Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/585 E. 2021/233 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/585 Esas
KARAR NO : 2021/233
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 22/03/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davalı ile Ekim 2010 tarihinde imzalanan 5 yıllık … saha gücü bayilik sözleşmesine göre bayi olarak devam ettiğini, sözleşmenin daha sonra belirsiz süreli olarak devam ettiğini, tarafların 17.07.2017 tarihinde sonlandırma protokolü ile sözleşmenin sona erdiğini, Taraflar arasında imzalanan sonlandırma protokolü ile bir takım hak ve alacaklardan vazgeçselerde, müvekkilinin 7 yıl boyunca davalıya binlerce abone kazandırdığını ve davalı şirketin bu müşterilerden önemli miktarda menfaatler elde etmeye devam ettiği, bu nedenle TTK nun 122. Maddesi gereği denkleştirme tazminatı ödemesi gerektiğini, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 23. maddesine göre rekabet yasağı anlaşması yapıldığından müvekkili şirketin aynı faaliyet konusunda ticari faaliyet yapamadığından TTK nun 123. Maddesi gereği davalının müvekkili şirkete belirli bir tazminat ödemesi gerektiğini, bu nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 62.000 TL ‘nin müvekkilinin uğradığı maddi zararlar ve kazanç kaybı ile rekabet yasağı ve denkleştirme tazminatı olarak sözleşmenin fesih edildiği 17.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında 15.06.2009 … saha gücü bayilik sözleşmesi imzalandığını ve 14.07.2017 tarihli sonlandırma protokolü ve ibraname ile 31.07.2017 tarihi itibariyle sonlandırıldığını, davacının basiretli tacir olarak alacağını bilmesi gerektiği, belirsiz alacak davası olan davanın usulden reddi gerektiğini, Taraflar arasında imzalanan sonlandırma protokolü ve ibraname ile … A.Ş.’yi ibra ettiğini, Protokolün 2. Maddesinde, bu kapsamda dağıtım merkezi sözleşme kapsamında cari hesap alacakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin sona ermesine bağlı olarak her ne sebeple olursa olsun … A.Ş. ‘den herhangi bir ad altında menfî ve müspet zarar maddi manevi tazminat denkleştirme tazminatı ve benzeri hiçbir ad altında tazminat alacak talebinde bulunamayacağını, herhangi bir dava açmayacağını beyanla … A.Ş.ni gayrikabili rücu ve kesin olarak ibra ettiğini, bu hususlarda karşılıklı olarak mutabık kaldıklarını, bu protokole göre davacının müvekkili şirketten yoksun kalınan kar kaybı talep etmesinin mümkün olmadığını, Davacının müspet zarar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, Huzurdaki davada taraflar arasındaki sözleşmenin davacıyı münhasır yetkili bayi kılmadığı bu nedenle müşterilerin müvekkili şirketin müşterisi olup davacının müşterisi olmadığını, TTK nun 122/5. Maddesinde, bu hüküm hakkaniyete aykırı düşmedikçe tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi halinde de uygulanır denildiğini, Dava konusu sözleşmenin tekel hakkı vermediğinden reddi gerektiğini, Müvekkil şirketin davacıya rekabet sınırlaması dolayısıyla tazminat ödemesinin somut olayda mümkün olmadığı, sözleşmenin 23/3 maddesi davacının maddede sayılan durumlarda müvekkili şirketi bilgilendirme amaçlı olarak konulduğu, bu nedenle talebin esastan reddi gerektiğini, bu nedenlerle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Taraflar arasındaki Ekim 2010 tarihinde imzalanan … Bayilik Sözleşmesi uyarınca 62.000,00 TL maddi zararlar ile kazanç kaybı zararları, denkleştirme ve rekabet yasağı anlaşması nedeni ile ödenmesi gereken tazminatların sözleşme fesih tarihi 17/07/2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili talepli davadır.
Deliller; Dosya Mevcudu, Bilirkişi İncelemesi.
Mahkememiz dosyasından Adana Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacının ticari kayıtlarının incelenmesi için Mali Müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından hazırlanan rapor 02/10/2019 tarihinde sunulmuştur.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimatla alınan ve SMMM/B.Denetçi … tarafından davacı defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak düzenlenen bilirkişi raporunda, 14.190.834.62 + 2.903.423,49 – 17.094.258,11 TL üzerinden hesaplamalar yapılmıştır.
14.190.834.62 / 60 =236.513,93 TL aylık ortalama alınarak, 12 aylık tutarı 2.838.166,92 TL hesaplanmıştır.
2.903.423,49 / 60 =48.390,39 TL aylık ortalama alınarak, 12 aylık tutarı 580.684,68 TL hesaplanmıştır.
2.838.166,92 TL + 580.684,68 = 3.418.851,60 TL Portföy tazminatı hesaplamıştır.
Rekabet yasağı Tazminatı hesaplamasında, Davacının alınan primler hariç % 10 kar ortalamasına göre hesaplama yapılmış ve 93.805.728,38 x %10= 9.380.572,83/60 Ay – 156.342,88 TL Primlerin aylık ortalaması 17.094.258,11/60 Ay= 284.904,30 TL hesaplanmıştır.
Prim gelirlerine göre 284.904,30 x 12 = 3,418,851,60 TL tazminat hesaplanmış, Davacının toplam 5 yıllık giderleri 13.856.630,85 /60~ 230.943,84 TL aylık gideri, 441.247,18 Aylık gelir – 230.943,84 = 210.303,34 TL Aylık Net Gelir hesaplanmıştır.
210.303,34 x 12 = 2.523.640,08 TL tazminat hesabı yapılmıştır.
Talimat bilirkişi raporu geldikten sonra, Mahkememiz dosyasından davalıya ait 2013 ve 2017 yıllarına ait ticari defterleri incelenmesi için 02/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Davalıya ait 2013 ve 2017 yıllarına ait ticari defterleri incelenmiş Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64. Md. ve 213 sayılı VUK 221. Md. göre açılış ve Yevmiye defteri ile defteri kebirim e-defter beratlarının usulüne uygun tasdik edilmiş/ zamanında alınmış olduğu, davalı ile davacı defter kayıtlarına göre düzenlenen bilirkişi raporunda rakamlar arasında fark olduğu görülmüş ve davacı kayıtlarına göre hesaplama yapıldığından, davacı kayıtları daha az olmasına rağmen davacının basiretli bir tacir olarak kendi defter kayıtlarına göre tazminat hesabının uygun olacağı, taraflar arasında Ekim 2010 tarihinde beş yıl süreli … Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin daha sonra belirsiz süreli olarak devam ettiği, taraflar arasında yapılan 17.07.2017 tarihinde yapılan sonlandırma protokolü ile sözleşmenin sona erdirildiği hususlarında bir ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki “sonlandırma protokolü ve ibraname” incelendiğinde, 2. maddede konunun “taraflar arasında imzalanmış olan … Bayilik Sözleşmesi‘nin taraflar’ın mutabakatı sonucunda karşılıklı olarak sona erdirilmesine ve Dağıtım Merkezi’nin sona erme tarihi itibariyle …’yı ibra etmesine ilişkindir’’ şeklinde belirlendiği;
3. maddede “Taraflar, yaptıkları karşılıklı görüşmeler sonunda, serbest ve özgür İradeleriyle; Bayi’nin (Dağıtım Merkezi Kodu: … ) Dağıtım Merkezi faaliyetlerinin ve Sözleşme’nin 31/07/2017 tarihi itibari ile sona erdiği konusunda mutabakata varmışlardır. … Bu kapsamda Dağıtım Merkezi, Sözleşme kapsamında cari hesap alacakları saklı kalmak kaydı ile Sözleşme’nin sona ermesine bağlı olarak her ne sebeple olur ise olsun …’dan herhangi bir ad altında menfi ve müspet zarar, maddi ve manevi tazminat, denkleştirme tazminatı ve benzeri hiçbir ad altında tazminat ve alacak talebinde bulunmayacağını, herhangi bir dava açmayacağını beyanla …’yı gayrikabili rücu ve kesin olarak ibra etmiştir” hükmüne yer verildiği söz konusu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; tarafların serbest ve özgür iradeleriyle bayilik sözleşmesini sona erdirdikleri, cari hesap alacakları dışında, davalının davacıyı ibra ettiği, davacının sözleşmenin sona ermesine bağlı olarak her ne sebeple olur ise olsun herhangi bir ad altında menfi ve müspet zarar, maddi ve manevi tazminat, denkleştirme tazminatı ve benzeri tazminat ve alacak talebinde bulunmayacağını, herhangi bir dava açmayacağını taahhüt ettiği görüldüğünden, davacının tazminat talep etme şartlarının bulunmadığının kabulü gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmeyle davacıya münhasır bir bölgenin tanınmamış olması, sözleşmenin sona ermesinden sonra davalının, davacının sağlamış olduğu müşterilerden önemli menfaatler elde ettiğine ilişkin, mali inceleme bölümünde bir tespite yer verilmemesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının portföy tazminatına ilişkin alacak talebi yerinde olmadığı, taraflar arasındaki “sonlandırma protokolü ve ibraname ”yle tarafların serbest ve özgür iradeleriyle bayilik sözleşmesini sona erdirdikleri, cari hesap alacakları dışında, davalının davacıyı ibra ettiği, davacının sözleşmenin sona ermesine bağlı olarak her ne sebeple olur ise olsun herhangi bir ad altında menfi ve müspet zarar, maddi ve manevi tazminat, denkleştirme tazminatı ve benzeri tazminat ve alacak talebinde bulunmayacağını, herhangi bir dava açmayacağını taahhüt ettiği, bu bakımdan davacının tazminat talep etme şartlarının bulunmadığı, Bir an için taraflar arasında “sonlandırma protokolü ve ibraname” imzalanmadığı kabulü edilse dahi somut olay açısından portföy (denkleştirme) tazminatı ve TTK. m. 123 hükmünde öngörülen tazminatı talep etme şartlarının oluşmadığı hususları tespit edilmiştir.
Mahkememizin 16/11/2020 tarihli duruşmasında, Davacı vekilinin talebi gibi, dosyaya sektör bilirkişi eklenerek, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları ve dava dilekçesi, cevap dilekçesi irdelenmek suretiyle dosyanın aynı bilirkişi heyetine tevdi ile ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan rapor 18/01/2021 tarihinde mahkememize sunulmuştur.
Davacı taraf vekili Av…., 18.03.2020 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; “Bilirkişi heyetinin yanlış değerlendirmede bulunduğunu, raporun hatalarla dolu olduğunu, TTK m. 121, 122, 123’e göre tazminat talebinde bulunulduğunu, ilgili maddeler dışında yorum katmanın yerinde olmadığını, acente sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle tazminat talebinde bulunulduğunu, TTK’nin 102. ve 123 maddeleri arasının acente ve bayilik sözleşmelerine ilişkin olduğunu, bilirkişi raporundaki taraflar arasında sonlandırma protokolü hükümlerine göre davalı taraftan herhangi bir talepte bulunulamayacağı yönündeki görüşün TTK m. 122/4 hükmü gereği afaki kaldığını, yine raporda sonlandırma protokolünden dolayı TTK m. 123 gereğince uygun tazminat ödenmesi talebinin girmesi dolayısıyla tazminat talep edilemeyeceği ifadesinin de yerinde olmadığını, bu yorumunda davalı lehine zorlama bir yorum olduğunu, davalı yanı haklı çıkarmak için mesnetsiz beyanlarda bulunan bilirkişi heyeti raporunu kabul etmediklerini ve ek bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, …” beyan ve itirazı değerlendirildiğinde davacı taraf itirazlarına tanzim edilmiş bulunan 02.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda açıkça cevap verildiği, heyete katılan sektör bilirkişisinin de dosyayı değerlendirdiği ve aynı kanaatte olduğu ifade edilmiştir.
Davalı taraf itirazlarının değerlendirilmesinde ise Davalı taraf vekili Av. …, 25.03.2020 tarihli bilirkişi raporuna dair beyanlarında; “Taraflar arasındaki sözleşmenin sonlandırma protokolü ve ibraname ile sona ermiş olduğunu, davacının yoksun kalınan kar, denkleştirme tazminatı ve rekabet yasağından doğan tazminat da dahil hiçbir nam ve talep adı altında tazminat talebinde bulunamayacağını, bunun bilirkişiler tarafından tespit edilmiş olduğunu, somut olayda gerçekleşmemesi sebebiyle davacı lehine portföy tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporundaki tespitlerin doğru olduğunu, TTK 123. maddesinde düzenlenen rekabet yasağına ilişkin tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından, davacının bu yöndeki talebinin reddinin gerektiğini, bilirkişi raporunda, bu hususa değinilmiş olduğunu, haksız ve hukuka aykırı davanın reddinin gerektiğini, …”beyan etmiş olup, davalı taraf beyanlarında 02.03.2020 tarihli Bilirkişi Raporuna herhangi bir itiraz söz konusu değildir.
Yine Ara Karara uygun biçimde 02.03.2020 tarihli Bilirkişi Raporunda; gerek davacı tarafın dava dilekçesi, gerekse de davalı vekilinin cevap dilekçeleri özetlenmiş ve de tek tek davacı taraf taleplerine ya da iddialarına cevap verilmiştir. Heyete sonradan katılan sektör bilirkişi … ile birlikte yapılan değerlendirmede de 02.03.2020 tarihli Bilirkişi Raporundaki görüş ve kanaatin yerinde olduğu, davacı vekilinin 02.03.2020 tarihli Bilirkişi Raporuna yapmış olduğu itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmış olup taraflar arasındaki “sonlandırma protokolü ve ibraname ”ile tarafların serbest ve özgür iradeleriyle bayilik sözleşmesini sona erdirdikleri, cari hesap alacakları dışında, davalının davacıyı ibra ettiği, davacının sözleşmenin sona ermesine bağlı olarak her ne sebeple olur ise olsun herhangi bir ad altında menfi ve müspet zarar, maddi ve manevi tazminat, denkleştirme tazminatı ve benzeri tazminat ve alacak talebinde bulunmayacağını, herhangi bir dava açmayacağını taahhüt ettiğinin anlaşıldığı, bu bakımdan davacının tazminat talep etme şartlarının bulunmadığı, bir an için taraflar arasında “sonlandırma protokolü ve ibraname” imzalanmadığı kabulü edilse dahi somut olay açısından portföy (denkleştirme) tazminatı ve TTK. m. 123 hükmünde öngörülen tazminatı talep etme şartlarının oluşmadığı hususları mahkememiz dosyası arasına alınan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL red harcının, peşin alınan 1.058,81 TL ‘den mahsubu ile artan 999,51 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 8.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının ve delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır