Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/380 E. 2019/1052 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/380 Esas
KARAR NO : 2019/1052
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2018
KARAR TARİHİ : 11/12/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı arasında “Mobil Uygulama Lisans Kullanım Satış Sözleşmesi” imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davalı-borçlu şirkete müvekkili tarafından hizmet verilmeye başlanmışsa da, davalı şirketin Franchise Sözleşmesi ile çalıştığı …Merkezi ve kasa firması olan … ile olan sözleşmelerinin gereği gibi yürümemesi sonucu işin tamamlanması ve davalının hizmet almasının mümkün olamadığını; müvekkili şirketin, davalıya karşı olan akdi edimlerini tam, vaktinde ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, davalının hizmet alımını tamamlamasına dair sürecin ise, müvekkilinden kaynaklı olmayan sebeplerle tıkandığını müvekkilinin mobil uygulamacı olarak yapması gerekenleri tam olarak yerine getirdiğini, eğitim için de hazır olduğunu muhtelif maillerle ifade ettiğini, ancak davalı şirket yetkilisinin, sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği müvekkiline değil, diğer sözleşmelerindeki akitlerine çekince bildirmesi gerekirken, müvekkiline karşı edimini ifa etmekten haksız olarak imtina ettiğini, müvekkilinin, söz konusu hizmetlerine karşılık davalı-borçlu şirkete 5.900,91.- TL tutarlı 11.12.2017 tarihli fatura düzenlediğini ve gönderdiğini, davalının da hiçbir şekilde bu faturayı iade etmediğini, itiraz etmediğini ancak ödemediğini,
müvekkili şirketin alacağına ilişkin olarak 26.03.2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2018 / 9220 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine 5.900,91.-TL asıl alacak bedeli üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu şirket vekili tarafından, 02/04/2018 havale tarihli dilekçe ile alacaklı müvekkiline öyle bir borçları bulunmadığı iddiasıyla takibin tamamına itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, ancak davalı borçlu tarafından müvekkili şirkete böyle bir borç bulunmadığı iddia edilmişse de, itiraza dayanak hiçbir geçerli sebep bildirilmediğini, iddiayı ispatlayacak herhangi bir belge ibraz edilmediğini, ödeme belgesi, cari hesap ekstresi veya makbuz vb. hiçbir delil sunulmadığını, bu nedenle borçlunun itirazının soyut, haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının itirazının haksız, kötü niyetli ve müvekkilinin alacağını geciktirmeye yönelik olduğunu, davalı şirketin adresinin Kadıköy’de olduğunu, ancak sözleşmedeki yetki kuralı gereği davayı istanbul mahkemelerinde ikame ettiklerini belirterek, sonuç olarak; davalının haksız, dayanaksız ve kötü niyetli, borcun tahsilini geciktirmeye yönelik itirazı sonucu durdurulmasına karar verilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9220 E. sayılı dosyası hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına ve takibe konu alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle, tüm asıl ve fer’ileriyle birlikte davalıdan tahsiline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine,yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının icra takibini … İcra Müdürlüğü 2018/9220 E sayılı cosyası ile yaptığını, iş bu itirazın iptali davasını ise mahkememizde açtığını, davanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmamış oluşu sebebi ile davanın yetki yönünden reddini talep ettiklerini, davacının, davaya konu fatura alacağı ve fatura dayanağı sözleşme ile ilgili sözleşme gereklerini yerine getirmediğinden, borçlarının bulunmadığını, ayrıca icra takibine konu fatura talebinden önce çekilen ihtara cevap verildiğini, sözleşmeye aykırılık ve sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmediği cevabi ihtar ile de bildirildiğini, borçlu olmadıkları gibi sözleşmede taahhüt edilen hususlar yerine getirilmediğinden uğradıkları maddi ve manevi zarar nedeni ile de alacaklı bulunduklarını, davacının kötü niyetli hareket ettiğini, sözleşme uyarınca bir hak doğabilmesi için, gerçekleşmesi gereken şartlar gerçekleşmediği halde, davacı sanki şartlar gerçekleşmiş sözleşme yükümlülükleri yerine getirmiş gibi fatura düzenlediğini, icra takibine geçtiğini ve dava açtığını, davacının sözleşmeye konu hizmeti vermesi ve tamamlaması diğer şirketlerin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmesi ile mümkün olduğunu, bu nedenle sözleşmenin nispiliğinden bahsedilemeyeceğini, ayrıca faturaya itiraz etmelerinin, hizmeti aldıkları ve davacının yükümlülüklerini yerine getirdiği anlamına gelmediğini, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğunu, bu tarifin fatura kesiminin, malın tesliminden veya hizmetin ifasından sonra yapılacak bir işlem olduğunu ortaya koyduğunu, davacı henüz, gerekli eğitimleri vermediği için işi tamamlamadığının ortada olduğunu, bu nedenle de davaya konu faturaların geçerli fatura olmadığını, davanın bu yönden de reddini talep ettiklerini belirterek, sonuç olarak; haksız, hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER :
İcra dosyası, fatura örneği, faturanın gönderildiğine dair evrak, Mobil Uygulama Lisans Kullanım Satış Sözleşmesi, taraflar arasında ki, mail ve yazışmalar, bilirkişi incelemesi, davacı ve davalı şirketin vergi dairesinden celbedilen BA-BS kayıtları,
GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine davalının itirazı sonucu açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/1-2. maddesi “[1] Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. [2] Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü amirdir.
Dosyanın ve UYAP üzerinden celp edilen …. İcra Dairesi’nin 2018/9220 E. sayılı dosyasının tetkikinden; davacı şirket tarafından davalı aleyhine 5.900,91-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık 9,75 reeskont faizi, icra harç ve giderleri ile vekalet ücretinin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe davalı tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek davacının sözleşmeden kaynaklanan fatura alacağı bulunup bulunmadığı ve alacağın dayanağını oluşturan sözleşmeden kaynaklı edimlerine ve hükümlüklerini yerine getirip getirmediği, sözleşme konusu hizmetin ifa edilememesinde davacının mı yoksa davalı şirketten mi kaynaklandığı konusunda bir mali müşavir, bir yazılım konusunda uzman bilgisayar mühendisi bilirkişisinden alınan raporda özetle; rapor içerisinde yapılan açıklamalar uyarıca dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı ve davalı yana ait incelenen 2017 ve 2018 yılları Ticari defter incelemeleri ve dosyaya sunulan belgeler neticesinde ortaya çıkan veriler ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı ve davalı yan tarafından İncelemeye sunulan 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen cari hesaba konu faturanın davacı ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı tarafından davalı yana düzenlenen tüm faturaların, davalı ticari defterlerinde kayıt altına alındığını, ancak bu faturalara, resmi bir kanalla, kanuni süre olan 7 gün içinde itiraz edilip, iade faturası düzenlendiğine dair bir belgeye dosyada rastlanmadığını, davacı yan kendi ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi olan 26.03.2018 tarihi itibari ile 5.900,91- TL alacaklı olduğunu, davalı yan kendi ticari defterlerinde davacı yana takip tarihi olan 26.03.2018 tarihi itibari ile 5.900,91-TL borçlu olduğunu, tarafların ticari defterleri arasında cari hesap farklılığının bulunmadığını, davacı yan lehine karar verilmesi durumunda, icra takip tarihi olan 26.03.2018 tarihinden itibaren, asıl alacak kalemine işleyecek yıllık %9,75 reeskont avans faizi ve değişen oranlardaki faizi talep edebileceğini ve bu faizin 1.261,02- TL hesaplandığını, davacı tarafından … isimli firmanın franchise sözleşmesi ile çalıştığı tüm kafelerde … (…) sistemini uygulayabilmek için davalı ile protokol imzaladığını, bu protokol kapsamında davacı tarafından … isimli mobil uygulama hazırlanmış olduğunu, bu uygulamanın … isimli firmanın franchise sözleşmesi ile çalıştığı tüm kafelerde kullanılabilecek genel bir uygulama olduğunu, ancak sistemin davalının, … Merkezi ve kasa firması olan … ile sözleşmelerinin gereği gibi yürümemesi nedeniyle Davalının söz konusu hizmeti alamadığını, POS sistemi kasa entegrasyonunun, davalı firmanın bu hizmeti aldığı … isimli firma tarafından tamamlanması gerektiği ancak … isimli firmanın POS sistemi kasa entegrasyonunu sağlayıp sağlamaması hususunda bir yükümlülüğünün olup olmadığı hakkında dosya içerisinde bir belge olmadığından değerlendirme yapılamayacağını, bununla birlikte Loyalty (Sadakat) sistemi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bu hizmeti almak için protokol imzalayan davalının söz konusu sistemi tam olarak alamamış olduğunu, her ne kadar taraflar arasında imzalanmış olan protokole konu … ( …) sistemi uygulamaya geçmemiş olsa da; hizmetin ifa edilememesinin sebebinin davacı olmaması nedeniyle, davacının taraflar arasında imzalanmış protokol kapsamında başlatmış olduğu dosyaya konu icra takibi alacağını talep edip edemeyeceğinin ve tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu hususları rapor edilmiştir.
Davalı yetki itirazında bulunmuş ise de taraflar arasında imzalanan sözleşme ile uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Adliyesi’nin yetkili olduğu kabul edildiğinden yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında Mobil Uygulama Lisans Kullanım Sözleşmesi imzalandığı, dava dışı … firmasından gerekli hizmetin alınamaması nedeniyle davalının sözleşme konusu hizmeti alamadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin incelenmesinde “çözüm ortaklarından veya servis/hizmet sağlayıcılardan kaynaklı kısacası …’dan kaynaklanmayan erişim ve aktivasyon problemlerinden …’nun sorumluluğunun bulunmadığı” kararlaştırılmış olup, davalının hizmetten yararlanamamasında davacının kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalının takip dosyasına yaptığı itirazın haksız olması ve alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile
Davalının …. İcra Müdürlüğünün 2018/9220 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
Asıl alacak miktarı tamamen ödeninceye kadar takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmasına,
Alacağa % 20 si olan 1.180,18-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 403,09-TL karar ilam harcının peşin alınan 100,78-TL den mahsubu ile eksik kalan 302,31-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yapılan dava açılış gideri: 141,88-TL, tebligat posta gideri: 96,20-TL, bilirkişi ücreti: 1.600,00-TL olmak üzere toplam: 1.838,08-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır