Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/61 E. 2019/394 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/61 Esas
KARAR NO : 2019/394
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2018 – 14/02/2018
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı – karşı Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma yetkilisi ile davalı şirket arasında imzalanan Yönetim Sözleşmesi gereğince Davalı firmaya vermiş olduğu hizmetlerin karşılığı olmak üzere kesilmiş faturalardan dolayı 122.400,00 TL kısmının davalı tarafından müvekkiline ödenmediğini, müvekkili firma ile davalı firma arasında dava konusu alacak ile ilgili olarak e- mail yolu ile mutabakat yapıldığını, iş bu alacağın davalı firma tarafından kabul edilmesine rağmen ödenmediğini, yapılan şifai görüşmelerde borcun ödenmesinin talep edildiği ancak borcun ödenmediğini, davalı firma tarafından borcun ödenmediği gibi sözleşmenin feshettiklerini müvekkil şirket yetkilisine bildirdiklerini, bu bildirimi üzerine, davalıya 22/12/2017 tarihinde noter aracılığı ile 122.400,00 TL ile birlikte sözleşmeden kaynaklanan d iğer haklarını talep ettiklerini, davalının 02/01/2018 tarihli ihtarname ile müvekkili şirketin alacaklarını inkar ettiklerini, borcu ödemeyeceklerini açıkça bildirdiklerini, bunun üzerine müvekkilince … İcra müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu beyan ederek itirazın kaldırılmaması ve takibin devamına ve davalı aleyhine asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra – inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı – karşı Davacı vekili ; asıl dava cevap dilekçesi ve karşı dava , dava dilekçesinde özetle ; dava dilekçesinde husumetin eksik yöneltildiği, davanın ve icra takibinin dayanağını oluşturan yönetim sözleşmesinin , davacı şirket kurulmadan doğrudan … adlı şahıs tarafından imzalandığının tespit edildiğini, davacı şirketin sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşmenin 2.6. Maddesi gereği müvekkiline karşı … ile birlikte takip yapılması gerektiğini, müvekkilinin davacıdan hizmet almadığını, buna rağmen iyi niyetle ilk aylarda toplan 84.100,00 TL ödeme yaptığını, daha sonra hizmet alamadığından ödemeleri kestiğini, sözleşmenin 2. Maddesinde belirtilen hizmetlerin hiç birinin yerine getirilmediğini beyan ederek, asıl davanın itirazın kaldırılması talebinin mahkemenizden istenmesinin mümkün olmadığı gözetilerek reddine, husumet itirazlarının değerlendirilmesine, asıl davanın davacı tarafından hiçbir itiraz sunulmadığından reddine karar verilmesini, karşı davanın kabulü ile hiçbir hizmet alınmadığı halde ödenen 84.100,00 TL sebepsiz zenginleşme oluşturduğundan dava tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … İcra müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosyanın incelenmesinden, davacının davalı aleyhine 05/01/2018 tarihinde asıl alacak 122.400,00 TL olmak üzere ilamsız takipte ödeme emri başlattığı, davalı tarafa 09/01/2018 tarihinde tebliğ olunan ödeme emrine davalı vekilinin 16/01/2018 tarihli dilekçesi ile borcun tamamına, işlemiş faize ve talep edilen faiz oranına itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı karşı Davalı tarafından 22/12/2017 tarihinde … Noterliği … yevmiye numarası ile davalı karşı davacıya ihtarname gönderildiği, davalı – karşı davacının da davacı karşı davalıya 02/01/2018 tarihinde … Noterliği … yevmiye numarası ile cevabi ihtarname gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda mahkememizce belirlenen uyuşmazlık noktalarında bir hukukçu ve bir muhasebe – finans uzmanı bilirkişilerden oluşan heyetten bilirkişi raporu alınmıştır.
Alınan raporda özetle , davacı – karşı davalı şirketin ticari defterlerinin yasal ve usulüne tutulduğu, açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kazıntı ve silintiye rastlanmadığını, kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, ticari defterler ve dayanağı belgeler, yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85 ve HMK 222. Maddesi gereğince delil niteliğine haiz olabileceği, davalı – karşı davacı şirketin ticari defterlerinin yasal ve usulüne uygun tutulduğu, açılş ve kapanış tasdiklerini süresinde yaptırdığı, silinti ve kazıntıya rastlanılmadığı, ticari defterler ve dayanağı belgeler, yargımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85. Maddesi ve HMK 222. Maddesi gereğince delil niteliğine haiz olabileceği ifade edilmiştir.
Raporun devamında; davacı şirketin davalıdan ticari defterlerine göre 122.400,00 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin defterlerine göre ise davalının davacıya 122.400,00 TL borçlu olduğu, davacıya konu alacağın 7 adet faturadan kaynaklandığı, faturaların irsaliyeli fatura şeklinde usulüne, sözleşmeye uygun olarak tanzim edildiği, ilgili faturaların tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu, dosya kapsamında yer alan, Gelir İdaresi Başkanlığı’ nın İstanbul
Vergi Dairesi Başkanlığı … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 26/06/2018 tarihli sayılı yazısına istinaden, davacı şirketine ilişkin 2017 yılında 7 adet fatura karşılığı 175.000,00 TL tutarında hizmet alımında bulunduğunu beyan ettiği, davacı – karşı davalı şirketin bu faturaları BS formlarında davalı şirkete hizmet satımında bulunduğu ifade edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 2.5. Maddesinde …’ a aylık yönetim ücreti olarak 25.000,00 TL + KDV tutarında ö deme yapılacağı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 2.6. Maddesinde ” …” , ‘ a vereceği yönetim hizmetlerini dilerse kendisi tarafından kurulacak şirket üzerinden ve / veya ortağı olduğu bir şirket üzerinden faturalayabilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Sözleşmedeki 2.6. Maddesi gereğince davalı karşı davacının husumet itirazları yerinde görülmemiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/2 maddesi gereğince ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ile aynı maddenin 3. fıkrası gereğince ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği belirtilmektedir.
İtirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlı olup, dava konusu icra takibine konu edilen faturalara konu malın teslimi olgusunu satıcının tek taraflı düzenlediği faturalar ile ispatı mümkün olmayıp, teslime dair alıcı tarafça imzalı irsaliyeleri de sunması gerekmektedir. Bununla birlikte, mal tesliminin ispatının tek yöntemi bu olmayıp, imzalı irsaliye sunulmamakla birlikte eğer bahse konu faturalar benimsenerek bizzat alıcının ticari defterlerine kayıt edilmiş ise bu durumda artık satım sözleşmesinin yapıldığının, satıma konu fatura içeriklerinin ve malların teslim edildiğinin kabulü zorunlu olup, bu husus Yargıtay’ ın yerleşmiş içtihatları ile de istikrarlı bir şekilde vurgulanmaktadır. (Bu yönde bknz…Yargıtay 19.HD. 2016/5355 E.-2017/2575 K., 2016/3391 E.- 2016/14472 K., 2016/4293 E.-2016/15075 K…)
Mahkememizce gerek davacı tarafın ticari defterleri ve gerekse davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; incelenen defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı defter kayıtlarında söz konusu faturaların kaydının bulunduğu, takip tarihinde davacı şirketin davalı şirketten122.400,00 TL alacak kaydının bulunduğu ve davalının defterlerinde kayıtlı olan miktar kadar mal aldığını BA formu ile Gelir İdaresi Başkanlığına beyan ettiği, kayıtların sahibi aleyhine delil olduğu, davalının kendi ticari defterlerinde kayıtlı borcunu ödediğini ispat ederek borcundan kurtulacağı, bu yönde delil ibraz edilmediği, borcunu ödediği savunmasında da bulunmadığı kanaati ile davalının ticari defterlerinde aleyhine olarak kayıtlı olan 122.400, 00 TL borç kaydının bulunduğu ve bu hususlar nazara alındığında; davalı şirketin takibe konu faturalardan dolayı hizmet almadığı itirazının yerinde olmadığı, davalı şirketin TMK’nın 6. maddesi gereğince savunmalarını yazılı olarak ispatlaması gerektiği, mevcut dosyadaki deliller incelenip değerlendirildiğinde; davalı şirketin savunmalarını ispata yarar yazılı delil sunmadığı anlaşılmıştır.
İş bu açıklanan nedenlerden dolayı takip tarihi itibari ile davacı-karşı davalı şirketin davalı-karşı davacı şirketten takip tarihi itibari ile 122.400,00 TL alacaklı olduğuna, takip talebinde takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinde bulunulduğundan asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki talep doğrultusunda reeskont avans faizi uygulanmasına ve alacağın faturaya dayalı ve likit olması nedeni ile davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Yine mahkememizce karşı dava yönünden, davalı karşı davacı vekili iddialarını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Asıl Davanın Kabulü İle
A)Davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 122.400,00TL üzerinden devamına,
Asıl alacak miktarı olan 122.400,00TL tamamen ödeninceye kadar asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi uygulanmasına,
Asıl alacağın %20 si olan 24.480,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 8.361,14 TL karar ilam harcından, peşin alınan 1.478,29-TL’ den mahsubu ile noksan kalan 6.882,85-TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irat
kaydına
3-Davacı tarafından yapılan 1.519,39- TL dava açılış gideri, davetiye ve posta gideri olarak 211,00-TL, bilirkişi ücreti: 1.500,00- TL olmak üzere toplam: 3.230,39- TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 12.542,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerine bırakılmasına, kalan gider avansın kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalılara iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B) Karşı Davanın Reddine,
2-Alınması gereken 44,40-TL red harcının peşin alınan 1.436,22-TL den düşümü ile arta kalan 1391,82 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ uyarınca hesaplanan 9.478,00 – TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın davacıya verilmesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır