kabul/red oranı olan %89 üzerinden hesaplanan 3.317,56-TL’nin (davalılardan sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davacının davasının kabulüne karar verilmiş olduğundan ve tüm davalıların müşterek ve müteselsil sorumluluk oranının %8 olması nedeniyle) 265,40TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 3.052,16TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerine bırakılmasına,
7-Maddi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 129.188,73- TL vekalet ücretinin, 31.550,00TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 97.638,73TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat davası yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 8.847,65-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden davalı SGK kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT 7 ve 3/2 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı SGK’ya verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 25.950,00- TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Manevi tazminat davası yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT 10/2 uyarınca hesap ve takdir olunan 25.950,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı …’e verilmesine,
12-Davalı sigorta şirketi tarafından sarf edilen gider avansının kendi üzerinde bırakılmasına,
13-Davalı … tarafından yatırılan ve kullanılan 50,00TL gider avansının ret oranı hesaplanan 5,50TL’nin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, kalanın kendi üzerine bırakılmasına,
14-Tarafların yatırdığı gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/05/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır