Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/378 E. 2019/301 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/378 Esas
KARAR NO : 2019/301
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2018
KARAR TARİHİ : 03/04/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … mh. … Caddesi No: … /İstanbul adresinde bulunan, … Büfe nin işletmecisi ve sahibi olduğunu, 2017 yılı kasım ayında, adının … olduğun bildiği bir şahısla, o aylarda işyerinde bazı ufak tefek tadilatları yaptırdığını, çok hızlı ve pratik çalışan …’ den memnun kalınca, bu kez, işyerinin tamamının tadilatını yapması için …’le anlaştığını ve 14.000,00- TL bedelli 4 adet çeki tadilat tadilat yapacağını söyleyen kişiye 1 er ay vadeli olmak özere güvenerek 4 adet 14.000,00- TL den toplamda 56.000,00-TL tutarına tekâbül eden çekleri tanzim ederek verdiğini, adı geçen şahsın çekleri aldıktan kısa bir süre sonra, işi aksatmaya , gelmemeye ve telefonlara çıkmamaya ve hiçbir iş yapmadığını, müvekkilin şikayet edeceğini söylemesi üzerine, telefon irtibatını tamamen kestiğini ve çekleri de iade etmediğini, bu sahıs tarafından dolandırıldığını anlayan müvekkilinin … Polis Merkezi Amirliğine 04.04.2018 tarihinde şikayetçi olduğunu, bilahare … Bankası Şubesinde … müşteri numaralı müşterisi olan müvekkilinin, bu bankaya ait 30.03.2018 vadeli ilk çekin, müvekkilinin bankayla yaptığı görüşmede … adlı lehtarın anılan çeki …, …, … adına ciro edildiğini, her ne kadar çekler arkasında 4 farklı| davalıya ait ciro olsa da, müvekkilinin bu cirantaları hic tanımadığını, aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını diğer seri numarası … numaralı çeklerin de piyasada el değiştirdiğini, bunun bir dolandırıclık çetesi olduğunu ve müvekkilini zarara uğratmak kastıyla bu işlemlerin yapıldığını banka yetkilisi tarafından da, teyit edilerek öğrendiğini belirterek, sonuç olarak, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin … Bankası … Şubesine ait … nolu. 30.03.2018 vadeli 14.000,00-TL bedelli. çek ile, aynı bankava ait. …, … nolu ve … çek numaralı çeklerden dolayı borcunun olmadığının tespiti ile 4 adet çekin iptaline karar verilmesini, İİK 72/2.maddesi gereğince, icra takibinin, tedbiren durdurulmasına, çeklerin işleme konu edilmesi, el değiştirmesinin önlenmesi konusunda ilgili bankaya bilgi verilmesini, yargılama giderleri ile, ücreti vekaletinde karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; menfi tespit davasına konu çek kambiyo vasfına haiz olduğunu, davacının iddialarının dinlenmesinin kabul edilemez olduğunu, dava dilekçesinde sözü edilen çeklerden yalnız birisinin kendisinde mevcut olduğunu, bu çeki iyi niyetli olarak diğer davalı … ‘ ten aralarındaki mevcut alacak ilişkisine dayanarak aldığını, diğer davalıları tanımadığını, davacı tarafça öne sürülen tüm iddiaların gerçek dışı ve kötü niyetli olarak ileri sürüldüğünü, tarafınca çek bankaya ibraz edildiğinde, karşılıksız olduğunu öğrendiğini, bu çekin kendisine ciro yolu ile ulaştığını, kendisinin iyiniyetli olduğunu kendisine yöneltilen davanın reddinin gerektiğini, TTK’nın 724.maddesı gereğince kambiyo senetlerinde “müteselsil borçluluk” esasının geçerli olduğunu, bu kural gerekince alacağını, borçlulardan herhangi birinden tahsil etme hakkı ve yetkisinin bulunduğunu, kambiyo senedinde imzası bulunan herkesin hamile karşı sorumlu olduğunu, davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kütü niyetle çeki iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerektiğini, çeki elinde bulunduran davalının yeni hamil, çeki edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü olmadığını, aksi halin kabulü kıymetli evrakın “mücercetlik” ilkesini ortadan kaldıracağını, davacının bahsettiği şekildeki ticari ilişkinin karşılığının alınmamış olmasının kendisi ile bir bağlantısı olmadığını, çekin hamiline düzenlenmiş bir çek olduğunu, davacı tarafın takibe konu çek ile ilgili olarak açık ve net bir iddiada dahi bulunamadığını, 14.000,00- TL bedelli 10.03.2018 bedelli çekin hamiline yazılı bir çek olduğunu, davacı iş bu çekle ilgili yazılı bir belge dahi sunamadığını, davacının, çeke dair menfi tespit davası açmış olmasına rağmen ilk önce bunu delilleriyle birlikte ortaya koyması yani borçlu olmadığını kanıtlamak zorunda olmakla birlikte, tarafına yöneltilen iş bu davanın temelden de yoksun olduğunu, davacı, takibe konu çekteki imzasını inkar etmediğini, imzasını da inkar etmeyen davacının, kendi imzası ile bağlı ve çekten dolayı sorumlu olduğunu belirterek, sonuç olarak; haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, kötü niyetli davacının % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkumiyetini. yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini olarak savunmuştur.
Dava dilekçesinde davalılardan …, … ve …’in adresi ve T.C Kimlik numaralı bildirilmemiş olduğundan HMK 119/2 Maddesi uyarınca davalıların adresin veya TC kimlik numarasını bildirmesi için 1 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde adres veya T.C Kimlik numaraları bildirilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtar edilmiş olmasına rağmen, davalıların tebligata elverişli adresleri bildirilmediğinden dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye gönderilememiştir.
Uyuşmazlık; bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davaya konu çeklerin bedelsiz kalıp kalmadığı, bedelsiz kalmış ise bedelsizlik iddiasının davalılara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği davalı …’ın çeklerin iktisabında kastı ve ağır kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu çeklerin ibraz edilip edilmediği, ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda …’a yazılan müzekkere cevabında; … ve … numaralı çeklerin bankaya ibraz edildiğine dair her hangi bir tespit olmadığı, … numaralı çekin 09/04/2018 tarihinde … şubesine … tarafından ibraz edilmiş olup, çek üzerinde karşılıksız şerh işlendiği, çekin hamiline her hangi bir ödeme yapılmadığını, … numaralı çekin 30/04/2018 tarihinde … şubesine … aracılığı ile ibraz edildiği, çek üzerine karşılıksız şerhi işlendiği bildirilmiştir.
Davaya konu çeklerden yalnızca … seri no.lu 30/03/2018 keşide tarihli 14.000,00-TL bedelli çekin davalı … tarafından bankaya ibraz edildiği, diğer çeklerden … no.lu çekte davalının lehtar ya da ciranta olmadığı, diğer çeklerde ise her hangi bir tespit yapılamadığı görülmüştür.
Dava konusu … seri no.lu çek incelendiğinde; keşidecisinin davacı … olduğu, çekin hamiline düzenlendiği, … tarafından cirolanarak önce …, …’den …, …’den de ciro yolu ile …’a temlik edildiği, davalı … tarafından bankaya ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının sunmuş olduğu dava dilekçesinde, davalılardan …, … ve …’in tebligata elverişli adresi bildirilmediği, davacı vekiline davalıların adresini bildirmesi için HMK 119/2 maddesi uyarınca 1 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı ihtar edildiği, verilen kesin süre içerisinde davalıların adresi bildirilmediğinden davalılardan …, … ve … yönünden açılan davanın HMK 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, davalı …’ın ibraz ettiği … seri no.lu 14.000,00-TL lik çekin davalı … ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden verildiğini, ancak lehtar …’in, kendi üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle senedin geçersiz olduğunu, davalılara ait ciroların haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığından, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
TTK nun 687. maddesi gereğince, keşideci borçlu, lehtara ve cirantalara karşı ileri sürebileceği şahsi defilerini, iyi niyetli hamile karşı ileri süremez. Somut olayda, keşideci olan davacı, her ne kadar lehtar …’in kendi üzerine düşen edimini yerine getirmediğini ve senetlerin geçersiz olduğunu belirtmiş ise de, bu şahsi def’i bonoyu temlik cirosu ile devralan alacaklı iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemez. Davalı …’ın, davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiği ya da iktisapta ağır bir kusur bulunduğu davacı tarafça ispatlanamadığından, davanın reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalılardan …, … ve … yönünden açılan davanın HMK 119/2 maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davalı … yönünden açılan davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 44,40-TL red harcının peşin alınan 239,09-TL den düşümü ile arta kalan 194,69-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır