Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/374 E. 2022/232 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/374 Esas
KARAR NO : 2022/232
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 21/03/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinin açılmış olduğu tarihte … Merkez … Bankası’nda güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, Davacının yıllar önce kurmuş olduğu …’nde … sicil numarasına kayıtlı … Vergi Dairesine kayıtlı 25.000.-TL sermayeli … Ticaret Limited Şirketindeki 22.500.-TLTik hissesinin 8.250.-TLlik kısmını davalı …’a …. Noterliğinin 29.12.2009 tarih ve … yevmiye nolu Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi ile devretmiş olduğu, davacının bu şirketin kapanışını 2011 yılında … Vergi Dairesine vermiş olduğu ve şirketin 2012 yılında kapatılmış olduğu, Daha sonra …’un … İcra Müdürlüğü’nün 2010/… E nolu dosyasında yer alan bonodan da anlaşılacağı üzere kambiyo senedine mahsus icra takibi yoluna başvurduğu, ancak bu bonoda asıl borçlunun … Şirketi olduğu, asıl alacaklının ise davacı … olarak göründüğü, ancak bononun düzenlendiği tarihte …’in şirket ortağı olduğu , dolayısıyla iş bu bonoda davacının kendini şirketten alacaklı gösterdiği ve … adına imzayı atmış olduğu, yani davacının kendi şirketinden alacaklı olduğu ama borçlu şirket yerine imzayı kendi atmış gibi gözüktüğü, bu durumun hukukun teamüllerine ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bononun şekil şartlarının gerçekleşmediği, Davacı, davalı tarafından içeriği doldurulan iş bu bonoya imza atarken bononun tamamen boş olduğu, herhangi bir miktarın yazılı olmadığı, sadece borçlu kısmında şirketin kaşesi olduğu, davalı tarafından bu kaşe üzerine ve bononun arka kısmına imzasının attırıldığı, davalının şirket ortaklığına girerken sermaye olarak vermiş olduğu kabullenilen paradan çok daha fazlasını … ve … …’in yatırmış olduğu ve şirket hesaplarından da çektiğinin ortaya çıkacağı , tüm bunlara rağmen davalı tarafından davacının boş bonoya imza attırarak kötü niyetli davranmış olduğu, davacıyı aynı bono da hem borçlu hem de alacaklı göstererek arkasına ciro attırdığı, davacı bu bono ve içeriğinin bilgisi haricinde doldurulduğunu beyan ettiği, davacının bu yüzden bonodan gelen borcu kabul etmediğinden icra takip dosyasına para yatırmamış olduğu, davalının banka hesaplarına yatan paranın davalı tarafından icra dosyasına 55.000.-TL olarak bildirildiği, davalının hesabına icra dosyasına kefil olan … … ve davacı … tarafından yatırılan paraların celbini talep ettikleri, her ne kadar davacı yatırmış olduğu paralardan ve bu zamana kadar herhangi bir itirazi işlem yapmadığından dolayı borçlu olduğunu kabullenmiş gibi bir intiba oluşmuş ise de böyle bir durumu kesinlikle kabul etmedikleri, iş bu dava ile ispatlamaya çalıştığı olduğunun iş bu icra takibine yönelik bir borcun olmadığı ve senedin düzenlenme şekline ve geçersizliğine dair olduğu, Davaya konu iş bu bononun şirket ticari defterlerine işlenip işlenmediğinin geçerliliğe haiz olması dolayısıyla önemli olduğu, Davacı ile davalının ortak olduğu dönemlerde yine davalı tarafından … ve … Bankasında çekilen birçok meblağ olduğu, bu paraların … Şubesinden davalı … tarafından o dönemlerde 93.000.-TL çekilmiş olduğu, yine ayni dönemde … Bankasından da çekilen paraların olduğu, bu miktarların şirket defterlerine işlenip işlenmediğinin bilinmediği, bu miktarların ne şekilde harcandığından davacının haberi olmadığı , Yapılan icra takibi sonrasında davalının hiçbir şekilde davacı ile uzlaşmaya yanaşmadığı, istenilen fahiş bedelin faizi ile birlikte 300.000.-TL yi geçmiş olduğu, dolayısıyla borcu ve faizini kabul etmedikleri itiraz ettikleri, davacının böyle bir borcu olmadığı, davalının bu sekiz senenin üzerine davacının evinde kıymet takdiri yaptırdığı, maaşına haciz koydurduğu, oysaki sürecin tamamen hukuksuz olduğu ve davacının böyle bir borcunun bulunmadığı , Diğer borçlu … adına bir işlem yapılmasına gerek görülmediği, çünkü bu şirkette 3 ortağın bulunduğu, üç ortaktan birisinin davacı …, diğer ortağında davalı … olduğu, tüm dosya ile birlikte şirketin ticari defterleri, icra dosyasının tümü, icraya konu bono, şirket adına yatırılan paraların kim tarafından ne kadar çekildiği, banka hesap hareketleri birlikte değerlendirildiğinde davanın kabul edileceğine inandıkları , Açıklanan nedenlerle … İcra Müdürlüğü, 2010/… E saylı dosyasındaki haksız ve hukuka aykırı düzenlenen bono nedeniyle gözüken borç miktarından dolayı borçlu olmadığının tespitine, bu süreç yüzünden … İcra Müdürlüğü, 2010/… E dosyasındaki davacıya ait gayri menkuldeki kıymet takdiri ve satış işlemlerinin iş bu dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddia etmiş olduğu hususların yasal dayanaktan yoksun ve somut delile dayanmadığı, dava dilekçesinde delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin usul ve kuralları çerçevesinde vakıayı ispata elverişli araçlar olmadığı, Kambiyo senetlerinin bir ödeme aracı olduğu, ve aynı zamanda sebepten mücerret olduğu, Kambiyo senetlerinin tamamında borcun konusu bir miktar paranın kayıtsız şartsız ödenmesi olduğu, burada ifade edilen kayıtsız şartsız olma özelliğinin mücerretliğe tekabül ettiği, böylelikle kambiyo senetlerinin sebebe ilişkin bir şartı ihtiva edemeyeceği, bu nedenle davacının beyanlarının kabulü ve davalıyı bağlamasının söz konusu olamayacağı, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olması sebebiyle %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı talep ettikleri, haksız açılan iş bu davanın reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE BİLİRKİŞİ RAPORLARI
Deliller; Dosya Mevcudu, Bilirkişi İncelemesi, … İcra Müdürlüğünün 2010/… esas sayılı dosyası.
Mahkememiz dosyasından 20/05/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda; … Vergi dairesi müdürlüğü tarafından gönderilen belgeler, dava dışı … Ltd. Şti. ne ait vergilendirmeye ilişkin belgeler olduğu,,
Davacı vekilince sunulan şirkete ait 3 adet defterden 2010 yılı Envanter defterinde yapılan incelemede, şirkete ait 2009 ve 2010 yılları Bilançosu kayıtlı olduğu görülmüş ve defterde dava konusu senede ait kayıtlar olmadığı tespit edilmiştir.
22/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda ; davacının borçlu olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda;
… İcra Müdürlüğü 2010/… E. Dosyasında davaya konu bono borcunun 110.000.-TL olduğu, faizi ile birlikte icra takibine konu borç miktarının 115.833,06.-TL olduğu,
Davacı … tarafından … İcra Müdürlüğü 2010/… E. Dosyasına yatırılan tutarlar olduğu, 10.06.2021 tarihi itibarıyla bakiye borç tutarının 150.650,52.-TL olduğu, 29.01.2021 tarihinde yatırılan yeni tutarlar neticesinde 18.12.2020 rapor tarihi itibarı ile borç tutarı 24.592,09-TL olarak tespit edilmiştir.
12/08/2021 tarihinde ATK’dan rapor alınmış olup, raporda; İnceleme konusu senetteki ön yüz yazıları ile …’in mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı tespit edildiği belirtilmiştir.
GEREKÇE
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; … İcra Müdürlüğü’nün 2010/… esas sayılı dosyasına konu bonodan dolayı menfi tespit davasıdır. İcra takip dosyası kesinleştikten yaklaşık 8 yıl sonra, cebri icra işlemleri ve bu işlemlerden kaynaklı davaları müteakip huzurdaki dava ikame edilmiştir. Takip ve dava konusu davacının yetkilisi olduğu … Ltd.Şti tarafından şirket kaşesi üzerine davacı tarafından imzalanarak, davacı lehdar olarak gösterilen ve davacı tarafından ciro edilerek davalıya teslim edilen 01.10.2010 tarihli ve 110.000,00 TL meblağlı bonodaki keşideci davacının şirket kaşesi üzerine attığı imzaya ve senedin arkasındaki ciro imzasına davacı takip borçlusunun herhangi bir itirazı bulunmadığından, salt bono ön yüzündeki yazı ve rakamların davacı eli ürünü olmadığına dair ATK raporu davacının ciranta sıfatıyla bono bedeline ilişkin sorumluluğuna halel getirmez. Davacının yetkilisi olduğu … Ltd.Şti ayrı bir tüzel kişilik ve davacı da aynı zaman da şirketten bağımsız gerçek bir şahıs olduğundan şirketı adına kendini lehdar göstermek suretiyle düzenlediği bononda alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğinden bahsedilemez. Kaldı ki kıymetli evrakta alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi nedeniyle hükümsüzlük iddiası 3.şahıslara karşı ileri sürülemez. Bono TTK’ nda düzenlenen kıymetli evrak hükmünden yazılı bir belge olup, belgeden kaynaklı hakkın doğmadığı veya ortadan kaldırıldığına ilişkin iddiaların da yazılı delille ispatı zorunludur. Bononun boş olarak imzalanarak teslim edildiği ve sonradan aradaki anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği de iddia edilmiş ise de, bu iddianıın davalı tarafından kabul edilmemesi, bononun bedelinin nakden ahzolunduğunun bonoda yazılı olması, davacının bu yöndeki iddiasının aynı nitelikte yazılı delille ispatlanamamış olması ve TTK.680 maddesi gereği bononunu lehdarı olan davalıya bu karşı bu itirazın ileri sürülemeyecek olması dikkate alınarak davacı iddiaları ispatlanamadığından davanın reddine, davacının dava açmakta kötü niyetli olduğu sabit görülmediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Koşulları sabit görülmediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.878,53 TL’den mahsubu ile artan 1.797,83 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 14.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Davalı tarafından yapılan 24,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, kalan delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır