Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/618 E. 2018/873 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/618 Esas
KARAR NO : 2018/873
DAVA : Çek İptali
DAVA TARİHİ : 10/07/2018
KARAR TARİHİ : 11/07/2018
DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile; kendisine ait 3 adet ve dolu olan çekleri bulamadığını, ilgili bankanın kapalı olduğunu, bu durumun çek defteri almasına engel olduğunu belirterek bahse konu çek yaprakları hakkında zayi olması nedeni ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, TTK’nun 818/s maddesi yollaması ile aynı kanunun 757 ve devamı maddelerine dayanan çek iptali talebinden ibarettir.
Davacı dava dilekçesinde kaybolan çeklerin keşidecinin kendisinin olduğunu ve çek yapraklarının dolu olduğunu bildirmiştir.
Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 29/05/2006 gün ve 2005/57755 -2006/6299 sayılı kararında; TTK nın 669 ve devamı maddelerine dayanarak çek iptali davası açmak hakkının sadece lehtar ve hamile tanındığı vurgulanmıştır.
Eski TTK nın 669 maddesine göre ” rızası olmaksızın poliçe elinden çıkan kimse, ödeme yerindeki mahkemeden , muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesini isteyebilir. ”
Yeni TTK nın 757 maddesine göre ” iradesi dışında poliçe elinde çıkan kişi , ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesini isteyebilir. ”
Görüldüğü gibi, yetkili mahkeme dışında yasal düzenlemeler aynı doğrultudadır. Bu nedenle hem yasal düzenlemedeki açıklık hem de geçerliliğini sürdüren istikrarlı Yargıtay uygulaması dikkate alındığında, keşidecinin çek iptali davası açmasına yasal olanak bulunmadığı kabul edilmedir. Keşideci – hesap sahibinin kaybettiği, çaldırdığı yada benzer şekilde elinde çıkan çek veya çek yaprağı ile ilgili olarak kendisinden talepte bulunulması halinde, hak iddia edene karşı menfi tespit davası açması mümkündür.
Sonuç olarak, iptali istenen çek yapraklarının davacıya ait olması nedeniyle, davacının keşideci konumunda olmasından dolayı, davacının aktif husumet ehliyeti olmadığı anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebep ve gerekçelere göre;
1-Davacının aktif husumet ehliyetinin olmaması nedeniyle , dava şartı yokluğundan davanın reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avansının iadesine ,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Peşin alınan harcın mahsubu ile ayrıca alınmasına yer olmadığına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/07/2018

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır