Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/593 E. 2019/430 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/593 Esas
KARAR NO : 2019/430
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2018
KARAR TARİHİ : 08/05/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişkiden dolayı müvekkilinin alacağının bulunduğu, borçlu şirkete iş bu ticari ilişki neticesinde fatura kesildiğini, takibe konu borç ile alakalı taraflarına her hangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine borçlu haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, müvekkilinin kesmiş olduğu faturanın içeriğinde ” tesisat proje bedeli ” olarak düzenlendiğinin belirtildiğini, müvekkilinin vermiş olduğu hizmet neticesinde düzenlemiş olduğu faturanın, borçlu-davalı tarafından ödenmemesi sonucunda ilgili faturanın icra takibine konulduğunu, davalının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde takibe ve tüm ferilerine itiraz edilerek, takibin durdurulduğunu, ilgili tesisat projesinin yapılmasından dolayı müvekkilinin, davalı-borçlu yandan alacağının bulunduğunu belirterek, davanın kabulüne ve likit olan alacağın tahsili amacıyla takibin devamına karar verilmesine, davalının yapmış olduğu haksız itirazı nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, dava dilekçesinde … A.Ş. ünvanında bir şirketten bahsetmişse de, bu şirketin müvekkili şirketle ilgisinin olmadığını, taraflar arasında ticari ilişki ve fatura alacağı olduğunun iddia edildiğini, dava konusu icra dosyasında bulunan takip talebinin dayanağının bir adet fatura olduğunu, fatura düzenlenmiş olmasının tek başına müvekkili şirketin borçlu olduğunu göstermeye yetmeyeceğini, bu faturanın müvekkili şirkete usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasının, 8 günlük itiraz süresi içinde bu faturaya itiraz edilmemiş olmasının, faturanın ticari defterlerde yer almasının, taraflar arasındaki akdi ilişkinin kanıtlanması gerektiğini, bu esasları taşımayan bir faturanın herhangi bir geçerliliğinin olmadığını belirterek, Y. HGK. 14.03.1980 T., 1980/11-1147 E., 1980/1418 K., Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 20.1.2011 tarihli 2010/16266 E. 2011/480 K. sayılı kararlarından bahsetmiş, davacı şahıs tarafından müvekkili adına yapılan muhtelif tahsilatların borçlardan düşülmediğini, davacı tarafından uyuşmazlık konusu yapılan alacak, müvekkilin ticari defter ve kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, dolayısıyla likit alacak olarak değerlendirilmeyeceğini belirterek, sonuç olarak; haksız davanın reddine, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasın tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu 1 adet faturaya istinaden işlemiş faizi ile birlikte toplam 6.236,30-TL miktar üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, davalı şirketin süresi içerisinde borca itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraf vekillerinin dava dilekçesi ve cevap dilekçesinde dayanmış oldukları deliller dosyaya ibraz edilmiştir.
Tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin mali müşavir bilirkişisinden alınan raporda özetle; davacı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, davalı şirketin incelemeye katılmadığını, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde; davalı yandan 31.12.2017 tarihi itibariyle 5.900,00-TL alacaklı olduğunu, taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunduğuna dair dava dosyasına herhangi bir belgenin ibraz edilmediğini, davalı şirketin inceleme esnasında ticari defterlerini ibraz etmemesinden dolayı icra takibine konu olan faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıt altına alınıp alınmadığının tespit edilmediğini, davacı şirketin 2017 yılı ticari deflerlerininin incelenmesi neticesinde; davacı yanın cari hesap ekstresi gösterilmiş olup, davacı şirket tarafından 2017 yılında davalı yana 5.900,00 TL bedelinde bir (1) adet ” Tesisat Proje Bedeli” açıklaması ile fatura düzenlenmiş olduğunu, düzenlenen faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğunu, fatura sureti incelendiğinde, davacı şirket tarafından davalı şirket ünvanına düzenlenmiş olduğunu, fatura bedelinin ödenmemiş yani açık fatura olduğunu, davalı yanın faturaya 8 gün içinde itiraz etmediğini, faturanın usulüne uygun olarak düzenlendiğini, davalı yanın faturaya 8 gün içerisinde itiraz etmediğini, düzenlenen faturanın davalı yana tebliğ edildiğine dair dava dosyasına herhangi bir belgenin de ibraz edilmediğini, davacı şirketin TTK. hükümleri uyarınca tuttuğu ve kayıt altına almış olduğu ticari defterlerinde icra takip tarihi olan 08.05.2018 tarihi itibariyle, davalıdan 5.900,00-TL alacağının bulunduğu kanaatine varıldığını, bir alacağa faiz talep edilebilmesi için ödeneceği tarihin kesin olarak belli olması ya da karşı borçlunun bir ihtar ya da ihbarla temerrüde düşürülmesi gerektiğini, davacı ile davalı arasında karşılıklı bir anlaşma ve belirlenmiş bir vadeye ilişkin belge ve yine herhangi bir ihtarın dosyaya sunulmadığını, bu nedenlerle takipten önce faiz hesaplamasının yapılmadığını, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 08.05.2018 tarihinden itibaren asıl alacağa %9 yasal faiz talep edebileceğini hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı taraf, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının vermiş olduğu hizmet neticesinde “tesisat proje bedeli” olarak düzenlenen 5.900,00 TL’lik faturanın ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı taraf ise taraflar arasındaki ticari ilişkiyi inkar etmiş, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığının ispat edilememesi nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Davacı taraf alacağının ispatı için salt faturaya dayanmış olup, ticari ilişkinin ispatı ve verilen hizmetin yerine getirildiğine dair dosyaya herhangi bir delil sunmamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde öncelikle iddiaya konu hizmetin verildiğinin ispatı gerekmekte olup, ispat külfeti davacıya aittir. Yani taraflar arasında dava konusu fatura içeriğindeki hizmetin davalıya verildiği iddiasını davacının usulen kanıtlaması gerekir. Davacının dayanmış olduğu fatura tek başına akdi ilişkinin varlığını kanıtlamaya yeterli değildir. Faturanın davacı defterlerinde kaydedilmiş olması da davacı lehine kanıt teşkil etmez. Bu nedenle dava konusu takibe dayanak yapılan fatura içeriğindeki hizmetin verildiği, davacı tarafça ispata elverişli yasal delillerle kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 44,40-TL red harcından peşin alınan 35,90-TL nin düşümü ile eksik kalan 8,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır